Cumhurbaşkanlığı 67 yıllık Basın Kanunu mevzuatında değişiklik istiyor, internet gazeteciliği de gündemde

Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu'nun gündeminde başta Basın İş Kanunu olmak üzere güncelliğini kaybetmiş birçok mevzuatta değişiklik ya da yenileme var

Fotoğraf: Reuters

Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Hukuk Politikaları Kurulu, Çankaya Köşkü'nde "İstihdamın Korunması, Geliştirilmesi ve Gelir Güvencesi Bağlamında Yeni Çalışma İlişkileri" çalıştayı kapsamında toplandı. 

Kurul Başkanvekili Mehmet Uçum, bazı kanunların çok eski tarihli olduğunu, uygulanıp uygulanmadığının da belirsiz olduğunu söyledi. 

Uçum’un açıklamasına göre bu kanunlardan biri de 1952 tarihli Basın İş Kanunu. 

Kanun’un “yazılı basın” ile sınırlı kaldığını söyleyen Mehmet Uçum, “Basın İş Kanuna bakın, yazılı basın esaslı düzenlemeler içeriyor. Bugün medya hukuku dediğimiz, basının çok mecralı olduğu bir ortamda Basın İş Kanunumuz yok. Bununla da kalmıyor, eskimiş, aslı uygulamayan, terfi gibi düzenlemeler içeriyor” dedi. 
 

Hukuk Politikaları Kurulu
"İstihdamın Korunması, Geliştirilmesi ve Gelir Güvencesi Bağlamında Yeni Çalışma İlişkileri" çalıştayı, Mehmet Uçum başkanlığında gerçekleşti/ Fotoğraf: AA


Uçum, Hukuk Politikaları Kurulu altında yer alan İş Hukuku Çalışma Gruplarının öncelikli hedefleri arasında bazı mevzuatların güncellenmesi ya da yenilenmesi olduğunu söyledi. 

Mehmet Uçum, “Uygulanmayan hükümlerin temizlenmesi ve eskimiş hükümlerin yeni koşullara uyarlanması gerekir” diye konuştu. 

Beş yıl önce de gündemdeydi 

Basın İş Kanunu’da değişiklik yapılması konusu 2014 yılında gündeme gelmişti. 

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, basın sektöründe sıkıntılarının çok büyük olduğunu söyleyerek, 212 sayılı Basın İş Kanunu'nda kapsamlı bir değişiklik yapmak ve internet haber sitelerine de bu Kanun içinde yer bulmak istediklerini ifade etmişti. 

Medya sektöründe özellikle patronların olumsuz tutum ve davranışları sebebiyle basın çalışanlarının hiçbir güvencesinin olmadığını dile getiren Arınç, şu ifadeleri kullanmıştı: 

Çok düşük ücretlerle çalışıyorlar, her an kapı önüne konulma tehdidi var. Kıdem tazminatları yok, grev yapmaya kalkanlar da hiçbir hak elde edemiyorlar. 

Bunun doğrudan hükümetle olan kısmı çok azdır ama medya patronlarıyla ilişkili yönleri çok fazladır. Bu konuda çalışan sendikaların da çok fazla etkilerinin olmadığını düşünüyorum.


“Gazeteciler hak ettiği statüye kavuşacak” hedefi 

Arınç’ın bu açıklamasından iki ay sonra yine aynı dönem Başbakan Yardımcılığı yapan Yalçın Akdoğan, medya sektörü temsilcileriyle bir araya gelmiş, Basın İş Kanunu'nun sektörün ihtiyaçlarını giderecek şekilde düzenlenmesi için İstanbul'da,

Ankara'da ve Erzurum'da üç çalıştay düzenleneceğini duyurmuştu. 

Ve bu toplantıdan 13 gün sonra 25 Eylül 2014’te Ankara’da ilk çalıştay düzenlenmiş, çalıştaya başkanlık eden Akdoğan, “Gazetecilik tanımından mali ve özlük haklara kadar birçok konuda gazetecilerin ve basın çalışanlarının çalışma hayatlarına ilişkin yasal mevzuatın yeniden ele alınması gerekiyor” demişti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

6 Kasım 2014’te Erzurum’da yapılan çalıştayda ise “Mülkiyet ve piyasa şartları karşısında daha güçlü bir gazeteci profili oluşturulacağı, gazetecilerin hak ettikleri statüye kavuşacağı” hedefi konulmuştu. 

Yakın dönemde ise son olarak CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, internet mecrasında görev yapan gazetecilere basın kartı verilmesi ve bu kişiler hakkında dava açma süresinin 6 ayla sınırlandırılması için TBMM Başkanlığı’na dört gün önce bir kanun teklifi sundu. 

Independent Türkçe, AA

DAHA FAZLA HABER OKU