Fransa'nın Cezayir işgaline karşı Şeyh Bûzyân ve 1849 Zaatcha Ayaklanması

Dr. Halim Gençoğlu Independent Türkçe için yazdı

Zaatcha Ayaklanması'nı tasvir eden en bilinen sanat eserlerinden biri, Fransız ressam Jean-Adolphe Beaucé'nin "Assaut de Zaatcha, 26 novembre 1849" adlı tablosudur. Bu eser, Fransız ordusunun Zaatcha köyüne yaptığı saldırıyı dramatik bir şekilde betimlemektedir. Tablo, Fransız askerlerinin köye hücumunu ve çatışma anlarını gösterir

20'nci yüzyıl, özellikle Kuzey Afrika'da Fransızların sömürgeci emellerinin hız kazandığı, halkın büyük baskılarla karşı karşıya kaldığı bir dönemdi.

1830'da Cezayir'in işgaliyle başlayan bu süreç, yıllar boyunca süren kanlı direnişlerle karşılık buldu.

Bu direnişin en önemli figürlerinden biri de Şeyh Bûzyân'dı.

1849 yılında Zaatcha köyünde Fransızlara karşı başlattığı ayaklanma, sadece bir askeri mücadele değil, aynı zamanda dini ve ulusal bir başkaldırıydı.

Şeyh Bûzyân, halkın gözünde şehitlik mertebesine ulaşmış, bugün hâlâ Cezayir'de ulusal kahraman olarak anılan bir şahsiyettir.


Cezayir'de Fransız sömürgeciliği

1830 yılında başlayan Fransız işgali, topraklara el konulması, zorla silahsızlandırma ve ağır vergilerle Cezayir halkını derin bir ekonomik ve sosyal krize sürükledi.

Bu baskılara karşı ilk direnişler genellikle dini liderler (mürşitler ve şeyhler) ve tasavvufi tarikatlar önderliğinde gelişti.

Bu yapılar, kırsal kesimde toplumsal düzenin korunmasında önemli rol oynuyordu ve Fransız yönetimi tarafından potansiyel tehdit olarak görülüyordu (Abun-Nasr, 1987).

Şeyh Bûzyân, doğu Cezayir'deki Ziban bölgesinde, muhtemelen Zaatcha yakınlarında doğdu.

Tarikaviye koluna bağlı Rahmaniyye tarikatının bir moḳaddemi (ruhani lideri) idi.

Bu tarikatta hem dini rehberlik yapıyor hem de halk arasında sosyal düzenin sağlanmasında öncülük ediyordu.

Aynı zamanda Emir Abdülkadir'le de ilişkisi olan Bûzyân, onun 1847'de teslim olmasından sonra ortaya çıkan boşlukta halkı etrafında topladı (Julien, 1964).

Tasavvufi otoritesi, karizması ve direniş çağrılarıyla kısa sürede büyük bir halk desteği kazandı ve bölgedeki kabileleri Fransızlara karşı birleşmeye ikna etti.


1849 Zaatcha Ayaklanması

Ayaklanmanın doğrudan nedeni, Fransız yönetiminin Zaatcha üzerindeki kontrolünü artırma çabalarıydı.

Vergi yüklerinin artırılması, askeri karakolların kurulması gibi uygulamalar Şeyh Bûzyân'ı harekete geçirdi.

Fransızlara karşı cihat ilan eden Bûzyân, Zaatcha köyünü bir direniş kalesine dönüştürdü.

General Émile Herbillon komutasındaki Fransız ordusu, 1849 ortalarında köye saldırdı ancak ilk girişimleri başarısız oldu.

Aylar süren kuşatma ve topçu bombardımanının ardından, 26 Kasım 1849'da Fransızlar köye girmeyi başardı.

Ardından gelen katliamda yüzlerce sivil, kadın ve çocuk öldürüldü.

Şeyh Bûzyân, 15 yaşındaki oğlu ve mücadele arkadaşı El Hac Musa el-Derkavî ile birlikte yakalandı ve kurşuna dizilerek idam edildi.

Kesilen başları, ibret olsun diye Biskra kalesinin kapısına asıldı. (ExecutedToday, 2008).


Kolonyal ganimet ve tarihsel haksızlık

Fransız askerleri, Şeyh Bûzyân ve diğer direnişçilerin kesilmiş başlarını Fransa'ya götürdü.

Paris'teki Musée de l'Homme adlı antropoloji müzesinde sergilenen bu başlar, sömürgecilik döneminin en çarpıcı utanç belgelerinden biri oldu.

Direnişi bastırmanın bir simgesi olarak görülen bu kalıntılar, aynı zamanda yerli halkın insanlık dışı şekilde aşağılandığını gösteriyordu.
 

2020 yılında, Fransa'nın Cezayir'e iade ettiği 24 direnişçinin kalıntıları arasında Şeyh Bûzyân da bulunuyordu. Bu olay, Cezayir'de büyük bir törenle anıldı
2020 yılında, Fransa'nın Cezayir'e iade ettiği 24 direnişçinin kalıntıları arasında Şeyh Bûzyân da bulunuyordu. Bu olay, Cezayir'de büyük bir törenle anıldı

 

İade süreci ve ulusal hafıza

Yıllar süren mücadele ve diplomatik girişimlerin ardından, Temmuz 2020'de Fransa 24 Cezayirli direnişçinin kalıntılarını, aralarında Şeyh Bûzyân'ın da bulunduğu, ülkesine iade etti.

Cezayir'de büyük bir devlet töreniyle karşılanan bu kahramanlar, El Aliyâ Şehitliği'nde toprağa verildi (France24, 2020; The New Arab, 2020).

Program günü konuşan Cumhurbaşkanı Abdülmecid Tebbun, "Birkaç saat içinde, Cezayir askeri uçakları Fransa'dan kalkarak halk direnişinin 24 [üyesine] ait kalıntılarla birlikte gelecek" demiş ve bu kalıntıların bazılarının direniş hareketinin liderlerine ait olduğunu belirtmişti.

Bunların arasında, 1849 yılında Fransızlar tarafından yakalanan, ardından kurşuna dizilip başı kesilen Şeyh Bûzyân da vardı.

Cumhurbaşkanı Tebbun, direnişçilerin "170 yıldan fazla bir süredir doğal ve insani hakları olan defnedilme hakkından mahrum bırakıldıklarını" ifade etti.

Hakikaten 19'uncu yüzyılda yaklaşık 40 Cezayirli savaşçının kafatası Fransa'ya ganimet olarak götürülmesi ve daha sonra Paris'teki Ulusal Doğa Tarihi Müzesi'nde sergilenmesi aslında Fransa'nın insanlık dışı suçlarından biri olarak görülmüştür.

Bu olay, Şeyh Bûzyân'ın hatırasını yeniden gündeme taşıdı. Cezayir'de adına okullar, sokaklar bulunan Bûzyân, sadece bir asker değil, aynı zamanda bir dini lider ve halkın onurunu koruyan bir şehit olarak anılmaktadır.


Direniş, şehadet ve hafıza

Şeyh Bûzyân'ın hikayesi, Cezayir'de dini liderliğin siyasi direnişle nasıl birleştiğini gösteren önemli örneklerden biridir.

Zaatcha Ayaklanması ve onun şehadeti, sadece bir bölgesel isyan değil, sömürgeciliğe karşı verilen ruhani ve ahlaki bir mücadeledir.

Bugün Cezayir halkı, bu tür kahramanların anısını yaşatarak geçmişin acılarını unutmamakta ve bağımsızlık mücadelesinin değerini gelecek kuşaklara aktarmaktadır.

Şu unutulmamalıdır ki; Bob Marley "Africa Unite" şarkısını söylediğinde, yalnızca pan-Afrikanist bir hayali dile getirmiyor, yüzyıllar süren ve Afrika'nın yalnızca topraklarını değil, bedenlerini, kültürlerini ve hafızasını da şiddetle parçalayan sömürgecilik projesine doğrudan karşı duruyordu.

Afrikalıların ve diaspora topluluklarının birliğini çağrıştıran Marley'nin sözleri, Batı emperyalizmi tarafından fiziksel ve ruhsal bütünlüğü parçalanmış bir kıtanın yankılandığı bir dünyada çınlıyordu.

Sömürgeci şiddetin mirası yalnızca ulusal sınırlar ya da tarihi antlaşmalarda değil; müzelerde, arşivlerde ve Avrupa'ya dağılmış kemiklerde yatmaktadır.

Bedenlerin çalınması, egemenliğin çalınmasının bir uzantısıydı.

Bugün bile Afrika'nın siyasi ve kültürel birliği, o bölünmelerin kalıcı sonuçlarıyla sarsılmaya devam etmektedir.

 

 

 

Kaynaklar:

Abun-Nasr, J. M. (1987). A History of the Maghrib in the Islamic Period. Cambridge University Press.
Clancy-Smith, J. (1994). Rebel and Saint: Muslim Notables, Populist Protest, Colonial Encounters (Algeria and Tunisia, 1800–1904). University of California Press.
ExecutedToday. (2008, 26 Kasım). 1849: Sheikh Bouzian, defending Zaatcha. https://www.executedtoday.com/2008/11/26/1849-sheikh-bouzian-defending-zaatcha/
France24. (2020, 3 Temmuz). 'The martyrs are returning': Algeria welcomes remains of resistance fighters from France. https://www.france24.com/en/20200703-the-martyrs-are-returning-algeria-welcomes-remains-of-resistance-fighters-from-france
Gençoğlu. H. (2024) Batı'nın Afrika Talanı, İstanbul. Kronik Yayınları.
Julien, C.-A. (1964). History of North Africa: Tunisia, Algeria, Morocco. Praeger.
The New Arab. (2020, 5 Temmuz). Algeria buries remains of resistance fighters in emotional ceremony. https://www.newarab.com/news/algeria-buries-remains-resistance-fighters-emotional-ceremony

*Bu içerik serbest gazeteci veya konuk yazarlar tarafından hazırlanmıştır. Bu içerikte yer alan görüş ve ifadeler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU