Türkiye’de Kürt meselesine dair çözüm arayışlarında yeni bir dönemin işareti olarak değerlendirilen gelişmeler kapsamında, Abdullah Öcalan’ın bulunduğu İmralı Cezaevi’nde yeni bir sekretarya oluşturuldu. Bu çerçevede, uzun yıllardır cezaevinde bulunan ve edebi, ideolojik çalışmalarıyla tanınan üç PKK’lı tutuklu Öcalan’ın yanına gönderildiği öğrenildi. Bu üç ismin Zeki Bayhan, Mahmut Yamalak ve Ergin Atabey olduğu öğrenildi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Resmi makamlar sürece dair henüz açıklama yapmazken, bu adım sürecin yeniden canlandırılabileceğine dair beklentileri artırdı. Sürecin ideolojik ve politik boyutlarının ön plana çıktığı, gönderilen isimlerin bu çerçevede özel olarak seçildiği yorumları yapılıyor.
Yeni sekretaryaya katılan isimler kim?
Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde doğan Zeki Bayhan, iktisat eğitimi aldı. 1998 yılından bu yana cezaevinde bulunan Bayhan’ın bugüne kadar yayımladığı başlıca eserler arasında şunlar yer alıyor:
Demokratik Ekolojik, Cinsiyet Özgürlükçü Paradigma (2011), 21’inci Yüzyıl Özgürlük İdeolojisi: Demokratik Sosyalizm (2015), Soykırımcı Ulus-Devlet Paradigmasından Çıkış: Demokratik Ulus (2016), Sıfıra Yükselmek (2018).
Yeni sürece dair değerlendirmesinde, küresel ve bölgesel gelişmelerin Kürt sorununun çözümü için yeni fırsatlar sunduğunu vurgulayan Bayhan, kendisiyle yapılan bir söyleşide şu ifadeleri kullanmıştı:
Küresel ve bölgesel politik konjonktür üzerinden bir okumayla sürecin şansı yüksek. Neoliberal kapitalist sistemin krizi derinleşiyor, Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor ve Kürtler bu süreçte önemli bir aktör olarak öne çıkıyor. Ortadoğu’da söz sahibi olmak isteyen herkes, Kürtlerle ilişki kurmak zorunda. Bu, Kürt halkı için yeni fırsatlar doğuruyor.
Bayhan ayrıca, sürecin daha önceki diyalog dönemlerinden yapısal olarak çok farklı olmadığını ancak bu kez daha dikkatli ve hızlı adımların atılması gerektiğini belirtti. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin sürece dair açıklamalarına da atıfta bulunan Bayhan, bunun önemine dikkat çekti.
Sekreteryanın yeni isimlerinden Mahmut Yamalak, 1969 yılında Ağrı’nın Tutak ilçesinde doğdu. Yedi çocuklu bir ailenin üçüncüsü olan Yamalak, çocuk yaşta ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti. 1994 yılında tutuklanarak müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Şu ana kadar Gebze, Bayrampaşa, Ümraniye, Tekirdağ, Kandıra, Bolu gibi cezaevlerinde kalan Yamalak, en son Malatya Akçadağ F Tipi Cezaevi’nde bulunuyordu. Müzisyen de olan ve besteleri de bulunan Yamalak’ın edebi üretimleri arasında Mermer Kanatlı Kuşlar adlı romanı ve Kürtçe kaleme aldığı ikinci romanı Tarîderya yer alıyor. Ayrıca Hafız’ın klasik eseri Gülistan’ı Farsçadan Kürtçeye bir arkadaşıyla birlikte çevirdi.
Yamalak, politik yazılarında klasik solun ve liberal demokrasinin sınırlarını da sorgulayan bir çizgide duruyor. Yazdığı bir yazıda şu belirlemeleri yapmıştı:
Kapitalist modernitede devlet-toplum ilişkisi bir tahakküm ilişkisidir. Demokrasi ise çoğunlukla bu tahakküm sisteminin sınırlarını çizmekten öteye geçemiyor. Oy hakkı, seçme-seçilme gibi özgürlükler önemli olsa da devletin iktidar alanı sınırlandırılmadıkça gerçek bir demokrasi inşa edilemez.
Yamalak, demokrasinin yalnızca hak ve özgürlüklerin genişletilmesinden ibaret olamayacağını, aynı zamanda iktidar ilişkilerinin de dönüştürülmesi gerektiğini savunuyor.
1973 doğumlu olan Ergin Atabey de, uzun yıllardır cezaevinde bulunuyor. Kamuoyunda "Mavi Çarşı Davası" sanıklarından biri olarak bilinen Atabey, cezaevinde kaleme aldığı yazıları ve felsefi-politik metinleriyle dikkat çekti. Demokratik Modernite dergisinde yayımlanan “Yaşam ve Ölüm İkilemi” adlı makalesinde yaşam ve ölüm arasındaki toplumsal-felsefi ilişkileri tartıştı. Bir diğer yazısı olan “İnsanın Gelişim Diyalektiği: Eleştiri ve Özeleştiri Kültürü”nde ise, ahlaki-politik toplumun inşasında eleştiri-özeleştirinin merkezi rolüne işaret etti. Daha önce Özgür Gündem gazetesiyle ilgili bir davada “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanan Atabey bu davadan beraat etti.
Yeni Sekretaryanın rolü ve olası genişleme
Zeki Bayhan, Mahmut Yamalak ve Ergin Atabey’in Abdullah Öcalan’ın yanına gönderilmesi, İmralı sürecinin yalnızca güvenlik boyutuyla değil, teorik ve ideolojik temellerle de ele alınmak istendiğine işaret ediyor. Bu isimlerin cezaevi koşullarında geliştirdikleri politik ve entelektüel birikimin, sürecin çerçevesini şekillendirme konusunda etkili olabileceği değerlendiriliyor. Sekretaryanın zamanla genişleyebileceği ve yeni tutuklu isimlerin de bu yapıya dahil edilebileceği ifade ediliyor. Bu çerçevede önümüzdeki süreçte yeni görevlendirmeler ve temasların kamuoyuna yansıması bekleniyor.
© The Independentturkish