Nereye kadar değil, ne zamana kadar?

"Bu dil hakim olduğu sürece, yenilgi duygusu insanlık onurumuzu yok ediyor"

İllüstrasyon: Olivier Ploux/Voxeurop

Bir Arap her gün bitmeyen bir kâbus ile uyuyup uyanıyor.

Her gün şunu sorguluyor; bu ben miyim?

Bu gerçekten benim ulusum mu?

Bu benim dilim mi? Bu benim Araplığım mı?

Bu çileli yaratık her gün nefret dolu diller, kirli zihinler ve aşağılık yüzlerden oluşan ordular tarafından kuşatılmış halde uyanıyor.

Bu ordular ondan bir umut, ışık, şefkat veya farkındalık tesellisini esirgiyorlar.

İki bitmeyen kâbusu var; tekrarlanan çirkin suçları, küstahlığı ve kibirliliği ile İsrail.

İkincisi ise utanmazlığın dili, ahlaki kirlilik, değerlerin çöküşü, kahramanlık gibi gösterilen kötülükler, sefillikte yarış ve derinleşen boşluk.

Uyandığımızda artık başka hiçbir şey aramıyoruz.

Çöküş uçurumuna teslim olduk ve nesilden nesile halkların ve ulusların başına gelen en kötü şey olan yıkım ölçeğine ve yenilginin çirkinliğine uysalca boyun eğdik.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Korku ve dehşetle parçalanmış üzgün ruhlar.

Lakaplardan ve hakaretlerin tiranlığından korkan ruhlar ve kurallar, gelenekler, görgü kuralları ve ilkelerden geriye kalanlara bağlılıkla gizlenen uzun süreli bir korkaklık.

Asıl soru nereye kadar değil, ne zaman kadar?

Bu dil hakim olduğu sürece, yenilgi duygusu insanlık onurumuzu yok ediyor.

Vatansız vatandaşlar ve insanlarına yabancı vatanlar. Ruhlar ve taşlar yığını.

İsrail çocuklarımızı görmememizi bile engelledi.

Hatta onları beslememizi bile.

Dahası dünyada sahip oldukları her şeyi ve bindikleri eşekleri sulamamızı bile engelledi.

Ancak sorunlarımızı tartışmak için kullandığımız dil bundan daha sert.

Daha korkunç, daha boş ve daha aşağılayıcı.

O ayrıntıların, mesafelerin ve aşağılamanın dili.

İnsanlıktan, onurundan ve haklarından yoksun bir dil.

Bu iletişim zamanla alternatif değil, tek dilimiz olacak.

Canavarlar gibi konuşuyoruz ve yırtıcı hayvanlar gibi diyalog kuruyoruz.

Ne zamana kadar?

Ne zamana kadar nesillerimize sunabileceğimiz tek şey bu aptallık ve aşağılanma olacak?!

Öğretmenlerimizin, saygıdeğer kişilerimizin, büyüklerimizin, ailelerimizin, adaletimizin ve ideallerimizin bize miras bıraktığı her şeye yönelik bu eziyet ve aşağılama ne zamana kadar devam edecek?

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU