Devlet Bahçeli: Fenerbahçe ve Galatasaray sağduyulu hareket edememiştir

Bahçeli, “Süper kupa finalinin oynanması için Riyad’ın niçin seçildiği kadar, muhatap ülkeyle hazırlanan protokole neden uyulmadığı kafamızı bulandıran ve kuşkularımızı çoğaltan bir muammadır” dedi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde "Liderlik ve Siyaset Okulu 19. Dönem Sertifika Töreni"nde konuştu

Varoluşumuzun muazzam fazilet ve fikrine dost olmayanlar, milli ve manevi hayatımızın tüm güzelliklerine karşı adı konulmamış, ilanı yapılmamış bir savaş halindedir” diyen Bahçeli konuşmasında özetle şunları söyledi:

.30 Aralık 2023 Cumartesi günü Anıtkabir’de “Kahrolsun Cumhuriyet, şeriat gelecek” diyerek avaz avaz bağıran bir sapığın provokasyonuyla, Yeni yılın ilk günü Galata Köprüsü’nde düzenlenen “Şehitlerimize rahmet, Filistin’e destek, İsrail’e lanet” yürüyüşünde, Kelime-i Tevhid sancağını taşıyan masum bir insanımıza hilafet bayrağı açtığı iddiasıyla saldıran meczubun eylemi zamanlama itibariyle tesadüf değildir. Adeta 6 Nisan 1909 akşamı Galata Köprüsü’nde vurulan Hasan Fehmi’nin veya 9 Haziran 1910’da Eminönü’nde kurşunlanan Ahmet Samim vakalarının tekrarı yaşatılmak istenmiştir. Be hey cahiller güruhu, bey hey kendini bilmezler grubu, be hey siyasi işportacılar kafilesi hilafet bayrağı diye bir şey var mıdır? Böyle bir bayrağa tarihin hangi döneminde şahit olunmuştur?

Şayet rahatsızlık, şayet hazımsızlık Kelime-i Tevhid’den ise tarafımızı ve kararımızı açık açık seslendiriyor ve tarihe not düşüyorum: Lâilâheillâllah! MuhammedenResulüllah!

Diyalog köprülerini dinamitleme amacına hizmetten başka bir şeye yaramamıştır

Türkiye’nin parlayan çehresini, güçlenen iradesini, yükselen itibarını gölgelemek, yapay iç sorunlara gömülmesini projelendirmek amacıyla iç ve dış mahreçli bir operasyon günbegün ilerleyiş kaydetmektedir. Bu karanlık kampanya sürecinin 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimlerine kadar artarak devamı beklenmelidir. Riyad’da oynanması gündemdeyken ertelenen süper kupa finalinden sonra yaşanan sipariş heyecan dalgası, Türkiye’nin bölgesel ilişkilerini ve komşu ülkelerle kurmaya çalıştığı çok boyutlu diyalog köprülerini dinamitleme amacına hizmetten başka bir şeye yaramamıştır. Türk futbolunda olmayan sadece futboldur, bunun dışında ne aranırsa bulunacaktır.

Türkiye Futbol Federasyonu süreci yönetemediği gibi, Fenerbahçe ve Galatasaray Futbol kulüpleri de aklı başında, sağduyulu ve soğukkanlı hareket edememiştir. Hiç kimse Gazi Mustafa Kemal Atatürk üzerinden siyasi hesaplaşma sayfası açmanın peşinde koşmamalıdır. Aziz Atatürk’ün bir futbol müsabakasında kaygı verici şekilde istismarı, müsabakanın günler öncesinde her ihtimalin hesaplanarak lazım gelen tedbirlerin alınmasından imtina edilmesi sadece ihmal veya öngörüsüzlük olarak değerlendirilemez. Eğer böyleyse Türk futbolu duvara toslamış demektir.

Protokole neden uyulmadığı kafamızı bulandıran bir muammadır

Süper kupa finalinin oynanması için Riyad’ın niçin seçildiği kadar, muhatap ülkeyle hazırlanan protokole neden uyulmadığı kafamızı bulandıran ve kuşkularımızı çoğaltan bir muammadır. Türkiye’nin siyasi, stratejik ve diplomatik gücünü tahkim ve takviye yerine tahrip etmek hiç kimseye verilmiş imtiyazlı bir hak olamaz.

En başta Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olmak üzere, Riyad krizine dahil olan her kim varsa kuru bir özürle veya bir şey olmamış gibi davranarak vaki sorundan muafiyet kazanamaz. Türk sporunu siyasi cepheleşmelerin içine çekerek nefret söylemini yaymaya çalışmanın ne vatanseverlikle, ne de milletseverlikle bağdaşır bir tarafı yoktur.

Muhalefet partilerinin Türkiye’nin saygınlığını kundaklamanın yanı sıra kötülemek ve kötü göstermek için çok çirkin yollara tevessül ettikleri saklanamaz bir gerçektir. Atatürk’le en küçük bağ ve bağlantısı kalmamış olanların, bu kapsamda çığırtkanlık yapması, bir kaşık suda fırtına koparmaları samimiyetsiz ve sahtekar bir siyasetin acıklı hal özetinden başka bir şey değildir.

İnsan huzuruna kast etmektedirler

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye demektir, Cumhuriyet demektir, Milli Mücadele demektir, istiklal demektir, istikbal demektir, biz demektir, muhterem hatıraları ve müstesna emanetleri ilelebet yaşatılacaktır. Bayatlamış ezberleri tedavüle sokmak için fırsat kollayanlara, sekülerizmle muhafazakârlığı çatıştırmak için zemin yoklayanlara milletimizin aldanması, prim vermesi, ortam açması eşyanın tabiatına aykırıdır. İnanan-inanmayan, laik-antilaik, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, Cumhuriyetçi-Osmanlıcı ihtilaf ve ikiliğine oynayan her kim varsa onlara dikkat ediniz, onlar ki, son günlerde kıskıvrak yakalanan Mossad ajanlarından çok daha tehlikeli olan namertlerdir.

Özellikle sosyal medyanın aşırı terörize edildiği, suç ve suçluyu övme mecrasına döndüğü görülmektedir. Bütün mesele o beş paralık şeker suyuna sürülmüş yapışkan kağıdı sosyal medyaya asmaktır. Sonrası gelmekte, karasinekler kendiliğinden üşüşmektedir. Klavyenin başına geçen Türk ve Türkiye karşıtları ajitasyonla, duygusallıkları kaşıyarak, yalan haberler yayarak, itibar ve haysiyetlere en ağır saldırıları yaparak milli varlığımıza ve insan huzuruna kast etmektedirler.

Teröristler nasıl mağaralarda saklanıyorsa, aynı emel ve hedefte olanlar, bunlara yardım ve yataklık içinde bulunanlar, insan onuruna nefret saçanlar sosyal medyanın çukurlarında yuvalanmışlardır. Sosyal medya artık taşınması imkansız bir yüktür ve zehirlidir. Ya sosyal medya kullanımını A’dan Z’ye yeni baştan, ahlaki ve milli temelde düzenlemeyiz, ya da batının içimize konuşlandırdığı bu melanet ve mikrop yuvasını hepten işlevsiz hale getirmeliyiz.

Geldiğimiz bu aşamada sosyal medya düşman yatağına dönüşmüş, milli ve manevi hayatımızı çürütmeye başlamıştır. Bu düşüncemi çok sesliliğin bastırılması, özgürlüğün kısıtlanması, demokrasinin kısırlaştırılması biçiminde okuyup iddia edecek sefillere de yüzümüz dönüktür. Eğer ihtiyaç olan vaki tedbiri bugün alamazsak, toplumsal barış zedelenecek, kaos taban ve temsil bulacaktır. Dedikodu ve fitnenin demokrasiyle ilgisi yoktur.

Bir başkasının hak, hukuk ve hürriyetini gözetmeyen çirkefliklerin ve müfteriliklerin insani miras ve değer hazinesiyle ilişiği yoktur. Sosyal medya vasıtasıyla açıklanan doğrulara bir süre sonra itibarımız bile kalmayacaktır. Despotluk, diktatörlük, tek adamlık yalanıyla mangalda kül bırakmayanların esasen gerçek manada faşizmin fidanlığında yeşerdikleri, kendilerinden başka her şeye yabancılaştıkları, sevgi ve hoşgörüden mahrum oldukları ibret levhası gibi meydandadır.

 

Independent Türkçe 

DAHA FAZLA HABER OKU