Suudi Arabistan Kültür Bakanı: Pandemiye uyum sağlamayı ve fırsatları yakalamayı öğrendik

Suudi Arabistan Kültür Bakanı Prens Bedr bin Abdullah bin Farhan Al es-Suud (Independent Arabia)

2020’nin ilk çeyreğinde yeni koronavirüs (Kovid-19) salgınının patlak vermesinden sonra dünya genelinde birçok hayati sektörü vuran durgunlukla birlikte kültür sektörü en ağır darbe alan sektörlerden biri oldu. Uluslararası veriler, Nisan 2020’de uluslararası krizin başlangıcında ülkelerin, yüzde 89’unda Dünya Mirası alanlarının tamamen veya kısmen kapatıldığını gösteriyor Aynı durum etkinlikler ve festivallere ilişkin tüm kültürel etkileşim şekilleri için de geçerli.

UNESCO’nun geçen yılın Aralık ayında yayınladığı raporuna göre dünyada yaklaşık 30 milyon kişiye istihdam sağlayan kültür sektörlerini etkisi altına alan ve beklenenden daha fazla zarara neden olan bir kabus baş gösterdi. Bunun yansımaları, sanat galerilerinin üçte birini, çalışanlarının sayısını yarıya veya daha fazla azaltmaya zorladı. Öyle ki müzik endüstrisi sektörü 10 milyar dolar kan kaybetti. Küresel yayıncılık pazarının yüzde 7,5’e yakın daralma sonrasında acı çekiyor.

Birkaç ülke, kalkınma koşusunu sürdürmek ve salgının neden olduğu felaketten kısmen kurtulmak için yeniden yükselmeye başlarken kültürel sektörler, hala geçmişte karşılaştıkları geleneksel zorluklar listesine eklenen yeni zorluklardan mustarip.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı röportajda Bakan, Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı’nın Mart 2019’da vizyonunu ve stratejik yönlerini açıklamasının ardından hükümetin kültürel sistemi geliştirme planlarıyla birlikte virüsle mücadele edildi. Ülkedeki ilk Kültür Bakanı Prens Bedr bin Abdullah bin Farhan Al es-Suud, “Yeni koronavirüs pandemisi, dünya çapında benzeri görülmemiş bir zorluk yarattı. Kültürel yaratıcılık endüstrisinde herkesin bildiği birçok hasar bıraktı. Ancak Suudi Arabistan, bilge liderliğinin bilgeliği ve vizyonu sayesinde zorlukların üstesinden gelmeyi başardı” dedi.

Suudi Arabistan Kültür Bakanı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan altı Suudi bölgesinden biri olan Diriye’deki Tureyf mahallesine bakan ofisinde, Independent Arabia’ya verdiği röportajda ‘kültürel sektörlerin pandemiden etkilendiğini, faaliyet ve etkinlikleri durdurulduğunu, festivallerin iptal edildiğini, müzeler, tiyatrolar ve sinemaların kapatıldığını’ açıkladı. Bakan, “Ama bu, dünyanın dört bir yanındaki kültür kurumlarının, kültürel faaliyetlerini sürdürmelerini sağlayacak araçlar tasarlamasını engellemedi” dedi. Prens Bedr bin Farhan, “Pandemiden öğrendiğimiz en önemli ders, bu koşullardaki fırsatlara odaklanarak zorluklara uyum sağlama ve bunlarla başa çıkma yeteneğidir” şeklinde konuştu.

Zor koşullara uyum sağlamak

Suudi Arabistanlı yetkililer tarafından geçen yıl koronavirüs pandemisiyle mücadele için dayatılan tam kapatmanın ortasında resmi kültür kurumu ve organları, kültürel faaliyetlerini uygulamak için mevcut platformları kullanarak inisiyatif aldı. Bakanlık, “Karantinada kültür’ sloganı altında, (edebiyatla ilgilenen 2 bin 87 kişinin katıldığı) ‘Karantina edebiyatı’ girişimi, (443 tiyatro metninin yazıldığı) ‘Tiyatro yazarlığı’ yarışması ve (büyük bir ilgi gören, 2 bin 396 kişinin katıldığı) ‘Okuma maratonu’ yarışmasının yer aldığı bir kültürel girişim paketi başlattı.

Aynı şekilde alıcıya evindeyken kültürel bir deneyim sağlayan sanal platformlar oluşturmak için teknolojiden de yararlanıldı. Son olarak halka sanal olarak müze ziyaret etme fırsatı veren ‘Ulusal Müze’nin sanal versiyonunun lansmanı yapıldı.

Prens Bedr bin Farhan Kültür Bakanlığı’nın ve kültürel kurumlarının pandeminin acı verici sonuçlarından kurtulmasını ‘pandemiden önceki son birkaç yılda ülkedeki dijital altyapıyı güçlendirme ve kültürel sektörlere benzeri görülmemiş destek sağlama amaçlı, Veliaht Prens tarafından yürütülen çabalara’ bağladı. Bakanlığının ortaya koyduklarının, (sadece bakanlık veya organları için değil, kişi ve kurumlar dahil sektördeki tüm aktörler, pandeminin koşullarına harika bir şekilde yanıt verenler ve sanal girişimler yoluyla dikkate değer katkılarda bulunanlar için) kültür sektörünün uyum sağlama yeteneğinin bir örneği olduğunu vurguladı.

Geçen Mart ayında, koronavirüsün zorluklarına ve ülkeler arasında geçiş zorluğuna rağmen Riyad, ‘Riyad Art’ girişiminin ilk faaliyeti olan ‘Nur er-Riyad (Riyad’ın Işığı)’ etkinliğiyle gökyüzünü aydınlattı. Bu adım, birçok kişiye şaşırtıcı geldi. Sanatsal ve kültürel çevrelerde başarılı olma yeteneği hakkında sorular ortaya koyuldu. Öyle ki Riyad’da geçen yüzyılın altmışlı yıllarından günümüze kadar aydınlatma sanatlarındaki sanatsal hareketin en iyi uluslararası eserleri Riyad’da toplandı.

Prens Bedr, “Riyad’ın Işığı’nda başarıya ulaştık mı? Güvenle cevap veriyorum: Evet, yerel ve uluslararası birçok yeteneği zor şartlar altında bir araya getiren küresel düzeyde yaratıcı bir sanat etkinliği yaratmayı başardık. Bu, Riyad şehrinde pandemi koşullarına uygun olarak açık ve çeşitli yerlerde gerçekleştirildi. Tüm önlemler alındı. Bu nedenle, koronavirüs pandemisinin tüm koşullarına ve zorluklarına rağmen izleyiciyi cezbeden bir sanatsal etkinlik modeli sunmayı başardık” dedi.

Prens Bedr, cevabını ‘en iyi kanıt’ olarak gördüğü verilere dayandırdı. Bakan, “60 yerli ve yabancı sanatçının katılımıyla, 310 bin 338 ziyaretçi çeken etkinlik, Riyad’ın 13 noktasında 300 faaliyetle yaratıcılıklarını halka tanıttı. Projede 75 yerel ve 25 uluslararası şirket faaliyet gösterdi. O dönemde çalışan sayısı bin 326 idi” dedi. Bakan, “Yolculuğun başlangıcında hala Riyad Şehri Kraliyet Komisyonu’ndaki meslektaşlarımızla birlikteyiz. Bireylerden veya kurumlardan genel olarak kültürel çalışmalara hizmet eden tüm fikirleri ve girişimleri her zaman memnuniyetle karşılıyoruz. Daha kültürel ve yaratıcı etkinlikler sunmak için her zaman herkesle iş birliğini kutluyoruz. Gelişme ve iyileştirme için de büyük fırsatlar mevcut. Bu salgının azalması, koşulların iyileştirilmesi, aşılama sürecinin ilerlemesi ve krizle mücadelenin etkin yönetimi konusunda iyimseriz” ifadelerini kullandı.

Ağustos: Koşuya geri dönüş sinyali

Ağustos ayı başlarında Suudi Arabistan, turist vizesi sahiplerinin ülkeye girişlerine yeniden izin verdikten sonra, Riyad’ın gelir kaynaklarını çeşitlendirme planlarını uygulamaya koyma niyetinin açık bir göstergesi olarak kapılarını turistlere açtı. Yarım milyar riyal (133,32 milyon dolar) sermaye ile kurulan Kültürel Kalkınma Fonu, yaklaşık 181 milyon riyal (48,26 milyon dolar) mali destek tahsisi ile makine rotasyonunun başladığını ve kültürel projeleri teşvik etmek için programın ilk versiyonunun bu Ağustos ayında başlatıldığını duyurdu. Kültür Bakanlığı tarafından düzenlenen 16 kültür sektörünün her birinde çeşitli kültürel alanlarda, destek hizmetlerinde, gelişen teknoloji veya altyapı ile ilgili projelerde çalışan özel kuruluş, dernek ve sivil toplum kuruluşları hedef alındı.

En son 6 Ocak’ta Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan fonun yönetim kuruluna başkanlık eden Kültür Bakanı, “Fon, ulusal kültür stratejisinin en önemli olanaklarından biridir ve Krallığın kalkınma hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunacaktır” dedi. Bakan, “İçerik, eğitim ve öğretimin oluşturulmasını ve geliştirilmesini desteklemek, altyapıyı desteklemek, kültürel çıktıları teşvik etmek, kültürel tesisleri işletmek ve kültür sektöründe dijital dönüşümü sağlamak gibi, kültür sektörünü güçlendirmek için tasarlanmış çeşitli finansman mekanizmalarına sahip kalkınma programları aracılığıyla, ulusal kültür stratejisi kapsamında belirlenen 16 kültür sektörünü desteklemeye odaklanacaktır. Ayrıca fonun, kültür sektörünün ülke ekonomisine katkısını artırmak için hayata geçirmeyi planladığı yatırım programları ve çeşitli kültürel alanlarda çalışan tüm kurum ve kişilere finansal olmayan danışmanlık hizmetleri sağlamak da odakta olacaktır” açıklamasında bulundu.

Fonun başkanına göre fon, küçük ve orta ölçekli işletmelerin çeşitli kültürel alanlardaki rolünü etkinleştirmeye, sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için özel ve kâr amacı gütmeyen devlet sektöründeki çeşitli organlarla etkili stratejik ortaklıklar kurmaya ve devlet ekonomisi ve kamu yararı için kültür sektörü ve uygulayıcıları üzerindeki olumlu etkiyi artırmaya çalışacak. Çeşitli kültürel alanlarda çalışan özel sektör kuruluşları, dernekler ve STK’ları ve onları destekleyen alanları ve uygulayıcılarını destekleyerek, Suudi kültürel üretimini geliştirerek ve kültürel ortamın gelişmesine yol açan ve ulusal kültürün yerel ve küresel olarak takdir düzeyini yükselten ekonomik kalkınma fırsatlarına ulaşarak katkı sağlayacak.

Neden ajanslar değil de kurumlar?

Yüzde 50’si kadın olan Kültür Bakanlığı çalışanları, haritalarına göre onaylanmış planlarını uygulamak için daha fazla zaman bulamadılar. Bakanlığın vizyonunu ve stratejik yönergelerini başlatmasından 11 aydan kısa bir süre sonra yeni virüs, dünyayı istila edip karıştırdı. Ancak bakanlık bünyesindeki yetkililer, bazı girişimlerinin karantinanın yansımalarından ve ihtiyati tedbirlerden etkilenmiş olmasına rağmen, çalışmalarının tüm hızıyla devam ettiğini teyit vurguladı.

Suudi Arabistan’ın ilk virüs vakasını kaydetmesinden bir aydan kısa bir süre önce bakanlık, kültür sektörünü çeşitli uzmanlık ve yönleriyle yönetmekten sorumlu 11 kültür kuruluşunun başlatıldığını duyurdu. O dönemde ülkedeki bakanlıklardan doğan kurumların yapılandırılmasındaki yeni yaklaşım ve ‘Suudi bürokrasisinde’ adet olduğu üzere ajans değil, kurum kurulmasının gerekçesi hakkında sorular ortaya çıktı. Prens Bedr bin Farhan, yaptığı açıklamada “Bakanlığın stratejileri, yönlendirmeleri ve vizyonu aracılığıyla, Suudi kültür sektörlerini tüm dalları ve boyutlarıyla ilerletmeyi hedefliyoruz. Her alan ve diğeri arasında ele alınması gereken boşluklar ve zorluklar çok büyük. Örneğin film sektöründeki zorluklar, miras, edebiyat veya moda gibi sektörlerden çok farklıdır. Bu nedenle toplumu, özel ve kâr amacı gütmeyen sektörleri kültürel sürece dahil etmenin önemine olan inancımızın yanı sıra, uygulamada yüksek esneklik ve dinamizm sağlayan ve yönetim kurulları, danışmanlar ve diğerleri düzeyinde olsun, her sektörde uzmanlaşmış yetkinlikleri kendine çekebilecek bir yönetim bulmak önemliydi. Bu durum, bakanlık içinde sınırlı bir yönetim çerçevesi olan sınırlı ajanslar aracılığıyla yapılamaz” dedi.

Bakan, bağımsızlığı garanti ettiği ve kültürel kurumların, sektörleriyle daha fazla esneklik ve dinamizmle ilgilenmesini sağladığı için yönetimin önemine ve bu temelde stratejilerinin, liderliğin isteklerini karşılayan iddialı hedeflerle tasarlandığına dikkati çekti. 11 kültür kurumunun varlığı sektörler düzeyinde birçok kültürel girişimi başlatarak yaratıcı bir kültürel rekabet ortamı oluşturuyor. Bunların hepsi, öncelikle Suudi Arabistan vatandaşlarının çıkarına hizmet ediyor ve Suudi Arabistan’ın ekonomik etkisini artırıyor. Ayrıca uzmanlaşmış kuruluşlar, kendi alanlarında ve faaliyetlerinde uzmanlaşmış uygulayıcılara makinesine daha yakın.

Bu bağlamda Bakan, “Bugün, liderliğin büyük desteği ve tüm sektörlerde kültürün önemine olan kesin inancı sayesinde, birçok yasal ve düzenleyici zorluğun üstesinden geldik. Temel ve inşa yolculuğunda en önemli aşamaya ulaştık. Kültür kurumlarının stratejileri benimsendi ve amaçlara ulaşmak için çalışmalar başladı” değerlendirmesinde bulundu.

Kültür Bakanlığı girişimlerinin ilk paketi olarak 27 büyük kültürel girişimin ilan edilmesi sonrasında dünyanın geçen yıl yaşadığı istisnai durumlar birçok projeyi karıştırdı. Ancak Kültür Bakanı, bakanlık tarafından açıklanan girişimlerin çoğunun yürürlükte olduğunu ve Kültürel Kalkınma Fonu, Kral Selman Arap Dili ve Kültür Merkezi gibi bazılarının halk için net sonuçlar ortaya koyduğunu belirtti. Bakan, kültür kurumlarının kuruluş yolculuğunda bazı girişimlerin etkisini ve yönelimlerinin açıklığını da gizlemezken, “Ancak bu, takdire şayan bir etkidir. Çünkü kurumların stratejilerinin benimsenmesinden sonra yönelimlerinin netliği, bazı girişimlerin yöneliminde daha fazla netliğe olanak tanımıştır. Örneğin kültür evleri ve Kütüphane Otoritesi stratejisi kapsamında halk kütüphaneleri girişimleri ortaya koyuldu. Kültür Bakanlığı bünyesinde 11 uzman kültür kuruluşunun kurulmasının başlı başına istisnai bir proje olduğunu belirtmek gerekiyor” şeklinde konuştu.

Prens Bedr bin Farhan, “Girişimin ilanının bir yön beyanı olduğunu da belirtmekte fayda var. Ancak uygulama prosedürleri ve zamanlaması, öncelik değerlendirmesi, zamanlılık ve hazırlık düzeyi gibi çeşitli faktörlerden etkilenir. Örneğin bakanlık, yetenekli insanları geliştirmeye ve beslemeye öncelik vermiş ve yaklaşık bin 400 yararlanıcının faydalandığı Sanat Akademileri girişimi kapsamında ‘sanatçı ikamet girişimlerinin uygulanması, kültürel burs programının başlatılması ve Kraliyet Geleneksel Sanatlar Enstitüsü’nün kurulması’ için inisiyatif almıştır” dedi.

‘Kitap Fuarı’ ve ‘Jenadriyah’

Koronavirüs pandemisinin Kültür Bakanlığı’nın girişimleri üzerindeki etkisine dair Bakan, etkiyi ‘kültürel festivaller, Kızıldeniz Festivali ve Ulusal Müzik Topluluğu gibi kamusal nitelikteki girişimlerle’ sınırlandırıyor.

Riyad Uluslararası Kitap Fuarı ve Jenadriyah Festivali, geçen yıl pandemiden en çok etkilenen halka açık etkinlikler arasında yer alıyor. Etkinlikler bu yıla ertelendi. Prens Bedr, “Edebiyat, Yayıncılık ve Çeviri Kurumu, Suudi kültür sahnesindeki gelişmelere ve ulusal kültür stratejisinin hedeflerine uyum sağlamak için fuarı yeniden düzenlemeye çalışıyor. Bu fuarın sürdürülebilir kurumsal çalışmasının önemi nedeniyle Edebiyat, Yayıncılık ve Çeviri Kurumu, sürekliliği sağlamak ve hedeflere ulaşmak için kitap fuarlarına özel bir bölüm kurmuştur. Ayrıca Riyad Uluslararası Kitap Fuarı’nın toplumda okuma sevgisini teşvik etme, Krallığın kültürel katılımının değerini yükseltme ve ekonomisini ve küresel konumunu güçlendirmeye katkıda bulunma rolünü oynaması için bir strateji geliştirmiştir” dedi.

Edebiyat, Yayın ve Çeviri Kurumu’nun Riyad Uluslararası Kitap Fuarı’nı Arap yayıncılık sektörünün ana kapısı yapmak için çalışmaya başladığına dikkati çeken Bakan, Suudi Arabistan Krallığı’ndaki yayıncılık sektöründe ticaret alışverişi seviyesinin yükseltildiğini, okuma kültürünün artırıldığını ve Suudi kültürel içeriğini dünyaya taşındığını vurguladı. Kültür Bakanı, “Bu, ‘uluslararası, Arap ve Suudi yayınevlerinin fuara katılımını artırarak, fuar alanını öncekinin iki katına çıkararak, ziyaretçinin deneyimini geliştirerek ve çeşitli kültürel kurumlarla iş birliği içinde tüm kültürel yönleri zenginleştirerek’ bir deneyim sağlamayı amaçlayan, toplumun tüm kesimleri için çekici bir ortamdır” ifadelerini kullandı. Prens Bedr bin Farhan, “Öte yandan strateji, Yayıncılar Konferansı’nda yayıncılık sektörünün tüm üretim zincirindeki çalışanları ve profesyonelleri hedef alan ticari bir çalışma ortamı yaratarak, uluslararası fuarların en iyi standartlarına benzer şekilde fuar sırasında ticaret alışverişini teşvik etmeye çalışmaktır. Fuarın tarihinde ilk kez düzenlenen konferans, fuarın dünya çapında yayıncılık sektöründeki katılım düzeyinin yükseltilmesine katkı sağlayacaktır” şeklinde konuştu.

Başlaması beklenen ‘Jenadriyah Festivali’ hakkında ise Prens Bedr, bakanlığının ‘Suudi Arabistan düzeyinde değil, uluslararası düzeyde en önemli ve en büyük seçkin kültür festivallerinden biri olan festivalde niteliksel bir sıçrama yapmak için stratejik bir plan geliştirmeye çalıştığını’ ifade etti. Bakan ayrıca, “Bu strateji, festivali dünyanın en iyi beş kültür festivali arasına ve en çok ziyaret edilen festivaller arasına yerleştirmeyi amaçlıyor” dedi.

Kültür Bakanı, “Ancak nihai hedef, Arap ve İslami kimliğimizi vurgulamak, kültürel mirasımızı tüm yönleriyle güçlendirmek ve gelecek nesillere aktarılması için onu korumak ve muhafaza etmektir. Festivalin Kraliyet himayesinde düzenlenmesi, Kral Selman bin Abdulaziz ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman liderliğindeki Suudi Arabistan tarafından ‘Suudi insanının çağdaş kültürel oluşumunu, ülke tarihinin büyük bir bölümünü oluşturan insani mirasa bağlama sürecine’ verilen büyük önemin açık bir kanıtıdır. Krallığın her bölgesinin doğası dikkate alınarak, mimari ve tasarım açısından festivalin ayrıntılı planı üzerinde çalışmalar devam etmektedir.

Ekonomik Büyüme Kültürü

Suudi Arabistan’daki resmi kültür kurumunun vizyonu ve stratejik yönlendirmeleri, kültürün ülkenin ekonomik büyümesi üzerindeki etkisini en üst düzeye çıkarmaya yöneldi. Bu durum, ekonominin kültürle ilişkisine ve Suudilerin bu hedefe ulaşma kabiliyetine şüpheyle bakan Arap bölgesinde zor bir meydan okuma gibi görünüyor. Bu çerçevede Bakan, “Kültürel sektörlerin her biri, sektörü geliştirmek ve ekonomik etkisini en üst düzeye çıkarmak için uğraştığımız farklı bir ortam, veri ve araçlara sahiptir. Örneğin miras, mimarlık ve edebiyat gibi bir geçmişi olan sektörler var ve bunlarla uğraşmak, film ve moda gibi hala gelişmekte olan ve endüstrileri kurulmakta olan sektörlerden tamamen farklıdır. Ancak tüm kültürel sektörlerde, sektörün gayri safi yurtiçi hasılaya katkısı ve her sektör tarafından sağlanan iş sayısı için hedefler belirleyerek, ekonomik etkiyi en üst düzeye çıkarmak istiyoruz. Sektörlerin sürdürülebilirliğini ve işletilmelerinde kaynaklarına bağımlı olmalarını sağlayan ve her zaman devlet desteğine dayanmayan bir finansal iş modeli oluşturmanın yanı sıra kültürel kuruluşlar tarafından temsil edilen tüm sektörler, kültürel projeler ve girişimlerle ilgilenen en önemli yerel ve uluslararası kurumlara yatırım fırsatları sağlamak için çalışmaktadır” ifadelerini kullandı.

Kâr amacı gütmeyen sektörler üzerine bahse girmek

Görünüşe göre Bakan, kültürel yaratıcı endüstride kâr amacı gütmeyen sektörün rolüne çok güveniyor. Bu bağlamda Prens Bedr, kültürün ‘özünde hükümet mevzuatıyla ve özel sektör tarafından desteklenen düzenli bir sivil eylem olduğuna ve bu temelde hükümet düzenlemesinin yanı sıra üçüncü ve özel sektörün önemli olduğuna’ dikkati çekti.

Kâr amacı gütmeyen sektör, Vizyon 2030’da önemli bir yer tutuyor. Suudi Arabistan, sivil dernekler ve kurumlar sisteminin etkinleştirilmesi, gönüllü sisteminin kurulması, kâr amacı gütmeyen sektöre olanak sağlamak için devlet rekabet ve satın alma sisteminin değiştirilmesi, çeşitli devlet kurumlarında kar amacı gütmeyen sektörü denetleyen birimlerin kurulması ve Ulusal Sektörü Geliştirme Merkezi yönetmeliğinin çıkarılması gibi tüm alanlarda etkisini ve rolünü en üst düzeye çıkarmak için stratejik adımlar attı.

2_206.jpg
Kültür Bakanlığı, projesinde kâr amacı gütmeyen sektöre büyük bir ortak olarak güveniyor (Independent Arabia)

Bakanlık, küresel olarak kültürdeki üçüncü sektörün rolüne de değindi. Bu bağlamda Kültür Bakanı, “Meslektaşlarım, hükümetlerin, sektörü beş alanda desteklediği sonucuna vardı: mevzuat, finans, eğitim, öğretim ve teknoloji. Kâr amacı gütmeyen kültür sektörünün beş alanında hükümetten ve özel sektörden mümkün olan en iyi desteği sağlamaya kararlıyız” şeklinde konuştu.

Prens Bedr, “Meslektaşlar ayrıca, kâr amacı gütmeyen kültürel örgütleri rollerine göre sivil dernekler ve kurumlar sisteminde oluşturulan ikili sınıflandırmadan daha geniş bir şekilde yeniden sınıflandırmanın ve coğrafi dağılımları açısından geliştirmenin, sosyal yapılarını ölçmenin önemine de dikkati çekti. Aynı şekilde sosyal ve ekonomik etkisini ölçmek, kültürel sektörler açısından yetkinlik alanlarını genişletmek, idari, pazarlama ve operasyonel yeteneklerini geliştirmek, yönetmeliklerle uyumlu hale getirmek ve destek çekmek için yeni fırsatlar yaratma yeteneklerini artırmak meselelerinin de önemli olduğunu vurguladılar” açıklamasında bulundu.

Bakanlık, kâr amacı gütmeyen kuruluşları beş düzeye (sivil kuruluşlar, meslek birlikleri, ihtisas birlikleri, kooperatifler ve amatör kulüpler) dağıtarak sektöre yönelik planını uygulamaya çalışıyor. Bakanlık, şu anda Yaşam Kalitesi Programı, Beşeri Kaynaklar ve Sosyal Kalkınma Bakanlığı ile iş birliği içinde, yalnızca cari yıl içinde 13 kültürel sektörde 16 mesleki dernek kurma prosedürlerini tamamlamak için faaliyet gösteriyor.

Suudiler ve kültürel burs

Kültür Bakanı’nı dili, eskiden Enformasyon Bakanlığı’ndan (eski adıyla Kültür ve Enformasyon) resmi yardım ve sponsorluk alan kültür sektörlerinin geçtiğimiz onlarca yılda farklı bildiği ‘pastoral yaklaşımdan’ uzak görünüyor. Suudi Arabistan, kültürel sektörlere önemli miktarda bütçe tahsis ederken Prens Bedr bin Farhan ise “Bakanlık yeni kuruldu. Krallığın tüm bölgelerinde çeşitli kültürel sektörlerin gelişimi ile ilgili büyük görevler üstleniyor. Bilge liderlik, kültürün statüsüne ve olması gereken konuma olan derin inancı nedeniyle bu büyük sorumluluklara uygun bir bütçe ayırmıştır. Bu bütçe, elbette, bakanlığı pastoral bir kurum haline getirmeyi amaçlamamaktadır. Aksine kültür sektörüne bakım anlamında değil, güçlendirme ve kalıcılık anlamında sürekli hizmet veren sürdürülebilir bir sistem olması için kültürel sistemi geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu noktalar arasında fark var. Temel rolümüz, sektörü üç ana hedefimize ulaşacak şekilde kurmaktır. Bu, her kültür kurumunun ayrı ayrı ve kendi alt sektöründeki stratejisiyle sağlanacaktır” dedi.

Kültür Bakanlığı, Suudilerin tarihi kabul ettiği, sosyal reformların yönünü ve ülkenin yaşadığı büyük açıklığı yansıtan bir seçim yaptı. Öyle ki ilk kez müzik ve tiyatro gibi kültürel uzmanlıklarını incelemek üzere vatandaşlarına bir burs girişimi açıkladı. Bu bağlamda Bakan, “Kültürel yönlendirme girişimi, Veliaht Prens’in büyük desteğiyle geçen yıl Ocak ayında başlatıldı. Veliaht Prens, tüm sektörlerde elde edilen tüm başarıların arkasındadır” dedi. Prens Bedr, girişimin, çalışma ve kültürel uzmanlıkların çeşitli aşamalarında üç farklı yol içerdiğini, ilk yolun kendi masraflarını kendileri karşılayan öğrenciler için olduğunu, ikinci yolun daha önce kabul edilenler için olduğunu ve üçüncü yolun yeni eğitim isteyenler için olduğunu belirtti.

3_109.jpg
20 binden fazla Suudi, kültürel burs programına başvurdu (Independent Arabia)

Suudilerin kültürel disiplinleri inceleme konusundaki ilgisi üzerine konuşan Prens Bedr bin Farhan, “Katılımın büyük olduğunu gururla söylüyorum. Bu, kültür ve sanata olan tutkularını ve araçlarını eğitim ve öğretim yoluyla geliştirmenin önemine olan inançlarını yansıtıyor. İlk burs kararının yayınlanmasından önce bile, programa 3 yol için 20 binden fazla başvuru yapıldı. Bilimsel dereceye göre başvuruların yüzdeleri şu şekilde oldu; Lisans eğitimi için yüzde 48, yüksek lisans için yüzde 50, doktora için yüzde 20. Başvuruların yüzde 60’ını Suudi kadınlar oluşturdu. Eğitim ile kültür sektörlerimizi geliştirmede, onlara yaratıcı insanlar kazandırmada ve çeşitli sektörlerde onları güçlendirmede en büyük noktaya ulaşacağız” dedi.

Bakanlık, yaptığı iki basın açıklamasıyla 228 erkek ve kız öğrenciye, Columbia Üniversitesi ve Georgetown Üniversitesi dahil olmak üzere kültür ve sanat alanlarında uzmanlaşmış en önemli uluslararası enstitüler ve üniversitelerde edebiyat, dil, dilbilim, tasarım, görsel sanatlar, tiyatro, kütüphane, müze, müzik, arkeoloji, mutfak sanatları, mimarlık, sinema ve moda tasarımı alanında eğitim görmeleri için burs kararı verildiğini duyurdu. Bu iki üniversitenin yanı sıra Kaliforniya Üniversitesi, ABD’deki Pratt Enstitüsü, Michigan Eyalet Üniversitesi, Güney Kaliforniya Üniversitesi, Kraliyet Edebiyat ve Sanat Koleji, Kraliyet Mutfak Sanatları Akademisi, Queen Mary Londra Üniversitesi, Avustralya Ulusal Üniversitesi, New York Üniversitesi, Sorbonne Üniversitesi, Londra Koleji Üniversitesi, Carnegie Mellon Üniversitesi, Northwestern Üniversitesi, Manchester Mimarlık Okulu ve Londra Üniversitesi Royal Holloway Koleji de burs kapsamında yer alıyor.

Film endüstrisi yolun başında

30 yıllık bir yasağın ardından sinemanın Suudi Arabistan’a geri dönüşüyle büyük miktarlarda film tüketen ülkedeki film endüstrisi hala yolun başında. Kültür Bakanı, Suudi Arabistan’daki sinema sektörünü ‘olasılıklar, altyapının kurulması ve ulusal yeteneklerin geliştirilmesi ile desteklenen altın bir dönemde yükselen sektör’ olarak tanımlıyor. Bakan, kendisinin ve bakanlıktaki ekibinin, Film Otoritesinin ve ortaklarının, Krallığı bu sektörde öncü yapmaya geliştirmek için çalıştığını vurgulayarak, “Bu nedenle Film Otoritesi, girişimleri, programları ve ulusal film festivalleri ile, ister Suudiler ister dünya çapında olsun, sayıların dilini halka anlatmakta istekliyiz” dedi.

