DEM Parti Sözcüsü Doğan: Barış artık bir düş değil, toplumsal bir zorunluluk

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partisinin Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sırasında yaptığı açıklamada, PKK’nin aldığı kongre ve fesih kararını "tarihin akışını değiştirebilecek nitelikte bir gelişme" olarak değerlendirdi

Ekran alıntısı: Youtube

Açıklamasında hem geçmişin muhasebesini hem de geleceğe dair vizyonlarını kamuoyuyla paylaşan Doğan, yeni bir sürecin eşiğinde olduklarını vurguladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Doğan, Türkiye’de barış ve demokratik çözüm sürecine dair yeni bir sayfanın açıldığını söyledi.

"İyi ki sımsıkı sarıldık bu tarihi fırsata"

Doğan konuşmasına şu sözlerle başladı:

İyi ki sımsıkı sarıldık. İyi ki bu tarihsel fırsata bu kadar çok tutunduk ve halkların yüz yılını birlikte inşa ettik diyebilmeliyiz. Bu erteleyebileceğimiz bir şey değil sevgili arkadaşlar. Bu, omuzlarımızdaki ağır ve çok kutsal bir sorumluluk.

DEM Parti Sözcüsü, atılan bu adımın sadece güncel bir siyasi gelişme olmadığını, geçmişin acılarına karşı halkların geleceğini kurma iradesi olduğunu belirtti:

Bu tarihi gün, halkların gözyaşlarıyla, acılarla dolu geçmişinden bir gelecek yaratma iradesi, cesareti olarak görülmeli ve bu irade ve cesaret, büyük bir barışı kurmanın iradesi ve cesareti olarak kabul edilmeli.

Doğan, açıklamasının bir bölümünü Abdullah Öcalan’ın yıllardır sürdürdüğü çözüm çabalarına ayırdı:

Bıkmadan, usanmadan... Komplolara, suikast girişimlerine, sabotajlara, provokasyonlara ve yıllardır tutulduğu tecrüze rağmen Sayın Öcalan’ın onlarca yıldır yürüttüğü demokratik çözüm çabalarının bugün meyvesini verdiğini görüyoruz.

Bu çabaların görmezden gelinmemesi gerektiğini ifade eden Doğan, alınan kararı tarihsel bağlam içinde değerlendirdi:

Koşulları, geçen dönemleri, akamete uğramış süreçleri, provokasyonları... ardındaki tarihsel mekânda hatırladığımızda, bu arka planda birlikte bunu başarabilmiş olmak, bunu bugün ortaya çıkarabilmiş olmak, herhangi bir karar olarak değerlendirilmemeli ve bu şekilde yaklaşılmalı.

"Meclis yüz yılın en hayırlı çalışmasını yapmalı"

DEM Parti olarak sürecin yasal ve demokratik zeminde ilerlemesi gerektiğini belirten Doğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu süreçte özel bir rol üstlenmesi gerektiğini söyledi:

Artık görevlerimiz belli. Silahların değil sözlerin konuştuğu bir dönemden bahsediyoruz. Hukukun ve siyasetin işlediği bir demokratik cumhuriyeti hep birlikte inşa edebilme göreviyle ve tarihsel sorumluluğuyla karşı karşıyayız. Bunun en önemli adreslerinden biri Türkiye Büyük Millet Meclisi. Meclis, yüz yılın en hayırlı çalışmasını yapma sorumluluğuyla karşı karşıya.

"Toplumun tüm kesimleri sürece dahil olmalı"

Doğan, çağrısını sadece siyasi partilere değil, tüm yurttaşlara yöneltti:

Başta siyaset kurumu olmak üzere toplumsal dinamikler içinde tarihsel bir vicdan borcuyla karşı karşıyayız. O yüzden yalnızca siyaset kurumu değil, toplumun tamamına, Türkiye'nin tüm yurttaşlarına bugün çağrı yapıyoruz. Hepimizin bu sürece katabilecekleri var. Eleştirilerimizle, önerilerimizle, yapıcı katkılarımızla bu süreçte hepimiz rol alabiliriz.

DEM Parti’nin açıklamasındaki en dikkat çeken vurgu, barışın bir umut ya da temenni değil, artık bir zorunluluk olduğuydu:

Barış artık bir düş değil. Barış artık yalnızca bir ihtimal değil. Barış artık yalnızca üzerine konuşabileceğimiz bir konu değil. Çok daha ötesine geçti. İstersek, yapabilirsek, güçlerimizi birleştirirsek, gerçekten sahip çıkarsak... bu toplumsal mutabakat her yere yayılabilirse o büyük toplumsal barışı gerçekleştirebiliriz işte.

Bu sözlerin ardından Doğan, barışın toplumsal bir ihtiyaç olduğuna da dikkat çekti:

Demokrasi de artık bir umut değil, demokratikleşme de artık yalnızca üzerine konuşabileceğimiz bir konu değil. Bir zorunluluk olarak karşımızda. Çünkü hepimizin demokratik, barışçı bir soluk almaya ihtiyacı var. Üstelik burada yine hangi kimlikten olursak olalım aynı ihtiyacı paylaşıyoruz bugün.

"Ezberleri bozun"

Doğan, açıklamasının sonunda siyasi tüm aktörlere çağrısını yeniledi:

Biz DEM Parti olarak herkesi ama herkesi aynı zamanda ezberlerini bozmaya da davet ediyoruz. Bu fırsatın ciddiyetine uygun bir şekilde pozisyon almaya davet ediyoruz.

Sürecin anlamını ise şöyle özetledi:

Bu süreç ne taviz, ne teslimiyet, ne yenme, ne yenilme sürecidir. Bu süreç barış ve demokratik toplumu inşa etme sürecidir. Bu süreç ne inkar, ne ret, ne isyan, ne imha olmasın diye sımsıkı tutunmamız gereken bir süreçtir.

"Telaşa değil, hıza ihtiyacımız var"

Basın mensuplarının soru sorma taleplerine olumsuz yanıt veren Doğan, bunun gerekçesini şöyle açıkladı:

Telaşa mahal yok ancak hıza ihtiyacımız var. Çünkü böylesi süreçler aynı zamanda kırılganlıklar taşır bağrında. Kırılgan olmaması için telaş yapmadan hızlı bir biçimde bunu hukukla güçlendirmemiz gerekiyor.

Doğan, Merkez Yürütme Kurulu toplantısının devam ettiğini, ilerleyen günlerde sürecin yol haritasına dair daha somut bilgileri kamuoyuyla paylaşacaklarını da duyurdu.

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU