Dev megalodonların serin sularda çok daha büyük boyutlara ulaştığı ortaya çıktı

Bulgular, devam eden iklim krizinin deniz habitatlarında yol açabileceği değişimlere ışık tutuyor

Puebla Evrim Müzesi'nde 16 metrelik bir Megalodon modeli sergileniyor (Wikimedia Commons)

Yeni bir araştırmaya göre, 2018 yapımı bilimkurgu gerilim filmi Meg: Derinlerdeki Dehşet (The Meg) gibi filmlerde genelde devasa ve korkunç canavarlar olarak tasvir edilen, soyu tükenmiş ikonik köpekbalıkları megalodonlar, daha sıcak bölgelere kıyasla serin sularda çok daha büyük boyutlara ulaşıyordu.

Historical Biology adlı bilimsel dergide pazar günü yayımlanan araştırma, insanların neden olduğu modern iklim değişikliğinin deniz habitatlarında yol açabileceği değişimlere daha fazla ışık tutuyor.

Otodus megalodon, yaklaşık 3,6 milyon ila 15 milyon yıl önce neredeyse dünyanın her yerinde yaşayan bir türdü. Ancak bunlar sadece fosil kayıtlarındaki diş ve omurları sayesinde biliniyor.

Bilim insanları türün epey büyük olduğunu, boyutlarının en az 15 metreye ve muhtemelen de 20 metreye kadar ulaştığını söylüyor. Fakat yakın tarihli bir araştırma, devasa köpekbalığına dair daha önce önerilen vücut biçimlerinin tamamının "spekülasyondan" ibaret olduğu sonucuna varmıştı.

Yeni çalışmada ABD'deki DePaul Üniversitesi'nden araştırmacıların da aralarında yer aldığı bilim insanları, Megalodon dişlerinin bulunduğu coğrafi konumlar ve tahmini toplam vücut büyüklüklerine dair yayımlanmış belgeleri yeniden inceledi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Yeni araştırmanın bulguları, daha sıcak sulardakilere kıyasla daha soğuk sularda yaşayan O. megalodon bireylerinin ortalamada daha büyük olduğunu öne sürüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Kenshu Shimada, açıklamasında, "Bulgularımız fosil köpekbalığı için daha önce farkına varılmamış bir vücut büyüklüğü örüntüsü öne sürüyor. Bu örüntü özellikle de Bergmann'ın kuralı diye bilinen, coğrafya kaynaklı ekolojik bir örüntüyü takip ediyor" dedi.

Maryland'deki Calvert Deniz Müzesi'nde paleontolog ve çalışmanın ortak yazarı olan Victor Perez, "Bilim insanları sürekli doğal örüntüleri tahmin etmemize yardım edecek, yaşama dair kurallar arıyor. Ve görünen o ki Bergmann'ın kuralı Otodus megalodon için uygun" diye ekledi.

Alman biyolog Carl Bergmann tarafından 1800'lerin ortalarında ortaya atılan bu kural, daha büyük hayvanların daha soğuk iklimlerde iyi geliştiğini çünkü daha küçük gövdeli hayvanlara kıyasla vücut boyutlarının ısıyı daha verimli şekilde korumalarını sağladığını belirtiyor.

Önceki araştırmalar, diğer bölgelere nazaran, ortalama olarak daha küçük diş örnekleri barındırdığı için bazı Megalodon bölgelerini, nesli tükenmiş köpekbalığının muhtemel üreme alanları olarak tanımlamıştı. Yeni çalışma ise daha önce keşfedilen bu bölgelerin çoğunun suyun daha sıcak olduğu Ekvator yakınlarında yer aldığını ortaya koyuyor.

Araştırmanın ortak yazarı Harry Maisch, "O. megalodon'un yavru köpekbalıklarını yetiştirmek için üreme alanları kullanmış olması hâlâ muhtemel. Fakat çalışmamız daha küçük Megalodon dişlerini barındıran fosil bölgelerinin, bunun yerine sadece daha sıcak suyun etkisiyle daha küçük vücutlara sahip olan köpekbalıklarına işaret edebileceğini gösteriyor" notunu düştü.

Araştırmacılar, çalışmanın bulgularının devam eden iklim krizinin, köpekbalıkları gibi süper avcıların deniz habitatında meydana gelen, kutuplara doğru kaymaları nasıl hızlandırdığını anlamak için önemli sonuçları olduğunu düşünüyor.

Shimada "Bu çalışmanın ana sonucu coğrafi olarak farklı Megalodon bireylerin hepsinin aynı derecede devasa boyutlara ulaşmadığıdır. Bu türlerin toplam uzunluğunun 18-20 metreye ulaştığına dair yaygın görüş öncelikle daha serin ortamlarda yaşayan popülasyonlar için geçerli olmalı" diye ekledi.



* İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/science

Independent Türkçe için çeviren: İrem Oral

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU