Süreç Komisyonunun 5. toplantısı tamamladı, Kurtulmuş'tan İYİ Partili vekile 'provakatör' eleştirisi

Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, beşinci kez TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında TBMM Tören Salonu’nda toplandı

TBMM’de oluşturulan Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında beşinci kez toplandı. Kurtulmuş, İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Aslan'ın sosyal medya hesabından DEM Parti'ye ilişkin yaptığı paylaşımları isim vermeden eleştirdi. Kurtulmuş, "Bu Komisyonda hiçbir şekilde konuşulmamış, Komisyonun kurulmasından önceki süreçlerde dahi gündeme gelmemiş, Komisyonun hiçbir anında Komisyon üyeleri tarafından paylaşılmamış bazı konuları hem de gizli oturumlarda konuşulmuş gibi ortaya koymak en hafif tabiriyle açık bir provokatörlüktür. Bu tür provokasyon içerisinde olacak çevrelere karşı da komisyondaki 51 üyemizin hepsi ortak bir kararlılık içerisindedir" dedi.

Toplantının açılışında konuşan Numan Kurtulmuş, bugün ilk oturumda Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri'nin dinleneceğini söyledi. Kurtulmuş, dün itibarıyla toplumun farklı kesimlerini dinlemeye, onların sürece ilişkin katkılarını almaya başladıklarını belirterek, "Dün şehit ailelerimizle, gazilerimizle ve onların yakınlarıyla başladığımız görüşmelerimize Diyarbakır Anneleriyle devam ettik. Bugün bu ilk oturumda Cumartesi Annelerini ve Barış Annelerini dinleyerek oturumumuzu sürdüreceğiz" dedi.

"Bu acılardan birinin diğerinin önüne geçirmek gibi herhangi bir tavrın içerisinde olmamalıyız"

Türkiye'nin 40 yılı aşkın bir süredir devam eden bu süreçte yaşadıkları acıların ortak acılar olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, "Bu acıları yarıştırmak, bu acılardan birinin diğerinin önüne geçirmek gibi herhangi bir tavrın içerisinde olmamak gerektiği kanaatindeyim. Esas mesele geçmişte yaşadıklarımızı karıştırmak, kurcalamak ve bunlar üzerinden yeni tartışmaları ortaya koymak değil. Tam tersine geçmişte yaşadıklarımızı bir daha yaşamamak üzere siyaset kurumu olarak tedbirlerimizi almak ve yolumuza esenlik, huzur, Komisyonumuzun adında da yer aldığı gibi kardeşlik ve demokrasi içerisinde yürümektir" diye konuştu.

Kurtulmuş, amaçlarının bütün bu görüşmelerle birlikte geçmişin tartışmalarını tekrar etmek olmadığına dikkati çekerek, "Ortak geleceği kurabilmek için kararlılığımızı artırmaktır. Bu iki hususu acılarımızı yarıştırmamak ve geçmişteki olanları bugüne taşımamak gerektiğinin altını çizerek bu toplantılara başlamamızı önemli görüyorum" dedi.

"Provokasyon içerisinde olacak çevrelere karşı da komisyondaki 51 üyemizin hepsi ortak bir kararlılık içerisindedir"

Komisyon gündemine geçmeden önce dün yaşanılan bazı olaylara ilişkin görüşlerini ifade eden Kurtulmuş, İYİ Parti Ankara Milletvekili Yüksel Aslan'ın sosyal medya hesabından DEM Parti'ye ilişkin yaptığı paylaşımları isim vermeden eleştirdi.

Bu sürecin bir an evvel bütün 86 milyonun ortak faydasını olacak şekilde bitirilmesini isteyen, samimiyetle, iyi niyetle bir araya gelen, çözüm üretmek için gayret sarf edenler olduğu gibi, sayıca çok az olsalar da bu süreci zehirlemek isteyen bazı gruplarında varlığını biliyoruz. Bunu dün bir uyarı olarak ortaya koymuştuk. Ne yazık ki dünkü 1-2 gelişme bu uyarımızda ne kadar haklı olduğumuzu ortaya koydu. Bu Komisyonda hiçbir şekilde konuşulmamış, Komisyonun kurulmasından önceki süreçlerde dahi gündeme gelmemiş, Komisyonun hiçbir anında Komisyon üyeleri tarafından paylaşılmamış bazı konuları hem de gizli oturumlarda konuşulmuş gibi ortaya koymak en hafif tabiriyle açık bir provokatörlüktür. Bu tür provokasyon içerisinde olacak çevrelere karşı da komisyondaki 51 üyemizin hepsi ortak bir kararlılık içerisindedir. Müsaadenizle bu kararlılığımızı sizlerin adına buradan bir kere daha ifade etmek istiyorum. Mesele gerçekten bu milleti bir daha yaşadığı bu acıları yaşamayacak bir şekilde barış içerisinde, huzur içerisinde, gerçekten yüksek demokrasi standartları içerisinde adaletle yarınlara taşımaktır. Bunun için de bu komisyon üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmektedir.

Kurtulmuş'tan 11 siyasi partiyi temsil eden Komisyon üyelerine teşekkür

Türkiye'de 11 siyasi partiyi temsil eden 51 kişiden oluşan Komisyon şimdiye kadarki süreçte büyük bir olgunluk içerisinde olduğunu ifade ederek teşekkür ve takdirlerini sunan Kurtulmuş, "Herkes farklı fikirlerini çok net bir şekilde söyleyerek ama sonuçta hepimiz ortak hedefe hizmet ederek yani barışa, esenliğe, huzura hizmet ederek Komisyon çalışmalarını bugüne kadar getirdik. Komisyon çalışmalarını en kısa zamanda tamamlayarak da millete karşı olan ödevimizi başarıyla yarına getirmeyi ümit ve temenni ediyorum" dedi.

Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri toplantıda konuştu

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun toplantısında, "Cumartesi Anneleri" ve "Barış Anneleri" talep ve görüşlerini dile getirdi.

"Cumartesi Anneleri"nden İkbal Eren Yarıcı, toplantıda ağabeyi Hayrettin Eren için konuştu. Yarıcı, yaşam hakkı elinden alınan ağabeyi Eren ve tüm gözaltında kaybedilenler için adaletin sağlanması ve akıbetlerinin açıklanmasının sağlanması için komisyon toplantısına katıldığını söyledi.

Ağabeyi Eren'in 21 Kasım 1980 tarihinde arkadaşı ile buluşmak için Saraçhane'ye gittiğinde polis tarafından gözaltına alındığını ve ona ulaşamadıklarını belirten Yarıcı, ağabeyini bulmak için birçok yere başvurduklarını, ulaşamayınca mücadelelerini basın açıklamalarıyla Galatasaray Meydanı'nda sürdürdüklerini ifade etti.

Yarıcı, şöyle konuştu:

Komisyon olarak Cumartesi Anneleri ile görüşme isteğinde bulunmanızı hem biz kayıp yakınları hem de ülke demokrasisi açısından önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bu komisyonun çözüm odaklı ve samimi olduğuna inanmak istiyorum. Şayet, hep birlikte gerçekten demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak, bu yaraların iyileştirilmesi gerekir. Bunun için de bilimsel yollarla ilerlenecek, hakikatleri ortaya çıkartacak, doğru çözümler üretecek içinde bizim de yer alacağımız bir komisyonun kurulması gerektiğini düşünüyorum.

"Cumartesi Anneleri"nden Maside Ocak Kışlakçı, ağabeyi Hasan Ocak'ın yıllar önce gözaltına alındığını, ilgili tüm kurumlara başvurduklarını, 58 gün sonra Adli Tıp Kurumu'nda ağabeyine yapılan işkence izlerinin bulunduğu cansız bedenine ait fotoğraflara ulaştıklarını anımsattı.

Kışlakçı, cezasızlığa son verecek düzenlemeler için bu komisyonda gerekli adımların atılmasını istediklerini söyledi.

Besna Tosun ise babası Fehmi Tosun'un 19 Ekim 1995'te Avcılar'daki evlerinin önünde beyaz bir araçla kaçırıldığını ağlayarak anlattı.

Tosun, "Babam zorla kaybedildiğinde 35 yaşındaydı, ben 11 yaşındaydım. Bugün 30 yıldır babasına mezar arayan bir evlat olarak buradayım" dedi.

Besna Tosun, aile olarak yıllardır bütün resmi makamlara başvurduklarını ancak ne babası Fehmi Tosun'dan ne de aynı gün kaçırılan babasının arkadaşı Hüseyin Aydemir'den haber alamadıklarını anlatarak, şunları kaydetti:

Gözaltında kaybetmeler başta olmak üzere insanlığa karşı suçlar zaman aşımına uğratılamaz. Failler yargı önüne çıkarılmalı. Yalnızca mağdurların adalet talebini karşılamakla kalmaz. Aynı zamanda toplumsal güveni yeniden tesis eder. Geride kalanlar için adil onarım. Yaşanan kayıplar ve travmalar için onarıcı politikalar hayata geçirilmelidir. Kamusal ödül, anma alanları, hatırlama mekanları bu sürecin birer parçası olmalıdır. Galatasaray Meydanı gibi. Kurumsal reform. Hak ihlallerine zemin hazırlayan ve suistimallere göz yuman güvenlik, yargı ve idari yapılar yeniden yapılandırılmalıdır. Demokratik denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir. Toplumsal diyalog ve katılım. Barış süreci toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde yürütülmelidir. Şiddete maruz kalanlar, kadınlar, sivil toplum, yerel inisiyatifler bu sürecin aktif özgürlüğü haline getirilmelidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin kararları uygulanmalı. Galatasaray Meydanı'ndaki keyfi yasaklara son verilmeli. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun alt komisyonu olarak gözaltında kayıpları araştırmak üzere Hakikat Komisyonu kurulmalı. Bütün kayıp yakınları dinlenmeli. Devlet gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etmeli, resmi özür dilemeli. Gözaltında kaybedilenlerin akıbetleri açıklanmalı. Onlardan geriye kalanlar ailelerine uygun bir şekilde teslim edilmeli. Gözaltında kaybetme suçunun fail ve politik sorumlularını koruyan cezasızlığa son verilmeli, adalet sağlanmalı.Türkiye'yi imzalamaktan kaçındığı Birleşmiş Milletler, bütün kişilerini zorla kaybedilmeden korunmasına dair sözleşme ile Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran Roma statüsünü imzalamalı, onaylamalı, uygulamalı. Burada kısa bir not düşmek istiyorum.

"Gencecik evlatlarımız değil de silahları toprağa gömelim"

9 Temmuz 2000 yılında ölen Nesrin Teke'nin annesi "Diyarbakır Barış Anneleri"nden Nezahat Teke ise "Analar ağlamasın, silahlar sussun, evlatlarımız ölmesin. Bunu söylerken sadece Kürt anneleri için demedik. Hem Türk ve Kürt anneleri için söyledik. Çünkü anne annedir" dedi.

"Barış Anneleri"nin yıllardır aynı talepleri dile getirdiğini aktaran Teke, "Yirmi beş yıldır hep söyledik, analar ağlamasın, silahlar sussun, evlatlarımız ölmesin. Bunu sadece Kürt anneleri için demedik, Türk anneleri için de dedik. Çünkü anne annedir, acının dili yoktur" ifadelerini kullandı.

Kendi kızının 19 yaşında yaşamını yitirdiğini anlatan Teke, "Kızım kendini yakarak tecridi protesto etti. O günden beri kızımın yanan saçının kokusu hala burnumda. Biliyorum, barış gelse kızım geri dönmeyecek. Ama söz verdim, başka analar ağlamasın diye mücadele edeceğim" diye konuştu.

Annelerin talebinin yıllardır aynı olduğunu vurgulayan Teke, "Bu acılara son vermeniz gerekiyor. Bu savaş ne zamana kadar sürecek? 50 yıldır sürüyor. Hani isterse savaş deyin, isterse çatışma deyin, ne derseniz deyin. Ama sonlanması gerekiyor" dedi.

Cezaevlerinde hasta tutuklular bulunduğunu da anımsatan Teke, "Ölüme karşıyız. İnsanlar ölmesin. İnsanın dini, dili, ırkı, kimliği ne olursa olsun. Benim için insan insandır. Buna karşı durmamız gerekiyor. Çözüm için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapalım. Taşın altına koymaksa elimizi değil, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız" ifadelerini kullandı.

"Barış Annesi" olarak bilinen Türkiye Bozkurt, barış için hep mücadele ettiklerini söyledi. Savaş ve barışı annelerden sormak gerektiğini kaydeden Bozkurt, "Patlayan mermiler annenin ciğerine geliyor. Biz kitaplarda okumadık, yaşadık. Biz 4 bin köyün yakılmasını, faili meçhulleri gördük. Biz gözyaşlarımızı tutamadık" dedi.

Bozkurt, cezaevi koşullarının iyileştirilmesi ile hasta tutuklu ve hükümlerinin tahliye edilmesini istedi.

"Barış Annesi" Rebia Kıran, bu süreci desteklerini aktardı. Kıran, "Barış bir suç değil. Altın tahttır. Bu Meclis, bu altın tahta sahip çıkarsa Türkiye gülistanlık olur" dedi.

Adalet istediklerini belirten Kıran, "Kürt-Türk birlik olsa bütün dünya ayağımıza gelir. Türkiye kimsenin ayağına gitmez" ifadesini kullandı.

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 5. toplantısını tamamladı

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Meclis’te düzenlenen Komisyon toplantısının açılışında konuştu.

Kurtulmuş, 40 yılı aşkın süredir yaşanan acıların herkesin ortak acısı olduğuna dikkat çekerek, bu acıların tekrar yaşanmaması için siyaset kurumunun kardeşlik ve demokrasi içerisinde hareket ederek gerekli adımları atması gerektiğini vurguladı.

"Süreci zehirlemek isteyen gruplar var"

Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye sürecinin 86 milyonun ortak faydasına olacak şekilde bir an evvel sonuçlandırılması için çalışanlar bulunduğunu, ancak süreci zehirlemek isteyen az sayıda grubun da olduğunu ifade etti.

Komisyon çalışmalarını sekteye uğratabilecek girişimlere karşı, komisyondaki 51 üyenin ortak bir kararlılık sergilediğini belirten Kurtulmuş, “Komisyonda hiçbir şekilde konuşulmamış sözleri, gizli oturumlarda dile getirilmiş gibi ortaya koymak en hafif tabirle açık bir provokatörlüktür.” dedi.

Sivil toplum temsilcileri dinlendi

TBMM Tören Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıda, Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, İnsan Hakları Derneği (İHD), Mazlum-Der, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı ve İHH İnsani Yardım Vakfı temsilcileri dinlendi.

Komisyonun gündemi

Komisyon, 6. toplantısını 27 Ağustos saat 11.00’de gerçekleştirecek. Bu toplantıda, önceki dönem TBMM Başkanları Hikmet Çetin, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım ve Mustafa Şentop sürece ilişkin görüş ve önerilerini aktaracak.

Komisyonun 7. toplantısı ise 28 Ağustos Perşembe günü saat 14.00’te yapılacak. Bu toplantıda Türkiye Barolar Birliği dinlenecek.

Independent Türkçe, AA, ANKA

DAHA FAZLA HABER OKU