CHP'nin sağlık raporundan: Hekimlerin yüzde 95'ine göre sağlıkta şiddette siyasi beyanları etkili

CHP Bilim Platformu'nun politika notuna göre, Türkiye’de her gün ortalama 40 sağlık çalışanı şiddet biçimlerinden birine maruz bırakılırken, son 7 yılda şiddet yaşadığını bildiren sağlık çalışanı sayısı 90 bini aştı

Fotoğraf: Reuters

CHP Bilim Platformu tarafından hazırlanan politika notunda; sağlık alanında artan şiddet olaylarının ulaştığı boyutlar gözler önüne serildi.

Buna göre; Türkiye’de her gün ortalama 40 sağlık çalışanı şiddet biçimlerinden birine maruz bırakılırken, son 7 yılda şiddet yaşadığını bildiren sağlık çalışanı sayısı 90 bini aştı.

Sadece 2015-2017 arasında, iş yükünün altında ezilen 431 sağlık çalışanı intihar etti.

Hasta başına 20 dakika ayrılması gereken süre, Türkiye’de sadece 5 dakika.

Ayrıca Türkiye, 1 yıl içerisinde acil servise başvuru sayısının ülke nüfusundan fazla olduğu tek ülke.

Hekimlerin yüzde 95'i, sağlık alanında şiddetin artmasında, siyasilerin sağlık çalışanlarını değersizleştiren beyanlarının etkili olduğunu düşünüyor.

Aşırı çalışma, tükenmişlik sendromu ve keyfi uygulamalara ek olarak ortaya çıkan şiddet sorunu, hekimlerin yurtdışına kaçışlarını hızlandırıyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Profesör Doktor Fethi Açıkel'in başkanlığındaki CHP Bilim Platformu tarafından sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına ilişkin politika notu hazırlandı.

“AKP Sağlıkta Şiddete Göz Yumarak Halk Sağlığını Tehlikeye Atıyor” başlıklı politika notunda artan şiddet olaylarının ulaştığı boyutlar gözler önüne serildi.

İnşa edilen sağlık sisteminin hasta ve hasta yakınlarıyla hekimleri karşı karşıya getirdiği, politikaların yeterli olmadığı ve şiddet olaylarındaki suçu adeta hekimlerin iletişimsizlik boyutuna indirgendiği vurgulandı. 

Politika notundaki verilerden dikkat çekenler şöyle:

Her gün şiddet: Türkiye’de her gün ortalama 40 sağlık çalışanı; fiziksel, psikolojik ve sözel şiddet biçimlerinden birine maruz bırakılıyor. Her saat başı birden fazla sağlık çalışanı şiddeti yaşıyor. Sağlık çalışanlarının dörtte üçü, çalışma yaşamlarında en az bir kere şiddete maruz bırakılıyor. 

Siyasileri işaret ediyorlar: 2005-2019 yılları arasında 9 hekim, görev başındayken  öldürüldü. Son 7 yılda şiddete uğradığını bildiren sağlık çalışanı sayısı da 90 bini aştı. Hekimlerin yaklaşık yüzde 95’i, sağlık sektöründe şiddetin artmasında siyasilerin sağlık çalışanlarını halk nezdinde değersizleştiren beyanatlarının etkili olduğunu belirtiyor.

İki yılda 431 sağlık çalışanı intihar etti: Sadece 2015-2017 yılları arasında, 431 sağlık çalışanı intihar etti. Sağlık hizmeti almak üzere 2002 yılında hekime müracaat sayısı 209 milyon iken, bu rakam 2017 yılında 719 milyon başvuruya ulaştı. Bir yurttaş 2002 yılında ortalama 3 kez hekime başvururken, 2017 yılında bu sayı 9’a ulaştı. 

Sağlık çalışanlarının hasta yükü fazla: OECD ülkelerinde 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 351 iken, Türkiye’de 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 186. OECD ülkelerinde 100 bin kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı 1.025 iken, Türkiye’de 100 bin kişiye düşen hemşire ve ebe sayısı 272.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre sağlıklı bir muayene için hasta başına 20 dakika süre ayrılması gerekirken, Türkiye’de hekimler kamu kurumlarında ve özel sağlık kuruluşlarında hastalarına kimi zaman 5 dakikaya kadar inen sürelerde zaman ayırıyor.

Acile başvuru sayısı, ülke nüfusundan fazla: Türkiye’de tüm hastanelerde acil servislere müracaat sayısı 2002 yılında 20 milyonken, 2015 yılında 111 milyona ulaştı. Dolayısıyla  13 yıl içinde acile başvurularda yüzde 455 artış yaşandı. Türkiye, bir yıl içerisinde acil servise başvuru sayısının ülke nüfusundan fazla olduğu tek ülke. 

Yurt dışını tercih eden hekim sayısı artıyor: Yurtdışında çalışmak üzere Türk Tabipleri Birliği’nden sicil verisi isteyen hekim sayısı 2012 yılında 59 iken, 2019 yılında 906’ya ulaştı. Dolayısıyla, yurtdışına gitmeyi hedefleyen hekim sayısında 7 yılda 15 kat artış oldu.

Binlerce çalışan beyaz kod verdi: Sağlık Bakanlığı'nın sağlık çalışanlarına karşı şiddeti takip etmek için başlattığı ALO 113 Beyaz Kod Uygulamasını üzerinden, 2012 yılının Mayıs ayından 2019 Ağustos ayına kadar 91 bin 355 şiddet vakası bildirildi. 2017 yılında yapılan başvuru sayısı, 2012 yılında yapılanlarla karşılaştırıldığında yüzde 26 artış gösterdi. Vakaların yüzde 30’una yakınında sağlık çalışanları doğrudan fiziksel şiddete maruz bırakıldı. 

Sağlıkta şiddetin artmasının sebepleri şöyle sıralandı:

Sağlığa erişimdeki adaletsizlik derinleşti: Sağlıkta şiddet olaylarının artmasının temel sebebi, iktidarın sağlık hizmetlerinin sunulma şeklini ve sağlık alanını düzenlenmesini yanlış biçimde değiştiren sağlık politikaları.

2003 yılından itibaren uygulamaya koyulan Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık hizmetlerini ticarileştirdi, sağlık politikalarında rantı ve kâr amacını merkeze koyan bir anlayışı hâkim kıldı.

Sağlıkta Dönüşüm Programı bir yanda özel sağlık sektörünün plansız olarak genişlemesini teşvik ederken, diğer yandan kamu hastanelerini kamusal hizmet kurumları olmaktan uzaklaştırarak birer ticari işletmeye dönüştürdü.

Tüm bunların neticesinde sağlık hizmetlerinin maliyetinde büyük artışlar yaşandı ve yurttaşların sağlık hizmetlerine erişiminde yaşanan adaletsizlikler derinleşti. İktidar döneminde, sağlık görevlileri ve yurttaşlar arasındaki güven ilişkisi aşındırıldı. Sağlık çalışanları ile hastalar ve hasta yakınları haksız biçimde karşı karşıya getirildi.

Medyadaki özensizlik şiddeti tetikliyor: Televizyon kanallarında ve internet sitelerinde doğruluğu incelenmeden yer verilen sağlık bilgileri, editoryal bir kontrolden geçirilmeden gazete ve televizyonlarda 'mucize ilaç' ve 'mucize tedavi' gibi başlıklarla sunulan haberler, yurttaşların yanlış bilgilenmelerine, teşhis ve tedavi süreçleri sırasında hekimlere karşı bilimsel olmayan bir biçimde şüpheci davranmalarına yol açıyor. 

Şiddet, cezasız bırakılıyor: Sağlık Bakanlığı’nın yayımladığı Beyaz Kod verileri incelendiğinde, sağlık çalışanlarına karşı uygulanan şiddetin cezasız kaldığı ortaya çıkıyor. Bu verilere göre, şiddete uğrayan sağlık çalışanlarının bildirimlerinde ve bu bildirimler sonucunda sürdürülen soruşturmalarda yıllar içinde sayıca bir artış yaşanıyor ancak verilen adli para cezaları ve hapis cezaları sayılarında düşüş olduğu görülüyor.

Müşteri anlayışı hekim bağımsızlığını etkiliyor: Sağlığı ticari bir sektör haline getiren anlayış, hastaların kendisini hizmetlerden faydalanacak yurttaşlar olarak değil, hizmetleri satın alacak 'müşteriler' olarak görmesine neden oldu.

Hekimlerin 'müşterileri memnun etme' zorunluluğu, hekimlerin kararlarını yalnızca tıbbi bilgi ve deneyimlerine dayanarak almalarını zorlaştırdı. Şiddete maruz kalma ihtimali, hekimliğin en önemli değerlerinden olan mesleki bağımsızlıklarını ve mesleki yetkinliklerini tahrip etti.

Şiddet, kaçışı hızlandırıyor: Sağlık çalışanlarında aşırı çalışma, tükenmişlik sendromu ve keyfi uygulamalara ek olarak ortaya çıkan şiddet sorunu, hekimlerin yurtdışına kaçışlarını hızlandırıyor.

Yapılması gerekenler ise şöyle sıralandı:

Can güvenliği korunacak: Sağlık kuruluşlarının hem içerisinde hem de çevresinde sağlık çalışanlarının can güvenliğini sağlayacak sert ve caydırıcı önlemleri alınacak. Sağlık çalışanlarına karşı barbarlığa varan ve vandalca şiddet uygulayan kişiler en sert ve kararlı biçimde cezalandırılacak.

Sağlık kuruluşlarına silah, kesici ve delici alet gibi şiddet aracı olabilecek unsurların girmesinin önlenmesini sağlayacak, güvenlik tedbirlerini artıracak. Şiddeti engellemek için alınan önlemler, sağlık kuruluşlarında her kademede görev yapan çalışanları ve tüm sağlık emekçilerini kapsayacak şekilde düzenlenecek.

Hangi unvana ya da göreve sahip olursa olsun hiçbir sağlık çalışanı sağlık kuruluşlarındaki tedbirlerin, bildirim ve destek mekanizmalarının dışında bırakılmayacak.

Şiddet cezasız kalmayacak: Sağlık çalışanlarına karşı işlenen şiddet suçlarının cezasız kalmaması ve var olan cezaların artırılması sağlanacak. Sağlık çalışanlarına karşı işlenen suçlar adli suç olarak değil, kamu sağlığına karşı işlenen suç kapsamına alınacak.

Bu amaçla, Türk Ceza Kanunu’nda gerekli caydırıcı ve kapsamlı düzenlemeler yapılacak. Sağlık çalışanlarına karşı cebir, tehdit veya şiddet için verilen cezaya ek olarak, kişilerin bu davranışlarla sağlık hizmetini engellediği ve bu yolla kamu sağlığına karşı suç işlediği gerekçesiyle verilecek cezalar artırılacak.

Gerekli düzenlemeler hazırlanacak: Sağlık sistemi kamu yararı gözetilerek yeniden düzenlenecek. Bu doğrultuda koruyucu sağlık hizmetleri güçlendirilecek. İkinci ve üçüncü kademe sağlık hizmetleri üzerindeki yükün azaltılmasıyla birlikte tüm sağlık kademelerinde sağlık hizmetlerinin niteliği ve sağlık çalışanlarının mesleki memnuniyeti artırılacak.

Sağlık personeli sayısı, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirttiği ölçütler çerçevesinde artırılacak. Sağlık kurumlarının kapasiteleri göz önünde bulundurularak hasta kabulü gerçekleştirmesi sağlanacak. Personelinin hastalarına evrensel olarak kabul görmüş, nitelikli hizmet için gerekli olan zamanı harcaması mümkün kılınacak. 

Önlemler bileşenlerle oluşturulacak: Yurttaşların şiddetin yarattığı sonuçlarla ilgili kapsamlı bir şekilde bilgilendirilmesi gerekecek. Sağlık çalışanlarına karşı şiddeti önlemek üzere alınacak önlemleri ve hayata geçirilecek düzenlemeleri; sağlık alanında faaliyet gösteren meslek örgütleri, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, hasta ve hasta yakını temsilcileri ile birlikte hazırlanacak.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU