Çin, Taliban'ı tanımanın eşiğinde

Pekin'in üst düzey diplomatı, liderleriyle Doha'da görüştükten sonra Taliban rejimi için "daha fazla anlayış ve destek" çağrısında bulundu

Taliban'ın en önemli liderlerinden Molla Abdülgani Birader, iktidarı ele geçirmelerinin hemen ertesinde ilk diplomatik ziyaretini Çin'e gerçekleştirmiş ve Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüşmüştü (AP)

Tüm göstergeler, Afganistan'a komşu devletlerin Taliban hükümetinin tanınmasında mutabık kalmaya hazırlandığını gösteriyor. 20 Ekim'de gerçekleşen ve Moskova Formatı olarak adlandırılan bölge devletleri ve Taliban yetkilileri arasındaki toplantı, Taliban hükümetinin mücbir bir gerçek olduğuna ve yapıcı bir angajmana ihtiyaç duyulduğuna işaret etti.

Siyasette bir hafta uzun bir süre. Çarşamba günü Afganistan'a komşu ülkelerinin katılımıyla Tahran'da düzenlenen dışişleri bakanları düzeyindeki konferansta, Taliban yönetimiyle resmi diplomatik ilişkilerin konuşulduğu da kesin.

Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Taliban etkinliğe davet edilmedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Tüm gözler Çin Devlet Konseyi Üyesi ve Dışişleri Bakanı Wang Yi'de olacak. Pazartesi Pekin'den ayrıldı ve Tahran'a giderken Doha'ya uğradı. Katar başkentinde Başbakan Vekili Molla Abdulgani Birader ve Dışişleri Bakan Vekili Amir Han Muttaki gibi Taliban hükümetinin üst düzey liderleriyle görüştü.

Bu, eylül başlarında Afgan geçici hükümetinin açıklanmasından sonra şimdiye kadarki en üst düzey siyasi temas oldu. Wang'ın Tahran konferansına Taliban liderliğine danıştıktan sonra gitmesinin sembolizmi derin.

Önemli biçimde, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping salı günü Pakistan Başbakanı İmran Han ile de bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Şinhua'nın haberinde, Şi'nin "yeni bir çağda ortak gelecekle" daha da yakın bir Çin-Pakistan topluluğu oluşturma çağrısının altı çizildi.

ABD'nin Pekin'le stratejik rekabetine örtülü göndermede bulunan Şi, "dünya çapında daha fazla türbülans ve risk kaynağı varken, yüzyıl zarfındaki görünmez derin değişikliklere" atıfta bulundu. Şi, bu gibi koşullarda Çin ve Pakistan'ın "daha da sıkı biçimde yan yana durması ve her hava koşuluna uygun stratejik işbirliği ortaklığını ilerletmesi" gerektiğini ifade etti.

Şi, Çin-Pakistan Ekonomik Koridoruna (ÇPEK) ve terörle mücadele ile güvenlik işbirliğini güçlendirme ihtiyacına değindi. Görüşmeye dair Pakistan açıklamasında, iki liderin Afganistan dahil olmak üzere bölgesel ve uluslararası durumu da tartıştığı görülüyor.

Açıklamada tarafların, "uluslararası toplumu, ülkenin yeniden inşasına katılımın sürekliliğinin yanı sıra Afgan halkının acılarını hafifletmek, istikrarsızlığın ve halkın ülkeden kaçışının önüne geçmek için acil insani ve ekonomik yardım sağlamaya çağırdığı" belirtildi.

Şi'nin İmran Han görüşmesi şüphesiz Wang'ın pazartesi günü Doha'da Molla Birader'le gerçekleştirdiği yapılandırılmış tartışmalara eklemlendi.

Çin Dışişleri Bakanlığı’nın Doha toplantısına dair açıklamasında, Wang'ın "Şimdi kaostan yönetişime dönüşme istikametinde kritik bir aşamada duran Afganistan, halihazırda kendi kaderine gerçekten hükmedebileceği, kapsayıcılık ve uzlaşma sağlayabileceği ve ulusal yeniden inşayı ilerletebileceği tarihi bir fırsatla karşı karşıya" sözlerine vurgu yapıldı.
 


Wang, Taliban yönetiminin insani kriz, ekonomik kaos, terörist tehditler ve yönetişim zorlukları gibi "4 kutuplu zorluklarla" başa edebilmesi için uluslararası toplumun "daha fazla anlayış ve desteğine" kaçınılmaz biçimde ihtiyaç duyulduğunu teyit etti.

Çin'in Taliban yönetiminden beklentilerini sıralayan Wang, "Afganistan'ın sağlam bir kalkınma yoluna girmesine katkı sağlamak için tüm tarafları Afgan Talibanıyla rasyonel ve pragmatik biçimde ilişki kurmaya" davet etti.

Çin Dışişleri Bakanı önemli olarak, Pekin'in beklentisinin Taliban'ın Doğu Türkistan İslami Hareketi (DTİM) ve diğer terörist örgütlerle "bağlarını kesin biçimde koparması" ve "kararlı biçimde çökertilmeleri için etkili önlemler alması" olduğunu söyledi.

Çin tarafının açıklamasında, Birader'in "Afganistan'daki genel durum kontrol altında ve düzeliyor, her düzeydeki yönetimler yavaş yavaş kuruluyor ve hükümet kararnameleri etkili biçimde uygulanıyor" iddiası vurgulandı.

Birader'in, Talbian'ın "tarihsel tecrübesinden ders alacağı" yönündeki kesin kararlılığı vurgulandı: Taliban yönetimi "rejimin temsilini genişletmek için kapsayıcı önlemler almayı sürdürecek, "tüm etnik gruplardan daha seçkin personel" istihdam edecek ve görevlendirecek, "kadınların ve çocukların hak ve çıkarlarını koruma çabalarını kuvvetlendirecek, onları eğitim ve çalışma haklarından mahrum bırakmayacak."

Birader ilginç biçimde şunları ekledi:

Kadınlar şimdilik sağlık kurumlarında, havaalanlarında ve diğer yerlerdeki işlerine devam ediyor. Birçok ilde ilk ve orta okullardaki kızlar okula döndü. Ancak yine de tesis ve kaynak eksikliği gibi zorluklarla karşı karşıyalar.

Meselenin özü, Wang'ın Taliban yönetimi liderliğinden en üst düzeyde "Çin'le dostane bir politika izlemenin Afgan Taliban'ın kesin seçimi olduğunu ve çeşitli alanlarda Çin'le işbirliğini güçlendirmeyi umduğunu" duyması oldu.

Çin'in güvenlik kaygılarına büyük önem veren Afgan Talibanı, sözünü kararlılıkla yerine getirecek ve hiç kimsenin veya herhangi bir gücün Afgan topraklarını Çin'e zarar vermek için kullanmasına asla izin vermeyecektir.

Muhtemelen, Pekin'in karar vermesi halinde Taliban hükümetini tanıma yönünde ilerlemesi için koşullar aşağı yukarı hazır.

Optimum bir Afgan stratejisi açısından Pekin'in, insani yardımın yanı sıra güvenlik işbirliğini de güçlendirebilmesi, ayrıca Kuşak ve Yol Girişimi çerçevesinde Afganistan'ın yeniden inşası için de topun harekete geçebilmesi bakımından Kabil'le hükümetler arası resmi bağları mümkün olan en kısa sürede yeniden kurması faydalı olacak.

Elbette işin özü şu: Çin (ve Orta Asya devletleri ile İran) IŞİD ve diğer terörist grupların yok edilmesi mücadelesi etkili olacaksa, Taliban yönetiminin acilen elini güçlendirmek gerektiğine ikna olmuş durumda.

Afganistan'ın İran sınırına yakın kuzeybatısındaki Herat'ta pazar günü Taliban ve IŞİD militanları arasında yaşanan çatışma, ortaya çıkan güvenlik sorunu tehlikesine kanıt sunuyor.

Peki Rusya, Taliban hükümetinin tanınmasında Çin'le birlikte hareket edecek mi? Bunun kısa yanıtı "Henüz değil". Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, çarşamba günü Tahran'a seyahat edemeyeceğini açıkladı.

Ancak Rus devlet başkanının Afganistan elçisi Zamir Kabulov bu hafta şunları kaydetti: "Şüphesiz ki bu (Moskova Formatı tartışmaları) yeni otoriterlerin tanınması sürecinin başlangıcı için iyi bir temel teşkil ediyor." Kabulov, Rusya'nın Mezar-ı Şerif'tekş konsolosluğunun yeniden açılmasının da masada olduğunu belirtti.

Rusya tanımaya dair bölgesel uzlaşmaya sempati duyabilir ancak kanun kitaplarındaki eski mevzuat Taliban'la her türlü ilişkiyi yasaklıyor. Başkan Vladimir Putin, bahse konu yasanın kaldırılabileceği günün çok uzak olmadığını tahmin ediyor.

Moskova ve Pekin, Taliban yönetiminin tanınmasının "blok zihniyetini" çağrıştırmaması için koordineli bir yaklaşım izleyecek. Öte yandan Rusya, Taliban'ın da olumlu yaklaştığı, ABD'yle işbirliğine kapıları açık tutan favori projesi "Troyka Plus" ile de meşgul.

Bununla birlikte Moskova'nın gözü, Avrupa Birliğinin Kabil'deki diplomatik misyonunun gelecek aya kadar yeniden açmaya yönelik aktif planın da üzerinde olacak.

Bu makale, Indian Punchline ve Globetrotter tarafından ortaklaşa hazırlanmış ve Asia Times'a sunulmuştur.

Eski bir Hintli diplomat olan M.K. Bhadkumar ülkesinin Özbekistan (1995-1998) ve Türkiye (1998-2001) büyükelçisi olarak da görev yaptı.

                                                                      

* Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://asiatimes.com

Independent Türkçe için çeviren: Kerim Çelik

DAHA FAZLA HABER OKU