Vaka sayısı düşmüyor, can kayıpları azalmıyor… Uzmanlar uyardı: Salgın bitti algısı vermek yanlış, devlet denetleme görevini yapsın

Vaka sayılarına ciddi azalma olmadığı gibi can kayıpları da düşmüyor. Buna rağmen toplumda kurallara uyma azaldı. Diyanet İşleri Başkanlığı da cami ve mescitlerde normal saf düzenin geçilmesini istedi. Toplumda salgının bittiğine mi inanıyor?

Salgınla mücadele için konulan kurallara uyma konusunda ise her geçen gün daha az riayet ediliyor / Fotoğraf: AA

Çin'in Wuhan kentinden çıkan ve kısa sürede tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını can almaya devam ediyor. 

Aşılamaya rağmen vaka sayıları düşmüyor, can kayıpları da azalmıyor. 

Salgınla mücadele için konulan kurallara uyma konusunda ise her geçen gün daha az riayet ediliyor. 

Türkiye'de son dönemlerde vaka sayıları ve ölüm oranları yüksek seyretmeye rağmen toplumda kurallara uyma azaldı.

İnsanlar artık çarşıda pazarda maskesiz dolaşıyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Diyanet İşleri Başkanlığı da dün müftülüklere gönderdiği yazıda, cami ve mescitlerde cemaatle kılınan farz namazların normal saf düzenine eda edilebileceğini bildirdi.

Peki toplumdaki tedbirsizlik neden kaynaklanıyor? Toplum salgının bittiğine inanmaya mı başladı?

Konuya ilişkin Independent Türkçe'ye konuşan uzmanlar da toplumda bu yönde bir gevşemenin söz konusu olduğu görüşünde.

"Devlet denetleme görevini yapmıyor"

Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, toplumda maske takma oranının çok düştüğü söyledi.

Yüksek seyreden vaka sayılarından bunun belli olduğunu ifade eden Ceyhan, "Halk artık önlemleri duymuyor. Devlet de eskiye göre denetleme görevini yapmıyor" dedi.

Mehmet Ceyhan
Mehmet Ceyhan / Fotoğraf: Twitter



Prof. Dr. Ceyhan, "Toplum salgının bittiğine inanmaya mı başladı?" sorusuna şu yanıtı verdi:

"Onu insanlara sormak lazım. Toplumun hangi nedenlerle böyle bir şeye inandığına ilişkin bir çalışma yapmış değilim ama herhangi bir tedbir alınmadığı için genelde bu tip reaksiyonlar olur. Birçok nedeni var tabii ki. Mesela daha önce maske takmayanlara uygulanan para cezası yok şu an."

"İktidar 'salgın bitti' algısı vermek istiyor"

İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip de Ceyhan ile benzer görüşte.

Toplumda genel bir kanıksama ve duyarsızlaşmanın oluştuğuna dikkati çeken Saip, iktidarın bunula sahada "salgın bitti" algısı vermek istediğini söyledi.

Toplumda yeterince uyarma ve denetleme görevinin yapılmadığını kaydeden Saip, "Yapılan aşılama oranları da günlük olarak düşmüş durumda. Aslında şu an hatırlatma dozlarına ihtiyaç var. Toplumsal bir bağışıklık düzeni de sağlanmadı. Yani yaptıranların da tekrar yaptırması gerekiyor" diye konuştu.

Durumun tehlike arz ettiğini belirten Prof. Dr. Pınar Saip, "Hem güvenli çalışma koşulları hem de toplumsal yaşam içinde sağlık tedbirlerine uyum azaldı. Dediğim gibi denetleme de yok. Sanki böyle bir salgın yokmuşçasına maalesef yaşanmaya başlandı. Durum tehlike arz ediyor. Sonuçta tehlikeli bir durum" yorumunda bulundu.

Pınar Saip
Pınar Saip / Fotoğraf: Twitter


"Kısmi de olsa normalleşmemiz gerekir"

Diyarbakır Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Eğitim Sorumlusu ve Uluslararası Doktorlar Derneği Diyarbakır Temsilcisi Doç. Dr. Eşref Araç ise durumu alışkanlıklara uzun süreli motive olmanın zor olmasından kaynaklandığını söyledi.

"İkinci bununla birlikte normalleşmeye geçmemiz gerekirken normalleşmeyi yanlış anlamamızdan kaynaklanan bir durum oldu" diyen Araç, devamında şunları kaydetti:

"Neredeyse iki yıla yakın bir kısıtlama durumu söz konusu. Bu uzun sürede sürdürebilirliği çok da yok gibi. O yüzden aslında beklenen şuydu; evet böyle bir duruma geçilmesi gerekiyordu ama toplumsal bağışıklık kazanıldıktan sonra. Yani aşı oranlarımız istenilen seviyeye gelseydi zaten bu yapılacaktı. Ancak toplumsal bağışıklık sağlanmadı. Dolayısıyla tedbirlerin tamamen kaldırılması doğru bir karar değil. Ancak kısmi de olsa normalleşmemiz gerektiği de açıktır."

Konunun sağlık boyutunun yanı sıra sosyal ve ekonomik boyutuyla da değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Doç. Dr. Araç, temkinli olmakta fayda olduğunu ama kesin kısıtlamalardan da uzaklaşmanın toplumsal açıdan bir fayda sağlamayacağını sözlerine ekledi.

Eşref Araç
Eşref Araç / Fotoğraf: Twitter


Ne olmuştu? 

Türkiye'de ilk Çin Wuhan merkezli koronavirüs (Kovid-19) vakası 11 Mart 2020'de görüldü.

Ülkede koronavirüse bağlı ilk ölüm vakası ise 15 Mart 2020'de gerçekleşti.

1 Nisan 2020'de açıklama yapan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, koronavirüs salgının tüm ülkeye yayıldığını söyledi.

Virüsün Türkiye'de sosyal, ekonomik, siyasi, dini ve kültürel alanlarda birçok önemli etkileri olduğu için radikal kararlara başvuruldu.

Örneğin orta öğretim düzeyinde okullar askıya alınırken, üniversitelerde dersler iptal edildi. Cuma namazı başta olmak üzere cami ve mescitlerde cemaatle namaza ara verildi.

 

Koronavirüs tedbirleri kapsamında birçok yerde olduğu gibi cami ve mescitlerde de cemaatle namaza ara verilmişti
Koronavirüs tedbirleri kapsamında birçok yerde olduğu gibi cami ve mescitlerde de cemaatle namaza ara verilmişti / Fotoğraf: AA

 

Öte yandan restoranlar, kafeler, kahvehaneler ve alışveriş merkezleri gibi yerler geçici olarak kapatıldı. 

Hatta geçici olarak kapatılan düğün salonlarının yanı sıra spor müsabakaları da iptal edildi.

Hükümet, virüsün yayılım hızını düşürmek ve insanlar arasında sosyal mesafeyi korumak için 65 yaş üstü ve 20 yaş altı gençleri kapsayacak şekilde sokağa çıkma yasağı uygulaması başlattı.

Daha sonra kısıtlamalar kaldırıldı. Fakat salgında ciddi bir azalma olmadı. 

Şu anda hem Türkiye'de hem de birçok ülkede vaka sayıları yüksek seyrediyor. 

Vaka, ölüm ve aşı oranı

Can kayıpları da kimi yerlerde yeniden artıyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde salgın yeniden hız kazandı. 

Dünya genelinde bugün itibariyle koronavirüs vaka sayıları 253 milyon 370 bini geçerken, ölüm oranı da 5 milyon 107 bine ulaştı.

Türkiye'de ise vaka sayıları 8 milyon 363 bini, ölüm oranı da 73 bini geçti.

Şimdiye kadar dünya genelinde yapılan koronavirüs aşısı 4 milyar civarında.

Türkiye en çok aşı yapılan 9. ülke konumunda bulunuyor.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU