Korona ve cazibe sorunu

Alişer Delek Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraflar: AA

Soru: Sizce okullar açılmalı mı?

Cevap: Öncelikle cazibemizi yeniden kazanmamız gerekiyor. Okullar çok çekici bir fırsat. Okulların yeniden açılması ve derslerin devam etmesi, toplam ölüm oranının yüzde 2 ile 3’ü olabilir. 


Cazibe…

Dr. Mehmet Öz’e göre, cazibe için birkaç bin kişinin ölmesi sorun değil. Ölüm, cazibenin yeniden kazanılmasına değer. 

Sadece Türk olduğu için değil, Amerika’nın da bir ikonu haline geldiği için Dr. Mehmet Öz bilinen bir karakter. Bir ünlü, bir uzman.

Yukarıdaki diyalog da Amerikan Fox News kanalında ekrana geldi.

Sunucu, kendisi de aynı zamanda bir program yapımcısı olan Dr. Öz’e "Okullar açılmalı mı" diye sordu ve aldığı yanıt bu oldu.

Oysa Mehmet Öz’ü, doktor, ünlü ya da bir uzman yapan eğitim bilimci olması, salgın konusunda araştırmaları ya da virüs çalışması değildi. Dr. Öz bir cerrah ve aynı zamanda bir TV insanı. İşte sorun da tam burada başlıyor. 

Dr. Öz, bu açıklamasından sonra özellikle sosyal medyada yoğun eleştiri aldı.

Uzmanlık alanı olmayan bir konu hakkında konuşmuş ve üstelik birkaç bin kişinin daha ölmesinde “cazibeyi kazanmak” uğruna bir sakınca görmemişti.

Ama TV insanı olmak bunu gerektiriyor. Canlı yayında spikerin size sorduğu soruya yanıt vermemek olmaz.

Ya da çağrıldığınız bir canlı yayına “İyi de ben bu konunun insanı değilim” demek de olmaz.

Bunun içindir ki, koronavirüs salgını ile birlikte Dr. Öz, (özellikle de FOX News kanalında) çeşitli defalarda boy gösterdi.

"Okullar ne zaman açılmalı?", "Koronavirüs’e karşı hangi ilaç kullanılmalı?", "Ne zaman yeterli solunum cihazı olacak?" gibi sorulara çekinmeden yanıtlar verdi.

Oysa Öz, hala bir virolojist ya da farmakolog değil. 

Türkiye’de yayın yapan televizyon kanallarını izleyen milyonlar için bu hikaye oldukça tanıdık. Pek çok defa tanık olduk; aynı kişi hem deprem, hem siyasi kriz, hem uluslararası ilişkiler anlatırken haftasonu da aşk ve insan üzerine örnek model olarak karşımıza çıktı. Ekstrem gibi gözüken bu örneği televizyonlarda iki günlük bir saptamayla somutlaştırmak gayet de mümkün. 

Ancak mevzu bahis insan sağlığı ve hatta ölüm olunca uzman süzgeci biraz daha sıklaştırıldı. Görüşüne yer verilen kişilerin en azından doktor olması gerektiğine inanılmış olacak ki hemen hemen her akşam TV ekranlarında doktorların koronavirüsle ilgili yorumlarını izler olduk. 

Ve izlenme denilen yarış, Dr. Öz’ün ifadesiyle ‘cazibe’ burada bizim ekranlarımızda da bir sorun olarak karşımıza çıkmasa şaşırırdık.

TV insanı olma özelliği ve her konuda fikir beyan etmekten çekinmemesiyle Dr. Öz’ün Türkiye’deki karşılığı Canan Karatay oldu.

Beslenme üzerine spekülatif söylemleriyle bilinen ve açıklamalarıyla TV’sinden internet sitesine kadar reyting rekorları kıran Karatay, aslında bir kalp ve iç hastalıkları uzmanı.

Ama o da koronavirüs konusunda bizleri uzmanlığından mahrum etmedi.

Önce, “Bu o kadar dünyayı korkutacak bir olay değil” dedi, sonrasında tavsiyesini de eklemeden edemedi;

Sabah akşam kelle paça yiyin. 


Canan Karatay’ın uzmanlık alanı olmayan konularda açıklama yapması yeni bir şey değil.

Hatta bu konuda daha önce aldığı 15 günlük meslekten men cezası bile var.

Bu ceza, ne onun uzmanlık alanı olmayan konularda konuşmasının önüne geçti ne de onun reytinginden faydalanmak isteyen basının ilgisini azalttı.

Virüsle mücadeleden yatak odamıza kadar yine her konuda konuşmaya devam etti ve edecek gibi görünüyor. 


Amerika’dan Dr. Öz’ün, Türkiye’den de Dr. Canan Karatay’ın ortak noktaları var. Sağlık haberciliğinde hiçbir zaman başarılı olamayan Türk basını için her iki isim de cazibe merkezi.

Çünkü Türkiye’deki haber merkezlerinde sağlık konusunda uzmanlaşmış bir haberci yok (Hoş herhangi bir konuda uzmanlaşmış bir muhabir ya da editör kaldı mı ondan da emin değilim).

Bir sağlık haberinin yalanlanması, yanlış anlaşılması ve hatta orjinal dilinden yanlış çevrilmesi bile bir hayat için önemliyken, bugünlerde görüyoruz ki Türk basını koronavirüs meselesinde uzman seçiminde bile başarılı bir sınav veremiyor.

Ya tanınan tipler aranıyor ya da ne dediğine bakmadan uzman olarak tanımlanabilecek kişiler. 


Dr. Öz ve Canan Karatay’ın ortak noktalarından biri de popüler söylemle yerli ve milli duruşları.

Dr. Öz’ün koronavirüsle ilgili açıklamalarını sürekli olarak Amerikan FOX News kanalında yapması bir tesadüf değil.

Amerikan Başkanı Trump’ı adaylığından bugüne desteklediğini hiçbir zaman saklamayan FOX News için Dr. Öz müthiş bir TV insanı.

Zira Öz, Trump’ın virüsle mücadele yaptığı açıklamalara paralel söylemler kullanıyor.

Amacı siyasi bir duruş gibi gözükmese de Canan Karatay da çözümlerinde yerelliğe önem veriyor: "Kelle paça yiyin", "Lahmacun en sağlıklı fast-food" vb.

Haksızlık etmemek lazım, Dr. Öz sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine bir açıklama yayımladı:

Yanlış konuştum ve sözlerimin bazılarını şaşırttığı ve üzdüğünü biliyorum. Buradaki amacımız çocukların güvenli bir şekilde okula nasıl dönmeleri gerektiğini konuşmaktı. Çünkü bana insanlar sürekli normal yaşantılarımıza ne zaman döneceğimizi soruyor.


Açıklamada, işi olmayan şeyle ilgili konuşmasının pişmanlığını barındırmasa da ortada bir üzgünlük beyanı var.

Türkiye’de alışık olmadığımız, Canan Karatay’ın bize öğretmediği bir şey. 

Eminim bu yazıyı okuyan pek çok meslektaşım, birazdan bu akşam hangi konukları ekrana çıkaracağı telaşına yeniden kendini kaptıracak.

Çünkü olanın bitenin ne kadar farkında olsak da şov devam etmeli ve cazibe kaybedilmemeli. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU