Davutoğlu'nun HÜDA PAR ziyaretinde "çözüm süreci" yanıtı: Yeni bir sürece gerek yok

HÜDA PAR Genel Başkanı Sağlam "Kürt meselesine, temel insan hakları meselesi bazında baktığımızda yeni bir sürece, yeni bir oluşuma gerek yok" diye konuştu

Fotoğraf: Gelecek Partisi

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkanı İshak Sağlam'a ziyarette bulundu.

Davutoğlu ve Sağlam parti genel merkezindeki ziyaret sonrası ortak basın toplantısı düzenledi.

HÜDAPAR'a iade-i ziyaret gerçekleştirdiklerini belirten Davutoğlu, partilere ziyaretlerini sürdüreceklerini dile getirdi.

"Çıplak arama" iddiaları

Cezaevinde çıplak arama iddialarına da değinen Davutoğlu, "Eğer bu iddialar doğru bir zemine dayanmıyorsa kapsamlı bir araştırma yapılıp kamuoyuna paylaşılsın. Doğru bir zemine dayanıyorsa bu iddiaların kesinlikle kamu vicdanı açısından devletin, kamu düzeninin itibarını ciddi bir şekilde sarstığını görüyoruz" diye konuştu.

"Tutuklu yargılamalara esastan karşıyız"

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karara ilişkin soruya Davutoğlu, şu yanıtı verdi:

Bazı hukuk ilkelerinin belli isimler üzerinden tartışıldığında o hukuk ilkelerinden sapmalar yaşandığını acı bir şekilde tecrübe ederek gördüğümüz kaanatindeyim. Dolayısıyla ilkesel olarak bir şeyin kabul edilmesi lazım. Sayın Selahattin Demirtaş olur, başka isimler olur, kim olursa olsun, bir suçlamayla muhatap olmuş kişi hukuki anlamda, yargılanırken istisnai bir durum olmadığı sürece tutuklu bir şekilde yargılanmaması gerektiği kanaatindeyim. Tutuklu yargılanmaya parti olarak esastan karşıyız. Tutuklu yargılanma, yargılanma neticesinde tahliye, beraat söz konusu olsa dahi hiç tazmin edilmesi mümkün olmayan insan hakları ihlalleri doğurur.

Davutoğlu sözlerine " 90'lı yıllardaki güvenlikçi ve dışlayıcı dil, söylem ve eylem Türkiye'nin bütününde ve özellikle Doğu ve Güneydoğu'da etkin kılınıyor. Daha önce çok ciddi mesafe alınmış konularda dahi ciddi geriye gidişler yaşanıyor. KCK düzeninin sıkıntılarını yaşayan vatandaşlarımız şimdi de kayyum düzeni ile kendi iradelerinin yok sayılması sorunuyla karşı karşıya kalıyor" ifadeleriyle devam etti.

"Çözüm süreci"  döneminde kamu düzeninde aksamalar yaşandığını demokrtaik hakların ihlal edildiğini belirten Davutoğlu "Biz bu ikilemlerin artık aşılması gerektiğini düşünüyoruz" diye konuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Görüşmeler devam etmeli"

HÜDAPAR Genel Başkanı Sağlam da Davutoğlu ile ülke meseleleriyle ilgili konuştuklarını belirten Sağlam, bu görüşmelerin devam etmesinin ülke yararı için önemli olduğunu dile getirdi.

"Yeni bir sürece gek yok"

Sağlam, yeniden Çözüm Süreci'nin olması durumunda düşüncelerinin ne olacağıyla ilgili soruya şu karşılığı verdi:

Biz bunu temel insan hakları olarak gördüğümüzden dolayı daha önce yaşadığımız gibi birileriyle masa etrafına oturup konuşmanın aslında gerekli olmadığı, temel insan haklarının pazarlık konusu yapılamayacağı, isteğe bağlı da olmayacağını düşünüyoruz. Kürt meselesine, temel insan hakları meselesi bazında baktığımızda yeni bir sürece, yeni bir oluşuma gerek yok. Yeni bir zihniyete ihtiyaç var. Bunu hiç kimseyle muhatap olmadan Anayasa önüne koyarak, bu konuda yapılması gereken, ihtiyaçları karşılayacak ne gerekiyorsa bunu Anayasa'ya yerleştirelim. Hiç kimseyi de muhatap almayın ve Anayasamıza koyalım. Bundan sonra insanlar huzurlu bir şekilde güven içerisinde bu ülkede yaşasın.

 

"Yasal olarak zorunlu olsa dahi ruhen kararların sorgulanması gerektiğine inanıyorum"

AİHM'in Demirtaş kararına ilişkin de açıklamalarda bulunan Sağlam şu ifadeleri kullandı:

Dosya ve AİHM'nin verdiği karar hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değilim. Özel meseleyle ilgili görüş bildirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Devletler biraz zorunluluktan bir de çağın gereği uluslararası kuruluşların içinde bulunurlar. Devletler rotalarını bu şekilde çizerler. Türkiye Cumhuriyeti de rotasını ilk günden batıya dönmüştür. AİHM Türkiye Cumhuriyetine göre uyulması gereken bir karar olarak önümüzde duruyor. Madem uluslararası sözleşmelere uymuşsunuz gereğini yapmışsınız. Hukukçu olarak yıllarca AİHM dosyalarını takip ettim. Kararlarının çoğunun siyasi olduğunu görüyoruz. Başörtü kararında bunu gördük. AİHM kararları hukukun üstünlüğüne dayanıyor diyemeyiz. Yasal olarak zorunlu olsa dahi ruhen kararların sorgulanması gerektiğine inanıyorum. Uluslararası yönelişimizin Avrupa birliği değil İslam ümmetiyle olması gerektiğine inanıyoruz. Biz islam kültürünü taşıyoruz. İstanbul Sözleşmesi de uluslararası alanda imza attığımız bir sözleşmedir. Ama biz bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz. Batı medeniyetiyle bizim medeniyetimiz arasında gen uyuşmazlığı var. Ülkemizin her gelen karara uyan mekanizmadan çıkması lazım.

AA, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU