Kemal Kılıçdaroğlu:Yarın Demirtaş'ı ziyaret edeceğim

KRT TV yayınında konuşan CHP'nin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu; "Partideki en büyük değişimi yapan lider benim" dedi

Kılıçdaroğlu "Onu benim kalkıp söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama kamuoyunda böyle bir algı var. Vefa dediğimiz şu; kader birliği yapmaktır. Bir ayrışma varsa bu ayrışmanın da objektif zeminde yapılması lazım" dedi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Sırtından hançerlendiği" yönündeki açıklaması sorulan Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:

Beraber yola çıktığınız, birlikte mücadele ettiğiniz, kavgayı beraber verdiğiniz, illa sen Cumhurbaşkanı adayı ol diyen arkadaşlar sonra dönüp size tam tersini yaparlarsa ne dersiniz? Bunu vatandaşın takdirine sunayım. Sanki ben zorla cumhurbaşkanı adayı olayım dedim, aklımın ucundan bile geçmiyordu. MYK'da da Parti Meclisi ve Meclis grubunda da sizin mutlaka olmanız lazım denildi, her toplantıda bunlar söylendi. Düne kadar bana aday ol diyen sen değil miydin? Hayatım boyunca dayatma kültüründen gelmediğim için böyle bir şey hiç yapmadım.


KRT TV’de gazeteciler Elif Doğan Şentürk, Zafer Arapkirli, Ali Kemal Erdem ve Atakan Sönmez'in sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu'nun yanıtlarından öne çıkanlar şöyle:

Partideki en büyük değişimi yapan lider benim. Bugüne kadar siyasi partilerin unuttuğu birçok insanla ben yan yana geldim. Çöp toplayıcılarıyla, apartman görevlileri ile, ev temizliğine giden kadınların yanında kim vardı? Biz halkçılaştık. Toplumun her kesimi ile bağlantı kurduk. Erdoğan 'Ey Kılıçdaroğlu siz Sivas'ın ötesine geçemezsiniz' diyordu. Geçtik. İlahiyatçılarla, polislerle bir araya geldim. Bunları yaparken siz neredeydiniz? Hayatı boyunca CHP'ye oy vermemiş toplumun saygın kesimlerinden insanlar var. 250'ye yakın toplantı yaptım onlarla. O kadar yanlış bir algı vardı ki CHP ile ilgili. CHP sağcılaşmadı, halkçılaştı. Biz toplumun yoksul kesimlerine gitmezsek ve sorunlarını nasıl çözeceğimizi anlatmazsak sizin iktidar olma şansınız yoktur zaten.

Kılıçdaroğlu 31 Mart seçimlerine ilişkin de şu değerlendirmeyi yaptı:

CHP birinci olduğu için son derece mutluyum. Umarım daha sonraki süreçlerde de devam eder. Partinin uzun yıllar emek vermiş birisi olarak çalışmak zorundayız. Bu mücadele bir halk mücadelesidir. CHP'ye yönelik toplumda oluşturulmuş bir algı vardı. CHP halkın değil bir üst grubun partisiydi. Hemen hemen toplumun her kesimine açıkça partiyi anlatınca aramızda sağlıklı bir zemin oluştu. Çünkü halka yaptığınız görüşmelerde -kanaat önderleriyle yaptığım toplantılarda- bütün eleştirileri dinlemek ve samimi yanıt vermek zorundasınız. Bu samimiyet bize çok önemli şeyler kazandırdı. Parti olarak da hatalarımız vardı o nedenle gelin helalleşelim dedim.

Yaptığımız çalışmalarla çok şey başardığımıza inanıyorum. 11 Büyükşehir Belediye Başkanlığı kazandık. Aday belirlemek, kazanmak kolay mıydı? Ben, Bursa'yı, Balıkesir'i, Manisa'yı alabilirdik dedim. Şimdi onların hepsini aldık. Bir öngörünüz olacak.

Deprem oldu, kimse gitmezken deprem bölgesine gittim orada yattım. Bütün acılara tanık oldum. Belediye Başkanlarımız olağanüstü çaba harcadılar. Başkanlarımız koronavirüs döneminde de büyük çaba harcadılar. Biz bu anlayışla ve bu kucaklama ile bu sonucu elde ettik. Halka güven verdik ve halk bize inandı.

Kılıçdaroğlu, Kobani davası kararlarına dair de şu değerlendirmeyi yaptı:

Bir vekilin dokunulmazlıklarının kaldırılması için anayasa değişikliğine gerek yok. AK Parti'nin grubu yetiyor zaten. Neden bir anayasa değişikliği ile dokunulmazlıklar kaldırılmak isteniyor? Çünkü CHP'ye tuzak kuruyorlar. O dönem terör bir hayli yoğunlaşmış vaziyette, dokunulmazlıkları bir anayasa değişiklikleri halinde getirelim buraya, CHP'de buna hayır diyecek o zaman seçimlerde meydanlarda 'Teröristleri koruyan parti bu' diyeceklerdi. Biz de dokunulmazlıkları kaldırın kardeşim dedik. Selahattin beyin bugün içeride olması bir hukuk faciasıdır. Erdoğan özellikle onu içeride tutuyor 'Ben seni başkan yaptırmayacağım' dediği için. Sadece Selahattin bey değil Gezi tutukluları var. Milletvekili var. Osman Kavala var. Siz mahkeme kararı, AYM, AİHM kararı uygulamıyorsunuz... Yarın, Demirtaş'ı ziyarete gideceğim. Demokrasi sadece benim için değil. Bir insanın düşüncesi kısıtlanır mı? Bizim mücadelemiz sıradan bir mücadele değil. Biz otoriter bir yönetime karşı, yargıyı tanımayan bir yönetime karşı mücadele ettik. Bizim mücadelemiz kutsal bir mücadele. Bir milim geri adım atmadık biz. Şimdi suçlanıyoruz. Bütün bunları ben mi yaptım? Onların hakkını, hukukunu savunan benim ama suçlanan da benim. Elinde kalem, yazacak bir şey bulamıyor kimi eleştiririz? Tabii ki Kılıçdaroğlu'nu. Nasılsa bir şey olmayacak. İnsan da bir vicdan, ahlak, erdem olur. Hatam olur, eleştirebilirsin ama bu kadar da olmaz.

Demirtaş çok sevilen birisi, saygı duyulan birisi. Haksız yerde hapiste tutulduğu için milyonlarca Kürt'ün ve Türk'ün vicdanında rahatsızlık duyduğu bir kişi. Bir insan bu kadar hapiste tutulmaz diyorlar. İnsaf ya. Demirtaş CHP'ye oy mu verir? Hayır. Haksızlık karşısında susarsanız en büyük adaletsizliği siz yapıyorsunuz. Gezi'de Taksim meydanını açan benim. Kadıköy'deki mitingi iptal edip, Taksim'i açan benim gel tutukla o zaman kardeşim. Osman Kavala'dan ne istiyorsun sen?

KRT TV, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU