Atatürk'ün kaptanının torunu Şehir Hatları vapurunda kaptan

Büyük dedesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün kaptanı, dedesi Şehir Hatları vapurlarında çarkçı başı olan İlker Çetin, üçüncü kuşak olarak denizcilik mesleğini sürdürüyor

Büyük dedesi, Mustafa Kemal Atatürk'ün kaptanı, dedesi ise Şehir Hatları vapurlarında çarkçı başı olan İlker Çetin ailenin üçüncü kuşak denizcisi. 

Şehit Hatları vapurlarında yaklaşık 10 yıldır kaptan olarak çalışan 42 yaşındaki İlker Çetin, büyük dedesi İsmail Çetin ve dedesi Osman Çetin'in anılarıyla büyüdü.

Büyük dedesi İsmail Çetin, Mustafa Kemal Atatürk'ün kaptanlığını yaptığı sırada Soyadı Kanunu yürürlüğe giriyor.

Mustafa Kemal Atatürk, büyük dede İsmail'e çok dayanıklı olduğunu düşündüğü için "Çetin" soyadını veriyor, İlker Çetin o hikayesi şöyle anlatıyor:

Dedemin babası Çanakkale'de askerlik yaparken bölüğe Ankara'dan üst rütbeli komutanlar geliyor. Kim sandal kullanır diye soruyorlar, o zamanlar o da Anadolu Hisarı'nda balıkçılık yapıyor. Zamanı çocukluğu hep sandalın, teknenin üzerinde geçtiği için sandala oturur oturmaz hemen onu seçiyorlar ve hemen Ankara'ya gönderiyorlar, tabi daha nereye gideceğini kimin yanında askerlik yapacağını bilmiyor. "Gizli bir görev" diyerek apar topar araştırmasını yapıp getiriyorlar, Atatürk Orman Çiftliği'nde Atatürk'ün yanına geliyor ve daha sonra dört sene boyunca Atatürk'ün bindiği deniz araçlarını kendisi kullanıyor. Tabi önceden askerlik bu zaman ki gibi kısa değil daha uzun sürüyordu, dört sene boyunca Atatürk ile birlikte her yere gidip, birçok anısı oluyor. Askerliği bitirdikten sonra da Şehir Hatları'na o zaman ki ismi Şirket- i Hayriye olan, geçmişi 1851'lere dayanan bu şirkete giriş yapıp, oradan benim dedeme kendi oğluna devretmiş, o da makineci olarak görev yapmış. Akşamları yemekte onların denizcilik maceralarını dinleye dinleye tabi ki bize de bu mesleği aşıladılar, aklıma da başka hiçbir meslek dalı gelmiyordu, hayalim de hep iki kıtayı birleştiren bu şehirde kaptanlık yapmak vardı. Yıllar geçti bize de bu mesleği yapmak nasip oldu. Büyük dedemiz Atatürk'ün yanında çalışırken denizde çok ağır şartlar olduğu zaman "Sen çok çalışkan ve güçlü bir adamsın senin soyadın Çetin olsun" diyerek ailemizin soyadını da rahmetli Atatürk vermiştir. Genelde insanlar bir yakandan bir yakaya geçmek için gemiyi kullanırlar ama bizler o gemide 24 saat boyunca yani bir sabah katılıp ertesi sabah iniyoruz. Bir nebze de aslında bakarsanız burası bizim evimizin bir parçası haftanın yarısını neredeyse geminin içerisinde geçiriyoruz, sadece bir gemi değil bizim için yüzen bir ev gibi düşünebilirsiniz, eşyalarımın bir parçası da kamaramda zaten, kıyafetimizi burada değiştiririz, yemeğimizi arkadaşlarla birlikte yeriz. Artık iş arkadaşlığından daha güçlü bağlar oluşmakta.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU