Venezuela istihbaratı, hiç kuşkusuz, Latin Amerika'nın en karmaşık güvenlik ağlarından biri.
Hugo Chavez 1999'da iktidara geldiğinde, Bolivarcı Devrim'le birlikte bu yapı da yeniden doğdu; hem iç tehditlere karşı bir kalkan oldu hem de rejimin ayakta kalmasını sağlayan sessiz bir motor.
Nicolas Maduro döneminde ise Bolivarcı Ulusal İstihbarat Servisi (SEBIN) ve Askeri Karşı İstihbarat Genel Müdürlüğü (DGCIM) gibi kurumlar üzerinden işliyor.
Gelin, birlikte Venezuela'nın istihbarat gelenek ve deneyiminin tarihine, yapısına, yöntemlerine ve dünyaya etkisine bakalım.
Tabii, kof ideolojiden uzak, sadece gerçeklerle.
Bu hikâye aslında 20'nci yüzyıl ortalarına uzanıyor.
1958'de demokrasiye geçişle İstihbarat ve Önleme Hizmetleri Müdürlüğü (DISIP) kuruldu.
Soğuk Savaş yıllarında sol gruplara karşı Amerika Birleşik Devletleri'nin desteğiyle operasyonlar yürüttü.
1970'ler ve 80'lerde Ulusal Kurtuluş Eylemi Güçleri (FALN) gibi gerilla hareketleriyle mücadele etti.
Oldukça da etkiliydi ama yolsuzluk ve insan hakları ihlali iddiaları da peşini bırakmadı.
Chavez'in 2002'deki darbe girişimi her şeyi hızlandırdı.
2009'da bu kurum Bolivarcı Ulusal İstihbarat Servisi'ne (SEBIN) dönüştü ve "Bolivarcı" ismiyle epey ideolojik bir renk aldı.
Maduro 2013'te geldiğinde Askeri Karşı istihbarat Genel Müdürlüğü (DGCIM) öne çıktı.
Bu kurum, ordu içindeki muhalif sesleri susturmak için çalıştı.
2020'lere gelindiğinde Küba'nın İkinci Müdürlüğü'nden (G2) esinlenerek yeniden yapılandırıldı.
Artık sadece bilgi değil, sadakat topluyordu.
Organizasyon yapısı katman katman oluşturulmuş.
Bolivarcı Ulusal İstihbarat Servisi (SEBIN), İçişleri Bakanlığı'na bağlı; muhalif siyasetçiler, gazeteciler, sivil toplum vb. hepsini izliyor.
2023'e göre yaklaşık 5 bin personeli var.
Caracas'taki Helicoide binası ise gözaltı merkezi olarak biliniyor.
Birleşmiş Milletler (BM) raporlarında işkence iddiaları var.
Askeri Karşı İstihbarat Genel Müdürlüğü (DGCIM), Savunma Bakanlığı altında; General Ivan Hernandez Dala tarafından yönetiliyor.
General Dala, Orduyu "temizleme" göreviyle, 2019'dan beri BM'nin radarında.
Özel Eylem Güçleri (FAES) sokak operasyonlarında, Topluluklar (Colectivos) ise gayri resmi ağda, motosikletli gruplar halinde mahallelerde bilgi topluyor ve bazen müdahale de ediyor.
Bu kurumların hepsi Ulusal İstihbarat Koordinasyon Merkezi'nde (CENI) birleşiyor.
Bütçe gizli ama 2024 tahminleri güvenlik harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 4'ünü aştığını söylüyor.
İstihbarat yöntemleri oldukça geniş bir yelpazeye yayılmış.
Telefon dinleme, sosyal medya takibi, ajan ağları oldukça hibrit ve grift çalışıyor.
Doğrusu, 21'inci yüzyılın yeni hibrit savaş ve hibrit istihbarat realiteleri bunu gerekli de kılıyor.
(2017 protestolarında 5 binden fazla kişi bu yolla tespit edildi.)
Askeri Karşı İstihbarat Genel Müdürlüğü (DGCIM) askeri personeli sorguluyor.
(2021'de Kaptan Rafael Acosta Arevalo'nun ölümü bu sürecin bir örneği.)
Topluluklar ise (Colectivos) 2019'da Guaido yanlılarına karşı sokaklarda daima aktifti ve halende öyleler.
Dijital tarafta ise Çin'den Huawei ekipmanları var; internet izleniyor ve yüz tanıma kameraları yaygın.
Vatan (Patria) kartı sosyal yardımları bile veri kaynağı yapıyor.
2023'te Pegasus benzeri yazılımlar sızdı.
Küba'dan 20 bin civarı danışman eğitim veriyor.
Ayrıca, Rusya ve İran siber destek sağlıyor.
Hiç kuşkusuz bu yöntemler rejimi koruyor ama bazı insan hakları örgütleri sistematik baskı diyor.
ABD ve Batı ülkelerinin pek çoğu kabul etmekten kaçınsa da, Venezuela istihbaratının Latin Amerika siyasetine ve jeopolitiğine bölgesel açıdan etkisi az değil.
Zira, Kolombiya sınırında mülteciler izleniyor. Venezuela istihbaratı, Maduro'nun caydırıcı kalkanı olarak Latin Amerika'da korku salıyor.
Küba-Rusya-Çin ittifakıyla sınır ötesi kaçırmalar (Şili'de Ojeda cinayeti1 vb.) ve yaptırımların yol açtığı mülteci kriziyle, kaosu ve gerilimi tetikliyor.
Üstüne üstlük, Kolombiya-Brezilya gerilimini alevlendiriyor.
Jeopolitik arenada ABD'ye karşı vekil savaşçı rolüyle bölgenin dengesini sarsıyor.
Venezuela istihbaratı tarihinden gününe kadar rejim güvenliğinin bel kemiği.
Ekonomik krizde bile ayakta. Bu, sistemin ne kadar köklü olduğunu gösteriyor.
İleride bir değişim olursa bile, bu yapıların tutumu, ülkenin gelecek vizyonunu, yolunu belirleyecek.
Şimdilik, iç ve dış tehditlere karşı sessizce, kararlıca çalışıyorlar.
1. Şili'de Şubat 2024'te kaçırılan Venezuelalı muhalif teğmen Ronald Ojeda, bir yıl saklandıktan sonra başkent Santiago'da çimento dolu valiz içinde ölü bulundu. Şili hükümeti cinayeti SEBIN istihbaratına bağladı. Venezuela hükümeti ise bunu reddetti ve bir kirli kampanya ve ‘sahte bayrak operasyonu' olarak niteledi
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish