Mansur Yavaş: Gökçek ve ailesi mahkum edilmedikçe kimse adaletten bahsedemez

“Adalet olmadığı için açlık ve fakirlik zirve yapıyor. 50-60 milyon insan bugün Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırı içerisinde yaşıyor. Bunun tek sebebi adaletsizliktir”

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, CHP 39. Ankara Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada, "Daha önce yapılan anketlerde CHP’li belediyelerin, Türkiye çapında yapılan anketlerdeki oy oran ortalamasının yüzde 58 olduğunu bütün Türkiye görmüştür.  Böyle olunca şu akla geliyor. Eğer bu insanlar ve özellikle ilk defa oy verdikleri belediyelerdeki başarıyı görünce yeni bir yönetim şeklini, halkçı, kamucu bir yönetim şeklini görünce gerçek belediyecilik ve gerçek yönetimin ne olduğunu gördüler. O zaman bir şey yapılması lazım. Bu belediye başkanları ülkede değişikliğe yol açıyor, ülkede iktidar değişikliğine yol açıyor. Bir şey yapılması ve onlara engel olunması lazım. İstanbul’dan başlayan ve birçok belediye başkanımızın tutuklanmasına yol açan operasyonlar başladı” dedi. Yavaş özetle şunları söyledi:

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

“Başta ben olmak üzere bizlerin dokunulmazlığı yok”

Başta ben olmak üzere bizlerin dokunulmazlığı yok. Şikayet ediliriz, mülkiye müfettişi gelir, inceler, hakkımızda ya soruşturma kararı verir ya da soruşturmaya yer olmadığı kararı verir. Geçen seçimden beri 100’ün üzerinde şikayet yapıldı, incelendi ve tamamında soruşturmaya gerek olmadığı kararı verildi. Ama o şikayetler savcılığa verilir verilmez, paldır küldür, ben başta olmak üzere bütün yöneticiler gözaltına alınıp operasyon yapılsaydı bugün başka şeyler konuşuyor olacaktık. Çünkü biz Sayıştay tarafından denetleniriz. Ama şu anda yapılanlar öyle değil. Türkiye çapında savcılığa bir dilekçe verildiği zaman paldır küldür belediye başkanlarımız gözaltına alınıyor ve soruşturuluyor.

Bunlar yapılırken şikayetçiler kim? Şikayetçiler şunlar, sabıkalı, ihale mafyasının başı olarak adlandırılan isimler bugün şikayetçi ve muhbir konumunda. Bunların sözüne nasıl siz itibar ediyorsunuz, hayatı boyunca karakola gitmemiş insanları, o suç örgütlerinin ifadesiyle nasıl tutukluyorsunuz? Bunu sormak bizim hakkımız. Peki bu operasyonlar, bugün kamuoyunda birçok yolsuzluk hikayesi duyuyoruz. Birçok yolsuzluk iddiaları var. Siz daha bunların hiçbirisini kalkıp gözaltına almadınız, ifadelerini almadınız, hiçbirini tutuklamadınız. Örneğin, ABB olarak 97 tane suç duyurusunda bulunduk, bunların 15 tanesinde eski bürokratlardan yargılananlar var. Hiçbirisi hakkında ne adli kontrol uygulandı ne tutuklama uygulandı, yargılamaları serbest bir şekilde devam ediyor ve olması gereken de zaten o.

“Gökçek ve ailesi mahkum edilmedikçe kimse adaletten bahsedemez”

Biz resmi olarak bilirkişilere tespit ettirerek yaptığımız şikayetlerden dolayı bunların hiçbirisinin ifadesini dahi almıyorsunuz. Bunun neresi adalet? Adalette çifte standart değil mi? Ankara’da böyle yaparken Türkiye’nin birçok yerinde belediye başkanlarımızı tutuklayıp hapse atıyorsunuz, bu adalet midir? Gökçek ve ailesi yakalanıp ifade vererek hapse atılıp mahkum edilmedikçe Türkiye’de hiç kimse adaletten bahsedemez. İfadeler var. Bürokratlar diyorlar ki, ‘Ben bunu Melih Gökçek’in emriyle, talimatıyla yaptım’. Buna rağmen ifadesi dahi alınmıyor. Ama merak etmeyin onların da yargılanacağı günler mutlaka gelecek. Pişkin pişkin 600 milyon liralık ev yaptırıyor kendisine, evin arsasını ihale verdiklerinden, binasını yapan ihale verdiklerinden pişkin pişkin TBMM’de sorulduğu zaman ‘500 etmez, 400 eder’ diyor. Hayatında bir gün sigortalı çalıştırmamış, bir kuruş vergi vermemiş, bir gün alın teriyle para kazanmamış insan, şimdi hafiye olmuş belediye başkanlarımızın arkasından geziyor.

“Adalet olmadığı için açlık ve fakirlik zirve yapıyor”

İşte ben diyorum ki, adaletin olmadığı yerde, bu nedenle Türkiye’nin durumu bu şekilde. Adalet olmadığı için açlık ve fakirlik zirve yapıyor. 50-60 milyon insan bugün Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırı içerisinde yaşıyor. Bunun tek sebebi adaletsizliktir. Adaletin olmadığı yerde huzur olmaz. Adaletin olmadığı yerde zulüm olur. Adaletin olmadığı yerde ekmek olmaz. Bu nedenle insanlarımız gergin, en ufak bir olayda insanlar da hemen patlayıp olaylara karışıyor. Bunun tek sebebi insanların mutlu olmaması. Oysa ki bizler göreve gelirken veya siyasiler göreve gelirken bir tek amaçları olur. Yönettikleri insanlara mutluluk vermektir, başka bir gerekçeleri olamaz. Bizler de diyoruz ki, iktidarın değişmesini istemek hakkımız. Bizler daha iyi yöneteceğimize inanıyoruz. İşte belediyelerimizdeki memnuniyet oranı ve farklı yönetimler, yarın iktidar değiştiği zaman da mutlaka aynı şekilde halka olumlu olarak yansıyacak. Bizim iddiamız budur. Bunu istemek de bizim hakkımız ve inşallah bu kadar baskıya rağmen, nasıl Ankara’da o kadar engellemeye rağmen, baskıya rağmen oy oranımız rekora çıkıp belediye sayımız arttıysa yapılacak ilk genel seçimlerde bu kadar haksızlığa ve adaletsizliğe karşı Türk milleti sandıkta gereken cezayı bugünkü iktidara, bugünkü yönetenlere mutlaka verecektir.

Bizler de öncelikle Ankara’dan sorumluyuz. Ankara’nın sorunları var, onlara odaklıyız, onları çözmeye çalışıyoruz. Bütün belediye başkanları olarak el ele vererek çalışmalarımızı hızlandırıyoruz.”

 

 

ANKA 

DAHA FAZLA HABER OKU