Akif Beki: TRT yayınındaki kör noktalar

"Yapaylık, sunilik algısının Erdoğan'ın imajına zarar vereceği nasıl hesap edilmez? Çalışılmış soru ve cevaplardaki tutarsızlıklarsa cabası"

Fotoğraf: AA

Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün TRT’de katıldığı yayın ile ilgili bir köşe yazısı kaleme aldı.

Geçmişte Erdoğan’ın danışmanlığı görevini yapan Beki, yayı hakkında “Karşıdan anlaşılmadığı düşünülüyor belki ama kimin hangi sırayla ne soracağı ve ne cevap verileceği önden planlanmış, moderatörün söz verirkenki takdimlerinden belliydi” dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Erdoğan’ın promter üzerinden okuma yaptığının da çok belli olduğunu ifade eden Beki, “Akış, noktası virgülüne ayarlanmış. Bu kadar çok belli edilirken iyi saklandığının, karşıdan görülmeyeceğinin düşünülmesi, bir kör nokta. Nasıl görülmez?” diye sordu ve şöyle devam etti:

Hiç mi iktidardan şikayetçi, memnuniyetsiz vatandaş yok? Bırakın soruları, sokak ropörtajlarında bile tek bir memnuniyetsizlik, olumsuzluk Cumhurbaşkanı'na hissettirilmedi. Başka bir kör nokta.Sorular da cevaplar da bulutların üstünde geziyordu, gerçeküstü bir havadaydı. Bu kadar güllük gülistanlık göstermenin mizansen duygusu uyandıracağı, 'tiyatro' eleştirilerine davetiye çıkaracağı, "TRT'nin Cumhurbaşkanı'na moral gecesi" gibi yansıtılacağı nasıl öngörülmez?

Erdoğan'ın popülaritesi, harbilik ve sahicilik algısına dayanıyor. O da kontra sorulara doğaçlama cevaplardaki başarısından geliyor. Bunun yok sayılması da ayrı bir kör nokta. 'Al gülüm ver gülüm, dostlar alış verişte görsün' tarzı bir yayın, kimseyi ne ikna eder ne de inandırıcı gelir. Yapaylık, sunilik algısının Erdoğan'ın imajına zarar vereceği nasıl hesap edilmez? Çalışılmış soru ve cevaplardaki tutarsızlıklarsa cabası...

Kılıçdaroğlu'nun, bu saatten sonra hala AK Parti'ye destek verenlere gayri milli demesinin mantıksızlığı soruldu mesela. Yerinde bir soruydu. Tabii çok fena bir kör noktası olmasa! Cumhurbaşkanı ve AK Parti sözcülerinin de yıllardır sabah akşam CHP'lilere gayri milli dediği nasıl atlanır? Öyleyse muhalefeti milli olmamakla, hatta teröristlik, ajanlık, hainlik ve millete düşmanlıkla suçlamanın mantığı nedir diye de sordurtmaz mı?

Bari "Efendim, sizin her fırsatta kendisini ve destekçilerini gayri millilikle suçladığınız Bay Kemal, size ve destekçilerinize gayri milli diyor" şeklinde sorulmalı değil miydi? Kendini ele vermek gibi. İktidarın başlattığını, bu karalamayı tepe tepe kullandığını akla getireceği nasıl akledilmez? Cumhurbaşkanı cevaben sözü, kendilerine gayri milli diyenle niye helalleşemeyeceklerine getirdi.

Karar yazarı, yayının “kör noktası” hakkında şu görüşlerini dile getirdi:

İktidar ve medyası, Emirlikler'in elinde şehitlerimizin kanı olduğunu, Türkiye ve Mısır'da darbe örgütlediğini, Libya ile Suriye ve Akdeniz'de önümüzü kestiğini, üzerimize terör örgütleri saldığını söylüyordu. Demezler mi peki; dış düşman diye tarif ettiğinizle helalleşebiliyorsunuz da özür diledikleri geçmiş hataları yüzünden kendi insanımızla niye helalleşemiyorsunuz? Hem Kılıçdaroğlu şimdi başlasa partisinin mağdur ettikleriyle helalleşmeye ömrü yetmeyecekse bin Selman'ın, bin Zayed'in, Sisi'nin ömrü nasıl yetti?

Yine Cumhurbaşkanı, muhalefet çatlasa da patlasa da Suud, BAE, Mısır ve İsrail'le iyi ilişkiler geliştireceğimizi bildirdi. Muhalefeti buna karşı olmakla suçladı. Oysa ipleri koparmaması için iktidarı uyarırken, çıkarlarımız gereği bu ülkelerle iyi ilişkileri korumayı savunurken de muhalefeti suçluyordu. O zaman suçları darbecilerden, dış güçlerden, Türkiye düşmanı kim varsa onlardan yana olmaktı. Şimdi iktidar, eski dış düşmanları tekrar dost ve kardeş saydı, aile hassasiyeti içinde görüşüyor diye bunun hatırlanmayacağını sanmak da tuhaf bir kör nokta. Hatırlatılacağı nasıl hatıra getirilmez?

 

Karar, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU