30 yaşındayım ve yine kariyer basamaklarının başındayım

İş yerindeki terfileri ve yıllarca sıkı çalışarak nihayet bir ev parası biriktirmeleri hakkında konuşan diğer kişileri dinlerken onların tabaklarındaki patatesleri tırtıklamak, yeni gerçekliğim oldu

(Unsplash)

Bugün işteki ilk günüm. Sabırlı bir erkek bana mektup damgalama makinesinin nasıl kullanılacağını açıklarken boş boş gülümsüyorum, kafamın içinde çığlıklarla yankılanan "Bunu nasıl yapacağını zaten bilmelisin" sesinden onu duyamıyorum. Çünkü ben Topshop marka, üzerinde hala etiketi duran bir blazer ceket giyen taze yüzlü bir üniversite mezunu değilim. Ben 8 yıllık iş tecrübesi olan ve staja yeni başlayan 30 yaşında bir kadınım.

Hayatımın bu aşamasında kariyer değiştirmek cesurca bir hamleydi. Hızla sona erecek bir Amerika vizesi ve başarısız bir yeşil kart evliliği deneyimiyle Brooklyn'deki dairemde otururken, yirmili yaşlarımı neden kariyer basamaklarını tırmanarak geçirmek yerine güzel parti arayışında harcadığımı düşünüyordum; sırf gerçekten istediğime başvurmaya cesaret edemediğim için neden 7 yılımı üniversiteden hemen sonra kucağına düştüğüm bir işte geçirdiğimi düşündüm. Hayatım paramparça olmuşken, kariyerimi ciddiye alma zamanının artık geldiğine karar verdim.

Yayıncılık sektörüne girmeye yönelik, yıllardır süren yarım yamalak girişimlerim sırasında geleneksel yolun işe yaramayacağını öğrenmiştim. Üniversitede pek çok kere duyduğumun aksine, sözümona aktarılabilir becerilerim aktarılamıyordu. Arzuladığım sektör, hayal gücünden saçma derecede yoksundu ve iş ilanlarının tüm gereksinimlerini açıkça karşılayabilmeme rağmen, yayıncılıkta yüksek lisans derecem olmadan hiçbir yere varamıyordum.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Tecrübelerime uygun olanlar bir yana, giriş seviyesindeki bir işe bile giremedim. Ben de yaratıcılığımı konuşturdum. Bağımsız ve daha önce ilişki kurmadığım yayınevlerine e-postalar göndermeye başladım ve iki hafta içinde önceki maaşımın üçte biri ücretle Londra'da staj teklifi aldım.

22 yaşındayken bu meblağ bir servetti. Bir arkadaş grubunda azıcık para kazanan mimarlarla çevriliyken zengindim. Zorlanan arkadaşlarıma içkiler ısmarlayarak ve kiranın büyük kısmını ödeyerek göreceli servetimi cömertçe harcadım. Ve şimdi bu noktada 30'umdaydım, aynı kişilerden bardakta bira dileniyordum.

Başlangıç seviyesindeki maaşım, 30 yaş zevklerimi finanse edemiyordu. Artık küçük tabakları ve zevkli ışıklandırmaları olan bir restoranda yemek yiyemeyecektim, gecenin üçünde kendimi Londra'nın diğer ucunda bulduğumda artık Uber'e atlayamayacaktım. Hayır, artık bu mesafe benim için iki gece otobüsü ve 20 dakikalık bir yürüyüş anlamına geliyordu. İş yerindeki terfileri ve yıllarca sıkı çalışarak nihayet bir ev parası biriktirmeleri hakkında konuşan diğer kişileri dinlerken onların tabaklarındaki patatesleri tırtıklamak, yeni gerçekliğim oldu. 

Ve yine de görünüşe göre yalnız değilim. Kovid pandemisi sayesinde, her zamankinden daha fazla kişi kariyerini elden geçirmeyi düşünüyor. Ancak Britanyalıların işgücünün yüzde 60'ı yeni bir beceri edinmek veya yeni bir departmana geçmek isterken, sadece 10'da biri sektörünü tamamen değiştirmeyi değerlendiriyordu. Ve bunların yüzde 46'sı, ana motivasyon kaynağının maaş artışı olduğunu belirtti. Açıkçası benimki bu değildi.

Benim için bu, pandemiden daha derinlerde yatıyordu. İşle ilgili anlatı, en azından benim tecrübelerime göre, herkesin ondan nefret etmesi üzerineydi. İşinden nefret etmek normaldi. Ama merak etmeye başladım: Buna gerek var mıydı? Neden kendimi halihazırda okun yaydan çıktığına ikna etmiştim? Mezuniyetten sonra yaptığım kariyer seçiminin sonuncusu olacağını neden düşünmüştüm ki?

Eğitim toplantılarına 22 yaşındakilerden oluşan bir grupla katılmak biraz uygunsuz kaçsa da, bu yaşta yeni bir kariyere başlamanın faydaları olduğunu keşfettim. İşyerinde kendimi savunmaktan veya beni es geçebilecekleri bir proje için gönüllü olmaktan korkmuyorum. Toplantılarda açıkça konuşuyorum, sektörde altı ay geçirmem bu konularda fikir sahibi olmamam gerektiğini düşündürse de görüşlerim var. Stres yönetimim eskisine kıyasla çok daha iyi. Fransa'ya gümrük formu olmaksızın bir yığın kitap gönderdim mi (teşekkürler Brexit)? Muhtemelen. Bunu bir kereden fazla mı yaptım? Elbette. Ama bu dünyanın sonu muydu? Hayır değildi.

İşle ilgili, 23 yaşında tuvalette ağlamama sebep olabilecek açmazlara düşünce şimdi sadece çevrede tempolu bir yürüyüşe çıkıyorum ve ardından masama geri oturup işime devam ediyorum. Ve kariyer gelişimimde çevremdeki herkese kıyasla geride kalsam da nihayetinde başarıya ulaşacağımı biliyorum, sadece bu benim için biraz daha uzun sürecek.

Sabah işe giderken heyecanlanmayı hiçbir meblağa değişmem. Oraya varmak için iki otobüse binmem gerekse bile.



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Deniz Sutaş

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU