Sağlık örgütleri ve hekimler Van'da buluştu: Sağlık emekçileri değersizleştiriliyor, hekim göçü sürüyor

TTB Merkez Konseyi Başkanı Fincancı, sağlık emekçilerinin değersizleştirildiğini söylerken, Van-Hakkari Tabipler Odası Başkanı Yaviç, sağlık politikalarında süregelen yanlış politikaların sağlık sistemini önemli sorunlarla yüz yüze bıraktığını savundu

Türk Tabipler Birliği, "Beyaz Buluşma" etkinlikleri kapsamında Van'da "Demokrasi olmazsa sağlık olmaz" temalı forum düzenledi / Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

Türk Tabipler Birliği'nin (TTB) "Beyaz Buluşma" etkinlikleri devam ediyor. Her hafta farklı kentlerde değişik konu başlıklarıyla düzenlenen buluşmaların bu seferki adresi Van oldu.    

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, TTB Merkez Konseyi Eski Başkanı Sinan Adıyaman, Merkez Konsey üyeleri; Ankara, Diyarbakır, Muğla, Batman, Mardin, Muş, Bitlis ve Urfa Tabip Odaları ile çok sayıda hekim, eylem ve etkinlik yasaklarının altıncı yılına girdiği kentte buluştu. 

Sağlık emekçileri, Van-Hakkari Tabip Odası önünde yaptıkları açıklamada kentte devam eden eylem ve etkinlik yasaklarını ve 8 Şubat 2022'de Van'da iş bırakan sağlık emekçilerinin düzenlediği basın açıklamasına yapılan polis müdahalesini ve sağlık emekçilerinin göz altına alınmasını hatırlattı.

TTB ve oda temsilcileri adına basın açıklamasını okuyan Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç, iktidarın izlediği sağlık politikasının yanlış olduğunu ve bu yüzden kaybedeceklerini belirtti. 
 

1
TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı; Ankara, Diyarbakır, Muğla, Batman, Mardin, Muş, Bitlis ve Urfa Tabip Odaları, Van-Hakkari Tabip Odası önünde basın açıklaması yaptı / Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

 


Fincancı: 2021 yılında 1405 sağlık emekçisi ülkeyi terk etti

Yapılan basın açıklamasının ardından kentteki bir otelde "Demokrasi olmadan sağlık olmaz" temasıyla forum düzenlendi.  

TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, basına kapalı yapılan forumdan önce sağlık çalışanlarına dönük devam eden tartışmalara ilişkin Independent Türkçe'ye bir dizi değerlendirmede bulundu.

Sağlık emekçilerinin ülkeden göç ettiğini hatırlatan Fincancı, emekçilerin değersizleştirilmesinden dolayı bu göçlerin yaşandığını savundu:

2021 yılında 1405 sağlık emekçisi ülkeyi terk etti. Bu sayı ocak ayında 197, Şubat ayında 156 olarak devam etti. Sağlık emekçileri, kendilerinin değersizleştirildiği bir sistemde yer almak istemiyor. Son dönemler, hekim ve emekçinin değersizleştirdiği bir süreç oldu. Bu değersizleştirmeyle beraber şiddet daha çok arttı. Hekimler dayanamaz oldu artık. Ne yazık ki iktidar şiddete karşı adımlar atmıyor. Çalışma koşulları çok ağır, çalışma ortamları ise güvenli değil. Bu koşullarda çalışmak yerine memleketlerini terk edip başka ülkelere gitmeyi tercih ediyorlar. 
 

3
TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı / Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

 

"Sadece hukuki değişiklerle olmaz; şiddet iklimi sona ermeli"

Sağlık Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı'nın sağlıkta şiddetin önüne geçmek için üzerinde çalıştıkları yasal düzenlemeye değinen Fincancı, bunun sadece hukuki değişikliklerle mümkün olmayacağını belirtiyor:

Ülkedeki şiddet ikliminin sona erdirilmesi lazım. Bunu doğuran da iktidarın kendinden farklı düşünenleri düşmanlaştırma tavrıdır. Bu aslında bir şiddet dili. İktidar, şiddet dilini kullandığında toplumda da karşılığını buluyor. Şiddetin hiçbir türünü önlemeye dönük adımlar atılmıyor. Çalışma alanlarının güvenli olmasına gayret gösterilmiyor. Tabii ki yasa önemli ama tek başına yetmez. 

 
Kamu hastanelerinden özel hastanelere geçişler sürüyor 

Son dönemlerde hekimlerin kamu hastanelerinden özel hastanelere yaptıkları geçiş hakkında konuşan Fincancı, bunun kamusal sağlık erişimini engelleyeceğini öne sürdü:

Emekçiler yurt dışına gitmenin yanı sıra, kamu hastanelerinden özel hastanelere geçiş yapıyorlar. Çünkü şiddetin görece az olduğu, iş yükünün daha sınırlı olduğu bu yerleri daha iyi çalışma koşulları var diye tercih ediyorlar. Ancak orada da güvencesizler ve sömürülüyorlar. Yurt dışına çıkmalarına bu da eklenince insanların kamusal sağlık erişimi daha çok engellenmiş oluyor. 


Van-Hakkari Tabipler Odası Başkanı Yaviç: Demokrasi olmadan iyi bir sağlık sisteminden bahsedemeyiz 

Buluşmaya ev sahipliği yapan Van-Hakkari Tabipler Odası Başkanı Hüseyin Yaviç, yaptığı açıklamada söz konusu buluşmanın Van-Hakkari Tabipler Odası ile bir dayanışma olduğunu dile getirdi.
 

2
Van-Hakkari Tabip Odası Başkanı Hüseyin Yaviç / Fotoğraf: Şenol Balı-Independent Türkçe

 

Demokrasi olmadan iyi bir sağlık sisteminden bahsedilmeyeceğinin altını çizen Yaviç, "Toplumda demokrasi egemen değilse, iyi bir sağlık sisteminden bahsetmek mümkün olmaz. Sağlığı sadece bedenen değil ruhsal, psikolojik ve hatta siyasal olarak düşünmek gerekir. Demokratik temayüller yerine gelmeyince toplumsal hayatımızın her anında sorunlar yaşayabiliyoruz. Sağlık da bu alanlardan biri" diye konuştu. 


"Yurt dışına gitmek için belge başvurusunda bulunan hekimlerin sayısı artıyor"

Yaviç, sağlık politikalarında birtakım hataların yapıldığını ve bu hatalar sonucu yurt dışına gitmek için odaya belge başvurusu yapan hekim sayısında artışın devam ettiğini söyledi.

"Türk Tabipler Birliği'ne yönelik son dönemlerde bir tehdit dili geliştiriliyor" diye konuşan Yaviç, ayrıca sağlık politikalarında ciddi hatalar yapıldığını savundu:

Sağlık sistemi, sağlık çalışanlarının ciddi sorunlarla boğuştuğu bir hale eviriliyor. Sağlıkta şiddet, ekonomik nedenler, çalışma koşullarının iyileştirilmemesi hekimleri ve sağlık çalışanlarını yurt dışına göç etmeye zorluyor. Tabipler Birliği'ne başvurup iyi hal belgesi almak ve isteyen insan sayısında büyük artış var. Bu ülkemizin sağlık politikaları açısından önemli bir sorun. Çünkü kişi başına düşen sağlık çalışanı sayısı oldukça az. Bu yönüyle dünya standartlarının çok gerisindeyiz. Bu göçün ciddiyetle ele alınması lazım. Bu gidişlere sebep olan şartların ortadan kaldırılması lazım. 


"Hekimleri hedef alan, sağlıkçılara olan şiddeti körükleyen dil bırakılmalı"

Sorunun çözümüne dönük adımlar atılması ve acil olarak yasal adımların da atılması gerektiğini ifade eden Yaviç, "Hekimleri hedef alan, sağlıkçılara olan şiddeti körükleyen dil bırakılmalı" dedi.

"Sağlıkta şiddet yasasının caydırıcı olabileceğini savunuyoruz. Acilen yasallaşması lazım" şeklinde konuşan Yaviç, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yasal düzenlemelerinin yanı sıra, iktidar söylemlerinin değişmesi lazım. Sayın Cumhurbaşkanı'nın 'giderlerse gitsin' yönündeki açıklaması veya MHP lideri sayın Devlet Bahçeli'nin bu konudaki açıklamaları, söz konusu şiddetin artmasına yol açabiliyor.  


Muğla Tabipler Odası Başkanı Şahin: Sağlıkta dönüşüm politikasının uygulandığı son yıllarda sağlık sistemi çökertildi

Van'daki buluşmaya katılan odalardan biri olan Muğla Tabipler Odası Başkanı Cafer Şahin de son yıllarda sağlık sisteminde köklü sorunlar yaşandığını savundu.  

Şahin, "Sağlıkta dönüşüm politikasının uygulandığı son yıllarda sağlık sistemi çökertildi. Bunun ayakları var. İnsanlar hizmet verdiği ortamda güvenli ortamda çalışmak isterler, bu birinci ayak. İkincisi, sağlık emekçileri emeklerinin karşılığını almak istiyorlar. Üçüncü ise, yarınından emin olmak istiyorlar. Hekim şiddete maruz kalıyor, hekim geçinemiyor ve hekim yarınını görmüyor. Böyle olunca başka ülkelere gitmesi normal. Şartlar böyle devam ederse göç sürecek" diye konuştu. 


"Muğla'da sokağa çıkabiliyorken Van'da neden çıkamıyoruz?"

Van'da süren yasaklar hakkında konuşan Şahin, şunları söyledi:

Şahin, "Demokratik ortamda yaşamanın gereği insanın kendinin ifade etmenin koşulları oluşturulması lazım. İnsanlar örgütlenebilmeli, fikir ve düşüncelerini kamoyu ile paylaşabilmeli. Bunu yapamadığınızda demokrasiden bahsedemezsiniz. Burada uygulanan yasaklar tüm alanı etkiliyor ve biz Muğla'dan bile buna üzülüyoruz. Muğla'da neden sokağa çıkabiliyoruz da Van'da bunu yapamıyoruz. Van'ın özelliği ne? Yasaklamalarla bir yere varılmaz" ifadelerini kullandı.
 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU