Haydarpaşa Garı, İstanbul’da tarihi önemde merkezi tren garından biri.
Gar, 1908 yılında Osmanlı Devleti’nin İttihat-ı Terakki’nin iktidar yıllarında açılıyor.
Gar kültürel ve toplumsal belleğinde önemli bir yere sahip olmakla birlikte tarihte kalmamış, 21'inci yüzyıla girerken kentsel gündelik yaşamın da önemli bir parçası olarak Haydarpaşa Garı, mimarisi ve tarihiyle sadece İstanbul veya Türkiye’nin değil, dünyasal-dünyaya ait kültürel miraslardan biri.
Haydarpaşa Garı, aynı zamanda Bağdat’tan İstanbul’a, Sirkeci Garı’ndan Paris’e kadar Doğu ve Batı arasında tren raylarıyla örülü kültürel bir köprü anlamı taşıyor.
TCDD’ye bağlı bir kamusal ulaşım mekânı olan Haydarpaşa Garı, 2004 yılından itibaren AK Parti iktidarının "kentsel dönüşüm" aldatmacası ardında yıkıcı saldırılarına uğruyor.
Kentsel dönüşüm denerekten Haydarpaşa Garı’nı ve kent sakinlerinin erişebildiği kamusal mekân olma özelliği görmezden geliniyor.
Gar otel, müze, alışveriş merkezi, ticaret merkezi gibi tüketim odaklı işlevlere dönüştürmek isteniyor.
İşte Haydarpaşa Dayanışması adı altında kurulan Sivil demokratik hareket, garı ve liman çevresini, kamu yararı çerçevesinde korumak ve kamuya ait bir tren garı olarak korunması için mücadele vermek üzere kuruldu.
Haydarpaşa Dayanışması’nın kent hakkı mücadelesi 2005’te garın kentsel tarihi ve sit alanı ilan edilmesi için topladığı 20 bin imza kampanyası ile başladı.
Bu kampanya üzerinden 2004’te kamuoyu tarafından öğrenilen 70 katlı 7 gökdelen içeren Haydarpaşa Port ve Haydarpaşa Manhattan projelerinin iptali sağlandı.
Ancak buna karşın sonrasında kentsel dönüşüm ve özelleştirme saldırıları bitmedi, belli aralıklarla yeni projeler gündeme getirildi.
2005’te mimar Şefik Birkiye’ye çizdirilen “Haydarpaşa Venedik” projesi gündeme gelirken, 2013’te Haydarpaşa’nın Olimpiyat Oyunlarına göre biçimlendirmek istenildiği bir proje daha duyuruldu.
2019'da “Haydarpaşa Garı’nı tasarım merkezi şeklinde yeniden biçimlendirmek istendiği" iddia edildi.
2010 yılında çıkan yangın nedeniyle 2016’da restorasyon (yenilenme) sürecine alınan, 2013’te ise yurttaşlara tamamen kapatılan Haydarpaşa Garı’nda 2018 senesinde arkeolojik buluntular ortaya çıktı.
Arkeolojik buluntuların varlığı ile Haydarpaşa Garı’nın müze olarak araçsallaştırılmasına elverişli bir ortam yaratılmaya çalışıldı.
Oysa İstanbul’un merkezi iki tren garı da kapalıdır ve bir dünya metropolü olan İstanbul’un raylı taşımacılık altyapı ve hizmetleri bu durumdan oldukça kötü etkilenmektedir.
Haydarpaşa Dayanışması’nın vermiş olduğu tarihi kentsel mücadele ve İstanbul’un merkezi bir tren garına ihtiyacı nedeniyle 2021 yılında Ulaştırma Bakanlığı, restorasyon çalışması ve arkeolojik kazıların bitiminden sonra Haydarpaşa Garı’nın “kısmen” ulaşım hizmeti vermeye devam edileceğini duyurdu.
Ancak ulaştırma bakanının “kısmen gar olacak” ifadesi düşündürücüydü.
Nitekim hemen ardı sıra Haydarpaşa Garı’ndan rant elde etme girişimleri bu kez başka biçimler altında sürdürüldü.
2024 yılında TCDD İşletmesi Genel Müdürlüğü ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü arasında imzalanan protokolle Haydarpaşa ve Sirkeci Gar binaları ve demiryolu işlevi dışında kalmış alanlar “kültür ve turizm” amaçlı kullanılmak üzere 29 yıllığına Kültür ve Turizm Bakanlığı’na devredildi ve özel proje alanı ilan edildi.
Kira bedeli Haydarpaşa Gar sahası için KDV hariç 71 milyar TL, Sirkeci Gar sahası içinde 9,5 milyar TL olmak üzere toplam 80,5 milyar TL olarak belirlendi.
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) ve TMMOB Mimarlar Odası bu devir işlemine itiraz amacıyla yürütmenin durdurulmasını isteyerek yargı süreci başlattılar ama gelinen noktada itirazları kabul edilmedi.
Şu anda Kültür ve Turizm Bakanlığı demiryolcuları Haydarpaşa ve Sirkeci Gar binalarından çıkarmak istiyor.
Demiryolcular tarihi garlardan çıkarılarak prefabrik yapılarda çalışmaya mecbur edilmeleri hedefleniyor.
Yapılan bu devir neticesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı, Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarını, müze, sergi alanı, kütüphane, millet bahçesi ve bienal alanı gibi işlevlerle kullanmayı hedeflediği anlaşılıyor.
100 yılı aşkın süredir Haydarpaşa Garı’nda çalışan demiryolcuların binadan tamamen ayrılması isteniyor.
Ayrıca demiryolcular gar ve arka sahasında yer alan Behiçbey adındaki demiryolcu lojmanlarını da kaybetme riski taşıyor.
Tüm bu nedenlerle, Haydarpaşa Dayanışması, AK Parti'nin kültür-sanatı araçsallaştırarak Haydarpaşa ve Sirkeci garlarında kültür-sanat eliyle bir soylulaştırma yapma girişimine karşı mücadele veriyor.
İstanbul gibi bir şehirde sanat destinasyonu haline getirilecek belki de en son yerler Haydarpaşa ve Sirkeci garlarıdır; çünkü şehrimizin raylı taşımacılıktaki ulaşım organizasyonu, garlarımız kapalı olduğu için büyük zorluklar içinde gerçekleştiriliyor.
İstanbul’un raylı taşımacılık altyapısı ve hizmetlerinin acilen merkezi garlarına kavuşturulması gerekiyor.
Haydarpaşa ve Sirkeci Garlarının, bienal ya da müze içeriğiyle değil, tarihine uygun biçimde ulaşım merkezi niteliğiyle planlanması gerekiyor.
İstanbul’un raylı taşımacılığının Haydarpaşa ve Sirkeci Garı gibi merkezi tren garlarına ve ulaşım merkezlerine bugün gerçekten çok ihtiyacı var, çünkü.
Merkezi garlar olmaksızın şehir içi ve şehir dışı tren işletmeciliğinin sürekli aksaklığa uğradığını görüyoruz.
Vatandaşların kent merkezinden yola çıkıp, Türkiye'nin veya Avrupa’nın çeşitli yerlerine rahat biçimde seyahat etme hakkı ellerinden alınmış halde.
İstanbul’dan başlayıp trenle seyahat etmek, artık pek çok aktarmanın ve ekstra maliyetin ağırlığı altında bir eziyete dönüşmüş durumda.
Dünyanın başka hiçbir yerinde bir benzeri olmayan biçimde İstanbul’un şehir kimliğine ait olan vapur ve tren birlikteliği toplumsal yaşamdan koparılmıştır.
Marmaray ile Haydarpaşa Garı bağlantısı kurulmadığı için olası bir afet durumunda iki yakayı birbirine bağlayan ulaşım aksı da sekteye uğrayacaktır.
Ayrıca Haydarpaşa ve Sirkeci Garları, deprem gibi acil durumlarda da önemli bir ulaşım merkezi olacağından bu niteliklerinin korunması hayati önem taşıyor.
Yukarıda ifade edildiği gibi, 2005’te kurulan Haydarpaşa Dayanışması, kanaatim o ki bir şekilde Taksim Dayanışması’na ilham kaynaklarından biri oldu.
Direnişiyle beraber pek çok toplumsal olaya şahitlik etti.
Hiç şüphesiz en uzun soluklu kent mücadelelerinden biri oldu. Gazhane Çevre Gönüllüleri, Haliç Dayanışması, Validebağ Savunması ve Gönüllüleri, Kadıköy Kent Dayanışması gibi 2015 sonrasında daralan mücadele alanlarına rağmen ayakta kalmayı başaran demokratik mücadele biri de Haydarpaşa Dayanışması oldu, diyebiliriz.
20 yıldır süren mücadele, 13 yılı kapsayan ve 700. haftadır süren nöbetler bu kent hakkı direnişinin simgesi olduğu kanımca kabul gören bir düşünce.
Elbette Cumartesi Anneleri süre, içerik ve kapsam bakımından kıyas götürmez, ancak ondan sonra en uzun soluklu nöbet direnişi Haydarpaşa Garı’nda sürmektedir, diyebiliriz.
Haydarpaşa Dayanışması çoğu zaman aynı anda örgütlenmesi çok zor olan, emek ve kent mücadelesini bir araya getirmesiyle de özgün mücadelelerden biridir.
Haydarpaşa Dayanışması sürdürmüş olduğu bu güçlü mücadele ile iki değerli ödüle de layık görülmüştür.
İlki Hrant Dink Vakfı tarafından 2013 yılında “Işıklar” kategorisinde ödüle layık görüldü.
2024 yılında ise “Nesli Tükenmekte Olan Mirasın Korunması” için verilen "Costa Carras Avrupa Vatandaşları Gümüş Ödülü"dür.
Haydarpaşa Dayanışması’nın vermiş olduğu mücadele üzerine iki tane de kitap basılmıştır.
İlki Haydarpaşa Dayanışması’nın kendi kitabı olan, BTS ve TMMOB Mimarlar Odası’nın desteğiyle basılan, aktivislerin mücadele ve mekâna dair belleğini derleyen “Yaşayan Haydarpaşa” kitabıdır.
İkincisi Kadıköy Belediyesi Kültür Yayınları’ndan Ayça Yüksel editörlüğünde hazırlanan ve Haydarpaşa Garı’na yönelik akademik araştırmaları bir araya getiren “Haydarpaşa Kitabı: Kent, Mekan ve Mücadele” kitabıdır.
İstanbul’un bu uzun soluklu ve azimli kent hakkı mücadelesine destek vermek isteyenler için Haydarpaşa Dayanışması’nın 15 Haziran’daki çağrısını hatırlatalım...
Haydarpaşa Garı gardır, gar kalacak!
Son anahat treninin gardan ayrıldığı günden beri, yani 5 Şubat 2012’den bugüne her pazar günü aralıksız bir nöbeti sürdürüyorlar.
Tam 13 senedir her pazar günü 13.00-14.00 arasında gerçekleştirilen Haydarpaşa nöbetleri bu pazar günü, yani 15 Haziran 2025’te ise 700. haftasına girecek.
Haydarpaşa aktivistleri, Haydarpaşa Garı’nın müzeye çevrilmemesi için, demiryolcuların Haydarpaşa Garı’ndan sürgüne uğramaması için elbirliğiyle ses çıkarmaya çalışıyor.
Haydarpaşa Dayanışması’nın 700. Hafta Nöbetine Davet!
Yer: Haydarpaşa Garı
Tarih: 15 Haziran 2025 Pazar günü
Saat: 13.00
Haydarpaşa Dayanışması’nı sosyal medya hesapları üzerinden takip edebilirsiniz.
(X: haydarpasadayan, instagram: haydarpasadayanismasi)
*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish