İsrail'in kuruluşuna giden yolda kilit öneme sahip 1947 cezaevi firarının ardındaki sır aydınlandı

Hapishane kale gibi korunuyordu, mahkumların kaçmasının hiçbir yolunun olmadığı sanılıyordu. Ancak bu firar, "Britanya hükümetinin bölgedeki prestijini parçalayarak çekilmesinde en etkili eylemlerden biri" olarak tarihe geçti

Firar sonrası 6 Mayıs 1947'de bölgede inceleme yapılırken (AP)

Guardian'ın özel haberine göre, Filistin'de Britanya manda yönetimi tarafından yaptırılan kötü şöhretli Akre Hapishanesi'ni inşa eden Britanyalı bir mimarın ailesi, bu yapının planlarının zamanında Yahudi silahlı gruplara sızdırıldığını ve bu sayede 1947'deki firarın gerçekleşebildiğini ortaya çıkardı.

Gazete bu olayın Londra'nın bölgedeki manda yönetimini bırakmasına giden yolda kilit öneme sahip hadiselerden biri olduğuna dikkati çekerken, böylesine kapsamlı bir kaçışın nasıl mümkün olduğu sorusunun cevabının bugüne dek yanıt beklediğini aktardı.

Alanında önde gelen isimlerden biri olan mühendis-mimar Peres Etkes'in büyük büyük yeğeni Gil Margulis, Guardian'a verdiği röportajda bu soruyu şöyle yanıtladı:

Aslında burayı yapan kişiden cezaevinin tüm planlarını almışlardı. Tarihi okuyordum ve insanlar ‘Bunu nasıl yaptılar? Bu nasıl oldu?' diye sorup duruyordu. Bazen içeriden ufak da olsa bir bilgiye ihtiyacınız olur. Yani, içeriden çok fazla bilgi aldılar: Tüm planlar ellerindeydi.

Arşivlerini inceleyen Guardian, 4 Mayıs 1947 tarihli bir makalesinde, 12. yüzyıl haçlı kalesinin yıkıntıları üzerinde inşa edilen cezaevinde o gün iyi planlanmış bir eylemin gerçekleştiğini bildirmişti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Haberde cezaevinin birçok cepheden hendeklerle çevrili olduğu vurgulanırken, Yahudi çetelerin komşu Türk hamamlarını ele geçirerek "duvarda delik açma konusunda muvaffak olduklarını" yazıyordu. Mahkumlar aynı anda dikkat dağıtmak için cezaevinin bir başka noktasına el bombası atmıştı, saldırganlardan en az biri Britanya kraliyet mühendisi kılığına girmişti. Haberde "Yahudi ve Arap" suçluların birlikte kaçmak için yarıştığı söyleniyordu, içlerinden 250 kadarı firar etmişti.

Rusya kökenli Amerikan vatandaşı Yahudi Etkes, Britanya kuvvetleri için çalışan bir mühendisti. Guardian'ın ifadesiyle, "Londra'nın Filistin'i Doğu Akdeniz'de stratejik bir merkez olarak kullanmasına yardımcı olurken, İsrail'in gelecekte devleti olacağına inandığı ülküyü geliştirmek için de coşkulu bir Siyonist motivasyonla" hareket ediyordu.

Mimarın ölümünden 50 yıl sonra yeğeni Margulis, büyük dayısının hayatını araştırırken Etkes'in yarısına kadar yazdığı anılarıyla karşılaştı.

Bu metinlerde Etkes, Britanya idaresindeki Yafa cephaneliğinden silahların transferi için 1921'de Britanyalılarla olan bağlantılarını kullandığını söylüyordu. Ayrıca bu silahları Arapların isyanları sırasında Tel Aviv'deki Yahudi güçlere "kiraladığından" bahsediyordu.

Tüfeklerin transfer edildiği haberini alan Britanyalı kuvvetler Etkes'i ceza için kuzeyde kıraç bir bölgeye gönderdi. Ancak o günden 20 yıl sonra Hayfa şehrinde derin su limanı inşa ettiği ve yollar yaptığı için kraliyet nişanına layık bile görülecekti.
 


Mimarın anıları Akre Hapishanesi'ndeki firarın öncesinde son bulsa da yukarıda bahsi geçen plan sızıntısını 1950'lerde Brooklyn'de ziyaret ettiği yeğeni Aliza'ya (Margulis'in annesi) anlatmıştı.

Etkes yeğenine, "Cezaevi bir kale gibi, ellerinde harita olmadan çıkabilecekleri hiçbir yer yoktu" diyerek planları paylaştığını itiraf etmişti.

Etkes ayrıca savaş döneminde hayati öneme sahip icraat olarak görülen Hayfa limanındaki "başarılarından" dolayı bizzat Britanya Başbakanı Winston Churchill ve savaş kabinesi tarafından imzalanmış bir İncil'i de yeğenine göstermişti.

Guardian bu firarın, "Londra'nın Filistin'deki manda idaresi sırasında kontrolünü sürdürme kabiliyetinin azaldığının çarpıcı bir işareti olarak" görüldüğünü ve bu idarenin de firardan bir yıl sonra bittiğini hatırlattı.

Cezaevi firarının başlıca sorumlusu olarak kabul edilen, Siyonist Irgun hareketinin lideri olan Menachem Begin ise bu kaçışı "Britanya hükümetinin prestijini parçalama" açısından en önemli saldırı olarak nitelemişti.

 

Independent Türkçe, Guardian

DAHA FAZLA HABER OKU