Bilebildiğim kadarıyla demokrasinin kaynağı eski Yunan'dır.
Demokrasi bağlamında, "kent demokrasisi" diye bir kavramdan bahsedilecekse, kent demokrasisinin kaynağı da eski Yunan'dır.
Eski Yunan'ın Avrupa medeniyetinin beşiği olduğu genel olarak kabul gören bir düşüncedir.
Ancak eski Yunan aynı zamanda köleci toplumun belirgin bir örneğidir de.
Zaten eski Yunan'da temelde iki sınıf vardır: köleler ve köle sahibi özgür yurttaşlar.
Ticaret, askerlik, seçme ve seçilme hakkı, yöneticilik gibi düzenin ayrıcalıklı görevleri köle sahibi özgür yurttaşların elinde kalırken, üretim yapmak ve bunun için çalışmak kölelere aittir.
Eski Yunan'da son derece dar bir çerçevede de olsa demokrasi uygulanıyordu.
"Atina demokrasisi" olarak nitelenen bu demokrasinin temel özelliklerinden biri de tek kişinin egemenliği altında olmasıydı.
Krallık reddedilmiş, Atina şehrinin sorunlarının tartışılmasına serbesti getirilmişti.
Tartışma neticesinde, çoğunluğun oyu alınan kararların meşru temeliydi.
Atina sitesinde "Eglezya" ve "Beş Yüzler Meclisi" adlarında iki meclis vardı.
Eglezya Meclisi, 20 yaşını bitirmiş tüm özgür yurttaşların katılımıyla yılın belirlenmiş tarihinde toplanarak şehrin sorunlarını tartışır, egemenlik haklarını kullanırdı.
Eglezya yasama organı niteliğindeydi.
Her yıl kendi içinden Beş Yüzler Meclisi'ni seçerdi.
Beş Yüzler Meclisi'nde 30 yaşını bitirmiş özgür yurttaşlar yer alırdı.
Beş Yüzler Meclisi, yürütme organı niteliğindeydi.
Anlaşılacağı üzere, Atina demokrasisi azınlığın demokrasisiydi.
Atina demokrasisinde özgür yurttaşlar haklarını sonuna kadar kullanabilirken, ezilen köleler, düzenin tüm yükünü omuzladıkları halde bu hakların zerresinden yararlanamazdı.
"Metek" denilen yabancılar ve kadınlar da demokratik haklardan yararlanamazdı.
Kadınların görevi, zevk aracı olma ve çocuk doğurma ile sınırlıydı.
Kısacası, Atina demokrasisi özgür yurttaşlar için demokrasi; köleler, "Metek"ler ve kadınlar için baskı ve demokrasiden, insani haklardan yoksunluk demekti.
Eski Yunan'ın tarihi-toplumsal koşullarında, Atina demokrasisi gibi örnekler demokrasinin ilk ilkel biçimleriydi.
Ama demokrasi, Atina sitesinde olduğu gibi kentlerde doğmuş ve gelişen kentlere dayanarak büyümüş, belirli bir iş bölümü içinde organize olmuştur.
Milletler, uluslar, devletler ve imparatorluklar, hemen hepsi kentin ve kent yaşamının ürünüdür.
Demokrasi keşfedilirken ve tanımlanırken dünya, kıta, ülke, hatta kent demokrasisi diye tanımlanmıyordu. Nüfusun -sonradan- kent denilen coğrafi mekânlarda toplulaşmaya başlaması, giderek ihtiyaçların oralarda yoğunlaşmasına, buna paralel kalabalıklaşan yerleşimcilerin demokrasiyle ilişkilenmesine ve o kentin özgül koşullarına uygun demokrasinin gelişmesi oranında bir noktada "kent demokrasisi" ya da benzeri bir kavramla adlandırılıyor.
Mesela: öncesinde adı eski Yunan'da "Atina demokrasisi"…
Çok kalabalık değil, binler, on binler, belki daha az gibi formlar biçiminde tartışıyor.
Tüm özgür yurttaşlar katılıyor, "doğrudan demokrasi" diyebileceğimiz demokrasi biçimi bu.
Yüzyıllara yayılan zamanın akışı içinde, nüfus kalabalıklaştıkça, "doğrudan demokrasi" olan Atina demokrasisi biçimini model almak ve sürdürmek olanaksızlaşıyor.
İnsanlık buna karşın, "temsili demokrasi" kavramını üretiyor.
Temsili demokrasi üzerinden demokrasi çok daha karmaşık biçimlere bürünüyor.
Alanlara, yaş gruplarına, sınıf ve sınıf katmanlarına göre ayrışıyor. Seçim sistemleri de buna göre şekilleniyor.
Mesela; "Dar Bölge Sistemi" vb.
Kent demokrasisi bir bakıma bütün demokrasi biçimlerini içeriyor ama gelinen noktada esasen temsili olmak zorunda.
En azından mevcut koşullarda seçime en geniş katılımın sağlanması için bu zorunlu.
İstanbul 16 milyon, belki bir noktada gelecek temsili demokrasi bile kendi ölçüleri içinde yeterince kapsayıcı olamayabilir.
Ancak teknoloji de gelişti. Teknik olanaklar arttı.
İnternet üzerinden, değil temsili demokrasi, zaman gelecek belki "doğrudan demokrasi"nin bile somut uygulama olarak gündeme getirilmesi mümkün olacak.
*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
© The Independentturkish