Prens Bedr, “Örneğin 40 milyon riyal (10,67 milyon dolar) değerinde dünyanın en yüksek finansal ve lojistik destek değeri olarak kabul edilen filmleri desteklemek için 28 yerel sinema projesine yönelik, film yapım, senaryo geliştirme ve dağıtım arasında değişen bir yarışma olacak. Ayrıca üçüncü yılında çeşitli profesyonellik, yaş ve cinsiyet seviyelerindeki tüm film yeteneklerini hedefleyen bir film yapımı programı da bulunuyor. İnternet sitesindeki toplam kayıt sayısı, ilk aşamada 4 bin 500’den fazla kişiye ulaştı. 650’den fazla katılımcı (yüzde 52 erkek ve yüzde 48 kadın) seçildi.

İkinci aşamada, sinema dünyasının önde gelen üniversiteleri ve enstitüleri ile ortaklaşa şekilde, programın toplam yararlanıcıları bir bütün olarak binden fazla yararlanıcıya ulaşacak. Kızıldeniz Film Festivali Kuruluşu Kızıldeniz Fonu da 100’den fazla projeyi desteklemek için bir kampanya başlattı. Proje geliştirme, üretim veya üretim sonrası destek için proje başına ve tüm üretim aşamalarında 500 bin ABD dolarına kadar hibe sağlandı. Film endüstrisindeki hırsımız büyük ve Suudiler üstün ve başarılı olmak için yeterli yeteneğe sahipler” değerlendirmesinde bulundu.

Küreselcilik, yerelden başlar

Bakanlığın vizyon ve yönlendirmelerinin üçüncü hedefi ile ilgili olarak Kültür Bakanı, Krallığın yerel kültürü aracılığıyla uluslararası konumunu güçlendirmesi üzerinde Necib Mahfuz’un ‘Yerellik, küreselleşmeye en yakın yoldur’ sözüne atıfta bulundu. Bakan Prens Bedr bin Farhan, “Suudi kültürü, küresel olarak rekabet edebileceğimiz büyük potansiyellere sahip. Doğru başlangıcın, Suudi kimliğiyle, mirasıyla, tarihiyle ve bugünüyle gurur duyarak ve kültür sektörümüzü içeriden geliştirerek yerelden başlamaktır. Kültürümüz kendi çekiciliğini ve kendiliğindenliğini kazanıp, önce kendi memleketimizde kabul ve popülerlik bulduğunda, o zaman uluslararası bir cazibe unsuru olacak ve daha sonra umut ettiğimiz küresel etkiye ulaşacağız. Bugün başarının tüm faktörlerine sahibiz ve Suudi yaratıcılara, uzun bir tarihe, büyük bir ülkeye ve halkına ve yeteneklerine inanan destekleyici ve yetenekli bir liderliğe sahibiz. Veliaht Prens, Suudi Arabistan’da her zaman insan faktöründen bahseder. ‘Ben güçlü ve büyük bir halkın arasında yaşıyorum’ sözünü hepimiz hatırlıyoruz. Bu, her kültürel alanda bizim sermayemizdir” ifadelerini kullandı.

Bakan, Suudi Arabistan’ın siyasi ve ekonomik alanlardaki uluslararası ve somut ağırlığının ‘Krallığın, kültürel yönlerde benzer bir etkiye sahip olmasını gerektirdiğine’ inanıyor. Kültür Bakanı, “Bu nedenle Ulusal Eğitim, Bilim ve Kültür Komitesi’nin rolü, bu yönü geliştirmek ve Krallığın kültürel ve sanatsal alanlarda uluslararası konumunu vurgulamaktır” dedi.

Prens Bedr bin Farhan’ın 2019’da Ulusal Eğitim, Bilim ve Kültür Komitesi’ne başkanlık etmesinden bu yana komite, G20 zirvesinde ilk kültür bakanları toplantısını düzenlemeyi, bu toplantıyı her G20 zirvesinde kalıcı hale getirmek için UNESCO’nun onayını almayı başardı.

Riyad, UNESCO Yürütme Konseyi üyeliğini de kazandı ve ilk kez Dünya Mirası Komitesi üyeliğini elde ederek, Başkan Yardımcısı seçildi.

Hükümetlerarası Oşinografi Komisyonu Yürütme Kurulu üyeliğini kazanmanın yanı sıra Somut Olmayan Kültürel Miras Komitesi üyeliğini elde etti. Ayrıca Arap Birliği Eğitim, Kültür ve Bilim Örgütü (ALECSO) Yürütme Konseyi başkanlığını kazandı. Bu bağlamda Prens Bedr, uluslararası ortakların Suudi Arabistan’ın kültürel yeteneklerine olan güveninin bundan kaynaklandığını dile getirdi.

4_62.jpg
Suudi Arabistan, son birkaç yılda bir dizi uluslararası kültürel kuruluşa üyelik kazandı (Independent Arabia)

Suudi Arabistan’ın kültürel organizasyonlar, bölgesel ve uluslararası etkinlikler düzeyindeki varlığı dikkat çekici. Suudi Arabistan’ın sadu dokuma sanatının UNESCO Somut Olmayan Dünya Mirası Listesi’ne ve (Suudi Arabistan’ın güneyindeki) Necran’daki (Güney Suudi Arabistan) Hima Kültür Kompleksi’ne kaydetme başarısına ek olarak Suudi iştirakleri, Venedik Bienali ve Uluslararası ‘Bienalsur’ Bienali’nin Suudi Arabistan ve diğerlerine daveti gibi önemli uluslararası festivallerde yer aldı. Bu da ülkedeki kültürel varlığın kurallarının değiştiğini gösteriyor.

Milli Eğitim, Bilim ve Kültür Komitesi Başkanı olan Kültür Bakanı, ülkesinin uluslararası kuruluşlar aracılığıyla belgelenmesi gereken bir dizi dosya üzerindeki çalışmalarına da dikkati çekti.

Prens Bedr, “Tüm yerel, Arap ve uluslararası forumlarda ve organizasyonlarda Suudi kimliğini vurgulamak amacıyla üst düzey liderliğin desteği ve direktifleri sayesinde, Suudi toplumunun farklı kültürlere karşı yaşadığı açıklığın belirgin bir işareti olması için kültürü, tüm bileşenleriyle kullanmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Ülkesinin miras, değerler ve geleneklerde büyük bir çeşitlilik ve zenginlik stokuna sahip olduğunu söyleyen Bakan, “Miras Kurumu tarafından temsil edilen Kültür Bakanlığı, 2030 vizyonu ve hedeflerine ulaşmak için bir dizi dünya mirası ve somut olmayan kültürel miras dosyası üzerinde çalışıyor ve bunu UNESCO’ya kaydettiriyor” dedi.

Ortak dosyaları kaydetmek için Arap iş birliği konusunda ise Suudi Arabistanlı Bakan, “Arap kültürel iş birliğini güçlendirmeyi hedeflediğimiz bir çerçevede, bir grup Körfez ve Arap ülkesi ile somut olmayan kültürel mirasla ilgili birkaç ortak dosya kaydedilecek” dedi. Prens Bedr, ülkesinin ‘2021’in sonunda somut olmayan kültürel miras kapsamında UNESCO’ya kayıt için Arap hattı meselesini hazırlama konusunda bir grup Arap kardeşle çalışmasına’ atıfta bulundu. Bakan ayrıca, “İki ülke arasındaki tarihi Zubeyde Yolu’nun kayıt altına alınması için Irak ile aramızda bir proje var ve zamanı gelince duyurulacak daha birçok proje mevcut” dedi.

Son zamanlarda eski eserler ve miras alanındaki faaliyetler hakkında da konuşan Prens Bedr bin Farhan, “Tarihi derinliği bir milyon yıldan fazla olan Krallığın toprakları, sürekli olarak ortaya çıkan önemli arkeolojik keşifler açısından hâlâ zengindir. Bakanlık, arkeolojik araştırma ve kazı çalışmalarını yerel üniversiteler ve uluslararası merkezlerle iş birliği içinde genişletmiştir. Keşfedilenler, bazı bilim adamlarının belirttiğine göre, Suudi topraklarının sahip olduğu nadir eserlerin yüzde 10’unu aşmıyor” dedi.

Suudi Miras Kurumu bu yılın ilk yarısında Suudi Ulusal Eski Eserler Sicili’nde, 7 bin 552 kayıtlı alana 638 arkeolojik alanı kaydetti. El-Ula Vilayeti Kraliyet Komisyonu kapsamında El-Ula Vilayeti’nde bir dizi arkeolojik ve araştırma projesi yürütülmektedir. Kültür Bakanı görevinin yanı sıra El-Ula Vilayeti Kraliyet Komisyonu Valisi olarak da görev yapan Prens Bedr bin Farhan, “Bugün, devam eden en önemli arkeolojik araştırma programlarından birine ek olarak, 100’den fazla arkeolog bu arkeolojik hazineleri korumak için çalışıyor. Uzman ekipler, 22 bin kilometrekareden fazla araştırma yaptı ve 30 binden fazla miras alanı kaydetti. Son dönemde Krallığın bazı bölgelerinde Miras Kurumu tarafından açıklanan önemli keşiflerin yanı sıra, paleolitik çağdan yirminci yüzyılın başlarına kadar uzanan insan faaliyetine dair kanıtlar keşfettik. Topraklarımız hazineler açısından zengindir” şeklinde konuştu.

Yakın zamanda bir kültürel medya platformunun başlatılacağına dair Twitter üzerinden yaptığı açıklamaya ilişkin olarak ise Bakan, “Ayrıntılar çok ama önemli olan sonuçlardır. Proje hakkında konuşmak için sonuçları tercih ediyorum” demekle yetindi.

Öte yandan Kültür Bakanlığı, geçen Temmuz ayında vatandaşların beklenen platform hakkında görüşlerini almak için bir anket başlattı. Bakanlık, çeşitli içerikler sunan bir kültürel medya platformu oluşturmayı planladığını açıkladı. Bakanlık ayrıca anketin, ‘bakanlığın planlarını bu platformun olması gereken en uygun forma yönlendirmesine’ ve ‘kültür camiasının ve genel halkın ihtiyaçlarını karşılayan şeyleri sağlamaya’ katkıda bulunacağını vurguladı. 

 

 

 

Şarkul Avsat
 

DAHA FAZLA HABER OKU