Tony Blair'in önümüzdeki 5 yıl boyunca Gazze Şeridi'ni yönetme planının ayrıntıları neler?

"Filistin Yönetimi uzaklaştırılacak ve Gazze Şeridi'nin yönetimi, kapsamlı yetkilere sahip bir 'geçiş dönemi uluslararası otoritesine' devredilecek"

İsrail'in Gazze şehrine düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar, 7 Ekim 2025 / Fotoğraf: AP

Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde pazartesi günü Gazze'nin geleceği için genel bir çerçeve oluşturan ABD Başkanı Donald Trump'ın 20 maddelik planının ilk aşamasının uygulanmasına ilişkin müzakereler başlarken, görüşmeler "ertesi gün" olarak adlandırılan döneme, yani Hamas'ın kaderi, silahsızlanma, yönetim, yeniden yapılanma ve Gazze ile Batı Şeria ve Gazze ile Filistin Yönetimi arasındaki ilişkiler de dahil olmak üzere Gazze Şeridi'nin tüm yönleriyle geleceğine odaklanmaya başladı.

Bu bağlamda, eski Birleşik Krallık Başbakanı Tony Blair'in oynadığı rol ön plana çıktı.

Çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgiler, Trump planının geçen ağustos ayı sonunda Beyaz Saray'da yapılan görüşmeler sırasında şekillendiğini gösteriyor.

Bu görüşmelere ABD Başkanı, damadı Jared Kushner -ki kendisi Trump'ın ilk dönemindeki gibi yine resmi bir unvan taşımadan diplomatik sahneye geri döndü- ve Tony Blair katıldı.

Diğer bilgiler, eski başbakanın birkaç yıl önce kurduğu bir araştırma enstitüsü olan Tony Blair Küresel Değişim Enstitüsü'nün, Trump'ın önerilerinin temelini oluşturan planın taslağını hazırladığını gösteriyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

18 Eylül'den bu yana, planın ayrıntıları sızmaya başladı.

İsrail ve İngiliz medya kuruluşları planın bazı hükümlerine değindikten sonra, Fransız gazetesi Le Figaro pazartesi günü planı ayrıntılı olarak sundu.

Trump'ın planının Gazze Şeridi'nin yönetimi ile ilgili dokuzuncu maddesinde, Trump'ın başkanlık yapması beklenen "barış komitesinin" denetimi altında faaliyet gösterecek bir "geçiş otoritesinin" kurulmasından bahsediliyor.

Bu maddede adı geçen tek isim Blair, bu da ABD'nin onu bu otoritenin başına geçirmek için hazırladığını gösteriyor.
 

Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair, 13 Temmuz 2025 tarihinde Ürdün'ün başkenti Amman'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi / Fotoğraf: AFP
Birleşik Krallık eski Başbakanı Tony Blair, 13 Temmuz 2025 tarihinde Ürdün'ün başkenti Amman'da Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya geldi / Fotoğraf: AFP

 

Şarku'l Avsat'ın Le Figaro gazetesinden aktardığına göre 21 sayfalık plan, bölgenin yönetimini "Gazze için uluslararası geçiş otoritesine" emanet ediyor.

Gazete, planın "Tony Blair'in ofisi ve Trump yönetimine yakın ABD-İsrail çevreleriyle bağlantılı bir ekip tarafından" hazırlandığını ve 3 ila 5 yıl süreceğini belirtiyor.

Diğer kaynaklar ise planın, Birleşmiş Milletler'in (BM) Batı Yeni Gine, Kamboçya, Kosova ve Doğu Timor'da kurduğu geçiş yönetimleri modellerinden bir dereceye kadar esinlendiğini belirtiyor.


Gazze Uluslararası Geçiş Otoritesi

Yayımlanan belgeye göre, Gazze Uluslararası Geçiş Otoritesi (GITA), Gazze Şeridi'nin yönetiminin ve geleceğinin temel taşını temsil ediyor ve kapsamlı olması amaçlanıyor.

GITA'nın ‘tüm yürütme, yasama ve yargı yetkilerini kullanacağı' belirtilen belgede şöyle deniliyor:

GITA, yargıçları, bakanları ve güvenlik kurumlarının başkanlarını atar ve uluslararası otorite adına kararlar alır. Hiçbir Filistinli kuruluş onun kararlarını bozamaz.


Belgede, söz konusu "otoriteyi" kimin oluşturacağına dair herhangi bir bilgi bulunmaması dikkat çekiyor.

Zira ne BM Güvenlik Konseyi ne de başka herhangi bir resmi uluslararası kuruluş belgede yer almıyor.

Belge, 3 ila 5 yıl arasında bir süreden bahsetmekte olup, bu sürenin uzatılıp uzatılmayacağı bilinmiyor.

Gerçek şu ki, Gazze Şeridi'nde güvenliği ve silahlı grupların silahsızlandırılması gibi diğer görevleri üstlenecek "uluslararası gücün" bir parçası olması planlanan ülkeler, yetki alanlarının BM Güvenlik Konseyi'nin kararıyla belirlenmesini ısrarla talep ediyorlar, ancak belgede BM Güvenlik Konseyi'nden hiç bahsedilmiyor.

Planın "birinci kademesi", Blair'in genel koordinatör veya icra kurulu başkanı olarak denetlediği, iş adamları, diplomatlar ve ekonomi uzmanları arasından seçilen 7 ila 10 üyeden oluşan bir "uluslararası yönetim kurulundan" oluşuyor.

Bu kurul, "siyaset, güvenlik ve ekonomi alanlarında temel kararları almakla" sorumlu olduğu için geniş yetkilere sahip.

Kurulun merkezinin Gazze dışında, Katar'ın başkenti Doha'da veya Mısır'ın el-Ariş kentinde kalması öneriliyor.
 

Tony Blair, 4 Mayıs 1998 tarihinde Londra'daki Başbakanlık Konutu’nda merhum Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat ile tokalaşırken / Fotoğraf: AFP
Tony Blair, 4 Mayıs 1998 tarihinde Londra'daki Başbakanlık Konutu’nda merhum Filistin Devlet Başkanı Yaser Arafat ile tokalaşırken / Fotoğraf: AFP

 

Önerilen isimler arasında, geçiş dönemi otoritesinin başkanı olarak Blair'in yanı sıra, insani yardım işlerinden sorumlu başkan yardımcısı olarak Hollandalı Sigrid Kaag, yeniden inşa fonunun başkanı olarak Amerikalı Mark Rowan, bölgesel yatırımların başkanı olarak Mısırlı Necib Saviris ve İbrahim Anlaşmaları'nın temsilcisi olarak İsrail asıllı Amerikalı Aryeh Lightstone yer alıyor.

Son olarak, belgede yetki sahibi olmayan, kimliği belirsiz bir Filistinli "temsilciden" bahsediliyor.

Plan, "tarafsız, partizan olmayan profesyoneller" arasından seçilen Filistinlilerden oluşan bir "ikinci kademe" öneriyor.

Bu kişilerin görevi, GITA'nın doğrudan denetimi altında kamu sektörlerini yönetmek olacak.

Daha fazla güvence sağlamak için plan, bu kişilerin "uluslararası bir komite tarafından periyodik olarak denetleneceklerini" belirtiyor.

"Üçüncü kademe", Gazze Şeridi ve Batı Şeria'dan Filistinli şahsiyetlerden oluşan ve tamamen danışma rolünde olan, herhangi bir yürütme yetkisi bulunmayan bir ‘yerel danışma konseyinden' oluşuyor.


Ekonomik bileşen

Gazze Şeridi'nde eşi görülmemiş bir yıkım yaşandığı göz önüne alındığında, misyonu Gazze Şeridi'ni rehabilite ederek daha iyi bir yaşam alanı haline getirmeye odaklanacağı için ekonomik boyut büyük önem taşıyor.

Bu nedenle, yukarıda bahsedilen kişiler tarafından yönetilecek olan "Gazze İyileştirme ve Yatırım Fonu" adlı uluslararası bir fonun kurulması büyük önem taşıyor.

Le Figaro'ya göre, bu fonun finansmanı Batı yatırımları ve uluslararası garantili kredilerin yanı sıra yabancı bağışlarla sağlanacak.

Burada iki önemli gözlem yapılabilir:

  • Birincisi, İsrail'in Gazze Şeridi'nin yıkımındaki sorumluluğundan ve uçakları, tankları ve buldozerleriyle yıkılanların yeniden inşasına katkısından hiç bahsedilmemesi.
  • İkincisi ise, yeniden inşa projelerinin, şirketlerin yatırım yapıp kârı paylaşması ilkesine dayanan ticari bir kâr modeline göre yürütülecek olması.

Güvenlik ve siyasi yönler

Plan, BM veya ABD liderliğindeki koalisyonun denetimi altında çok uluslu bir güvenlik gücü kurulmasını öneriyor ve "geçiş döneminde Gazze Şeridi'ndeki tüm silahlı Filistin gruplarının tamamen yasaklanmasını" kesin bir dille vurguluyor.

Bu gücün görevleri arasında "uluslararası denetim altında Filistin güvenlik hizmetlerinin yeniden yapılandırılması" da yer alıyor.
 

Gazze şehrine yönelik bombardıman, pazartesi gününden bu yana Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde devam eden müzakerelere rağmen dün de sürdü / Fotoğraf: EPA
Gazze şehrine yönelik bombardıman, pazartesi gününden bu yana Mısır'ın Şarm eş-Şeyh kentinde devam eden müzakerelere rağmen dün de sürdü / Fotoğraf: EPA

 

Geçiş dönemi otoritesinin çalışmaları ve hedefleri ile ilgili olarak, ilk 3 aylık bir kuruluş aşaması öngörülmekte olup, bu aşamada otorite faaliyete geçecek ve Gazze Şeridi dışında kalacak üyeleri seçilecek.

"İlk konuşlandırma" olarak adlandırılan ikinci aşama, yeni yönetimin tam anlamıyla göreve başlaması ve güvenlik durumunun sağlanması için altı ay sürecek.

Bundan sonra, altyapı projelerine odaklanan ve iki ila üç yıl sürecek yeniden inşa aşaması başlayacak.

Son olarak planda, Trump planında ifade edildiği gibi, sorumlulukların "reform edilmiş Filistin Yönetimi"ne kademeli olarak devredilmesinin' başlamasına atıfta bulunuluyor.

Planda dikkat çeken noktalardan biri, bölge halkının adeta yok sayılması.

Yeniden imar meselesine değinilmesine rağmen, evleri yıkılan ve yerinden edilmiş Filistinliler bu planda görünmüyor.

Plan, Filistin kurumlarını dışlayan bir nitelik taşırken, güvenlik sorumluluğunu da yıllar boyunca tamamen Filistin dışı güçlere devrediyor.

Ayrıca, yeniden imarın büyük ölçüde kâr amacı güden şirketlerin faaliyetine bağlanması öngörülüyor.

Başka bir deyişle, planın yayımlanan haliyle hayata geçirilmesi durumunda, önümüzdeki 5 yıl boyunca Gazze Şeridi'nin kaderi dış aktörlerin elinde olacak.

Soru şu:

Ortadoğu Dörtlüsü'nün temsilcisi olarak geçirdiği yıllarda hiçbir ilerleme veya başarı kaydetmemiş olmasına rağmen, Blair'in Amerikan iradesiyle Ortadoğu sahnesine geri getirilen planı uygulanacak mı?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU