Tanklara teslim olan halktan, tankları teslim alan halka!

Yazar, düşünür Lütfü Oflaz Independent Türkçe için yazdı

27 Mayıs 1960 tankların halkı teslim aldığı tarihtir.

12 Mart 1971 tankların halkı teslim aldığı tarihtir.

12 Eylül 1980 tankların halkı teslim aldığı tarihtir.

15 Temmuz 2016 ise halkın tankları teslim aldığı tarihtir.

15 Temmuz 2016 tarihinde tankların halkı teslim aldığı dönemden, halkın tankları teslim aldığı döneme geçilmiştir.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çünkü bu tarihten önce halk, tanklara karşı tam bir teslimiyet içindeydi.

Darbeciler tanklarla halk iradesini çiğnemeye kalkıştığı an halk hemen teslim bayrağını çekerdi.

Kendi seçtiği başbakanı asarlar, halk hiçbir tepki göstermezdi.

Kendi seçtiği cumhurbaşkanını hapse atarlar, halk hiçbir tepki göstermezdi. 

Asılan başbakanın yerine seçilen başbakanı iki kez devirirler, halk hiçbir tepki göstermezdi.

Millet Meclisi’ni kapatırlar, halk hiçbir tepki göstermezdi.

Siyasi partileri kapatırlar, halk hiçbir tepki göstermezdi. 

Parti liderlerini hapsederler, halk hiçbir tepki göstermezdi.

Bu durumu daha iyi anlatabilmek için şu anımı anlatmalıyım; 

İki kez darbeyle devrilmiş eski başbakan ve cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e, “12 Eylül darbesinden sonra birlikte hapsedildiğiniz Bülent Ecevit’le sizi darbeciler bir duvarın dibinde kurşuna dizselerdi ve bunu da televizyondan naklen yayınlasalardı, halkın tepkisi ne olurdu” diye sorduğumda şu cevabı almıştım.

Süleyman Demirel, “27 Mayıs darbesinden sonra Başbakan Adnan Menderes idam edildiğinde halkın tepkisi ne olduysa yine o olurdu” demişti.

“Adnan Menderes’in idam edilmesine tepki göstermeyen halk bizim de kurşuna dizilmemize tepki göstermezdi” diye de eklemişti. 

Oysa 12 Eylül darbesi öncesinde iktidarın başındaki Süleyman Demirel ile ana muhalefetin başındaki Bülent Ecevit, toplamda halkın yüzde 80’inin oyunu almış iki liderdi.

1997’deki 28 Şubat döneminde Başbakan Necmettin Erbakan’ın post modern darbeyle iktidardan uzaklaştırılmasına da halk tepki göstermemişti.

Ancak halkın 27 Mayıs 1960’tan beri süren bu tepkisizliği 15 Temmuz 2016 gecesi sona erdi.

Halk seçtiği iktidarı devirmek isteyenlere karşı beklenmedik bir tepki verdi.

Onun içindir ki 15 Temmuz milat gibi bir tarihtir.

O tarihte halktaki teslimiyetçilik ruhu gitmiş, direnişçilik ruhu gelmiştir.

Daha önceki darbelerdeki gibi tanklar halkı teslim alamamış, halk tankları teslim alıvermiştir.

O tarihte tankların teslim aldığı halktan, tankları teslim alan halk dönemine geçilmiştir!

Halk darbekıran olup darbeyi kırmıştır!

Halk darbesavar olup darbeyi savmıştır!

Bu kez darbeseverler değil darbesavarlar kazanmıştır!

Aslında 15 Temmuz’dan önceki darbelerde yapılması gereken yapılmıştır.

Keşke halk daha önceki darbelerde bunu yapsaydı.

Tanklara karşı direnip isyan bayrağı açsaydı.

Sabah gazetesinin “Lütfü Oflaz tanklara direnmişti” başlıklı haberinde de belirtildiği gibi, ülkemizde tanklara karşı ilk direnen, ilk isyan bayrağını açanım.

Yazdığım “Yürürüz tanklara karşı yürürüz; cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz” ve de “Haydi yüreğinizin gönderine çekin isyan bayraklarını, korksun demokrasinin, halk iradesinin düşmanları” gibi cümlelerimle, halkı tanklara karşı direnmeye, isyan bayrağı açmaya çağıranım.

Ne yazık ki 15 Temmuz’dan önceki darbelerde bu çağrıma bir karşılık alamamıştım.

Tankların karşısında tek başıma kalmıştım.

Keşke daha önceki darbelerde halk tankların karşısına çıksaydı.

Darbeseverlere karşı darbesavar olsaydı! 

Darbekıran olup darbeleri kırsaydı!

Keşke halkın seçip iktidara getirdiklerini darbeciler devirip yıkamasaydı.

Halkın darbekıran, darbesavar olması geç olmuştur, güç olmuştur.

Ama sonuçta olmuştur.

Artık darbeseverler biliyorlar ki, karşılarında darbesavar bir halk var.

Artık darbeciler biliyorlar ki, karşılarında darbekıran bir halk var.

Değil 27 Mayıs darbesindeki gibi seçtiklerinin asılmasına, seçtiklerinin kılına bile dokunulmasına tepkisiz kalmayacak bir halk var.

Hem darbe dediğiniz nedir?

Halkın iradesine tecavüz etmek değil midir?

Dünyanın en iğrenç tecavüzcüleri de halkın iradesine tecavüz eden darbecilerdir.

Halkın parasıyla alınmış tankları, uçakları, silahları halka karşı kullanıp, onların iradesinin ırzına geçenlerdir.

Dünyanın en iğrenç tecavüzcüsü olan darbecilere lanet olsun.

Darbeseverlere yuh olsun.

Darbeye karşı darbesavar, darbekıran olanlara helal olsun.

Darbeler tarihimiz de dileriz ki 15 Temmuz 2016’daki darbe teşebbüsüyle kapanmış olsun.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU