İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) dün gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonuçlarına ilişkin yaptığı açıklamalarla ilgili "Sayın Devlet Bahçeli'nin bir açıklaması oldu, seçim sonuçlarının tanınmamasına ve Kıbrıs'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türkiye'ye katılımıyla alakalı olarak. Sayın Bahçeli'nin Türk siyaseti üzerindeki etkisi tartışılmaz ama yetkisi tartışma konusudur. Bu beyanlarına yetkili makamlardan bir cevap verilmesini ya da konunun açıklığa kavuşturulmasının gerekli olduğu kanaatini taşıyorum" dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Dervişoğlu, partisinin Divan Toplantısı'nın gündemindeki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki seçimleri, 2027 Bütçe Kanun Teklifi'ni, bu hafta gündeme gelmesi beklenen 36 maddelik vergi kanunu teklifi ve TBMM Genel Kurulu'na gelecek Irak, Suriye Lübnan ile ilgili tezkereleri görüştüklerini kaydetti.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde yapılan seçimler ile Devlet Bahçeli'nin bu seçim sonuçlarına ilişkin açıklamasına değinen Dervişoğlu, şunları kaydetti:
"Hükümet cevap vermeli"
Öncelikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde gerçekleştirilen seçimlerin sonrasında seçimlerden başarıyla çıkan ve 6. Cumhurbaşkanı olarak seçilen Sayın Turhan Erhürman'a başarı dileklerimi iletiyorum. En başından itibaren söylüyorum. Kıbrıs halkının iradesine müdahale etmemek için herhangi bir aday destekleme tercihinde bulunmamıştık. Onun sonuçlarını görüyoruz. Bugün Kıbrıs'ta teşekkül eden milli iradeye sonuna kadar saygılıyız. Her seçim sonrası birtakım tartışmalar elbetteki yapılacaktır ama halkın ortaya koymuş olduğu irade de asla reddedilemez.
Bu kapsam içerisinde baktığımızda Kıbrıs meselesine hala milli bir dava olarak yaklaşmamız gerektiğine inanıyorum ve bu alandaki siyasi ikiyüzlülüğü ve ikircikli tavırları terk etmemiz gerektiği hususunun da altını kalınca bir çizgiyle çiziyorum. Sizin sorunuzun amacı spekülatif beyanlarla alakalıdır. Dolayısıyla o spekülatif beyanlara öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve Türkiye'de iş başında bulunan hükümetin cevap vermesi gerekiyor. Sayın Devlet Bahçeli'nin bir açıklaması oldu, konuyla ilgili seçim sonuçlarının tanınmamasına ve Kıbrıs'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türkiye'ye katılımıyla alakalı olarak. Sayın Bahçeli'nin Türk siyaseti üzerindeki etkisi tartışılmaz ama yetkisi tartışma konusudur. Bu beyanlarına yetkili makamlardan bir cevap verilmesini ya da konunun açıklığa kavuşturulmasının gerekli olduğu kanaatini taşıyorum. Sayın Tufan Erhurman'a tekrar başarılar diliyorum.
"Muhatabınız terör örgütü olunca elbette ki provokasyonlar, itimatsızlıklar da söz konusu olacaktır"
Dervişoğlu, "Haftasonu Diyarbakır'da düzenlenen 'Öcalan'a özgürlük' temalı yürüyüşte polislere 'düşman' ifadesi kullanıldı. Hükümet kanadından da 'Terörsüz Türkiye sürecine sabotaj ya da provokasyon' denildi. Siz nasıl değerlendirirsiniz?" sorusunu "Bütün bunları bekliyordum. Bu gelişmeler benim için hiçbir zaman sürpriz olmaz. Eğer siz bir yolu terör örgütleriyle müzakere ederek ya da terör örgütünün başına İmralı'daki cani başına 'kurucu önder' vasıflaması yaparak bu yolculuğa çıkarsanız böyle bir şımarıklık beklenen bir şımarıklıktır. En başından beri bu tehlikeye işaret ediyorum. Muhatabınız terör örgütü olunca elbetteki provokasyonlar, itimatsızlıklar da söz konusu olacaktır. Bu benim açımdan sürpriz olmamıştır. İyi niyetle çıkıldığına inanırsanız bir yolculuğa, doğru kişilerle çıkacaksınız" diye yanıtladı.
"İçişleri Bakanı'nın konuyla ilgili açıklamasını gördüm. Hükümet tarafından vahamet keşfedilmeye başlandı" diyen Dervişoğlu, en başından bu yana söylediği sözleri hatırlatarak, "Türkiye'nin tartışılmazlarını tartışma masasına yatıracaklar. Üniter devleti aşındıracaklar, Cumhuriyet'in tapu senedini aşındıracaklar. Tartışılmazlarımızı tartıştıracaklar. Bu vasattan da beslenmeye çalışacaklar. Onun artık sonuçlarını görüyoruz. Diler ve umarım ki bu yaşanan gelişmelerden Türkiye'yi yönettiğini zannedenler kendi hesaplarına çıkana muvaffak oldu" dedi.
Dervişoğlu'ndan Kurtulmuş'a: Tepkinin muhattabının bunu yaparken böyle bir tepkiyle karşılaşacağını kestirmesi lazım
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un Diyarbakır programı kapsamında Dicle Üniversitesi'nin akademik açılış töreninde Kürtçe şiir okumasına ilişkin değerlendirmesi sorulan Dervişoğlu, şöyle konuştu:
Buna Türkiye tepki gösterdi. Tepkinin muhattabının bunu yaparken böyle bir tepkiyle karşılaşacağını kestirmesi lazım. Sayın Numan Kurtulmuş öyle bir siyasi tecrübenin sahibidir bana sorarsanız. Tepki görecek bir şeyi yapmış olmasının arkasındaki maksadın kendisine sorulması lazım. Ben meseleyi öyle değerlendiriyorum. Bizim hiç kimsenin ana dili ile ilgili bir problemimiz yok. Ben şahsen Kürtçe'nin de bir dil olduğunu söylüyorum. Eğer bunu analar kullanıyorsa, babalar kullanıyorsa bu bir dildir ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir resmi dili vardır. Herkesin yasalara uyması, tartışmalara konu olabilecek argümanlardan yararlanarak konuşmalarını ona göre şekillendirmemesi lazım.
Sayın Kurtulmuş, bu tepkinin oluşacağını biliyor ama bundan neyi murat ediyor, doğrusunu isterseniz ben aslında onu merak ediyorum. Bu sorunun cevabı Kurtulmuş'ta gizlidir. Diler ve umarım ki bu konuyla ilgili kamuoyunu da aydınlatacaktır. Bizim bu süreçle alakalı olarak bu zamana kadar ortaya koymuş argümanların hepsinin geçerliliğini koruduğunu, bu zamana kadar söylediğimiz her şeyde haklı çıktığımızın anlaşılması övüneceğimiz bir durum değil. Bu kadar öngörüsüzlüğü anlamamakla ısrar edenleri doğrusu yadırgıyoruz. Onun için Türk toplumunu kendi içinde parçalara ayırarak birbirine karşı kutuplaştırmak ve o kutuplaşmadan beslenen siyasi anlayışları reddediyoruz. Bunu yapmaya da devam edeceğiz. Bizim için asıl olan Türkiye'nin birliği, beraberliği, bütünlüğüdür. Türkiye'nin birliğine, beraberliğine, bütünlüğüne üniter devlet yapımıza, devletimize, milletimize, cumhuriyetimize kastedenlere karşı da uyanık davranılması gerektiğini bir kere daha buradan tekrarlıyorum.
O sebeple hem Sayın Numan Kurtulmuş'u, hem onun değirmenine su taşıdığı maksadı toptan bir bakış açısıyla değerlendirmeye tabi tuttuğumuzu ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin birliğine kimse zarar vermesin, vermeye uğraşmasın, çabalamasın. Türk milleti buna müsaade etmeyecektir. Tarihte etmemiştir, bundan sonra da etmeyecektir. Türkiye terör örgütünün yol göstericiliğinde çıkılmış bu yolculuktan kendi menfaatine uygun bir sonuç çıkaramaz. O sebeple devleti yönettiğini zannedenlere de buna teşne olanlara da burada bir kez daha uyarımı tekrarlıyorum; Türk milletinin birliği, beraberliği, bütünlüğü, Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlık gerekçeleri, Türkiye Cumhuriyeti devletinin tapu senedi üzerinde yaşanan tartışmalara artık zaman kaybetmeden son verilmesi gerekir diye söylüyorum.
"Siyaseten söz söyleme makamında olanların kelimelerine özen göstermelerini öneririm"
Dervişoğlu, "Yargıtay Başkanı Ömer Kerkez, 'Anayasa Mahkemesi bir ihlal kararı verdiğinde tüm kurumların, tüm yargı organlarının buna uyması gerekir' dedi. İktidarın AYM kararlarına dair tutumu da tartışılıyor bir yandan, siz nasıl değerlendirirsiniz?" sorusuna, "Genel anlamıyla Türkiye'de adalet tartışılıyor. Anayasa Mahkemesi bir temyiz mahkemesi değildir. Anayasa Mahkemesi'nin kararları hepimiz için bağlayıcıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi açısından da bağlayıcıdır, yerel mahkemeler açısından da bağlayıcıdır. Özellikle hak ihlalleri söz konusuysa Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına uyulması gerekir ama 'uyuyorum, uymuyorum, saygı duyuyorum, duymuyorum' türünden tartışmalar Türkiye'de yaşanan adalet duygusundaki aşınmaya her geçen gün katkı sağlıyor. O bakımdan siyaseten söz söyleme makamında olanların kelimelerine özen göstermelerini öneririm" yanıtını verdi.
ANKA