Akif Beki: Berat Bey’in kıymetini bilemedik mi?

“Bugünleri dünün tatlı hayalleri doğurdu, ektiği tohumlar acı meyvesini veriyor. Millet bugün dünü arar olduysa, o tablo bundan iyiydiyse başarı mı sayılacak?”

Fotoğraf: AA

Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Türk Lirası’nın dolar karşısında tarihinin en düşük seviyesini görmesinin ardından “Berat Bey’in kıymetini bilemedik mi?” diye sordu.

Beki, bugünkü köşe yazısında Berat Albayrak’ın Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini bıraktıktan sonra “işlerin daha da kötüleştiğini” ifade etti.

“Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan, Merkez Bankası ve Bakanlığa yeni isimler atadıktan sonra piyasaların tepkisini hayra yormuştu” diyen Beki, şöyle devam etti:

“Borsa yükseliyor, ülke risk puanımız düşüyor, dolar iniyor, göstergeler doğru yolda olduğumuzu gösteriyor”du. “Acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız” idi. Naci Ağbal’ın MB’den alınmasıyla göstergeler hızla tekrar bozulduğuna, dolar yine çıldırdığına göre, demek ki yanlış yoldayız. Hatta ters yolda tam gaz ilerliyoruz.

Öyleyse...Dövüneceksek “Damadın” diye değil, “Ağbal’ın kıymetini bilemedik” diye dövünmemiz gerekmiyor mu? Hem Berat Bey, görevi bırakmadan önce doları da kendi haline bırakmamış mıydı? Baskılayarak tutmak için 128 milyar dolar yakıldıktan sonra, kuru serbest salmıştı. TL’nin değer kaybetmesinin kötü değil bizim için daha hayırlı bile olacağı görüşüne dönmüştü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Albayrak’ın geçmişte “dolar düşecek, şahlanacağız, paramız itibarımızı temsil ediyor” şeklinde yaptığı açıklamaları hatırlatan Beki, Türk Lirası’na dair gün geçtikçe kötüleşen gelişmelerle ilgili şu yorumlarını dile getirdi:

Umursayan, sorumluluğunu üstlenip özür dileyen var mı? “Yanılttığımız tüm vatandaşlarımızdan özür diliyoruz, hepsini zarara soktuk, milletimiz affetsin, olan oldu” diyen duyuluyor mu? Bilakis, yine haklı, yine üste çıkıyorlar. TL’nin değer kaybetmesinin aslında sanıldığı gibi kötü bir şey olmadığı yaveleri, pompalanmaya devam ediyor. Pahalı dolar, ihracatçımıza ve sanayicimize fırsatlar sunuyormuş. Rekabetçi kur, bize avantaj sağlıyormuş. Çok lehimize oluyormuş.

Dolar ipini kopardığından beri, rezervler suyunu çekip artık baş edilemeyeceği anlaşılınca bu teraneye dönülmüştü. Yönetenlerin öngörüsüne, TL’ye dönme çağrılarına güvenenlerin zararını kim karşılayacak peki? Vatandaş, ”Biz kaybettik ama Türkiye kazandı, üretimimizin önü açıldı” diye sevinsin mi!

Albayrak, 2020’de bırakmadan 40 gün önce yeni hedefleri açıklarken ağız değiştirmişti. “Kur benim için hiç önemli değil, o tarafına hiç bakmıyorum. Kur meselesinden göreceksiniz, en kârlı çıkan biz olacağız” demeye başlamıştı. 29 Eylül’dü. Ekimde dolar, 2022 için koyduğu 7,88 lira hedefini aşarak 2023’teki 8,02 lira hedefini yakaladı. Bugünleri dünün tatlı hayalleri doğurdu, ektiği tohumlar acı meyvesini veriyor. Millet bugün dünü arar olduysa, o tablo bundan iyiydiyse başarı mı sayılacak?

 

Karar, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU