Afganistan'ın başkenti Kabil'deki Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nda 26 Ağustos'ta gerçekleşen patlamada hayatını kaybeden ABD askerlerinin aileleri, saldırıya yönelik incelemede Pentagon'un gerçekleri çarpıttığını düşünüyor. 

ABD Savunma Bakanlığı, havalimanının Abbey Kapısı'ndaki saldırının önlenemeyeceğini belirtse de Pentagon'u eleştirenler giriş kapısının savunmasız bırakıldığını belirtiyor ve neden kapatılmadığını sorguluyor. 

12 ABD askeri de dahil 72 kişinin hayatını kaybettiği intihar saldırısını IŞİD'in Horasan kolu gerçekleştirmişti. 

Yetkililerin yeterli önlem almamasına yönelik eleştirilerin yanı sıra saldırıdan sağ kurtulan askerler, patlamanın ardından silahlı çatışma yaşandığını ve bu nedenle kaosun saatlerce sürdüğünü dile getiriyor. Pentagon her ne kadar silahlı çatışma yaşandığına dair yanılsamanın patlamadan sonra her yerin dumanla kaplanmasından kaynaklanmış olabileceğini söylese de aileler açıklamalara şüpheyle yaklaşıyor. 

Saldırıda hayatını kaybeden 20 yaşındaki Kareem Nikoui'nin annesi Shana Chappell, The Washington Post'a şunları söyledi:

Orada bulunan tüm askerler size korktuğunu söyler. Lanet olası Taliban tarafından kuşatılmışlardı. Açık hedeftiler ve saldırıya karşı savunmasızdılar.

Chappell ve diğer ailelerin incelemede bulguların çarpıtıldığını düşünmesinin sebebiyse sağ kurtulan asker ve üst düzey yetkililerin beyanları. 

Bu ay yayımlanan iki bin sayfalık rapor, 20 yıllık savaşın ardından ABD'nin Afganistan'dan 17 günlük koşuşturmacayla çekilmesi sırasında yaşananlara dair birçok detayı açığa çıkarmıştı. 

Rapordaki üst düzey ordu komutanlarının yeminli beyanına göre Taliban'ın kontrolü ele geçirme olasılığı giderek belirgin hale geldiği halde ABD yönetimi acil herhangi bir adım atmamıştı. Komutanlar, Kabil'in düşmesinden haftalar önce tahliye için hazırlık yapılması gerektiği uyarısında bulunmuş ancak bu uyarılar dikkate alınmamıştı.

Söz konusu iddialara cevaben Pentagon sözcüsü John Kirby, Afganistan'dan nihai geri çekilmenin özellikle yavaşlatılmadığını ve Beyaz Saray'ın, üst düzey savunma yetkilileriyle yakın koordinasyon içinde olduğunu söyledi. 

ABD, Taliban'ın kontrolü ele almasının ardından 124 bin kişiyi tahliye etmiş ve bu bir başarı olarak kutlanmıştı. 

 

 

Saldırıda kurtulanlarsa yetkililerin hazırladığı rapordan çok daha karmaşık bir sürecin yaşandığını belirtiyor. Tanıklar ifadelerinde patlama alanındaki kişilere yardım etmek için geri döndüklerini ve yeterli ekipmanın olmadığını söylüyor. 

Orduda 15 yıl görev yapan bir asker patlamadan sonra mermi sesleri duyduğunu ve saldırıya maruz kalan çok sayıda kişi gördüğünü aktarıyor. 

İsmi açıklanmayan bir başka yetkiliyse şunları dile getiriyor:

Çok fazla duman vardı. Nereye ateş ettiklerini göremiyordum. Beni tuttular ve ben de silahımı ateşlemeye başladım. Nereye ateş ettiğimi bilmiyordum.

Chappell de oğlunun ordudan arkadaşlarının kendisini sık sık ziyaret ettiğini ve onların kendisine patlamadan sonra silahlı saldırıya uğradıklarını söylediğini belirtiyor. 

Saldırıda oğlunu kaybeden Mark Schmitz de raporun çelişkili olduğunu ve oğlunun bedeninde bulunan parçaları özel olarak inceletmek için ordudan talep ettiğini ifade ediyor. Schmitz ordunun söz konusu parçaların atıldığını söyleyerek yanıt verdiğini belirtiyor. 

Çatışma iddialarını inceleyen Albay C.J. Douglas ise Pentagon'un basın toplantısında, "Herhangi bir ABD'li ya da Afgan'ın silahlı saldırıda yaralandığına veya öldürüldüğüne dair kanıt yok" dedi. Douglas kafa karışıklığının dumandan kaynaklanmış olabileceğini belirtti. 

 

Independent Türkçe, Washington Post, CNN

Derleyen: Esra Güngör