Meclis komisyonu tarihi bir sürecin eşiğinde: Hukuki ve siyasi zemin arayışı

5 Ağustos’ta toplanacak Meclis komisyonu, Kürt sorununun barışçıl çözümü için ilk adımı atıyor. HDK’dan Meral Danış Beştaş ve DEVA’dan Mehmet Emin Ekmen, sürecin şeffaf ve toplumsal katılımlı olması gerektiğini söylüyor

Türkiye'de yıllardır çözülemeyen Kürt meselesi bu kez meclis çatısı altında kurulan ve İYİ Parti hariç mecliste temsil edilen siyasi partilerin yer aldığı bir komisyonla yeniden ele alınıyor.

Komisyonun amacı, demokratik bir çözüm için gerekli hukuki ve siyasi zemini oluşturmak.

Kararların tüm partilerin ortak iradesiyle alınması planlanıyor.

Toplantılarda yalnızca yol haritası değil; komisyonun işleyişi, hangi başlıklarda çalışacağı ve kararlarının bağlayıcılığı gibi konular da ele alınacak.

Independent Türkçe için HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş ve DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen ile konuştuk.

Beştaş, demokratik kamuoyunu temsil eden baroların, kadın örgütlerinin ve sivil toplumun sürece dahil edilmesini önerirken, Ekmen kamuoyunun sürece dair şeffaflık beklentisinin altını çizdi.

Komisyonun bu beklentileri ne ölçüde karşılayacağı ise önümüzdeki süreçte görülecek.
 


"Kararlar katılım sağlayan bütün partilerin temsilcileriyle birlikte alınacak"

Halkların Demokrasi Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü ve komisyon üyesi Meral Danış Beştaş, 5 Ağustos'ta toplanacak olan komisyonun amacının barış ve demokratik toplum sürecindeki hukuki ve siyasi zemini oluşturmak, sağlamlaştırmak ve buna ilişkin kararlar almak olduğunu söyledi.

Komisyonun özellikle gündeme ilişkin hangi ilkelerde çalışacağı konusunun toplantı gündemlerinde yer alacağını belirten Beştaş, alınacak kararların katılım sağlayan bütün partilerin temsilcileriyle birlikte alınacağını ifade etti.

Kamuoyunda haklı olarak çok fazla soru olduğunu vurgulayan Beştaş şöyle devam etti:

Bu komisyon hangi kanun tekliflerinde bulunacak, nasıl kararlar alacak, nasıl adım atacak gibi birçok sorunun yanıtı, aslında komisyonun vereceği kararla netleşecek. Salı günü saat 11.00'de komisyon toplantısı yapılacak. İYİ Parti hariç bütün siyasi partiler katılacak hem grubu olanlar hem de olmayanlar. Biz bu komisyonun vazifesinin demokratik toplum sürecinin hukuki ve siyasi zeminini oluşturmak olduğunu ifade ettik. Hem İmralı'da muhatap olarak bu süreci yürüten Sayın Öcalan'ın talebi hem de bizim uzun yıllardır Meclis'te bunun muhataplığının oluşması konusundaki perspektifimiz zaten mevcuttu.


"Birçok kesimin dinlenmesi ve bu sürece katılması gerektiğini düşünüyoruz"

5 Ağustos'taki ilk toplantıda nasıl bir çalışma yöntemi izleyeceklerini açıklayacaklarını belirten Beştaş, şunları söyledi:

Ama bizim görüşümüz şu: Kürt meselesinin oluşmasına sebep olan zemini ortadan kaldıracak yasal düzenlemeleri sadece siyasi partilerle değil; demokratik kamuoyunda yer alan sivil toplum örgütlerinden barolara, hukuk kurumlarına, kadın örgütlerine kadar birçok kesimin dinlenmesi ve bu sürece katılımının komisyon çalışmalarına dahil edilmesinin sağlanması gerektiğini düşünüyoruz ve bunu önereceğiz.


"Bu dönemin kendisi tarihsel bir moment"

Komisyonun kurulmasının tarihî bir fırsat olup olmadığını sorduğumuz Beştaş, şu yanıtı verdi:

Bu dönemin kendisi tarihsel bir moment açıkçası. Büyük bir olanak var. Bu olanağı nasıl değerlendirdiğimiz hepimiz için çok hayati önem taşıyor. Türkiye'nin geleceğini belirleyecek tarihsel bir momentten söz ediyoruz. Tabii ki komisyonun bu şekilde kurulması ve çalışacak olması da yapacağı işlerle bağlantılı olarak tarihsel bir fırsattır. Bunu kavgasız, gürültüsüz; tartışarak, iletişimle Türkiye'nin kazanacağı bir düzleme çekmek hepimizin elinde. ‘Kavgasız' derken şunu kastediyorum: Yani kısır tartışmalara mahal vermeden; iç siyasi hesapların bu sürece alet edilmesine fırsat vermeden bir çalışma yürütmeyi arzu ediyoruz.
 

HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş
HDK Eş Sözcüsü Meral Danış Beştaş

 

"Bu sürecin sağlıklı yürümesi için öncelikle İmralı'daki koşulların düzeltilmesi gerekir"

Komisyonun görevleri arasında geçmişin yaralarını sarmak ve geleceğin ortak vizyonunu oluşturmak da var.

Beştaş, bu konu hakkında şu değerlendirmelerde bulundu:

Bu sürecin sağlıklı yürümesi için öncelikle İmralı'daki koşulların düzeltilmesi gerekir. Ancak bu yalnızca bir düzeltmeden ibaret değil; Sayın Öcalan'ın özgürlük koşullarının sağlanması gerekir. Çünkü kendisi bu sürecin temel muhatabı konumundadır. Bugüne kadar yapmış olduğu çağrılar, alınmasını önerdiği kararların hepsi hayata geçirildi. PKK kendini feshetti, silahları bırakacağını ilan etti, ilk silah bırakma töreni yapıldı. Sayın Öcalan'ın videolu mesajındaki açıklamaları da ortada. Dünya deneyimlerinde de bu tür meselelerin yürütülmesinde aktörlerin özgürlüğü, iletişim olanakları ve çalışma koşulları çok önemli bir yerde durur.


"Meclisin kararlar alması gündemimizde olacak"

Beştaş, diğer yandan silah bırakan militanların durumu hakkında ise şunları dile getirdi:

Dönmek istiyorlar, siyaset yapmak istiyorlar. Bunun sağlanması gerekiyor. Bunun kesinlikle olanaklarının yaratılması gerekir. Bununla birlikte Kürt meselesinde dil, kültür, ayrımcılığın sona erdirilmesi gibi çok temel başlıklar var. Bunlar konusunda en azından bazı ön açıcı adımlar atılabilir, bazı yasal düzenlemeler yapılabilir. Yine hasta mahpuslar, kayyum uygulamaları, siyasi sebeplerle cezaevinde bulunan binlerce insanın varlığı ve yine siyasi sebeplerle yurt dışında yaşamak zorunda kalan yüz binlerce insanın durumu gibi konular var. Bütün bunlar elbette tartışılmalı. Diğer yandan, ‘yaralar' dediğimiz yüzleşme ve hakikat meselesi var. Cumartesi Anneleri'nin direnişi ortada. Bunun gibi çok sayıda örnek verebiliriz. Bu bağlamda alt komisyonların kurulması ya da Meclis'in yeni kararlar alması, yeni komisyonlar oluşturması gibi birçok konu gündemimizde olacak. Bunları toplantılarda dile getireceğiz.


"Komisyonun kararları bağlayıcı olmalı"

Beştaş, komisyon kararlarının bağlayıcılığı ve sahaya inip inmeyeceğiyle ilgili ise şunları söylüyor:

Komisyon dediğim gibi kararlarını kendi verecek. Bence sahaya inilebilir. Tüm bölgelerde halkla buluşmalar yapılabilir, görüşler ve öneriler alınabilir. Alt komisyonlar kurulabilir; kurulmalı da. AK Parti Grup Başkanı gibi kesin yargılarla konuşmak istemiyorum. ‘Basına kapalı olacak' diyerek kestirip attı. Oysa bu kararı komisyonda yer alanlar alacak. Benim kişisel görüşüm; ziyaretler olmalı, buluşmalar yapılmalı ve komisyonun kararları bağlayıcı olmalı.
 


"Komisyonu taleplerimizle uyumlu olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz"

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkan Yardımcısı ve komisyon üyesi Mehmet Emin Ekmen, mecliste kurulan komisyonla ilgili değerlendirmelerini şu sözlerle aktardı:

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin sürece dahil edilmesini ve gelişmelerle nihai hedefler konusunda siyasetin katkısının alınmasını uzun süredir savunduğumuz için bu komisyonu taleplerimizle uyumlu olumlu bir adım olarak değerlendiriyoruz.


Ekmen, komisyonun nasıl bir doğrultuda çalışması gerektiğine ilişkin ise şunları söyledi:

Bu komisyonun demokratikleşme, yapısal reformlar ve benzeri konularda yoğun bir çalışmaya başlaması gerekir. Üye arkadaşlarımız da komisyon çalışmalarında katkı sunmaya; doğru gördüklerini ifade etmeye ve yanlış bulduklarını eleştirmeye devam edecekler.
 

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Ekmen

 

"Komisyonun bir yeni anayasa yapım komisyonuna dönüşmemesi konusunda ortak bir mutabakat var"

Komisyonun yeni anayasa süreciyle ilişkilendirilmesine yönelik tartışmalara da değinen Ekmen, muhalefet partileri arasında bu konuda ortak bir hassasiyet olduğunu ifade etti:

Bu komisyonun bir yeni anayasa yapım komisyonuna dönüşmemesi konusunda muhalefet partileri arasında ortak bir mutabakat var. Gerek Sayın Numan Kurtulmuş gerek Sayın İbrahim Kalın'ın gerekse de AK Partili siyasetçilerin bizlere yaptığı bilgilendirmelerde, iktidarın da yeni anayasa çalışmalarını bu komisyon üzerinden yürütme niyetinde olmadığını hem gözlemledik hem de bu yönde somut yanıtlar aldık. Dolayısıyla bu komisyon, bizim de beklentimiz doğrultusunda sürecin ihtiyaç duyduğu yasama faaliyetleri ve toplumun talep ettiği demokratikleşme adımları ekseninde çalışmalarını sürdürmelidir.


"Toplumun bu sürece dair ciddi bir şeffaflık beklentisi var"

Komisyonun işleyişine dair teknik başlıkların da ilk toplantıda netleşeceğini belirten Ekmen, şeffaflık vurgusu yatı:

Komisyonun ismi, çalışma süresi, görev dağılımı, görev tanımı ve çalışma çerçevesi ise ilk toplantıda şekillenecek. Dolayısıyla her parti bu konularda kendi görüşünü ortaya koyabilir. Ancak ‘Bu komisyon şöyle olacak' ya da ‘Böyle olacak' denildiğinde bu komisyonun küllî iradesine karşı bir ön alma olur. Bunun siyaseten de doğru olmadığını düşünüyoruz. Toplumun bu sürece dair ciddi bir şeffaflık beklentisi var. Toplumdan bilgi saklandığı, eksik bilgilendirildiği veya siyasi partilerin sürece katılmadığı yönünde bir algı oluşması yanlıştır.


Komisyonun adıyla ilgili önerilere dair görüşünü de paylaşan Ekmen, şu ifadeleri kullanıyor:

‘Millî Birlik ve Dayanışma Komisyonu' ismine kategorik olarak karşı değiliz. Ancak içinde ‘hukuk' ve ‘demokrasi' kelimelerinin yer aldığı bir isim önerisi gündeme gelirse tercihimizi bu yönde kullanacağız. Meclis Başkanlığı'na sunduğumuz önerilerin çoğunda da ‘hukuk' ve ‘demokrasi' vurgusu bulunuyor. Çünkü toplumun asıl beklentisi, terör sonrası Türkiye'nin nasıl bir hukuk ve demokrasi zeminine kavuşacağını görmektir. Komisyonun isminde de bu beklentiyi yansıtacak bir vurgu yapılmasının doğru olacağına inanıyoruz.

 

 

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU