Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tüm öğretmenlerin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü kutlayarak sözlerine başlayan Destici, “Eğitime, öğretmene yapılan hiçbir yatırım boş sayılmamalıdır. Ve en büyük yatırım da bu alana ayrılmalı ve harcanmalıdır. Ülkemizde de şu anda hem geçmiş yıllardaki bütçelere baktığımızda hem şu anda komisyonlarda görüşülmekte olan 2026 tahmini bütçesine baktığımızda da bütçede en yüksek pay ayrılan yine kurumlarımızın başında Milli Eğitim Bakanlığı’mız gelmektedir” dedi.
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun eğitimde yaşanan çoğu sorunun önüne geçeceğini savunan Destici, şunları söyledi:
Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarıldı geçen dönemde ve yavaş yavaş da bu kanunun gerekleri yapılmaya başlandı. Hakimler, savcılar atanmadan önce belli bir süre bir akademide ders görüyorlarsa ya da emniyet mensupları ya da askeriye mensupları, doktorlar, sağlık personelimiz... Şimdi öğretmenlerimiz de inşallah akademilerinde belli bir süre eğitim aldıktan sonra öğretmenlik mesleğine başlayacaklar. Bu da öğretmenlerimizin eğitime hazırlanması açısından önemli bir eşik olarak gördüğümüzü buradan ifade etmek istiyorum. Ve bugüne kadar son yıllarda en çok bu konuda yapılan tartışma neydi? Öğretmen atamaları. Efendim, ‘Mülakat olsun mu, olmasın mı? Mülakatlarda acaba haksızlık yapıldı mı, yapılmadı mı? Efendim işte atama bekleyen öğretmenler’. Dönemsel olarak bütün bunlar konuşuldu. Ücretli öğretmenler, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen... İnşallah bu akademi işlemeye başladığında bu konuştuğumuz konuların pek çoğunun artık geride kalacağını bekliyoruz ve ümit ediyoruz.
“Öğretmenliğe engel herhangi bir noksanlığı yoksa mutlaka yazılı sınav esas alınmalıdır”
Atama bekleyen öğretmenlerimiz, mülakatlar geçtiğimiz dönemlerde bunu çok fazla konuştuk. Yazılı sınavdan alınan not şayet yapılan mülakatta öğretmen adayımızın öğretmenliğe engel herhangi bir noksanlığı yoksa mutlaka yazılı sınav esas alınmalıdır diye bunu ifade ettik. Geçmiş dönemlere göre son yıllarda bu konudaki şikayetlerin de azaldığını görüyoruz. Ama mülakat olan her yerde şikayet olacağını da unutmamamız gerektiğini ifade ediyorum.
“Kadına şiddete son vermek zorundayız”
Destici, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ne ilişkin de “Kadınlarımızı hedef alan şiddet ülkemizde milletçe yaşadığımız en önemli problemlerimiz olarak maalesef devam etmektedir. Öncelikle ve acilen bu meseleyle yüzleşmek, milletçe el ele bütün imkanlarımızı kullanarak iş birliği yapmak ve nihayetinde çözümler bulmak ve kadına şiddete son vermek zorundayız” dedi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
"Mücadeleyle biz terörü bitirdik"
Ülkemizin gündeminin ilk sırasında, milletimizi, 40 yılı aşkın süredir hedef alan, on binlerce insanın hayatına, milletimizin eğitme, sağlığa, üretime, istihdama harcaması gereken trilyonlarca dolarına mal olan bölücü terör bulunmaktadır. Terörün başladığı ilk günden partimizin kurulmasına; önceki çözüm süreçlerinden bugünkü tartışmaların ilk gününe; söylediklerimizde ve duruşumuzda hiçbir değişiklik yoktur. Yani biz netiz. 1993’te 29 Ocak'ta ne söylemişsek bugün yani 26 Kasım 2025’te de aynısını söylüyoruz. Ve bundan sonra da aynısını söylemeye devam edeceğiz. Bunu söylerken biz statikocu falan değiliz. Ama terörle mücadelenin temel ilkeleri var. Bunları yapanlar terörü yenmiştir. Teröre teröriste taviz verenler, müzakere edenler değil, mücadele edenler yenmiştir. Biz de öyle yendik. Daha son on yıla bakalım, çok geriye gitmeyelim. 2008, 2014-2015 arası müzakere süreci ne oldu o süreçte? Terör azdı. Öz yönetim bölgeleri ilan ettiler, hendekler kazıldı. Yüzlerce şehit verdik. 2015’ten sonra sıkı bir mücadele başladı. Ve elhamdülillah şu anda terörsüz bir Türkiye var. Mücadeleyle biz terörü bitirdik.
“Bu suçları işleyenler affedilemez”
Bizim söylediklerimiz de çok net, çok basit. Ortalama hatta ortalamanın altında zekaya sahip ve art niyetli olmayan herkes bunu rahatlıkla anlayabilir. Bir kere terör örgütünün geçmişte işlediği suçlar yok sayılamaz ve bu suçları işleyenler affedilemez. En önemlilerinden birisi kanlı ve hain terör örgütü bizim Kürt kardeşlerimizin temsilcisi sayılamaz ve kabul edilemez. Devlet bir terör örgütüyle denk taraflarmış gibi aynı masaya oturtulamaz. Cumhuriyetin temel niteliklerinden taviz verilemez. Peki ‘İtirazınız niye?’ diye soruyoruz. Bizim bu söylediklerimizden rahatsız olanlara. Biz bunları söylüyoruz. Bunu neyinle rahatsız oluyorsunuz? Milletimizin birliğine, bağımsızlığına, istikbaline, evlatlarına kurşun sıkanların söylediklerini hiçbir zaman ciddiye almadım. Bundan sonra da almayacağım. Dün, bugün söylediklerinin tam tersini söyleyen, söylediklerine itiraz eden herkesi ihanetle suçlayan, yarın da bugün söylediklerinin tam tersini söyleyecek olanları da, söylediklerini de, bunların saçma sapan suçlamalarını da ciddiye almıyorum. Kendinizin bile inanmadığınız imalarla, yalanlarla bize leke sürülemeyeceğini en iyi bilenlerdensiniz.
"Hayretle ve ibretle izliyoruz"
Önceki gün terör örgütünün hapisteki elebaşısıyla Meclis'teki komisyonu temsilen üç milletvekilinin görüştüğü açıklandı. Sadece bir açıklama. Terör örgütünün siyasi uzantısı dün Meclis'teki grup toplantısında görüşmenin Suriye'deki mevcut durum için çok önemli olduğu açıklamasını yaptı. Aynı yapı birkaç ay önce Suriye'de elde edilen statünün çok yakında Türkiye'de de elde edileceği açıklamasını yapmıştı. Görüşmede terörist başına iki soru sorulduğu dillendiriliyor. Birincisi: PKK'nın silah bırakma ve fesih kararının söylendiği ama bunun sahada görülemediği ya da işlemediği. İkincisi: Suriye'de YPG'nin neden silah bırakmadığı ve merkezi yönetime dahil olmadı. Dünden bugüne yaşanan her gelişme PKK özellikle PKK'nın siyasi uzantıları tarafından söylenen her söz endişelerimizi ve söylediklerimizi haklı çıkarmaktadır. Milletimiz ve ülkemiz adına endişeliyiz. Bu süreçte PKK'nın meşrulaştırılmasına ve PKK'nın misyonunun barış isteği olarak özetlenmesine itiraz edenlerin terörden fayda sağlamakla suçlanmasını hayretle ve ibretle izliyoruz.
“Teröristin başı ezilerek terör yok edilir”
Dün 'yanlış' dediğimize bugün doğru demiyoruz. Dün kötü dediğimize bugün 'iyi' demiyoruz. Kadim ve kaideli devlet anlayışımıza göre kırk yıl boyunca tüm emperyalistlerin maşası olmuş bu milletin mukadderatına kırk yıl boyunca kastetmiş dünyanın en kanlı terör örgütüyle ve onun elebaşısıyla müzakere süreçlerine girilmesine en başından beri doğru bulmadığımızı ifade ettik. Terörle müzakere edilmez, terörle mücadele edilir ve teröristin başı ezilerek terör yok edilir.
“Meşruiyet kazanmış bir terör örgütüyle karşı karşıya kalırsınız”
Bakın bir ara konuşuldu, ‘PKK'nın terör listesinden çıkarılması Türkiye'de’. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Asla böyle bir şey yapılmamalı. Tamamen silahları bırakmadan, tamamen bütün kurumları da DEM’i de dahil olarak kendini feshetmeden, Suriye'deki, Irak'taki her yerdeki asla böyle bir şey yapılmamalı. Çünkü bunun geri dönüşü yok. Türkiye'de çıktığı anda bütün dünyada çıkar ve karşınızda daha büyük, daha güçlü ve meşruiyet kazanmış bir terör örgütüyle karşı karşıya kalırsınız. ‘Sakın ha’ diyoruz.
“İmralı'ya gidilmesine karşı çıkanlar yüzde 90’ın üzerinde”
Destici, vatahraşların da sürece karşı olduklarını belirterek, “Kamuoyu verileri de bizim dediğimizi doğrulamaktadır. Aziz milletimizin yüzde 80’i terör örgütüyle pazarlık olmaz çizgisinde. İmralı'ya gidilmesine karşı çıkanlar ise yüzde 90’ın üzerinde. Anlayacağınız biz Büyük Birlik Partisi olarak milletimizin durduğu yerde duruyoruz” dedi.
ANKA