Orta Asya'da buruk Nevruz

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Orta Asya ülkelerinde Nevruz Bayramı her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanıyor / Fotoğraf: AA

Hicri-şemsi takviminde yılın ilk gününü oluşturan Nevruz, Afganistan, İran ve tüm Orta Asya'da kutlanan en güzel bayramlardan biridir.

En güzelidir, zira uzun bir kıştan sonra çiçeklerin ve ağaçların tomurcuklandığı yeni bir doğuşu, yeni bir başlangıcı haber verir.

Doğanın rengi griden yeşile dönerken parklar, bahçeler ve çiçekler sarıdan kırmızıya, pembeden mora kadar binbir çeşit renge bürünür.

Doğadaki bu renk cümbüşü ve canlanış, insanları da umutlandırır ve harekete geçirir. 
 

n.jpg
Özbekistan'da Nevruz kutlamalarından bir kare

 

Maalesef bu yıl Orta Asya'da Nevruz, çok buruk ve sönük geçiyor. Bunun da nedeni, Afganistan'dan İran'a, Türkmenistan'dan Kazakistan'a tüm bölgeyi kapsayan karamsar hava.

Geçen yaz Afganistan'da iktidara geri dönen Taliban, kendisine "karanlık terör örgütü" diyenleri haklı çıkarırcasına Nevruz'un veya Nevruz kutlama adetinin İslam'a aykırı olduğunu ve Nevruz'u kutlamayacaklarını açıklarken, ağır bir baskı ve ekonomik sefalet havasının hakim olduğu Orta Asya'da insanlarda bir bayramı ağız tadıyla kutlayacak keyif kalmadı. 

Zira Rusya'ya uygulanan ekonomik ambargo çoktan Orta Asya'da etkisini göstermeye başladı.

Rusya'da mevsimlik işçi olarak çalışan milyonlarca Orta Asyalı işlerini kaybettikleri veya kaybetmek üzere oldukları için ailelerine para göndermekte zorlanmaya başladı. 

O yetmezmiş gibi, Orta Asya'da kamuoyu, Ukrayna'daki savaştan dolayı ikiye bölünmüş durumda.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Kendilerini modern ve özgür dünyanın bir parçası olarak gören gençler, Rusya'nın işgalini kınarken ve Ukrayna'nın yanında yer alırken, eski kuşaklar bunu ABD ve NATO'nun Rusya'yı kuşatma girişimine vurulan bir darbe olarak gördükleri için Putin'in yanında ve arkasında yer alıyorlar.

Ne de olsa, onlar kendilerini hâlâ eski Sovyetlerin bir parçası olarak görüyorlar ve onu yeniden canlandırmak isteyen Putin'e büyük sempati duyuyorlar. 

Bu yüzden olsa gerek Orta Asya'da her ortamda, aile içinde, kafelerde, restoranlarda ve ve toplu taşıma araçlarında insanlar arasında zaman zaman kavgayla sonuçlanan tartışmalar çıkıyor.

Nitekim bir Kırgız blogger, "Rusya'nın işgaline karşı olduğu için yaşlı otobüs şoförünün kendisini otobüse almadığını" belirtirken, Almaty'da Ukrayna bayraklarıyla Rusya aleyhine gösteri yapan küçük bir grup, polisler tarafından yaka-paça gözaltına alınıp tutuklanıyor.

Tacikistan'da tanıdığım birkaç aile her yıl Nevruz bayramını bir arada kutladıkları halde, Ukrayna savaşında farklı tarafları savundukları için bu yılki Nevruz'da bir araya gelmiyorlar. 


Siyasi konuların aile ve arkadaş ortamlarında fısıldaşarak konuşulduğu Türkmenistan'da ise daha farklı bir durum söz konusu.

Uzun zamandır değişim ve ekonomik rahatlama bekleyen Türkmenistan halkı bir oldubittiyle tahtın babadan oğula devredilmesinin şokunu yaşıyor.

Boynuz umarken, kulaktan olmak, herhalde böyle bir şey olsa gerek. Nitekim,tanıdığım bir Türkmen kadın akademisyen, hayal kırıklığı içinde ülkesini terk etmeye hazırlanıyor. 
 

1 (1).jpg
Nevruz, Afganistan, İran ve tüm Orta Asya'da kutlanan en güzel bayramlardan biridir

 

Nevruz, bu bölgenin insanları için hep eski zorlukların, uzun soğuk kış günlerinin, kavgaların, dargınlıkların ve kötü anıların geride kaldığı, yepyeni, umut dolu bir başlangıcı ifade ediyordu.

Oysa bu kez Nevruz, acı ve ıstıraplarla dolu zor günlerin habercisi gibi duruyor. 
 

1 (2).jpg
Özbekistan'da Nevruz kutlamaları

 

Orta Asya'da insanlar kendilerini, sonu olmayan karanlık bir tünele girmiş gibi hissediyorlar.

Bunun nedeni, 20-30 yıl önce büyük umutlarla başlanan demokrasi ve insan hakları yolculuğunun 2022'de tıkanma noktasına gelmiş olması.

30 yıl önce Sovyet hapishanesinden kurtulduktan sonra büyük umutlarla demokrasi yolculuğuna başlayan Orta Asya halklarının bugün geldiği nokta, eski düzeni aratacak cinsten.

Sovyet hapishanesinde en azından herkesin cebine giren veya boğazından geçen aşağı yukarı aynıydı, birbirine eşitti.

Birilerinin açlıktan nefesi kokarken, diğeri cennet hayatı yaşamıyordu. 


Şu anki düzende ise tam tersi bir durum var. Her cumhuriyette ülkenin kaynakları belli bir aile ve hanedan tarafından çarçur edilirken, halkın büyük çoğunluğu açlık sınırında yaşıyor ve zar zor ayakta kalıyor.

Sesini çıkaran veya hakkını arayanın başına gelmedik kalmıyor.

Buna karşın, iktidarı ellerinde bulunduranlar, ya ömürlerinin sonuna kadar koltuğu bırakmıyor ya da en yakınlarına devrediyorlar.

Böylece halkların değişim, özgürlük, demokrasi ve refah umudu sürekli erteleniyor. 

Ama ertelenen istekler, umutlar, beklentiler ve talepler bir gün -dar bir alana sıkışan gaz gibi en ufak bir kıvılcımda- büyük bir patlamaya yol açacaktır.

Kazakistan'da yılbaşında meydana gelen olaylar, bunun bir habercisi. Tabii, anlayana. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU