Hrant Dink davasında karar: Akyürek ve Yılmazer’e ağırlaştırılmış müebbet, Uzun ve Cerah’ın dosyası zaman aşımından düştü

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 76 sanığın yargılandığı Hrant Dink cinayeti davasına ilişkin kararını açıkladı

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davada kararını açıkladı /  Fotoğraf: AA

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, eski savcı Zekeriya Öz, gazeteciler, jandarma ve eski emniyet görevlilerinin de aralarında bulunduğu 6'sı tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı dava, karara bağlandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki karar duruşmasında, hazır bulunan sanıklara son sözleri soruldu.

Yılmazer: Mahkemenizin bağımsız, tarafsız ve adil olduğuna inanmıyorum

Tutuklu sanıklardan eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer, "Benim açımdan bu mahkemedeki bu yargılamada son söz söylenecek noktaya gelinmemiştir. Mahkemenizin bağımsız, tarafsız ve adil olduğuna inanmıyorum. Ne zaman bağımsız, adil bir mahkeme tarafından bir yargılama gerçekleştirilir, ben o zaman son sözümü söylemiş olurum" dedi.

Akyürek: Bu haksızlığa son verilmesini bekliyorum

Sanık eski Emniyet Müdürü Ramazan Akyürek, "Tutuklulukta 7. yılına girdiğim bu süreçte, Dink'in ölümü nedeniyle kasten veya ihmal nedeniyle görev yapmayan kamu görevlileri çok açık şekilde anlaşılmıştır. Bir kısmı yargılama dışı bırakılmış, bir kısmı tutuklanmış, bir kısmı da halen görevdedir. Benim mevzuata uygun, aynı gün resmi yerlere gönderdiğim evrak da bu dosya içindedir. Masumiyetim açık olmasına rağmen tutuklu yargılanıyor olmam çok büyük bir haksızlıktır. Bu haksızlığa son verilmesini bekliyorum" diye konuştu. 

Ercan Gün: Bu haberi yapmasaydım karşınızda olmazdım

Tutuklu sanıklardan Ercan Gün, "Hrant Dink'in aziz hatırasına saygıyla son sözlerimi gerçeğin peşindeki iki isme ithaf ediyorum: Hrant Dnik ve Galileo. Dink, Sabiha Gökçen ismini haberleştirmeseydi belki şimdi aramızda olacaktı. Karanlık ellerin ardındaki bir çocuk tarafından vuruldu. Ben de görüntüleri haberleştirerek perde arkasını aralamaya çalıştım. Bu haberi yapmasaydım 5 yıl tutuklu bulunduğum bu davada karşınızda olmazdım" ifadelerini kullandı. 

Cerrah: Yargıtay'da yargılanmam gerekirdi

Duruşma salonunda bulunan sanıklardan eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, soruşturma açıldığı zaman vali olduğunu ve valiliği göz önüne alınmadan yargılandığını ifade ederek, şunları söyledi:

"Benim burada değil, Yargıtay'da yargılanmam gerekirdi. Bu göz önünde bulundurulsun. Zaman aşımı da söz konusudur. Bu da göz önünde olsun. 47 yıl bu devlete hizmet ettim, öyle bir ihmalle bugüne kadar hiç yargılanmadım. Görevimi layıkıyla yerine getirdim. Beraatimi istiyorum" 

Eski Trabzon Emniyet Müdürü tutuksuz sanık Reşat Altay, "Yargılama boyunca bu davayla ilgili bütün bildiklerimi büyük bir samimiyetle ifade ettim. Sorulan soruları cevapladım. Adaletin tecelli edeceğine olan inancımla suçsuz olduğumu söylüyor, beratimi istiyorum" dedi. 

Diğer sanıklar da son sözlerinde beraat talebinde bulundu. 

Mahkeme Başkanı Gürlek: Vicdani olarak kanaat getirdik

Son sözlerin alınmasının ve duruşmaya karar verileceği belirtilerek bir süre ara verilmesinin ardından, saat 11.30'da tekrar başlayan duruşmada, hüküm açıklandı. 

Mahkeme Heyeti Başkanı Akın Gürlek, kararını açıklamadan önce, "Vicdani olarak kanaat getirdik, bunu söylemek istiyorum" dedi. 

13 sanığın dosyası ayrıldı

Mahkeme heyeti, firari sanıklar FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, Adem Yavuz Arslan, Ekrem Dumanlı, Coşgun Çakar, Halil İbrahim Koca, Mehmet Akif Yılmaz, Mehmet Faruk Mercan, Metin Canbay, Ömer Faruk Kartın, Serkan Şahan, Yılmaz Angın, Yunus Yazar ve Zekeriya Öz hakkındaki dosyaların, savunmaları alınmamış olması nedeniyle ayrılıp başka bir esasa kaydedilmesine ve haklarındaki yakalama emrinin aynen infazına hükmetti. 

22 sanık beraat etti

Sanıklardan Şeref Ateş ile ilgili dosyanın yargılama devam ederken vefat etmesi nedeniyle düşmesine karar veren heyet, sanıklardan Adem Sarıgöl, Adnan Acar, Atilla Güçlüoğlu, Muhammer Ay, Niyazi Malkoç, Metehan Kadir Yıldırım, Cevat Eser, Rahmi Özer, Mesut Kütükoğlu, Tevfik Cantürk, Ünsal Gürel, Ecevit Emir, Emre Cingöz, Hacı Şefik Şimşek, Eyüp Temel, Miktat Özbek, Mustafa Küçük, Ergün Yorulmaz, Musa Yıldırım, Ali Barış Sevindik, Yusuf Bozca ve Yüksel Avan hakkında, "Anayasa'yı ihlal, başkasını araç olarak kullanarak kasten öldürme ve silahlı terör örgütü üyeliği" gibi tüm suçlardan "suçların yasal unsurları oluşmaması ve suç işlendiğinin sabit olmaması" gerekçesiyle beraatlerine yönelik hüküm kurdu. 

Cerrah ve Uzun'un dosyası zaman aşımından düştü

Sanıklardan eski emniyet müdürleri Celalettin Cerrah ve Sabri Uzun hakkındaki "görevi kötüye kullanma" suçundan açılan davanın dosyasının zaman aşımı nedeniyle düşmesine hükmeden heyet, eski Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay hakkında "görevi ihmal" suçundan dosyanın zaman aşımından düşürülmesine, "ihmali davranışla kasten öldürme" ile "resmi belgeyi yok etme" suçlarından beraatine karar verdi. 

Eski emniyet müdürleri Engin Dinç ve Ahmet İlhan Güler'in, "ihmali davranışla kasten öldürmek" suçundan beraatine, "görevi ihmal" suçundan dosyanın düşürülmesine karar veren heyet, MİT tırlarının durdurulması davası kapsamında tutuklu eski Tuğgeneral Hamza Celepoğlu hakkında "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan açılan davanın, bu suçtan Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nde verilmiş bir mahkumiyet olduğu için reddine yönelik hüküm kurdu.

Mahkeme heyeti, sanıklardan Ahmet Çetiner, Birol Ustaoğlu, Hüseyin Yılmaz, Ali Poyraz, Hamdi Egbetan, Hacı Ömer Ünalır, Murat Bayrak, Tamer Bülent Demirel, Ercan Demir ve Muhittin Zenit hakkında, kimi suçlardan zaman aşımı nedeniyle düşme, davanın reddi ve beraate yönelik hükümler kurdu. 

Yılmazer ve Akyürek hakkında ağırlaştırılmış müebbet

Tutuklu sanıklar eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer'i, "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandıran ve indirim yoluna gitmediğini belirten heyet, Yılmazer'e, "resmi belgeyi yok etme" suçundan yine takdiri indirim uygulamayarak 4 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Ali Fuat Yılmazer ile ilgili "görevi ihmal" suçundan zaman aşımı nedeniyle düşme kararı veren heyet, "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan Ankara'daki bir davada mahkumiyet kararı verildiği için davanın reddine hükmetti.

Heyet, tutuklu sanıklardan Ramazan Akyürek'e, "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "resme belgeyi yok etme" suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün ve "resmi belgede sahtecilik" suçundan 7 yıl 6 ay olmak üzere 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası verdi,  Akyürek'e de herhangi bir indirim uygulanmadı. 

Sanık Muharrem Demirkale'nin, "Anayasa'yı ihlal" ve "kasten öldürmeye yardım etmek" suçlarından ikişer kez müebbet hapisle cezalandırılmasına hükmeden heyet, tutuksuz sanıklardan Yavuz Karakaya'nın, "Anayasa'yı ihlal" suçundan müebbet, "kasten öldürmeye yardım etmek" suçundan da 12 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi.

Ali Öz hakkında 28 yıl hapis

Eski Trabzon İl Jandarma Alay Komutanı Ali Öz, tutuklu sanıklar Okan Şimşek ve Veysal Şahin, tutuksuz sanık Gazi Günay'a, "kasten öldürme" suçundan 25 yıl ve "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 3 yıl 4 ay olmak üzere 28 yıl dörder ay hapis cezası veren heyet, sanık Osman Gülbel'i, "ihmali davranışla tasarlayarak kasten öldürme" suçundan 16 yıl 8 ay hapisle cezalandırdı.

Mehmet Ayhan, Uğur Karakaya, Faruk Sarı ve Hasan Durmuşoğlu'na "ihmali davranışla kasten öldürme" suçundan 12 yıl altışar ay ve "resmi belgeyi yok etme" suçundan 3 yıl dokuzar ay olmak üzere 16 yıl üçer ay hapis cezası veren heyet, Volkan Şahin'i, "ihmali davranışla kasten öldürme" suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına mahkum etti.

Gazeteci Ercan Gün'e 10 yıl hapis

Tutuklu sanıklardan Ercan Gün'ü FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan alt sınırdan ayrılarak 10 yıl hapis cezasına çarptıran heyet, Gün'ün "Anayasa'yı ihlal" suçundan beraatine, birleşen dosyalardaki suçlarla ilgili hüküm verilmesine yer olmadığına yönelik karar aldı.

Eski mülkiye müfettişi sanık Mehmet Ali Özkılınç'ı, FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütü üyeliği" suçundan, alt sınırdan ayrılarak 7 yıl 6 ay ve "suçluyu kayırmak" suçundan 1 yıl 18 ay olmak üzere 10 yıl hapisle cezalandıran heyet, eski mülkiye müfettişi Şükrü Yıldız'ın, "silahlı terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etme" suçundan 3 yıl 9 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti. 

Mahkeme heyeti, diğer sanıklar Bekir Yokuş'u "kasten öldürmeye yardım etmek" suçundan 10 yıl, Önder Arız'ı "resmi belgeyi yok etme" suçundan 3 yıl 9 ay, Mehmet Uçar'ı "resmi belgeyi yok etme" suçundan 3 yıl 9 ay ve Metin Yıldız'ı "resmi belgede sahtecilik" suçundan 3 yıl 4 ay hapisle cezalandırdı.

FETÖ kapsamında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan Abdullah Dinç ve Ahmet Faruk Aydoğdu 6 yıl üçer ay, Metin Balta 6 yıl 8 ay, Yakup Kurtaran ve Özkan Mumcu 7 yıl altışar ay hapis cezasına çarptırıldı. 

Mahkeme heyeti, sanıklar Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Ercan Gün, Muharrem Demirkale, Okan Şimşek ve Veysal Şahin'in tutukluluk halinin devamına hükmetti.

 Tutuklanan sanık ve sanık yakınları tepki gösterdi

Kararın okunmasının ardından duruşma salonunda bulunan sanıklardan Adem Sarıgöl'ün oğlu, gazetecilere dönerek, "Babam beraat aldı. Hadi bunu da yazın. Mahkemeye gidiyorum." dedi. 

Hakkında hüküm gereği tutuklanma kararı verilen sanık Gazi Günay, görevliler tarafından duruşma salonundan alınırken, "Allah belanızı versin. Güneydoğu'da 17 yıl görev yaptım. Aynı davada 3 kişi aynı suçla yargılanıyor. Bir tek ben ceza alıyorum." ifadelerini kullandı. Günay, gazetecilere de tepki gösterdi.

Duruşma öncesi Adliye önünde Hrant'ın arkadaşları açıklama yaptı

Bu arada, duruşma öncesinde adliye önünde toplanan "Hrant'ın Arkadaşları" adlı grup, "Hrant için adalet için" yazılı pankart açtı.

Grup adına konuşan Bülent Aydın, 14 yıldır süren davanın karar duruşması için adliyede yine adalet nöbetinde olduklarını belirterek, "Bugün Hrant Dink cinayeti davasının bir aşamasının daha sona erdiği söylenebilir. Hala Hrant Dink cinayeti üzerindeki karanlık perdenin kaldırılmış olduğunu söyleyemeyiz. Bu cinayet şebekesinin nasıl harekete geçtiği henüz ortaya konulamadı" ifadelerini kullandı.

Eksik soruşturmalar yapıldığını, olaydan bir yıl önce tüm ayrıntılarıyla bilinen cinayetin nasıl engellenmediğinin ortaya konulmadığını dile getiren Aydın, Türkiye tarihinde ilk defa bir siyasi cinayet davasında çok sayıda resmi kişinin yargılandığını, mütalaada bunların önemli kısmına cezalar istendiğini söyledi.

 

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU