Bilim insanları 3 bin yıllık biberon keşfetti

"Biberonlar, küçük mitolojik hayvanlara benziyor. Bu, bu kapları yapan halkın oyunlaştırmaya yatkınlıklarının bir göstergesi"

Bu kabın bir bebeğin emebileceği küçük bir emzik ağzı bulunuyor (Helena Seidl da Fonseca)

Araştırmacılar, 3 bin yıldan daha önce yaşayan tarih öncesi annelerin bebeklerine küçük hayvanlar şeklinde üretilmiş çömlek biberonlar verdiğini ve bunun "çocuklarına yönelik sevgi ve ilgilerini sınırsızca gösterdiklerini" ortaya koyduğunu söylüyor.

Bilim insanları yaklaşık MÖ 1200'e tarihlenen Bronz Çağ'a ait çocuk mezarlarında, içinde hayvan sütü kalıntıları bulunan bir kap keşfetti. Bu kap bir bebeğin eline sığacak kadar küçük ve bebeğin emebileceği küçük bir emzik ağzı bulunuyor.

Yeni keşif, bu çağda yaşayan tarih öncesi bebeklerin anne sütünden kesildiklerinde hayvan sütü içtiklerine dair ilk kanıt oldu.

 

biberon ( Enver Hirsch -  Wien Müzesi ).jpg
Bu küçük kaplar Neolitik dönemde yaşanan "doğum oranı patlamasını" açıklamaya yardım edebilir (Enver-Hirsch / Wien Müzesi)

 

Araştırmanın başındaki isim, Bristol Üniversitesi'nden Dr. Julie Dunne, The Independent'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Mitolojik ya da sihirli küçük hayvanlara benziyorlar. Bu, bu kapları yapan halkın yaratıcılığa ve oyunlaştırmaya yatkınlıklarının bir çeşit göstergesi. Ayrıca ne kadar tatlı ve eğlenceli olduklarını düşünürsek, bunları verdiklerinde muhtemelen bebekleri gülüyordu. (Bunları yapan) çömlekçiyle gerçek bir bağlantı kuruyorsunuz ve bize bu tarih öncesi ebeveynlerin gerçekten çocuklarına yönelik sevgi ve ilgilerini sınırsızca gösterdiklerini, onlara gerçekten değer verdiklerini gösteriyor.

Diğer yandan araştırmacılar, Neolitik atalarımızın biberonu bundan binlerce yıl önce de kullanıyor olduklarını düşünüyor.

Dr. Dune şöyle devam etti:

Bu kaplar ilk olarak Neolitik Dönem'de, yaklaşık 7 bin yıl önce ortaya çıktı. Neolitiklerin de aynı amaçla kullandıklarını sanıyorum ancak bunları (kalıntıları) incelemeden bunu doğrulayamayız.

Hayvan sütü kullanılarak çocuğun sütten daha erken kesilmesi, annelerin çocuklarını emzirirken meydana gelebilen doğurgan olmama sürecinin kısalmasına yardım etmiş olabilir.

Avcı-toplayıcılar yaklaşık her 5 yılda bir çocuk sahibi olabiliyorken, tarıma geçen ilk topluluklar muhtemelen her birkaç yılda bir çocuk sahibi olabiliyordu. Bilim insanları bu küçük kapların Neolitik Dönem'de neden "doğum oranı patlaması" yaşandığını açıklayabileceğini düşünüyor.

Dr. Dunne şunları ekledi:

İnsanlar çiftçilere dönüştü ve tahıl yetiştirmeye başladı. İnsanlar bir kez yerleşik hayata geçtikten ve bebeklerini besleyebilecekleri fazladan yiyeceğe sahip olduktan sonra daha sık ve daha çok bebek yapmaya başladı. Doğurganlık artar ve bu doğum oranı patlamasına ve nüfusun muazzam artışına neden olur.

Bilim insanları, Bavyera'daki çocuk mezarlarında keşfedilen üç tarihi biberonu inceledi. Bunlardan ikisi erken Demir Çağ'ında MÖ 800'le MÖ 450 arasına tarihlenen, biri geç Bronz Çağ'ında MÖ 1200'le MÖ 800 arasına tarihlenen mezarlardı. Bu parçalar yaşları 0'la 6 arasında değişen çocukların yanında bulundu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çapları 5'le 10 cm arasında değişen bu biberonların bebeğin ağzına sığacak son derece dar ağızlıkları vardı. Emzik ağızları o kadar küçüktü ki ne için kullandıklarını belirlemek zordu ve araştırmacılar analizleri tamamlayana kadar hasta yetişkinler veya yaşlıları beslemek için kullandıklarını düşünüyordu.

İçlerinde ne bulunduğunu anlamak için bilim insanları hayvan ürünlerinde bulunan yağ asitleri üzerinde kimyasal analiz gerçekleştirdi. Bulunan kaplardan ikisinde geviş getiren bir hayvanın (sığır, koyun veya keçi), diğerindeyse geviş getirmeyen bir canlının (muhtemelen bir domuz veya insan) sütünün kullanıldığını keşfettiler.

Hakemli bilim dergisi Nature'de yayımlanan araştırma, tarih öncesi kültürlerde çocuğun sütten nasıl kesildiğini inceleyen ilk çalışma oldu. Benzer kaplar antik Roma ve Yunanistan'da da keşfedildi ve şimdi araştırmacılar aynı amaçla kullanılıp kullanılmadığını araştırmayı hedefliyor.

Bilim insanlarına göre bu araştırma tarih öncesi insan topluluklarında çocukların beslenme düzenine dair çok önemli bir kavrayış sağlıyor.

Avusturya Bilimler Akademisine bağlı Doğu ve Avrupa Arkeolojisi Enstitüsü'nden Dr. Katharina Rebay-Salisbury şunları dile getirdi:

Tarih öncesinde bebek yetiştirme kolay bir iş değildi. Bebeklerin hayatta kalma oranına büyük etkileri olan anneliğin kültürel pratiklerini araştırmakla ilgileniyoruz. Bu kapların hangi besinleri içerdiğini ilk defa görme imkanına sahip olmak gerçekten etkileyici" diye belirtti.

 

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news/science

Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU