Başakşehir Başkanı Gümüşdağ: Emre Belözoğlu'yla yine o eski heyecanımızı yakalayıp, zirveyi zorlayan bir takım olmaya devam edeceğiz

İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ, gündeme dair soruları Independent Türkçe için yanıtladı

Türkiye'de son yılların en dikkat çeken ekiplerinden İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü, teknik direktör Emre Belözoğlu yönetiminde çıkışını sürdürüyor. 

Aykut Kocaman yönetiminde başladığı yeni sezonda istediği skorlardan uzak kalarak alt sıralardan kurtulamayan İstanbul temsilcisi, 8. haftanın ardından Emre Belözoğlu'nu göreve getirerek üst sıralara tırmanmaya başladı.

27. haftalar itibariyle 3. sıraya yerleşerek üst sıralar için hedefleri doğrultusunda mücadele eden Başakşehir, geçmiş yıllardaki başarısını "tekrar etme isteği"ni sürdürüyor.

2019-20 sezonunu zirvede tamamlayarak Türkiye'nin 6. ve en genç şampiyonu unvanını elde eden İstanbul ekibi, takip eden süreçte uluslararası arenada da yer alma fırsatını iyi değerlendirdi.

UEFA Şampiyonlar Ligi'nde mücadele etme hakkı kazanan turuncu-lacivertliler, PSG ile oynadıkları Şampiyonlar Ligi maçında yaşanan ırkçı saldırı karşısındaki dik duruşu ve Manchester United karşısında elde ettikleri zaferle adından söz ettirmişti.

Bu sezon Emre Belözoğlu yönetiminde 46 puanla 3. sırada bulunan Başakşehir, sezonun kalan maçlarında en iyi sonuçları alarak ligi ilk 2 içerisinde bitirmek istiyor.

İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı Göksel Gümüşdağ, takımın son durumu ve gündeme dair soruları Independent Türkçe için yanıtladı.

Sezona kötü bir başlangıç yapmıştınız ama sonrasında Emre Belözoğlu'yla yükselen bir grafiğiniz oldu. Başarıyı getiren motivasyon kaynağı neydi?

Biliyorsunuz Başakşehir Futbol Kulübü'nün Emre Belözoğlu uzun yıllar yaklaşık dört yıl, dört sezon takım kaptanlığını yaptı. Dolayısıyla takımın içinde beraber top oynadığı arkadaşları var. Tabii aynı takıma teknik direktör olarak gelmesiyle birlikte o enerji bence ortaya çıktı. Yoksa Emre Hoca'dan önce de Aykut Kocaman'da çok kariyerli bir hocadır. Çok iyi bir karakterdir. Fakat bazen futbolda bunlar var. Bazen bir kitlenirsiniz. Bunu değişime giderek, hocanın aldığı bir karar vardı onu saygıyla karşıladık ve Emre Belözoğlu hocamızı davet ettik. O da gerçekten geldiği günden beri takımla sinerjiyi oluşturdu. Zaten Başakşehir yani oyuncu grubu olarak bu istenen kalitede olması gereken yerde değildi. Geçmişte hocamız da söylüyordu. 'Anlayamadığım bir şey var. Bu istatistiklere, analizlere baktığımızda Başakşehir bu ligi en kötü ilk dördün içinde bitirir ama buna rağmen bu enerjiyi yakalayamadık' demişti, kulaklarımda hala çınlar. Ve Emre Hoca'yla da gelerek hemen birden bu enerjiyi yakaladık ve yine Başakşehir'in her yıl yaptığı gibi o eski heyecanını yakaladık.

 

Göksel Gümüşdağ-Independent Türkçe (3).jpeg
Göksel Gümüşdağ / Fotoğraf ve kamera: Koray Hacıosmanoğlu

 

"Şampiyonluklar yaşayan biri olarak bize de oyuncu grubuna da o duyguyu aşıladı" 

Aykut Kocaman gibi bir isim Türk futbolunda oldukça önemli bir yere sahip. Kocaman sonrası Emre Belözoğlu kararı nasıl gelişti?

Biliyorsunuz Emre Belözoğlu benim çok geçmişten beri kardeşim, tanırım. Fenerbahçe'den yollandığı dönemde buraya davet ettik. O da geldi ve bu ailenin bir parçası oldu. Gerçekten bu oyunun sistemiyle, kalitesiyle geçmişte çok şampiyonluklar yaşayan biri olarak bize de oyuncu grubuna da aslında şampiyonluk duygusunu aşıladı. Ve biliyorsunuz onun döneminde de her sene şampiyonluğu zorlayan bir takım olduk fakat ondan sonra bir şampiyonluk yaşadık. Bazen futbolda böyle vardır. Abdullah Avcı da buraya inanılmaz emekler verdi. Şampiyonluğa hazırlayan, emek verenlerden belki uzun yıllar birisiydi ama o gittikten sonra nasip oldu. Maalesef böyle bir iniş çıkışı var. Dolayısıyla Başakşehir'in o yine eski kimliğine bürünmesinin altında aslında hep bir şey vardır. Altı yıl bu takım şampiyon olana kadar hiç beşinci olmadı. Çok enteresandır. Tesadüfle olan bir şey değil bu. Yani hep böyle üzerine koyarak büyüyen bir takım. Baktığınızda altıncı yılında şampiyon olduğunda da Avrupa'ya çeyrek finale kadar zorladı. İlk 16'ya kadar kalabildi. Bence bu çok kıymetliydi. Emre Hoca'yla da birlikte yine o eski heyecanımızı yakalayıp şu anda da her zaman zirveyi zorlayan bir takım olmaya devam edeceğiz. 

"Şampiyonluk kadar kıymetli olan da aslında finansal sürdürülebilir bir takım oluşturabilmek, hep buna çalışıyoruz"

Ülkenin şampiyonluk yaşayan en genç takımı oldunuz. Türkiye'de şampiyonluğun doğal favorileri oluyor. Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Trabzonspor. Böyle bir mücadele içerisinden çıkıp şampiyon olmak nasıl bir duygudur? 

Başakşehir Futbol Kulübü'nü kurduğum yıl 2014. 2014 yılından bu yana 'Bu takımı Türkiye'de model olarak herkesin alabileceği bir sistemle yönetmeye çalışalım' dedik ve bütün arkadaşlarımızla birlikte buna gayret gösterdik. Baktığınızda kurulduğu günden bu yana dokuzuncu sezon, 8 sezonu Avrupa'ya gitti bu takım. Avrupa'ya oyuncu sattı. Türkiye'de ulu çınarlara oyuncu sattı. Büyük takımlarımıza. Bugün 8 yaşında olan bir takımın bu kadar yıla, 62 yıl olmuş Süper Lig kurulalı, 62 yıllık tarihinde altıncı şampiyon olan Başakşehir'i düşünüyorsunuz. Kurumsallık, kolektif çalışma, ortak aile yapısı ve duyguyu hiç kaybetmedik. Bu sinerjiyi, heyecanı hiç kaybetmedik. Bir de farkındaysanız biz şampiyon olduğumuz yıla kadar 'Şampiyon olmaya geliyoruz' diye hep o duyguyu verdik. Farkındaysanız Galatasaray'a 8 puanla şampiyonluğu kaybettik. Beşiktaş'a bir önceki yıl... Her sene zorlaya zorlaya geldik. Bazen hayatın içinde kaybetmek de kazanmanın bir parçası. Kaybede kaybede kazanmayı da öğreniyorsunuz ama biz çok kısa bir zamana sığdırdık.

"Bursa beşinci şampiyondu, bakıyorsunuz bugün yok. Çok üzülüyorum çünkü çok büyük bir camia"

Başakşehir Futbol Kulübü ilçede yeni kuruldu. İlçe de 2009 yılında ilçe oldu. Biz bu ilçeye geldik, bu stat kuruldu, bu ilçede bir aidiyet başladı. Ve şu an bakıyorsunuz 2014 yılında geldiğimizde sekiz yaşında olan bir genç bugün 16 yaşında. Başakşehir'den başka takımı tanımıyor. Dolayısıyla bu ilçede yaşıyorsa Başakşehir'i tutuyor. Zaten bu 20 yıllık bir süreç. 20 yılda bir bu oturuyor. Dolayısıyla Başakşehir'in artık 6-7 bin kişilik bir taraftar grubu var. Pandemiden, aşılardan dolayı biraz sıkıntılar yaşadık ama bundan sonra inanıyorum ki hala o duyguyu yaşar ve çok daha iyi başarılara imza atarız. Bence şampiyonluk kadar kıymetli olan da aslında finansal sürdürülebilir bir takım oluşturabilmek. Biz hep buna çalışıyoruz. Eğer bunu başaramazsanız maalesef baktığınızda çok büyük camialarımızın işte Eskişehir'ler işte Bursa şampiyon oldu. Beşinci şampiyon da oydu. Bakıyorsunuz bugün yok. Çok üzülüyorum çünkü çok büyük bir camia. Bunlar uzun yıllardır Türk futboluna renk veren takımlar ama maalesef ekonomik finans yapıyı doğru kuramazsanız sürdürülebilir olmuyor. 

"Hakem performanslarını benim de eleştirdiğim oldu ama her şeyi hakemlere bağlayamayız"

VAR'a rağmen hakem tartışmaları bitmiyor. Süper Lig'de bu sene özellikle çok yoğun görüyoruz bunu. Bu durum futbolumuzu nasıl etkiliyor? Kulüpler hakemlerden neden bu kadar şikayetçi?

Dünyada hep hakem hataları oluyor. Bizde de hakemlerin gerçekten bazen bireysel performanslarının çok düşük olduğunu görüyoruz. Ama ben her şeyi de hakeme bağlamanın çok doğru olmadığını düşünüyorum. Hakemleri eleştirirsek, eleştirirsek, eleştirirsek yarın maç yönetecek hakem bulamaz hale geliriz. Ben bunu çok doğru bulmuyorum. Video Yardımcı Hakemliği'nin artık dünya futbolu için, sadece Türk futbolu için değil. Kulüpler Birliği Başkanlığım döneminde o zaman Federasyon Başkanı Yıldırım Bey'di (Demirören). Yıldırım Bey'in de şu ifadesi vardı: Başkanım şu teknolojiyi bizim futbola sokmayalım... Ben de o mücadeleyi veriyordum. Video hakemliği benim dönemimde gelmiştir. O dönem MHK Başkanı Yusuf Namoğlu da bu konuda çok destek verdi. Ve biz bu işe inandık. VAR hakemliğinin en azından hataları daha minimize edecek, maksimum fayda sağlayacağına inandık. Ve ben o zaman Kulüpler Birliği Vakfı Başkanıyken vakfın genel sekreterini, vakıf başkan vekilini, Yusuf Namoğlu'nu, Federasyon Genel Sekreteri Kadir Bey hep beraber İtalya'ya gittiler, uygulamaları gördüler. Geldik burada hep beraber tartıştık, paylaştık. Bugün VAR hakemliği geldiğinden beri ofsayttan gol kaldı mı? Kalmadı. Hala hata var mı? Var ama bence azaldı. Ama her kararı da hakeme bağlamanın çok doğru olmadığını düşünüyorum. Zaman zaman hakem performanslarını benim de eleştirdiğim oldu ama her şeyi hakemlere bağlayamayız.

"Clichy, 'Başakşehir'i Manchester City'ye gittiğim ilk yıllar gibi hissediyorum' dedi"

Başakşehir Kulübü çok genç bir takım ama Demba Ba, Gael Clichy, Martin Skrtel, Robinho, Nacer Chadli gibi Premier Lig görmüş oyuncuları aldı. Bu tarz üst düzey oyuncuları nasıl ikna ettiniz? 

Çok güzel hikayelerimiz var. Şampiyonluk yaşanırken arkasında çok güzel anılar var. Artık bu kulübün bir hikayesi, bir yaşanmışlığı var. Artık bir kupası var. Demba Ba, Martin Skrtel, Adebayor, Gael Clichy bunlar çok büyük oyuncular. Dünya yıldızları ama hepsi burayı çok sevdi, burayı bir aile olarak gördü. Örneğin Gael Clichy'nin gelişi çok enteresandır. Clichy buraya geldiğinde 'Önce kulübün teknik direktörüyle görüşmeliyim. Sonra tekrar İngiltere'ye dönüp ailemle bu kararı vereceğim' dedi. Benden bir toplantı istemesi çok enteresandır. Bana 'Bu kulübün ne hayali var' diye sordu. 'Bu kulüp şampiyon olacak. Bu takım Türkiye'de doğru bir model olarak alınsın istiyoruz. Hatta Avrupa'da bile örnek alınan bir kulüp olsun istiyoruz. Yönetim anlayışıyla, kurumsal yapısıyla. Burada kısa zamanda çok başarı hikayeleri yazacağımıza inanıyoruz' dedim. Bu toplantıdan sonra hocayla da görüştük ve akşam boğazda balık yedik. Herhalde İstanbul'un da o büyüleyici güzelliğiyle toplantı çok faydalı oldu. Büyük oyuncular hedefi olmayan, hayali olmayan bir takıma gitmek istemezler. Bize 'Başakşehir'i Manchester City'ye gittiğim ilk yıllar gibi hissediyorum ve bu takım iyi işler başarır' dedi. Geldikten bir ay sonra bir kahve içtik. 'Göreceksiniz bu takım şampiyon olacak. Ben de sizin gibi düşünüyorum' dedi. Profesyonelliği ve diğer oyunculara verdiği katma değer inanılmazdı. Adeta bir makine gibiydi. Her anlamda empati yapabilen, kendisini eleştirebilen, beni çok etkileyen bir oyuncu. Adebayor, Demba Ba, Martin Skrtel de aynı şekilde. Hepsinin çok emekleri oldu. Hepsine çok teşekkür ediyoruz.

 

 

"Başakşehir ve Paris Saint-Germain ırkçılığa karşı tarihe geçen bir duruş sergilemiştir"

Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'nde Paris Saint-Germain'le oynadığınızda bir ırkçılık olayı yaşandı. Özellikle Demba Ba büyük bir tepki göstermişti hakeme. O konuyla ilgili neler söylemek istersiniz? 

O konuda bana çok net bilgi verildi. Demba Ba ile Webo hoca da aynı tavrı gösterdi. Sağ olsunlar Paris Saint-Germain kulübü başkanı Nasser Bey'le de telefonla görüştüm. Demba Ba, Webo, PSG Başkanı Nasser Bey, Mbappe, Neymar, hepsiyle o tavrın karşısında adeta bir duvar olduk. Başakşehir ve Paris Saint Germain bence ırkçılığa karşı tarihe geçen bir duruş sergiledi. Şampiyonlar Ligi maçının 13. dakikasında uçağımız bekliyordu. Arkadaşlara 'Geri dönün' dedim. 'Bu hakemler değişmediği sürece biz maça devam etmeyeceğiz. Maça devam etmemizi istiyorsanız, hakemleri değiştirin, takımı tutayım' dedim. Ve yeni hakemler atanana kadar da maça çıkmama kararı almıştık. Bu kararı verdik ve gözlemciler UEFA'ya ilettiler. Hepsinin pazarlığını yapıp bu kararımızla onları yanlış kararından vazgeçirdik. Bunun üzerine dönmekten vazgeçtik. Maçı oynadık ve döndük. Dünya futbolunda sanırım etkileşim olarak 2-3 milyar insan o gün o tavrı gösterdi. Başakşehir ve Paris Saint German duruşu olarak dünya tarihine de geçti diye düşünüyorum. 

"Manchester United'la oynamak dünyanın en büyük mutluluğu. 'İnancımızla oynayıp, başarabiliriz' dedik ve tarih yazdık" 

Geçen sezon bir Manchester United galibiyetiniz oldu. O an neler hissettiniz?

Manchester United dünyanın en büyük markası, en büyük kulübü. Manchester United kurada çıkınca ve burada maç yapacağımızı düşündüğüm an rüya gibi geliyor. Bütçe olarak, oyuncu kalitesi olarak inanılmaz farklar var ama Manchester United'la oynamak da Başakşehir için çok önemli ve anlamlı. 'Biz Manchester United'a karşı nasıl başarılı olabiliriz' diye düşündüm. Nasıl yaparız? Birincisi oyun sistemimizle. İkincisi inancımızla yani başarıya aç olan duyguyla. Ancak onunla başarırız. 'Manchester United'la oynamak dünyanın en büyük mutluluğu. Çıkın, muhteşem bir gece olsun. Yeneriz, yeniliriz. Futbolda her şey var ama biz o motivasyonumuzla Manchester United'la oynayıp, puan alabilmenin inancıyla bu işi başarabiliriz' dedik. Ve maşallah çocuklar da burada gerçekten muazzam bir tarihi başarı yazdılar. Büyük mutluluk yaşadık. Premier Lig, bütçe olarak, yayın ihalesi olarak her anlamda dünyanın en büyük ligi. Özellikle Premier Lig'den Demba Ba, Adebayor, Skrtel, Clichy gibi oyuncular da olunca İngiltere ligi her zaman bizim de dikkatimizde olmuştur. Muhtemelen İngiltere'deki futbolseverler de Clichy, Adebayor, Skrtel, Demba Ba burada olduğundan takip ettiler. Bizim için çok heyecan verici bir maçtı. 

"Hull City çok doğru bir proje, iyi bir iş birliği olacak, Türkiye için de çok önemli bir yatırım"

Acun Ilıcalı Hull City'yi satın aldı. Bir Türk'ün bunu yapması size neler hissettiriyor?

Bence çok doğru bir proje, büyük bir mutluluk. Acun iyi dostumdur. O da futbolu çok sever. Yaptığı diğer tüm organizasyonlarda hep başarılı olmuştur. Futbolu da bu kadar seven birisi olarak inanıyorum ki Hull City'de başarılı işler yapar. Biz de Başakşehir olara gelecekte Hull City'ye oyuncular verip, alırız. Bence iyi bir iş birliği olacak. Türkiye için de çok önemli bir yatırım olduğunu düşünüyorum. Hull City'yi artık biz de takip ediyoruz. Şu an için bir anlaşmamız yok ama takip ediyoruz. 

"Kura gelmeden herkes kulübünü doğru yönetmekle sorumlu, hesabınızı doğru yapamadığınızda borç rüzgarına kapılıyorsunuz"

Son dönemde döviz kurları çok yüksek. Bu noktada Türk futbolunda Türk kulüplerini nasıl kalkındırmayı düşünüyorsunuz? Kulüpler Birliği Vakfı nezdinde ya da federasyon ve bakanlıklar nezdinde bir görüşmeniz olacak mı? Böyle bir toplantı yapıldı mı hiç?

Aslında başta kura gelmeden herkes kulübünü doğru yönetmekle sorumlu. Dolayısıyla kulüplerimizi bir kere iyi yönetmeliyiz. 'İyi yönetmek' derken neyi kastediyorum? Finansal bütçeyi denk bütçe yapabilmek, buna gayret gösterebilmek. Biliyorsunuz futbolda dönen paralar, büyük paralar. Hesabınızı doğru yapamadığınız zaman çok daha büyüyerek giden bir borç rüzgarına kapılıyorsunuz. Bence öncelikli finansal fair play'e dikkat etmek ve denk bütçe yapabilmek. Şu anki kur farklarıyla gerçekten kulüpler için zor bir dönem yaşıyoruz ama bunun çıkışı da öncelikle altyapıdan oyuncu çıkarmak. Bunu belki bir günde yapamayız ama bir senede, iki senede yapmak zorundayız. Biz şu an altyapıya muazzam bir ağırlık verdik. Bütün kulüplerimiz de bunun çabası içinde. Çünkü kulüplerimiz pandemiden dolayı gerçekten zor günler yaşıyor. Tüm dünyada pandemiden dolayı spor ve futbol çok zarar gördü sponsorlar anlamında. Türkiye'de de ayrıca kur farkı olunca ister istemez bu kulüplere biraz farklı yansıdı. Ama inanıyorum ki altyapıya gerekli yatırımı gösterirsek, bütçelerimizi denk yönetmeye çalışırsak, oyuncu satarsak, bunları doğru yapar isek başarılı oluruz. Bizim biliyorsunuz malum Edin Visca'yı. 32 yaşında bir oyuncumuz 5 milyon 300 bin euroya (4 milyon 300 artı bonuslarla 5 milyon 300 bin euro) verdik. Bizim için çok önemli bir satıştı oyuncu için de. Önemli bir kulübe gitti. Şu an başarılı yönetilen bir kulüp. Orada da inanıyorum ki çok güzel günler yaşayacaktır. Bize de çok şeyler verdi. 10-10,5 yıl bizde oynadı, şampiyonluklar, kupalarda finaller yaşattı. Avrupa'da ilk 16'ya kalmayı nasip etti. Onun da çok etkisi vardı diğer arkadaşları gibi. Onun için oyuncu satmak, oyuncu yetiştirmek, denk bütçe yapmak bu işin içinden ancak böyle çıkarız. 

 

 

"Visca evlat gibidir, acı, tatlı o kadar günler yaşadık, çok duygulandım, çok etkilendim"

'Edin Visca' dediniz. Uzun yıllar kulübünüzde forma giydi, sembol gibiydi. Transfer fikri nasıl oldu? Bu kararı verirken zorlandınız mı?

Çok zorlandım. Visca dediğiniz zaman benim evlat gibidir. Visca da bana 'baba' der. 10 buçuk yıl, düşünebiliyor musunuz? Buraya geldiğinde 21 yaşındaydı, 32 yaşında oraya geçti. Neredeyse 11 sezon beraber her anımız. Acı, tatlı o kadar günler yaşadık ki. Çok duygulandım, çok etkilendim ama onun için de bu yaşta camia olarak bizden daha büyük bir camiaya gidiyor. Hocası eski hocamız. Daha iyi günler yaşayacak. Burada şampiyonluğu da yaşadı. Onun için doğru bir çıkış zamanı olduğunu düşündük. Kendisiyle baş başa, sohbet ettik ve bu kararı aldık. Tabii ki duygusal anlamda her zaman bizim kardeşimizdir. Burası da onun ilk evidir. Şimdi de ikinci evine gitti. İnanıyorum ki orada da kendisi için, ailesi için, camiası için güzel şeyler yapacaktır. 

"Futbola bu kadar sevgi olan bir ülkede yapılan yatırımlar hiç heba olmaz"

Yayın ihalesini hemen hemen herkes merakla bekliyor. 500 milyon dolarlardan gelinen nokta bugünkü konuşulan rakamlar. Yayın gelirinin düşmesinin en önemli nedeni nedir, ihaleden beklenti nedir? 

Süreç devam ediyor. Ben de yayın ihale komisyonunun içindeyim. Dolayısıyla çok farklı bir şey söylemem doğru olmaz ama biz her zaman 'Kulüplerin lehine bütçeyi, pastayı ne kadar büyütebilirsek o kadar iyi olur' düşüncesiyle yayın haklarımızın daha kıymetli olduğunu düşünüyoruz. Biliyorsunuz bir açıklama yaptık. A paket dışında diğer paketlerin en yüksek teklifi beIN Sports vermişti. BeIN Sports'un 7 günlük süresi var, muhtemelen onu dolduracak. Sonra diğer süreci değerlendireceğiz. Ama zannediyorum özellikle pandemi de çok etken oldu. Pandemi herkesin dengesini bozdu dünyada. Bu bir gerçek. Ama futbolun o birleştirici gücü, heyecanı, dinamik yapısı her zaman ayağa kalkar. Şu an o havayı da yakalamış durumda. İnanıyorum ki Türkiye'ye yatırım yapan her yatırımcı da kazanır. Türkiye de dünyada herhalde üç, beş lig deseniz Avrupa'nın en büyük beş ligi deseniz birisi Türkiye. Bu kadar futbola sevgi olan bir ülkede yapılan yatırımlar hiç heba olmaz. Her zaman daha büyüyerek gelir. 

TFF Başkanı Nihat Özdemir Süper Lig TV'den bahsetti. Süper Lig TV fikrine siz nasıl yaklaşıyorsunuz?

Bu bir düşünce, bir proje. Neden olmasın? Ama önce şu süreci bir görelim. Süreç ne getirecek? O zaman neden olmasın? 

"Her sene Avrupa'ya gidebiliyor olmak Başakşehir için şampiyonluk kadar kıymetlidir"

Şu an üçüncü sıradasınız ama liderle 20 puan fark var aranızda. Bu sezon için bir hedef belirlediniz mi kendinize?

Biz her zaman zirvedeyiz. Yani şu an bize en gerçekçi hedef ilk 2. 20 puan tabii çok kapanacak bir puan değil ama futboldur, sonuna kadar devam edeceğiz. En kötü ikinci olmak en büyük arzumuz. Her sene Avrupa'ya gidebiliyor olmak Başakşehir için şampiyonluk kadar kıymetlidir. O istikrarımızı korumamız lazım. Hep koruduk. 

"Ligin ilk dördü için yarış daha devam edecek"

Trabzonspor'dan sonraki takımlar çok yakın birbirine. Siz de bu hafta Beşiktaş'la oynayacaksınız. Bundan sonra bizi nasıl bir lig bekleyecek? 

Ligin o heyecanını kaybetmemesi lazım. Dolayısıyla artık ikincilik, üçüncülük ve dördüncülük mücadeleleri bundan sonra başlar. Ben inanıyorum Beşiktaş maçı da güzel bir maç olur. Ligin ilk dördü için yarışın daha 4-5 hafta devam edeceğine inanıyorum.

"Fabrika ve kulüp ağırlıklı ama artık eşim ve kızıma daha çok zaman ayırıyorum"

Sayın Başkan çok yoğunsunuz. Hem kendi işleriniz hem kulüp hem de belediye işleriniz var. Bu yoğun süreçte ailenize nasıl vakit ayırıyorsunuz? 

Şimdi artık belediye kısmı tamamlandı. Ben Büyükşehir Belediye Başkan vekilliği görevini bıraktım. Kendim sanayiciyim, fabrika ve kulüp ağırlıklı ama artık tabii eşim ve kızıma daha çok zaman ayırıyorum. 

Hiç şikayetçi oldular mı iş yoğunluğunuzdan? 

Çok şikayetleri vardı. Şimdi herhalde eskisi kadar değil. İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü, 27. haftası tamamlanan Süper Lig'de 46 puanla 3. sırada yer alıyor. Turuncu-lacivertliler, pazartesi günü 2 puan gerisinde ve 6. sırada yer alan Beşiktaş ile karşı karşıya gelecek.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU