Küba’nın kanser aşısı ve ilaçları gerçekten bir devrim mi?

Sağlık Bakanlığı'nca Küba ile kanser aşısı ve ilaçları konusunda çalışma grubu kurma kararı alındığı açıklandı. Bu açıklama, Küba'da geliştirilen kanser aşısına yönelik tartışmaları yeniden gündeme taşıdı

Fotoğraf: Deadbar

Sağlık Bakanlığı, Küba ile aşı, kanser aşısı ve ilaçları konusunda bir çalışma grubu kuruyor. Bakanlık'tan yapılan açıklamada “Uluslararası işbirliğimizi artırıyoruz. Küba ile aşı, kanser aşısı ve ilaçları konusunda çalışma grubu kurma kararı alındı. Küba´dan bir heyet bu hafta ülkemize geliyor" denildi.

Küba’da geliştirilen kanser aşısı ve ilaçları özellikle 2014 ve sonrasında sık sık gündeme geldi. Dünyanın her yerinden hastaların kanser tedavisi için Küba’ya gittiği konuşuldu.

Birkaç ay önce de bu aşı ve ilaçların Türkiye’de kullanımına başlandı. Hayli pahalı bu tedavi geniş kitlelere ulaşamadı ancak konu giderek yayıldı.

 

küba-kanser The World Weekly.jpg
Fotoğraf: The World Weekly

 

Türkiye’den ilgi öyle yoğundu ki, Kübalı doktorlar birkaç kez Türkiye’ye gelip hem tedavi yöntemlerini anlattı hem de hastalarla buluştu.

Amaç bağışıklığı güçlendirmek

Kübalı doktorlar aşı tedavisini yüzde 80 oranda kanserin 3. ve 4. evresindeki hastalara uyguluyor. Bu tedaviyle sağlık standardı yüksek ve uzun bir hayat sağlayabildiklerini iddia ediyorlar. Aşının 1. ve 2. evrede uygulanması durumunda başarı oranının daha da arttığını söylüyorlar.

Aşıda hedef kanserin bağışıklık sistemine yaptığı saldırıyı ortadan kaldırmak. Bu tedavilerin, küçük hücre dışı akciğer kanserinde, yüksek dereceli maligniteli merkezi sinir sisteminin primer tümörlerinde, özofagus, pancreas, baş ve boyun kanserlerinde etkili olduğu iddiasındalar.

Kübalı doktorların geliştirdikleri tedavi yöntemlerinin başarısını gösterecek kapsamlı bir araştırma henüz yok. Bu konudaki en kapsamlı araştırma 1 Ağustos 2016’da Cancer Research dergisinde yayımlanmış. Bir çok uzman yazının metodolojik olarak kusurları olduğu görüşünde. 

Türk bilim dünyası iddialara mesafeli

Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, konuya temkinli yaklaşıyor. Derneğin internet sitesinde, Küba kanser aşısı ve tedavilerine ilişkin kapsamlı bir değerlendirme yazısı var.

Açıklamada, ön çalışma sonuçlarına göre aşının ileri evre akciğer kanserinde iyileşme sağlamadığı, ömrü ortalama 2 ay uzattığı belirtiliyor, “Bu yarar sadece kemoterapiden yarar gören hastalarda görülmüştür” deniliyor.

“Aşı ile ilgili ilk çalışmalar ileri evre melanom (cilt kanseri), meme ve akciğer kanserlerinde yapılmıştır. Az sayıda hastada araştırma amacıyla yapılan ve faz I denilen bu çalışmalarda aşının bağışıklık sistemini uyarabildiği ve hastalar üzerinde yan etkilerinin fazla olmadığı bulunmuştur. Daha sonra yine araştırma amacıyla bölgesel ileri veya yaygın evre küçük hücreli dışı akciğer kanserli hastalarda yapılan faz II çalışmalarda; ilk verilen kemoterapi kürlerinden sonra racotumumab aşısı uygulananların, uygulanmayanlara oranla daha uzun süre yaşadıkları gösterilmiştir. Hastalarda aşının faydalı olması için kemoterapi sonrasında hastalığın gerilemesi veya en azından aynı kalması gerekmektedir. Kemoterapinin faydalı olduğu 176 hastada ilk iki ay içinde başlanılan aşı tedavisiyle ömür 2 aya kadar uzamaktadır. Az sayıda hasta sayısıyla yapılan çalışmalarda görülen küçük ama olumlu sonuçlar nedeniyle aşıyla ilgili daha ileri çalışmalar yapılmaktadır.”


Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, aşıyla ilgili çalışmaların halen devam ettiğini söylüyor, Kübalı doktorların ‘Başarılı sonuçlar aldık’ iddiasına temkinli yaklaşıyor. 

“Kübalı meslektaşlarımız Küba’da akciğer kanseri tedavisinde sadece sisplatin, karboplatin, etoposid, vinorelbin, vinblastin gibi bizim önceki dönemlerde kullandığımız kemoterapilerin uygulanabildiğini vurgulamışlardır. Aşının gemsitabin, premetreksat gibi son yıllarda kullandığımız kemoterapilerin uygulandığı hastalarda fark yaratıp yaratmadığı da bilinmemektedir. Elimizdeki olumlu veriler önceki tedavilerin kullanıldığı hastalara aittir.Bu nedenlerden ötürü çok olumlu olacağı düşünülen bu aşının devam etmekte olan faz III çalışmasının sonuçları daha değerlidir ve beklenmelidir. Bugün için standart tedavi olarak kabul edilmesi uygun değildir.”


Tıbbi Onkolog Prof. Dr. Faruk Aykan da aynı görüşte. 

“Bu bir aşı değil aslında, iki monokolonal antikor. Elimizde, çok fazla sayıda hasta ve tümorü kapsayan araştırma yok. Bu nedenle araştırma ve bilim camiası sonuçların yetersiz olduğu görüşünde.”

Küba’nın kanser aşısı, bu yılın başından beri Türkiye’de de uygulanıyor. Sağlık Bakanlığı’nın girişimleri sonucunda resmi kanallarla Küba’dan ithal edilmeye başlanan aşı, Türkiye’de onkoloji uzmanlarının yazdığı reçeteyle eczanelerden alınabiliyor. SGK’nın ödeme kapsamında değil. 5 kür şeklinde uygulanan aşının bir dozu yaklaşık 3 bin dolar. Yani 5 kürlük tedavi 14 bin doları aşıyor. Aynı tedavi Küba’da 500 dolar, Kübalılar içinse bedava. 

Küba’ya sağlık turizmi

Küba’daki kanser aşısı ve kanser tedavisine Türkiye’den büyük ilgi var. Öyle ki, bu ilgi kendi sektörünü yaratmış durumda. Kanser hastalarının Küba’daki doktorlarla irtibatını sağlayan ve hastaları Küba’ya götüren tur şirketlerinin sayısı giderek artıyor. Bu şirketler aracılığı ile Küba’ya giden ve tedavi gören isimlerden biri de ünlü ozan Arif Sağ.

Arif Sağ’ın Küba deneyimi

2017 yılında Küba’ya giden Sağ’a ömür boyu devam edecek bir tedavi yöntemi olan “damla” önerildi. Arif Sağ, yaklaşık 1,5 yıldır aynı damlayı kullanıyor ve sağlık durumu da iyi.

 

arif sağ aa
Arif Sağ, kanser tedavisi için 2017'de Küba'ya gitti / Fotoğraf: AA

 

Arif Sağ’ın tedavi sürecini oğlu Tolga Sağ anlattı. Sağ, Küba’ya doktorlarının tavsiyesi üzerine gittiklerini, buradaki tedavi süreci tamamlandıktan sonra Küba’daki tedavi yöntemleriyle sürece destek sağlamayı hedeflediklerini söyledi.

“Biz Küba’ya buradaki tedavi süreci başarısız olduğu için gitmedik. Burada hayli ilerleme kaydetmiştik, orada da şansımızı denemek istedik. Bu tedaviyi bir destek olarak görmek lazım. Zaten orada da doktorlar kemoterapi ve radyoterapi süreçlerinin tamamlanmasını öneriyor. Bu, bağışıklık sistemini güçlendiren bir tedavi yoksa mucizeler yaratmıyor. Bunlara rağmen biz gittiğimiz için memnunuz, babam şu anda gayet iyi. Damlayı hala kullanıyor, hayatı boyunca da kullanacak.”
 

 

 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU