Irak'taki yok olmaya direnen bir medeniyetin dili: Süryanice

Hıristiyanlar tarafından konuşuluyor ve göç, bu dilin varlığını tehdit ediyor. Anayasa, bu dilin okullarda öğretilmesini şart koşuyor ve üniversitelerde bununla ilgili iki bölüm var

İlk ve orta öğretim olmak üzere 43 okulda Süryanice öğretiliyor / Fotoğraf: Independent Arabia

Iraklı Hıristiyanlar, Süryani dilini konuşmaya ve nesilden nesle aktarmaya devam ettiler.

Hıristiyan bileşenin göç dalgalarına rağmen Süryanice, Hıristiyanlar tarafından konuşulan yaşayan bir dil olmaya, aynı zamanda Irak'taki kiliselerde düzenlenen dini ritüellerin dili olmaya devam ediyor.

Kaydedilen ilk Süryanice yazılar, milattan önce 1 ve 2'nci yüzyıllara kadar uzanıyor, ancak milattan sonra 5 ve 7'nci yüzyıllar arasında zirveye ulaşıldı.

Bu dille uğraşmak, dini kitaplarla sınırlı değil. Süryanice, aynı zamanda hükümet ilişkilerinin, felsefenin, bilimin ve edebiyatın dili.

Arap dilinin bölgede gelişmesiyle birlikte Süryanicenin kullanımı 11. yüzyıldan itibaren azalmış, ancak tamamen ortadan kalkmamıştır.

Irak'taki Hristiyanlar anadillerine sahip çıkmış ve Süryani edebiyatı geliştirmeye çalışmışlardı.

Arkalarında ise binlerce el yazması bıraktılar. El-Kuş'ta Hormizd Manastırı, Musul'da Mattai Manastırı ve Bağdat, Dohuk ve Erbil'de çeşitli manastırlar bulunuyor.

Bu manastırlar, 13'üncü yüzyıldan beri yaygın olan çeşitli bilgi alanlarında yazı yazmak için bilimsel ve kültürel merkezler olarak hizmet veriyor.

Süryaniler, Arap- İslam medeniyetinin bazı yönlerinin gelişmesine katkıda bulunan kültürel bir kalkınmanın büyümesinin yolunu açtı.

Halife Me'mun Bağdat'ta Hikmet Evi'ni kurduğunda, Yunan mirasının çoğunun tercümesini üstlendi.

Çevirmenler, aralarında Yunan felsefesinin birçok şaheserini çeviren Huneyn ibn İshak'ın da bulunduğu Iraklı Süryanilerdi.

Süryaniler ayrıca, inşaatta Hiyeratik üslubun yenilenmesine ve botanik yazıtların tasarımına da katkıda bulundular.

Ayrıca Hire şehrinde (orta Irak'ın güney kesiminde, Kufe şehrine yakın bir Arap krallığı) doğu ve Irak tarzında inşa edilmiş onlarca manastır ve kilisenin yanı sıra 15'ten fazla sarayın inşasına katkıda bulundular.


Dili koruyan yasalar

Irak'ın 1932'de bağımsızlığını kazanmasının ardından kiliselerin işlettiği özel okullarda Süryanicenin öğretilmesine izin verildi ve bu durum 1968 yılına kadar devam etti.

1970 yılında Irak hükümeti, Süryanice için bir bilim akademisi kurulması konusunda anlaşmaya vardı ve bu yaklaşık 10 yıl devam etti.

Daha sonra Irak Bilim Akademisi ile birleştirilerek Süryani Dili Bölümü adı altında akademinin bölümlerinden biri haline geldi.

1991 yılından bu yana Süryanice, Irak Kürdistanı'nda üç temel, orta ve hazırlık aşamasında öğretilmektedir.

Süryanicenin öğretimine mahremiyet ve özen gösterilmesi amacıyla, müdürlükte Kürtçe ve diğer diller gibi bir bölüm olduktan sonra 7 Ağustos 2012 tarihinde Süryani Araştırmaları Genel Müdürlüğü kurulmuştur.

2014 tarihli 7 sayılı Diller Kanunu ve 2011 tarihli ve 22 sayılı Irak Federal Eğitim Bakanlığı Kanunu'nun yanı sıra Irak Anayasası, Irak devlet okullarında ana dillerin (Süryani dili) öğretilmesini de şart koşuyor.

Eğitim Bakanlığı Kanunu'nun 16'ncı maddesinin 3'üncü fırkasında "Iraklı Süryanilerin çocuklarının resmi eğitim kurumlarında okuma hakkının garanti altına alınması" meselesine değiniliyor. 

Yükseköğretim düzeyinde üniversitelerde Süryani dilinin öğretilmesine yönelik iki bölüm bulunuyor;

Bunlardan biri Süryani Otoritesi olan Irak Bilim Akademisi Süryani Konseyi'nin tavsiyesi üzerine kurulan, Bağdat Üniversitesi'ndeki Diller Koleji'dir.

Kolejde, başkan yardımcısı olarak Yusuf Fevzi görevlendirilirken, Yönetim Kurulu'nun 31 Mart 2004 tarih ve (1228) sayılı yazısına göre bölümün açılması için onay alındı. Öğretim, Kasım 2004'te başladı. 

Süryani diline ilişkin açılan ikinci bölüm, 2016 yılında Selahaddin Üniversitesi Eğitim Fakültesi bölümleri bünyesinde olmak üzere Erbil'de kuruldu.

Erbil'in Ankava bölgesinde Keldani Katolik Kilisesi tarafından 1991 yılında kurulan Babil Felsefe ve İlahiyat Koleji'nde de Süryani dili öğretiliyor.


Okulların rolü

Eğitim Bakanlığı Süryanice Araştırmalar Genel Müdürü Imad Salem Caco, müfredatlarında Süryani dilinin öğretilmesini benimseyen okulların, dilin devamlılığını korumak ve bir nesilden nesle aktarımını sürdürmek için sağladığı olanaklar konusunda iyimser olduğunu ifade etti.

Caco, "Irak'ta Süryanice eğitimi 12 yılı aşkın bir çalışma sürecinin ardından artık ileri bir aşamaya ulaştı" dedi. 

Caco, bu dilin yok olma ihtimali olmadığını söylerken, "Müfredat açısından eğitim sürecinin temellerinin atılması, dilsel olarak geliştirilmesi, öğretmen yetiştirme ve eğitim paketleri aracılığıyla eğitim ve öğretim yöntemlerindeki çağdaş gelişmelere ayak uydurma ve öğretmen kılavuzunun yayımlanmasına başlama sürecini yürürlüğe koyduk. Bütün bunlar Süryani dilinin canlı kalacağı konusunda bize güvence veriyor" ifadelerini kullandı. 

Imad Salem Caco, "Bu okullara kayıtlı öğrencilerin geleceği konusunda iyimserlik duyuyorum. Süryani dilinin yok olması mümkün değildir. Çünkü kökleri binlerce yıl öncesine dayanan, tüm zorluklara rağmen varlığını sürdüren yaşayan bir dildir ve öğretilmesi ilgi çekicidir. Bunun nedeni, Irak dışındaki Süryani dilini kıskanan din adamlarının bu dili öğretme talebidir" şeklinde konuştu. 


Zorluklar

Süryani dilinin öğretilmesini desteklemek amacıyla çıkarılan bir dizi yasanın ardından Süryanicenin öğretilmesinde dikkate değer ilerlemeler kaydedildi.

Irak'ta Arapça ve Kürtçe'den sonra üçüncü sırada yer alıyor. Ancak en dikkat çekici ilerleme Kürdistan bölgesinde yaşandı.

Radyo ve televizyon yayınlarının yanı sıra Süryanice yayınlanan gazete ve dergiler de bulunuyor.

Ayrıca tüm müfredatlarını Süryanice öğreten ve bunu İngilizce veya diğer diller gibi tek bir ders olarak öğretmekle sınırlı olmayan okullar da var.

Ancak Süryaniceyi korumaya yönelik yasa ve planlar zorluklarla karşılaşabilir. Bu zorlukların başında ise Hıristiyan bileşenin göçü geliyor.

Eğitim Bakanlığı Süryanice Araştırmalar Genel Müdürü Imad Salem Caco, Ninova Ovası bölgesindeki okulların sayısının IŞİD'in girişinden önce müfredatlarında Süryaniceyi benimseyen 240'ı aşkın okul olduğunu söylerken, bu okullara 21 bin öğrencinin kayıtlı olduğunu belirtti. Hıristiyan bileşenin göçünden sonra ise sayı 12 bin öğrenciyle 180 oldu.

Süryanice eğitim müdürlüklerinin de içinde bulunduğu Basra, Kerkük ve Bağdat vilayetlerindeki zorluklar, Süryanicenin öğretiminde Ninova Ovası bölgelerindeki zorluklardan farklı değil.

Bağdat Süryani Eğitim Araştırmaları Dairesi Müdürü Mazen Yunus, Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada öğrenci sayısının azlığının derslerin dağıtımı ve hazırlanmasında sorun yarattığını söyledi.

Hıristiyanlık dini ve Süryanice eğitimine yönelik sınıfların bulunduğunu belirten Yunus, devlet okullarındaki öğrenci yoğunluğu ve okul binalarının yetersizlik nedeniyle genel sınıflara dönüştürülerek, Süryanice dil sınıfının çok küçük kalmasının sağlandığını ifade eti. 

Yunus, kiliselere bağlı özel okulların Hıristiyan öğrencileri çektiğini, bunun da devlet okullarında Süryanice okuyan öğrenci sayısında azalmaya yol açtığını vurguladı.

Ancak Süryanicenin, ne kadar az öğrenci olursa olsun, bir öğrenci kalsa bile öğretilmeye devam edildiğini kaydetti. 

Hıristiyan bileşenin göçü, aynı zamanda tüm derslerin Süryanice öğretilmesi deneyiminin iptal edilmesine de katkıda bulundu.

Bu çerçevede Mazen Yunus, "2006 yılında tüm derslerin Süryanice öğretilmesine yönelik bir deney yapılmış, ancak güvenlik koşullarının kötü olması nedeniyle göç bu deneyin iptal edilmesine yol açmıştı" dedi. 


Okul seçimi

Süryani dilini öğreten okul sayısı ilkokul, ortaokul, özel ve devlet okulları olmak üzere 43 olup, anaokulu düzeyinde müfredatlarında Süryanice dilini benimseyen iki anaokulu bulunmaktadır.

Bağdat'ta Süryani Araştırmaları Eğitim Dairesi Müdürü Sinar Mazen Yunus, müfredatları Süryani dilini içeren okulların seçilmesine ilişkin mekanizmayı, "2003'ten önce Hıristiyanlık dini eğitimi veren okullar vardı ve bu okullar, çoğunlukla Hıristiyan bileşenin yaşadığı coğrafyada bulunuyordu. Süryanice Eğitimi Genel Müdürlüğü'nün kurulmasının ardından Hıristiyanlık dini eğitimi veren bu okullara Süryanice dersi de eklendi. Ayrıca okul açan her kilise kurumu da Süryanice eğitimi kapsamına girecekti" ifadeleriyle açıkladı. 
 

Kilise dersleri, Süryani dilinin öğretilmesine ve yok olmaktan korunmasına katkıda bulunuyor.jpg
Kilise dersleri, Süryani dilinin öğretilmesine ve yok olmaktan korunmasına katkıda bulunuyor / Fotoğraf: Independent Arabia

 

Yunus, Süryaniceyi korumanın yolunun onu tüm öğrencilere yaymak ve onu Hıristiyan bileşenli öğrencilerle sınırlamamak olduğuna dikkati çekerken, "Bu, Hıristiyanlara özgü bir dil değil, Irak'ın, medeniyetlerin ve antik çağların dilidir. Arap dilinin yayılmasından önce pazarlarda ve resmi yazışmalarda kullanılan dildir. Herkesin haberdar olması için en az iki akademik seviyeye dağıtılması gerekiyor" dedi. 
 

Süryanice öğretmenlerine yönelik eğitim dersleri .jpg
Süryanice öğretmenlerine yönelik eğitim dersleri / Fotoğraf: Independent Arabia

 

Zenginleştirme malzemesi

Süryani Ortodoks el-Masara Ulusal Erkek Ortaokulu Süryani Dili öğretmeni İbrahim Salem, "Süryani dilini korumanın en önemli yolu, konunun niteliğini üçüncü ara ve altıncı hazırlık aşaması final sınavlarında yer almayan bir zenginleştirme konusundan, son aşama sınavlarında yer alan temel bir konuya dönüştürmektir.  Böylece yeterli ilgiyi görecektir" diye konuştu. 

Süryaniceyi bir zenginlik malzemesi olarak görmenin bu dili konuşan Hıristiyan öğrencilere karşı büyük haksızlık olduğunu söylerken, "Irak Hıristiyanları medeniyet dili olan Süryani dilinin devamlılığını korumuşlardır. Kiliseler, esas olarak onun korunmasına katkıda bulunmuştur. Sürekli olarak Süryanice dil kursları verilmiştir. Onlar olmasaydı bu dil yok olurdu" ifadelerini kullandı. 

Ayrıca, Erbil'deki Selahaddin Üniversitesi Eğitim Fakültesi Süryani Dili Bölümü Başkanı Kevser Necib Askar, Hıristiyan bileşenin göçünün Süryani dilinin kullanımı üzerindeki etkisine değindi.

Askar, ana dile dikkat etmeden İngilizce eğitim veren uluslararası ve özel okullar da dahil olmak üzere anadili konuşanların sayısının az olmasına yol açan başka faktörler olduğuna dikkati çekerken, Süryanicenin yakın zamanda yok olmasını beklemediğini, ancak birkaç nesil geçtikten sonra ve İngilizce okulların varlığı nedeniyle bunun gerçekleşebileceğini ifade etti. 
 


Aile ve dil

Dili korumanın en güçlü yolunun onu bir aile içinde konuşmak olduğuna dikkati çeken Askar, "Her aile kendi lehçesiyle konuşsa bu dil yok olmaz, bir Hıristiyan aile yeryüzünde kalıp onu konuşsa bile dil ölmez" dedi. 

Bu bağlamda Süryanice öğretmeni Virginie Eyüb, Bağdat'ta yeni nesilden Süryanice konuşanların sayısının az olmasının özellikle Hıristiyan cemaatinin yokluğundan ve Hıristiyan sayısının azlığından kaynaklandığını dile getirdi.

Eyüb'e göre bu dili konuşan topluluk üyeleriyle etkileşim, sürdürülebilirliği için vazgeçilmez ve önemli bir araçtır.

St. Thomas Ulusal Kız Ortaokulu'ndaki Süryanice öğretmeni Sihama Zakar Yassi ise Süryanicenin modern nesil arasında konuşulan bir dil olmaktan ziyade bir kilise ritüeli olarak yaygın şekilde konuşulduğuna dikkati çekti. 

Bağdat Üniversitesi Diller Koleji Süryani Dili Bölümü Profesörü Baha Amer Abbud, Süryani dilini korumanın en önemli yolunun, Irak Bilim Akademisi'ne bağlı Süryani Otoritesi'nin rolünün etkinleştirilmesinin yanı sıra, Hıristiyan manastır ve kiliselerinin hazinelerinde saklanan kıymetli Süryanice el yazmalarının tercüme ve tasdik çalışmaları ile yayımlanması olduğunu ifade etti.

Süryani Otoritesi'nin amacı, kültür, eğitim ve öğretim kurumlarının yanı sıra Süryani dili üzerinde çalışan ve dili geliştiren bilimsel bir kurum olarak rolünü üstlenmekti, ancak 2003 yılından sonra faaliyeti durduruldu.

Abbud, Süryani Dili Bölümü'nde benimsenen müfredatın, eğitim dili olarak klasik Süryani dilini benimseyerek, Hıristiyan mezheplerini çeşitli lehçelerle birleştirdiğini ve bu sayede dilin kalıcılığını ve devamlılığını koruduğunu vurguladı.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU