DSÖ'den Pavel Ursu: Türkiye’ye bu kriz karşısında inanılmaz bir özveri gösterdiği için minnettarım

Cenevre’deki Dünya Sağlık Örgütü Genel Merkezine Ülkelerde Etki Yaratma Birimi Direktörü olarak yeni görevine başlayan Dr. Pavel Ursu, Independent Türkçe’ye konuştu

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Temsilciliği görevini tamamlayan Dr. Pavel Ursu'nun örgütteki yeni görevi, Ülkelerde Etki Yaratma Birimi Direktörlüğü oldu.

“DSÖ'nün tüketicileri, sağlık çalışanlarını ve sağlık yetkililerini Kovid-19'u engellediğini, tespit ettiğini veya tedavi ettiğini iddia eden artan sayıdaki sahte tıbbi ürünlere karşı uyarmak amacıyla tıbbi ürün uyarısı yayımladığını belirten Dr. Ursu, “Herkesi, yayımlanan 'tıbbi ürün uyarısını', sosyal medyada paylaşılan yanlış bilgiler ile bir sonuca varmadan önce okumaya davet ediyorum” dedi.  
 

Dr. Pavel Ursu (3).jpg
Dünya Sağlık Örgütü Genel Merkezine Ülkelerde Etki Yaratma Birimi Direktörü Dr. Pavel Ursu  


Dr. Pavel Ursu, yeni görevi ile ilgili düşüncelerini şöyle paylaştı:

Ülke düzeyindeki tecrübelerimi Cenevre’deki Genel Merkez’de uygulamak ve hayat kurtarmak, zarar görebilir durumda olanları korumak ve tüm insanların sağlığını iyileştirmek için ortak eylemlerimizin halk sağlığı üzerindeki etkisine odaklanan sistematik çabalara önderlik etmek konusunda gerçekten çok heyecanlıyım.

Şu anda DSÖ’nün çeşitli araştırmaları koordine ettiğini ve izlediğini belirten Ursu, bunlardan bir tanesinin bütün araştırmacıların devam eden çalışmaları ülke bazında araştırma tasarımı ile görebilmeleri, araştırma katılımcılarındaki hastalık şiddetini ve araştırmada çalışılan tedavi yöntemini öğrenebilmeleri ve bütün bunlardan yararlanabilmeleri adına bu çalışmaların ağ haritasını çıkaran devam eden Kovid-19 araştırmaları haritası olduğunu söyledi.

Halka açık olan ve internet üzerinden erişilebilecek bir diğer çalışma hakkında ise Dr. Ursu, şu bilgileri paylaştı:

Tedavi karşılaştırma listesini, karşılaştırmaların özetini ve taraflılık değerlendirmesi risklerini de kapsayacak şekilde birincil çalışmaların ayrıntılarını da sunan araştırma sonuçlarının gerçek zamanlı sentezi 3 olarak adlandırdığımız bir kaynaktır. Dünya çapında ulusal sağlık yetkililerinin incelediği deneysel tedavi seçeneklerine genel bir bakış için Kovid-19 deneysel tedaviler adresine başvurabilirsiniz. Son olarak, olası Kovid-19 terapötikleri konusunda devam eden çalışmaların hızlı bir sistematik incelemesine buradan ulaşabilirsiniz.


“Sözde uzmanların aşı ve ilaç gelişmeleri hakkında pek de bilimsel olmayan bilgileri paylaşmasıyla yayıldığını görüyoruz” 

Ulusal ve uluslararası medyayı yakından takip ettiklerini kaydeden Ursu, “Ne yazık ki aşı ile alakalı birçok içeriğin sözde uzman olan insanların aşı ve ilaç gelişmeleri hakkında pek de bilimsel olmayan bilgileri paylaşmasıyla yayıldığını görüyoruz. Şimdiye kadar hiçbir farmasötik ürünün Kovid-19 için henüz güvenli ve etkili bir tedavi sunmadığını söyleyebilirim" diye konuştu.


“Birçok ülkede doktorların hastalara Kovid-19 için onaylanmamış ilaçları verdiğine tanık oluyoruz”

Bunun yanı sıra, DSÖ ve paydaş ülkelerinin desteklediği Dayanışma Girişimi de dahil olmak üzere birçok klinik çalışmanın da incelenmekte ya da incelenecek olan bir dizi potansiyel ilacın mevcut olduğunu söyleyen Ursu, "Dayanışma Girişimi Dünya Sağlık Örgütü ve paydaşlarının Kovid-19 için etkili bir tedavi bulunmasına yardım etmek için kurulan uluslararası klinik bir girişim. Dayanışma Girişimine 100’den fazla ülke katıldı. Katılan ilk beş ülkeden bin 200 hasta, dört ilaç ve bu ilaçların kombinasyonu için randomize bir şekilde seçildi" dedi.

“Birçok ülkede doktorların hastalara Kovid-19 için onaylanmamış ilaçları verdiğine tanık oluyoruz” diyen Dr. Ursu, şunları söyledi:

Ulusal bir ilaç düzenleme kurumunun onaylamadığı endikasyonlar için lisanslı ilaç kullanımının 'ruhsat dışı ilaç kullanımı' olduğunun altını çizmek istiyorum. KOVİD-19 ruhsat dışı ilaç kullanımı bilimsel makalesine bakınız.

DSÖ, tüketicileri, sağlık çalışanlarını ve sağlık yetkililerini Kovid-19'u engellediğini, tespit ettiğini veya tedavi ettiğini iddia eden artan sayıda sahte tıbbi ürünlere karşı uyarmak için tıbbi ürün uyarısı da yayınladı. Herkesi, yayınlanan ‘tıbbi ürün uyarısını’, sosyal medyada paylaşılan yanlış bilgiler ile bir sonuca varmadan önce okumaya davet ediyorum.  

Dr. Ursu, "Aşı gelişmeleri konusunda, DSÖ güvenli ve etkili bir aşının araştırılmasını ve geliştirilmesini hızlandırmak ve aşıya ihtiyaç duyacak milyarlarca insana eşit erişim sağlamak için tüm dünyadaki paydaşlarıyla birlikte çalışmaktadır" dedi.

Çin’in virüsün genetik sekansını paylaşmasından 60 gün sonra ilk aşı çalışmaları başladığını hatırlataran Dr. Ursu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Küresel sağlık paydaşları ile birlikte DSÖ, Kovid-19 için yeni teşhis yöntemleri, terapötikler ve aşılar için gelişim, üretim ve adil erişimi hızlandırma platformu olan Kovid-19 (ACT) Hızlandırma Araçlarına Erişimi yayınladı. Terapötiklerin yanı sıra aşı geliştirme için dayanışma girişimi de başlatıldı. Bu uluslararası, büyük ve bireysel randomize kontrollü klinik çalışma girişimi, her bir umut vaat eden aşının yararlarını ve risklerinin, aşının klinik araştırma için hazır hale gelmesinden itibaren 3-6 ay içinde eş zamanlı olarak değerlendirilmesini sağlayacaktır.
 

tr (1).jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


“Türkiye de Kovid-19 önlemlerinin ekonomiyi de virüsten koruyacak şekilde uygulayan ülkelerden biri”

Önümüzdeki yıl ilaçların ve aşıların kullanıma sunulacağını düşündüklerini belirten Ursu, “Bu arada, Türkiye de Kovid-19 önlemlerinin ekonomiyi de virüsten koruyacak şekilde uygulayan ülkelerden biri. Bu dikkatli ve kapsamlı yaklaşımı dünyanın geri kalanında da görüyoruz" şeklinde konuştu.

Dr. Ursu, "Bu stratejik yaklaşımların yanı sıra DSÖ ve BM paydaşları, ülkelerin Kovid-19 krizini yönetmeleri ve toparlanmaları konusunda desteklemek için çeşitli girişimler başlattı. Bunlar, tüm ülkelerin KOVİD-19'a hazırlanmak ve cevap vermek için uygulanması gereken halk sağlığı önlemlerini özetleyen Stratejik Hazırlık ve Cevap Planıdır. 2020 Aralık ayına kadar olan süreyi kapsayan güncellenmiş bir plan da mevcut olacak" dedi.
 

tr (2).jpg
Dr. Pavel Ursu, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca ile birlikte / Fotoğraf: Independent Türkçe


Dr. Ursu, şöyle devam etti:

Bir diğeri ise BM Genel Sekreterinin düşük ve orta gelirli ülkelere hızlı bir toparlanma sağlamak için kurulan Cevap ve Toparlanma Fonudur (Response and Recovery Trust Fund) . Dayanışma Fonu (Solidarity Response Fund) 12  ise ülkelerin Kovid-19 salgınına cevap vermesine yardımcı olmak için DSÖ ve paydaşların çalışmalarını desteklemek için DSÖ, BM Fonu ve paydaşlar tarafından oluşturulmuş bir girişimdir.

BM, dünyanın en zarar görebilir konumda olan ülkelerinde Kovid-19 etkileri ile mücadele etmek için 2 milyar dolarlık koordineli küresel İnsani Cevap Planını da İnsani Yardım çerçevesinde tasarladı. Bu plan, DSÖ, WFP, UNICEF, UNHCR, IOM, UNDP, UNFPA, UN-Habitat ve STK'ların cevap çağrılarını ve gereksinimlerini bir araya getirerek, yeni ihtiyaçları belirliyor. OCHA’nın koordine ettiği bu plan Uluslararası Kızıl Haç ve Kızılay Hareketlerini destekliyor. Plan, küresel acil durum tedarik sistemini finanse etmek için acil desteğe ihtiyaç duyuyor.


“Türkiye’ye, tüm gücüyle bu kriz karşısında inanılmaz bir özveri gösterdiği ve diğer ülkelere yardımda bulunduğu için gerçekten minnettarım”

DSÖ’nün yürüttüğü pandemi süreci hakkındaki eleştiriler konusunda Ursu, şu yanıtı verdi:

Uluslararası önemi haiz diğer küresel sağlık acillerinde olduğu gibi DSÖ cevabı konusunda çoğunluğu gerçekten destekleyici olan birçok farklı görüşle karşı karşıyayız. Son 5 yıl boyunca hizmet ettiğim ülkeye, Türkiye’ye, salgını kontrol altında tutmak için sosyal bir yaklaşım gösterdiği, tüm gücüyle bu kriz karşısında inanılmaz bir özveri gösterdiği ve özellikle küresel cevabı destekleyerek dayanışma adına diğer ülkelere yardımda bulunduğu için gerçekten minnettarım. Türkiye, nisan sonu itibarıyla koronavirüs salgınındaki mücadelelerine yardım edebilmek amacıyla 57 ülkeye yardım gönderdi.  

fahrettin koca.jpg
Fotoğraf: Independent Türkçe


“Şu anda yaşadığımız, modern halk sağlığı tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir durum”

Dr. Ursu, "Şu anda yaşadığımız durum, modern halk sağlığı tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir durum ve hem DSÖ’nün hem de üye devletlerin daha güvenli ve daha parlak bir gelecek için salgına verilen cevaplardan değerli dersler çıkaracağına eminim" dedi.

DSÖ'nün performans değerlendirmesini yapmanın ve ajansın uluslararası önemi haiz halk sağlığı acil durumlarında cevabı nasıl yönettiğine dair güçlü ve zayıf yönleri belirlemek için bağımsız bir incelemeden geçmesi olağan bir durum olduğunu söyleyen Ursu, şöyle devam etti: 

Ülkelerin verdikleri cevaplardan öğrenebilmek için her zaman temas halindeyiz. Bununla birlikte, benim düşünceme göre, cevabın bu özel noktasında, bilimsel yaklaşımlar, tutarlı eylemler ve dayanışma yoluyla virüsü bastırmaya odaklanılmalı. 

"Bunların yanı sıra, tarafsızlık adına hatırlatmak istediğim bazı olgular var" diyen Ursu, şöyle konuştu:

1 Ocak tarihinde DSÖ ilk vaka bildirimini aldıktan saatler sonra genel merkezdeki, bölgesel ve ülke düzeyindeki cevabı koordine edebilmek için DSÖ Vaka Yönetimi Destek Ekibini (WHO Incident Management Support Team) harekete geçirdik. 5 Ocak tarihinde, DSÖ bütün Üye Devletleri resmi olarak bu yeni salgın hakkında bilgilendirdi ve salgın haberlerini internet sitemizde yayınladık. 10 Ocak tarihinde DSÖ, ülkelere vakaları tespit etme, olası vakaları yönetme ve sağlık çalışanlarını koruma konusunda yol gösterebilmek için kapsamlı bir rehber paketi yayınladı. DSÖ, bulaşıcı tehlikeler üzerine stratejik ve teknik destek ekibini durumu gözden geçirmek için aynı gün bir araya getirdi.  Bu durumun başından beri gazeteciler ile iletişim halindeyiz ve yılmadan bütün soruları cevaplıyoruz.
 


“Halk, sağlık çalışanları ve ülkeler için 50’den fazla teknik rehber yayınladık”

DSÖ Acil Durum Komitesi’nin 22 Ocak tarihinde bir toplantı yaptığını belirten Ursu, “Bu toplantıdan bir hafta sonra, insandan insana bulaşın ilk vakaları ortaya çıktığında DSÖ, en yüksek alarm seviyemiz olan uluslararası önemi haiz halk sağlığı acil durumu ilan etti. Bu durum ilan edildiğinde Çin dışında sadece 98 vaka vardı ve hiç ölüm gerçekleşmemişti. Kanada, Çin, Almanya, Japonya, Kore Cumhuriyeti, Nijerya, Rusya, Singapur ve Amerika Birleşik Devletleri’nden gelen uluslararası uzman ekibi, virüs, salgın ve cevap hakkında daha çok bilgi almak ve öğrenilenleri bütün dünya için toparlamak amacıyla Çin’deki etkilenen bölgelere şubat ayında bir ziyaret gerçekleştirdi" ifadelerini kullandı.
 


"Dünyanın her köşesindeki hükümetlerle sağlık sistemlerinin Kovid-19’a hazır olmasını ve vakalarla karşılaştıklarında cevap verebilmelerini sağlamak için DSÖ’nün 6 bölge ofisi ve 150 ülke ofisi üzerinden yakın temaslarda çalıştık" diyen Ursu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

Ülkelerin birincil olarak yapmaları gerekenleri ve bunlar için ihtiyaç duyulan kaynakları belirten bir Stratejik Hazırlık ve Cevap Planı (Strategic Preparedness and Response Plan) hazırladık.  DSÖ olarak, cevabın her bir parçası hakkında kanıta dayalı öneriler sunarak halk, sağlık çalışanları ve ülkeler için 50’den fazla teknik rehber yayınladık.

Günlük durum raporları ve düzenli basın toplantılarıyla dünyayı en son veriler, bilgiler ve kanıtlar hakkında bilgilendirdik. Sorularını cevaplamak ve tecrübelerinden öğrenebilmek için Üye Devletlerimizle düzenli toplantılar gerçekleştirdik.

Söylentilere ve yanlış bilgilere güvenilir ve kanıta dayalı cevaplar verebilmek için Facebook, Google, Instagram, LinkedIn, Messenger, Pinterest, SnapChat, Tencent, TikTok, Twitter, Viber, WhatsApp ve YouTube dahil olmak üzere birçok medya ve teknoloji kurum ve kuruluşu ile çalıştık.

 


“130 bilim insanı, Kovid-19 aşısı geliştirme sürecini hızlandırmak için DSÖ ile birlikte çalışacaklarını taahhüt eden bir belge imzaladı”     

Bütün bölgelerden 126 ülkeye toplamda 1 milyon tanı testi gönderdiklerini ve daha fazlasına da kaynak sağlamaya devam ettiklerini vurgulayan Ursu, “Ancak daha fazlasının gerekli olduğunu da biliyoruz. İhtiyaçlara kaynak sağlamak ve bu hayat kurtaran kaynaklara erişimi hayli artırabilmek için BM Kovid-19 Tedarik Zinciri Görev Gücü’nü hayata geçirdik. OpenWHO.org platformundaki 43 dilde 6 kursa 1,5 milyondan fazla kişi kayıt oldu. Hedefimiz milyonlarca kişiyi eğitebilmek ve on milyonlarca, yüz milyonlarca kişiyi eğitebilmek için gerekli kaynaklara sahibiz. DSÖ’nün Küresel Salgın Uyarı ve Cevap Ağı ve Acil Durum Medikal Ekibi platformu üzerinden dünyanın dört bir yanında uzmanlar görevlendirildi. Araştırma ve geliştirme süreçlerini hızlandırdık” diye konuştu.  
 


Araştırma önceliklerini belirlemek ve araştırmayı hızlandırmak için 400’den fazla dünyada ileri gelen bilim insanını şubat ayında bir araya getirdiklerini söyleyen Ursu, şöyle konuştu:

DSÖ, en kısa zamanda etki terapötiklerin bulunabilmesi için 90’dan fazla ülkenin birlikte çalıştığı Dayanışma Girişimini başlattı. Virüsün bulaşını, epidemiyolojisini ve klinik özelliklerini daha iyi anlayabilmek için 40 ülkede koordineli bir şekilde kullanılan araştırma protokolleri geliştirdik.  Bugün, dünya çapında 130 bilim insanı, fon sağlayıcı ve üretici KOVİD-19 aşısı geliştirme sürecini hızlandırmak için DSÖ ile birlikte çalışacaklarını taahhüt eden bir belge imzaladı. DSÖ’nün son aylarda gerçekleştirdiği ama bahsetmediğim başka birçok gelişme var. Baştan itibaren DSÖ’nün odak noktası, dünyayı bu ortak tehdide karşı birlikte durabilme amacıyla ülkeleri ve paydaşları bir araya getirmekti. Amacımız, dünyadaki bütün yoksul ve savunmasız kesimi sadece en yoksul ülkelerde değil bütün ülkelerde korumaktır.


“Direktör olarak görevim, DSÖ, üye devletler ve paydaşlardan gereken dikkati çekmesini sağlamak olacak”

“Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SDG) çerçevesindeki mevcut DSÖ Genel Çalışma Planı (GPW13) 2019-2023 önümüzdeki beş yıl için DSÖ’nün stratejik yönünü tayin ediyor” diyen Ursu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Ülkeler, GPW 13’ün temel odak noktasıdır. GPW 13, DSÖ’nün sağlığı teşvik etme, dünyayı güvenli kılma ve zarar görebilir olanlara hizmet sunma amaçlarını açık bir biçimde belirtiyor.

GPW 13 herkes için her yaşta sağlıklı yaşam ve refahın sağlanması, Evrensel Sağlık Güvencesi kapsamına ulaşma, sağlık acillerine cevap verme ve nüfusların daha sağlıklı olmasına olanak sağlamak gibi birbirleri ile bağlantılı temel stratejik öncelikler etrafında yapılandırıldı.

Bu öncelikler 2023 yılının sonuna kadar gerçekleştirilecek üç temel hedef ile bağlantılı:    

- Evrensel Sağlık Güvencesi’nden yararlanan bir milyar insan daha;  

- Sağlık acillerinden daha iyi korunan bir milyar insan daha;  

- Daha iyi bir sağlığı ve refahı olan bir milyar insan daha. 

Ursu, "Direktör olarak benim görevim ve ekibimin bulunduğu etkileşimler, üç milyar hedeflerine giden çabaların DSÖ, üye devletler ve paydaşlardan gereken dikkati çekmesini sağlamak olacak" dedi.
 


Bu birimin, Genel Direktör Dr. Tedros’a üç milyar hedeflerine ulaşma konusunda DSÖ’nün doğru yolda olup olmadığı konusunda yardımcı olacağını kaydeden Ursu, sözlerini şöyle sonlandırdı:

Uygulamadan sorumlu olanların sorunlar ortaya çıktıkça hızlıca ortak ve hızlı çözümler bulabilmeleri için düzenli incelemeler gerçekleştireceğiz. Birimin başarısının nihai ölçüsü, sağlıkla ilgili SDG hedefleri için hızlandırılmış ilerleme, iyileştirilmiş sağlık ve kurtarılan hayatlar şeklinde gerçekleştirilen güçlü ve sistematik katkılar olacak. Bunun yanı sıra, küresel sağlıkta Üye Devletler ve paydaşlar söz konusu olduğunda, ilerlemenin izlenmesi ve gözden geçirilmesi de dahil olmak üzere operasyonel ve finansal stratejiler, politikalar ve yaklaşımlar arasında daha iyi bir uyum yakalamak istiyoruz. Bu, planın uygulanmasındaki başarılardan ve zorluklardan öğrenmeye odaklanmayı içeriyor.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU