Türkiye'deki yabancı suç organizasyonlarının hedefi yine yabancılar... Kaçırıp ailesinden fidye isteme ve gasp en çok görülen suçlar

Özellikle İslam ülkelerinden gelen kişileri hedef alan gasp ve fidye amaçlı kaçırma olaylarında failler de çoğu zaman benzer ülkelerden gelenler. Polise bildirilen olaylar aydınlatılsa bile birçok vakanın mağdurlarca şikayet edilmediği öne sürülüyor

Yabancıları hedef alan suçlarda yine yabancılar başrolde olabiliyor / Fotoğraf: AA

Türkiye, gerek tarihi geçmişi, doğa güzellikleri gerekse modern yaşamın sunduğu imkanların da fazlalığıyla özellikle kimi İslam ülkelerindeki insanların gözde ziyaret ve ikamet adresleri arasında yer alıyor.

Kimisinin sığınmacı, kimisinin turist olarak geldiği Türkiye'de ciddi sayıda İslam ülkelerinden insan bulunuyor.

Ancak son yıllarda henüz ciddi sayıda olmasa bile bu ülkelerin vatandaşlarına yönelik kaçırma, fidye isteme ve soygun olaylarının da gazetelerin üçüncü sayfalarında yer aldığı görülüyor.

Benzer olayların Batılı ülke vatandaşlarına yönelik daha nadir olduğu görülüyor.

İşin ilginç tarafı bu vakaları gerçekleştirenlerin çoğunun da benzer ülkelerden gelmesi.

Yabancı turist kadar suçlular da geliyor. Yani Türkiye özellikle de İstanbul, nasıl milyonlarca insanın ziyaret ya da yeni bir yaşama başlama merkezine dönüştü ise aynı zamanda kimi yabancı suç örgütlerinin ve suçluların yeni bir av sahasına dönüşme yolunda ilerliyor.

Ürdünlü genci Faslılar kaçırıp işkence ettiler

Bu suçluların son kurbanlarından biri Ürdünlü Süleyman A., adlı genç oldu.

Hep merak ettiği İstanbul'a geldiğinde tanıştığı Fas uyruklu Odeh İbrahim Salem A. ve İlass E. adlı iki kişi tarafından Beyoğlu'nda kaçırılıp bir evde zorla alıkonuldu.

İddialara göre kaçıranlar, ellerini ve ayaklarını bağlayıp 15 gün boyunca kırbaçla vurarak işkence yaptıkları Ürdünlü gencin bu görüntülerini ailesine göndererek fidye istedi.

Aile mecburiyetten fidyeyi ödedi ve genç serbest bırakıldı

Ancak serbest kalan Süleyman A., soluğu poliste aldı. Polisin takibi sonucu her iki gaspçıda yakalanarak tutuklandı.

İnternette kısa bir arama yapıldığında benzer birçok haber bulunabilir. Bazı örnekleri sıralamak gerekirse…

ürdünlügenç.jpg
Ürdünlü gencin işkence gördüğü görüntüleri ailesine gönderdiler

 

İşkence görüntülerini ailesine gönderip fidye istediler

5 Mayıs 2021: İstanbul Esenyurt'ta Pakistan uyruklu bir kişiyi kaçırıp işkence yaparak ailesinden 50 bin euro isteyen yabancı uyruklu fidye çetesi, polis operasyonunda yakalandı.

Çetenin işkence görüntülerini rehinenin ailesine gönderdiği anlaşıldı.

Suriyeli çocuğu Suriyeliler kaçırdı

7 Ocak 2021: İstanbul Esenler'de Suriyeli bir ailenin 12 yaşındaki çocuğunu kaçırarak 8 bin dolar fiye isteyen üç Suriyeli yakalandı.

Iraklı işadamı internette tanıştığı Suriyeli kızın davetiyle geldiği İstanbul'da tuzağa düştü

25 Aralık 2018: İstanbul'da Iraklı iş adamını kaçırıp fidye isteyen iki yabancı uyruklu kişi yakalandı.

Iraklı iş adamının internette tanıştığı ve İstanbul'da oturan Suriyeli genç kızın daveti ile İstanbul'a geldiği, onun daveti üzerine Esenyurt'a eve gittiğinde kendisine kızın ailesi süsü veren iki yabancı uyruklu iki kişi tarafından rehin alınarak Irak'taki ailesinden "namus meselesi" adı altında 100 bin dolar istendiği anlaşıldı. Ailenin İstanbul'daki tanıdıkları aracılığı ile polisten yardım istemesiyle iki saldırgan yakalandı.

Yabancıların evini basıp gasp eden Afgan çete yakalandı

25 Mayıs 2021: İstanbul Zeytinburnu'da silahla girdikleri evlerde ellerini bağladıkları yabancı uyruklu kişileri döverek gasp eden Afganistan uyruklu 9 kişilik çete çökertildi.

Dört Pakistanlıyı rehin alan Afganlar yakalandı

17 Temmuz 2021: İstanbul Arnavutköy'de iş bulma vaadiyle kandırdıkları dört Pakistanlıyı rehin alarak ailelerinden fidye isteyen Afgan uyruklu bir çete çökertildi.

ali zafer sağıroğlıu.jpg
Ali Zafer Sağıroğlu / Fotoğraf: Twitter

 

"Yabancılar gittikleri yerlerde suça karışmakta temkinli olur"

Peki yabancılara yönelik yine yabancılarca işlenen bu suçların nedenleri ne?

Bunlar çok mu yaygın ve ne şekillerde oluyor?

 Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Göç Politikaları Merkezi Öğretim Üyesi Dr. Ali Zafer Sağıroğlu, yabancıların bir yer gittiklerinde suça karışmakta daha temkinli olduğunu söyledi.

Yabancıların kayıtlara giren suçları genelde kendi aralarında işlediklerini ifade eden Sağıroğlu, "Oranın yerlisine yönelik suça karışma oranları düşük. Kendi aralarında ticaretleri daha yoğun olduğundan ihtilafları da orada çıkıyor" dedi. 

Son zamanlarda bu tür olayların daha çok duyulmasının nedeninin 2005'den itibaren Türkiye'nin çeşitli ülkelerden gelenlerin artması ve medyada çıkan haberlerde kişilerin uyruğuna yapılan vurgu olmasının neden olduğunu söyleyen Sağıroğlu, "Medyanın bu olayları verişi de algıyı yükseltiyor sanki çok vaka varmış gibi düşünülmesine neden oluyor" diye konuştu.

"Aileler yabancı ülkede rehin alınan yakınları için fidye ödemeye daha yatkın oluyor"

Yabancılarca işlenen suçlarda rehine olaylarının sık görülmesinin nedeniyle ilgili de Sağıroğlu, şöyle konuştu:

Bir insan kendi ülkesinde rehin alınsa ailesinin birilerine ulaşma ve yardım isteme şansı daha yüksek. Ancak bir yakınınızın başına yabancı bir ülkede böyle bir şey gelse elinizin kolunuz daha bağlı. İstenilen fidyeyi ödemeye daha yatkın olursunuz. Farklı ülkelerden gelenler kimi ailesinde para olduğunu bilebiliyor. Sosyal medyadan ailenin gücünü araştırıp ölçüp tartabiliyor.

"Basına yansımayan olaylar hakkında hiçbir fikrimiz yok"

Saddam döneminde Irak'ta görev alıp sonradan Türkiye'ye gelerek yerleşen kişilere yönelik geçmişte bu tür olayların olduğunu aktaran Sağıroğlu, "Basına yansıyan, başarısızlıkla sonuçlanan olaylar kadar başarıyla sonuçlanan yani fidye alınan kaç olay var hiçbir fikrimiz yok. Demek başka olaylar da var ki bu tür hadiseler ortaya çıkabiliyor" yorumunu yaptı. 

savaş.jpg
Savaş Kurtbaba / Fotoğraf: sbsdedektiflik.com

 

"Oradan gelip burada iş bitirip dönüyorlar"

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği'nde uzun yıllar çalışan ve halen dedektiflik yapan Savaş Kurtbaba, geçmişte Filistinli bir adamı kaçıran fidye çetesini yakaladıklarını, "Türkiye'ye özellikle de İstanbul'a artık dört bir taraftan insan geliyor. Bunlar arasında suç potansiyeli olan bir sürü insan da var. Türkiye bu kişiler açısından da potansiyel bir merkez haline geldi. Oradan gelip burada işi bırakıp dönüyorlar" diye konuştu.

"Arap mağdurlar şikayetçi olmaktan kaçınıyor"

Kurtbaba, özellikle Arap mağdurların çoğunlukla da şikayetçi olmadığını ifade ederek şunları kaydetti: 

"Bizim çözdüğümüz olayda da Filistinli kişinin uzun yıllardır burada yaşayan ve artık Türk vatandaşı olan bir yakınının ihbarı sayesinde çözüldü. Çoğu zaman iş büyümesin diye şikayet etmiyorlar ya da kendi imkanlarıyla hallediyorlar."

isaaltun.jpg
İsa Altun / Fotoğraf: AA

 

"Kurbanlarını sosyal medyadan da buluyorlar"

İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'nden emekli olduktan sonra mahkemelerde bilirkişi olarak görev yapan İsa Altun da yabancıları hedef alan ve yine yabancılardan kaynaklanan suç olaylarında internetin ve sosyal medyanın da etkisi olduğunu söyledi.

Suç gruplarının hedef alacağı kişileri sosyal medya paylaşımlarından tespit ederek, maddi durumu ve aileleri hakkında fikir sahibi olabildiğini söyleyen Altun, kimi vakalarda da tur seyahat acentelerinde çalışan ve kendileriyle işbirliği yapan kimi tercümanlar vasıtasıyla gelen giden kişiler hakkında haberdar olduklarını ileri sürdü.

avukatbey.jpg
Enes Malik Saran / Fotoğraf: Independent Türkçe

 

"Yabancıların maruz kaldıkları suçların failleri çoğunlukla yine yabancılar"

Avukat Enes Malik Saran, öncelikle yabancıları hedef alan suç olaylarına dair adli istatistiklerin paylaşılmadığını, bu nedenle resmi verilere dayanarak yorum yapamadıklarını söyleyerek, "Fakat mesleki deneyimlerimize göre yabancıların maruz kaldıkları özellikle yağma (gasp), hırsızlık gibi suçların faillerinin çoğunlukla yine yabancılar olduğunu ifade edebiliriz." dedi.

Saran, sözlerini şöyle sürdürdü:

Bunun birçok nedeni olabilir. Yabancıların kendilerine ait komünitelerin olması ve bunların dışına çıkmamaları sebeplerden biri olabilir. Yabancıların dilini yine kendi ülke vatandaşı yabancıların bilmesi ve bu durumun suç öncesi araştırmayı daha kolay kılması ticaret başta olmak üzere her tür ilişkiyi kendi aralarında kurmak istemelerinin bu durumun önemli sebeplerinden biri olduğunu düşünüyorum.

"Arapların ticaret amaçlı parayı üzerlerinde taşımaları da suçun hedefi olmalarına neden oluyor"

Türkiye'de ticaret yapan Arap ülkeleri vatandaşları özelinde spesifik bir durum olduğunu söyleyen Saran, şöyle konuştu:

Hawala (havale) sisteminde ödeme aracı olan paranın çantalarla fiziki yollarla taşınması sebebiyle paranın ne zaman hangi kanallardan geçeceğinin bilgisini edinebilen yine yakın çevrelerinden Araplar oluyor. Bu ilişkilerde yine kendileri gibi yabancıların rehberliğinde gerçekleştiği için kendi aralarında bir sosyal çevre kurmuş oluyorlar. Haliyle suçların önemli bir kısmının bu iş-sosyal çevre içerisinde işlenmesi de şaşırtıcı olmuyor.

Türkiye'ye geliş gidişte sorun olur diye şikayetten kaçınıyorlar

Saran da Kurtbaba gibi benzer bir tespitte bulunarak yabancıların şikayetçi olmada ve dava açmada çekingen olduklarını belirterek, "Bunun birinci nedeni davacı olmaları halinde Türkiye'ye giriş – çıkışta sorun yaşayabileceklerini düşünmeleri. Özellikle bu sebeple dava açma konusunda çekingen oluyorlar. Elbette bunu her yabancı için genelleyemeyeceğimizi, bazı yabancıların bu konuda çok bilinçli olduklarını da ifade etmek gerekir" sözlerini noktaladı.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU