"Teğet geçmek, altı sıfır, tanzim satış, mandacı iktisatçı"… AK Parti döneminin ekonomi sözlüğü

AK Parti'nin iktidara gelmesinden bu yana geçen 19 senede ekonomide istikrardan, IMF borçlarının ödenmesin, duble yollardan döviz krizine kadar birinci gündem hep ekonomi oldu ve bu gündem, kendi jargonunu da beraberinde yarattı

Fotoğraf: Reuters

2001ekonomik krizinin ardından gelen 3 Kasım 2002 tarihli erken seçim, Türkiye için bir dönüm noktasıydı. 

Yıllar sonra gelen ve bugüne kadar devam eden tek parti iktidarının da ilk günüydü. 

AK Parti'nin ilk yılları bir yandan hem içeride hem dışarıda "reform hareketleri" olarak yorumlanıyor, çift haneli büyüme rakamlarına ulaşılıyor, Avrupa Birliği ile müzakere masalarına oturuluyor, diğer yandan inşaat odaklı ve ithal ikameci ekonomi stratejileri güçleniyordu. 

Muhakkak o günün iktidarı da muhalefeti de bugün doların 13 liraya çıktığı, fiyatların iki haftada bile yüzde 20'ye yakın yükseldiği, bir cep telefonuna 4000 lira zam geldiği, satın alma gücünün rekor seviyede düştüğü bir ekonomiyi hayal etmiyordu. 

Yükselişler ve düşüşlerle hayli hareketli geçen 19 yıl, bu sürede kendi dilini de oluşturdu. İktidar kanadından yapılan açıklamaların pek çoğunda kullanılan bir kelime ya da kelime grubu uzun süre gündemde kaldı. 

Independent Türkçe, hangi kelimenin ne için kullanıldığını hatırlatmak üzere bir "ekonomi sözlüğü" hazırladı. 

Altı sıfır: 

Türkiye'nin 2000'lerin başına kadar devam eden kronikleşmiş enflasyonist sürecine bir "çözüm" olarak getirilen "paradan altı sıfır atılması", 1 Ocak 2005'te yürürlüğe girmişti. 

Türkiye'de yaşayanlar için bir anda "trilyon, katrilyon" tabirleri geride kalmış, "1 milyoncu"lar, "Her şey 1 lira"cılara dönüşmüştü. 

O dönem başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan, paradan altı sıfır atılmasını bir devrim olarak nitelerken, "Yeni Türk Lirasına geçişle vatandaşlarımız ceplerinde Türk Lirası taşımaktan gurur duyacak" demişti. 

Bakın burası çok önemli: 

Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın sunumlarında sık kullandığı cümle. 
 


Bu sözün, "Bakın burası çokomelli" şeklinde değiştirilmesini Albayrak da ti'ye almıştı. 

Gazeteci Ahmet Hakan'ın canlı yayınında konuşan Albayrak, "Saygı, ahlak, ailevi değerler, manevi değerleri, insanın saygı ve ahlaki manadaki çizgisine dokunmayan her şey… Güleceğiz, eğleneceğiz. Bence de çokomelli" demişti. 

Birileri: 

140Journos, 2017'de hazırladığı "Erdoğan sözlüğü"nde "Birileri" kelimesini şöyle açıklıyor: 
 

Türkiye Cumhuriyeti'nde, seçilmiş hükümet tarafından ilerleme için atılan adımlardan rahatsız olan kişi, kurum ve kuruluşları veya isminden bahsedilmesine tenezzül edilmeyen özneleri ifade etmek için kullanılan zamir.


Son dönemden örnek vermek gerekirse Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Ekim'deki Kabine Toplantısı sonrası şu cümleyi kurmuştu: 
 

Birileri Türkiye'ye siyasi konularda yapamadıkları diz çöktürme işini ekonomide gerçekleştirmek için var güçleriyle saldırıyor olsa da biz kendi potansiyelimizin ve gücümüzün farkındayız.


Ekonomik kurtuluş savaşı: 

Bu kelime grubu son bir haftada hayatımıza girmiş olsa da Türkiye tarihinde ilk kez kullanılmadı. 

1994 krizi sırasında Başbakanlık koltuğunda olan Tansu Çiller, ekonomik sorunların aşılması için alınan radikal önlemleri "ekonomik kurtuluş savaşı" olarak nitelendirmiş, "Borç, faiz, döviz kıskacını yok edeceğiz. Türk Lirası'na, milli paramıza güven vereceğiz" demişti. 

Çiller'den 27 yıl sonra Erdoğan da 22 Kasım'daki Kabine Toplantısı sonrası yaptığı konuşmada kurdaki yükselişe bağlı fiyat artışının yatırım, üretim ve istihdamı doğrudan etkilemeyeceğini savunmuştu. 

"Ekonomik kurtuluş savaşından zaferle çıkılacağını" söyleyen Erdoğan, Türk Lirası'ndaki değer kaybına yönelik eleştirilere "Bu politikayla biz ne yaptığımızı, niçin yaptığımızı, nasıl yaptığımızı, hangi risklerle yaptığımızı, sonunda ne sonuçlar elde edeceğimizi gayet iyi biliyoruz" ifadelerini kullanmıştı. 

Faiz lobisi: 

Yıllardır "Faiz sebep enflasyon neticedir" tezini savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, yüksek faizi destekleyenler ve bu yolla gelirini artıranlar için kullandığı ortak bir kavram. 

Örneğin, 2013'teki Gezi Parkı olayları sonrası Samsun'da düzenlenen bir mitingde "Mustafa Kemal'in askerleriyiz diye yola çıktılar, faiz lobisinin neferi oldular" cümlesini kullanan Erdoğan, 2018'de yaptığı bir konuşmada "Ekonomide her kötülüğün anası faizdir. Bunun lobisi finans kuruluşlarıdır. Devletin bankaları da bu işin içindedir. Bu işi çözmemiz lazım" demişti. 

Fiyat güncellemesi: 

Fiyatlar genel seviyesi düştüğünde ya da arttığında bir ürünün tedarikçisi de fiyatlarında bir güncellemeye gidebilir. 

Günümüzün "fiyat güncellemesi" ise genellik "zam" kelimesi yerine kullanılıyor. Bazı medya kuruluşlarında "zam" kelimesinin kullanılmaması kamuoyunda tepkiye neden oluyor. 
 

enflasyon afp.jpg
Fotoğraf: AFP


Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, köprü ve otoyol geçiş ücretlerinin hangi kriterlere göre hesaplanıp zam yapıldığını soran CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'a dövizdeki değişime bağlı olarak zam değil, fiyat güncellemesi yapıldığı yanıtını vermişti. 

IMF bizden borç istedi: 

1990'ların ekonomik kabusu hâline gelen IMF borçları, AK Parti döneminde de gündemdi. 

Türkiye, 1960'lardan 2005'e kadar Uluslararası Para Fonu'ndan (IMF) 50 milyar doların üzerinde kredi kullandı. Bu borçların son kısmı ise Mayıs 2013'te ödendi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi. Ben arkadaşlara ‘verin' dedim. Baktılar ki Türkiye veriyor, borç istemekten vazgeçtiler" açıklamasının esası ise şu şekilde: 

"IMF, adı üzerinde uluslararası çaptaki bir para fonu. Bu fonun bir parçası olunmak isteniyorsa her ülkenin katkı sağlaması gereken bir meblağ var. IMF ile her ülke ikili bir anlaşmaya imza atıyor."
 


2008-2009 Küresel Finans Krizi sonrası IMF, önlem amaçlı bir kaynak oluşturmak istemiş, IMF rezervlerinde ciddi bir azalış olma riskine karşı üye ülkeler, borç verme taahhüdünde bulunmuştu. 

Türkiye'nin verdiği taahhüt ise 5 milyar dolardı ancak IMF'nin rezervleri kritik seviyeye gerilemediği için bu miktara talep olmadı. 

İstikrar: 

Türk Dil Kurumu, istikrar kelimesini genel anlamıyla "Aynı kararda, biçimde sürme, kararlılık, stabilizasyon", ekonomideki anlamıyla "Ödemeler dengesinde, istihdamda düzen, stabilizasyon" olarak açıklıyor. 

AK Parti'den önce de AK Parti döneminde de ekonomiyle ilgili hemen her açıklamanın ana başlığını oluşturan "istikrar" hedefi, Mart 2020'de koronavirüs pandemisinin yol açacağı ekonomik kayıplara karşı açıklanan "Ekonomik İstikrar Kalkanı"nda da yer bulmuştu. 

100 milyar liralık kaynak setinin devreye alan pakette, kredi kolaylıkları, vergi indirimleri de yer alıyordu. 

Gelinen noktada, Eylül 2021 itibarıyla çalışanların ve işsizlerin tamamını açıklayan işgücü sayısı 33 milyon, resmen işsiz sayılanlar ise 3,7 milyon, TÜİK'in bazı kurallara göre işgücünden saymadığı kişiler ise 30 milyon civarında. Merkezi yönetim bütçe açığı ise yılın ilk 10 ayında 78 milyar liraya ulaştı 

Kayyum/kayyım: 

Kimi yerde "kayyum", kimi yerde "kayyım" olarak geçen bu kavram, Arapça kökenli bir hukuk terimi. 
 

Ayhan Bilgen
Ekim 2020'de tutuklanan ve yerine kayyum atanan eski Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen, Haziran 2021'de cezaevinden çıktı


TDK, kayyumu, "Belli bir malın yönetilmesi veya belli bir işin yapılması için görevlendirilen kimse" şeklinde açıklıyor. 

Türkiye siyasal ve ekonomik tarihinde ise "kayyum", FETÖ bağlantılı olduğu ifade edilen kurumların yönetimlerine, Halkların Demokratik Partisi (HDP)  31 Mart 2109 yerel seçimlerinde kazandığı  8 il belediyesi ve pek çok ilçe yönetimlerine ya da Türk Hava Kurumu'nun idaresine atana kişi ya da kişiler olarak yer etti. 

Laf dinlememek: 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, eski Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya için söylediği söz. 
 

murat çetinkaya
Kolaj: Independent Türkçe


Çetinkaya'nın 2016'da göreve gelmesinden sonra politika faizi yüzde 24 seviyesine kadar çıkmıştı. Tecrübeli merkez bankacısının görev süresi dolmadan Haziran 2019'da, görevden alınmasıyla ilgili Erdoğan, parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişi hatırlatmış ve şunu söylemişti: 
 

Bakın şimdi, bu sistemi değiştirince Merkez Bankası başkanını görevden alma yetkisini aldık. Ve böylece önceki Merkez Bankası başkanını görevden aldık çünkü laf dinlemiyor adam. Ve yeni arkadaşımızla yola devam ettik. Ve dedik ki bak böyle böyle faiz oranlarını düşüreceğiz. 


Nas: 

İslam hukukunda yer alan ayet ve hadis metinlerini ifade eden "Nas" kelimesinin bir ekonomik tartışmada nasıl yer aldığı ve gelecek nesillere nasıl anlatılacağı ileride karşımıza çıkacak bir konu. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 17 Kasım Salı günü AK Parti'nin haftalık olağan grup toplantısında yaptığı konuşmada şunları söylemişti: 
 

Bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusur bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam"

Şu anda dünyaya bakalım. ABD'ye, Batı'ya, İsrail'e bakın. Bütün bunlarda faiz, aşağılara çekilmişken tamam da bizim arkadaşlarımıza ne oluyor ki onlar faizi savunur hale geliyorlar? 

Enflasyonun buralarda ne hale geldiğini görüyorsunuz. Peki bizim arkadaşlarımıza ne oluyor? 

Bu görevde olduğum sürece faizle mücadelemi sonuna kadar sürdüreceğim ve enflasyonla mücadele mi de sürdüreceğim.

Bu konuda nas ortada. Nas ortada olduğuna göre sana, bana ne oluyor?


Bu açıklamasıyla Erdoğan, faizin dinen haram olduğuna işaret etmişti. 

Şahlanmak: 

Sözlükte "Parlamak, ışıldamak" anlamlarıyla yer alan "şahlanmak", Türkiye ekonomisinin hızla kalkınacağı, işsizlik, bütçe açığı gibi sorunların giderileceği bir dönemin temennisi olarak karşımıza çıkıyor. 

Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mayıs 2018'de Ankara Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Seçim Beyannamesi ve Aday Tanıtım Toplantısı'nda 24 Haziran'daki Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası yönetim sisteminin değişmesiyle güzel bir başlangıç yapılacağını söylemiş, "Erdem, irade ve cesaretle Türkiye şahlanacak" demişti. 

Benzeri bir temenni Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan da gelmişti.
 

erdoğan albayrak AA
Fotoğraf: AA


Şubat 2019'da İstihdam Seferberliği 2019 Tanıtım Toplantısı'nda konuşan Albayrak, Türkiye'nin ekonomide yeni bir hikaye yazmaya başladığını söyleyerek "Şubat ocaktan hakikatten çok daha iyi. Mart şubattan daha iyi, nisan da marttan daha iyi olacak" demişti. 

Şubatı 5,35 seviyelerinde bitiren Dolar/TL kuru, nisan sonunda 7 liraya dayanmıştı. Nisan 2019'da yüzde 19,50 olan enflasyon, Ekim 2021'de hâlâ yüzde 19,89 seviyesinde. 

Tanzim satış: 

2019 yılının başında gıda enflasyonunun yüzde 30'un üzerine çıkmasıyla hükümet, bazı malları tüketiciye daha uygun fiyatla ulaştırmak adına "tanzim satış" uygulamasını başlatmıştı. 

Esasında Türkiye'nin 1970'lerden bu yana, farklı dönemlerde denediği bir yöntem olan "tanzim satış noktaları", yeni dönemin gündemine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AK Parti Grup toplantısında yaptığı açıklamayla taşınmıştı: Üreticiden çıktığında, üretici halinden tüketiciye kadarki süreçte daha fazla aracı koymadan direkt tüketici haline gelip, buradan halka en uygun fiyatla ulaşacak bir sistemin gayreti içerisindeyiz.
 

istanbul tanzim satış kuyruğu

İstanbul'da bir tanzim satış kuyruğu/ Fotoğraf: Reuters



Bu açıklamanın ardından 11 Şubat Pazartesi itibariyle ilk etapta İstanbul'da 50, Ankara'da 30'dan fazla noktada kurulan çadırlar ve otobüslerde tanzim satışlar başlamıştı. 

Pek çok gıda ürününün 1 ila 4 lira ucuza satıldığı bu uygulama, nisandaki yerel seçimlerle birlikte sona ermişti. 

Teğet geçmek: 

2008 Küresel Finansal Kriz döneminde başbakanlık görevinde bulunan Recep Tayyip Erdoğan, tüm dünyada piyasalar ağır dalgalanmalar yaşarken, "İnşallah bizi teğet geçecek ve biz bunu en az zayiatla atlatacağız" demişti. 

Daha sonra yaptığı açıklamalarda krizin Türkiye'yi teyit geçtiğini "teyit etmiş" ve "Hamdolsun, batan bankalarımız yok, yine inanıyorum marka, güçlü firmalarımız yok ve ben kriz Türkiye'ye teğet geçecek derken işte bunu kastediyorum. Elbette bu kötü şartlar bize de dokunacak, elbette bizim de sıkıntılarımız olacak ama biz milletçe ayakta kalmayı, hedeflerimizi kaybetmemeyi başaracağız" açıklamasını yapmıştı. 

2007 yılını yüzde 42 primle tamamlayan Borsa İstanbul, 2008 yılında yüzde 52 oranında değer kaybederek tarihi bir çöküş yaşamıştı. 2008 yılında yüzde 11 olan işsizlik oranı, 2009'da yüzde 14'e yükselmişti. 

Yerli ve milli: 

Türk Dil Kurumu, "yerli" kelimesini "Yurt içinde yapılan veya bir yurdun kendine özgü niteliklerini taşıyan" şeklinde açıklarken, "milli" kelimesi için ise "millete özgü" tanımını kullanıyor. 

Yerli ve milli ekonomi yaratma hedefi Cumhuriyet'in kuruluşundan bu yana her hükümetin gündemiydi. 

AK Parti hükümeti döneminde özellikle askeri yazılımlar ve savunma sistemlerinde ön plana çıkan "yerli ve milli" hedefiyle TROY adlı ödeme sistemi de üretildi. Bunun yanı sıra yerli ve milli dijital para için çalışmaların devam ettiği de açıklandı. 

TURKOVAC adlı "yerli ve milli" aşının test süreci devam ederken, bu kavram en çok Türkiye'nin üreteceği otomobil için kullanıldı. 

Ekim 2015'te yerli otomobilin ilk prototipini paylaşan dönemin Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Saab 9-3'ün fikri mülkiyet haklarını satın aldıklarını, bilimde ve teknolojide söz sahibi olan ülkelerin hangi yollardan geçtiğini bildiklerini söyleyerek, "Amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek yok. Bugün bilimde ve teknolojide söz sahibi olan ülkeler hangi yoldan geçti bunları biliyoruz. Tüm tecrübeleri birebir yaşamak zorunda değiliz. Onların yaşadıkları tecrübelerden ders alarak çok daha hızlı yol alabiliriz" demişti. 
 

togg aa
Aralık 2019'da kamuoyuna tanıtılan yerli otomobil TOGG/ Fotoğraf: AA


Son olarak 2018'de yollarda olması beklenen yerli otomobil ile ilgili Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ekim 2021'de yaptığı açıklamada şunları söyledi: 

Türkiye'nin otomobili, inşallah 2022 yılının sonunda, seri üretim bandından çıkacak. Fabrikanın inşaatı devam ediyor. Makine siparişleri yapıldı. Arabanın prototipleri testlere girmeye başladı. 2022 yılının sonunda seri üretim bandından çıkan araçlar, sanırsam 2023 yılının ilk çeyreğinde piyasaya sürülmüş olur.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU