İlaç krizi kapıda: Yüzlerce kalem ürüne erişim güçleşiyor, yerli üretim ihtiyacı katlanıyor

Döviz kurundaki artış, ilaç ithalatını zora soktu. Devletin belirlediği fiyatlandırmada euro 10,76 TL ancak güncel kur 25 TL'yi buldu. Uzmanlara göre kur endeksli sistemden çıkılması şart. Yerli üretim de teşvik edilmeli

 Kanserden diyabete, tansiyondan epilepsiye, kalp yetmezliğinden hipertansiyona pek çok hastalıkta kullanılan ilaçlarda yokluk riski arttı / Fotoğraf: AA

Kurdaki yükseliş nedeniyle ilaca ulaşımda sıkıntı yaşanması yeni bir durum değil. Türkiye'de özellikle son yıllarda her 3-4 ayda bir bu sorun baş gösteriyor.  Bazı ilaçların piyasada bulunurluğu güçleşiyor ve hastaların yaşadığı zorluklar artıyor.

Güncel kur, devletin belirlediği fiyatlandırmanın yaklaşık 2,5 katı

Sağlık Bakanlığı 2023 ilaç fiyatlandırmasına göre 1 euro karşılığı 10,76 Türk lirası (TL) olarak belirledi ancak güncel kur 25 lira seviyesinde. Bu durum, ithalatçı firmalar ve üreticilerde zam beklentisine yol açıyor.

Yurtdışından hammadde ve yardımcı madde getirilmesi konusunda da sıkıntılar artıyor.

İstanbul Eczacı Odası Başkanı Şeker Pınar Özcan ve Ankara Eczacı Odası Başkanı Taner Ercanlı, konuyu Independent Türkçe'ye değerlendirdi. Özcan ve Ercanlı, harekete geçilmezse yeni bir ilaç krizinin daha yaşanacağı uyarısını yaptı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"İlaç fiyatlandırmasında kur endeksli sistemden çıkılmalı"

İstanbul Eczacı Odası Başkanı Şeker Pınar Özcan'a göre öncelikle ilaç fiyatlandırma sistemi değiştirilmeli. Dövizdeki hızlı yükselişin neden olduğu maliyet artışı gerekçesiyle firmaların ilaç getirmemeye ya da üretmemeye başladığını aktaran Özcan, yaşananların piyasaya ilaç bulamama sorunu şeklinde yansıdığını aktardı. 

Özcan sözlerini, "Firmalar istediği fiyatı alana kadar piyasalarda ilaç yokluğu yaşatarak, bunu baskı unsuru olarak kullanıyor. Eczacı, devlet ve en önemlisi de hastaların mağdur edilmemesi için kur endeksli sistemden çıkılmalı. Önlem alınmazsa, olası bir ilaç krizinden bahsetmek doğru olacak" diyerek sürdürdü.

Yerli üretimin durumuna ilişkin olarak ise Pınar Özcan, bunun artması için de yine kur hesaplamasından çıkılması gerektiğini ileri sürerek ekledi:

 "Yerli üretim için hammadde bazında üretim sağlanmalı. Oran çok artırılmalı ki kendi hammaddemizi ve ilacımızı üretelim."

 

İstanbul Eczacı Odası Başkanı Şeker Pınar Özcan.jpg
Şeker Pınar Özcan / Fotoğraf: İstanbul Eczacı Odası

 

"Mevcut ilaç kararnamesi baştan yazılmalı"

Ankara Eczacı Odası Başkanı Taner Ercanlı da benzer noktalara değindi.

Temel sorunlardan birinin kura dayalı sistem olduğunu ileri süren Ercanlı'ya göre mevcut ilaç kararnamesinin baştan yazılması şart.

Euro kuru 25 liraya yükselmişken devletin ithalat için yalnızca 10,76 lira ödemesinin firmalar tarafından "tolere edilemez" hale geldiğini dile getiren Taner Ercanlı, mevcut sistemde döviz kuru ayarlamasının senede 3-4 kez yapılması gerektiğini öne sürdü. Ercanlı, "Kutu bazında yüzde 12-13 ilaç ithalatı var ama TL bazında yüzde 50'nin üzerinde. Dolayısıyla kurdaki hareketlenme yokluk oranlarını hızlı şekilde artırıyor. Yurtdışı firmaları, birer ticari işletme sonuçta ve ihtiyaca göre ithalat yapıyorlar. İthalat kısıldığında yurda gelen ilaç azalıyor ve ilaç yokluğu ortaya çıkıyor. Örneğin 10 bin kutu ilaca ihtiyaç varken 5 bin gelince, 5 bin hasta ilaçsız kalmış oluyor" ifadelerini kullandı. 

 

Taner Ercanlı Ankara Eczacı Odası Başkanı kaynak Eczacı Odası.jpg
Taner Ercanlı / Fotoğraf: Ankara Eczacı Odası Başkanı

 

"Tedbir alınmazsa yüzlerce kalem ilaçta yokluk kapıda"

Tedbir alınmadığı takdirde yüzlerce kalem ilaçta yokluğun kapıda olduğu yorumunu yapan Taner Ercanlı'ya göre öncelikle düzgün, kalıcı bir fiyat kararnamesi şart.

Ortak mutabakat vurgusu yaparak söz konusu çalışmada eczacı örgütleri ve eczacıların fikirlerinin alınması gerektiğini belirten Ercanlı, yokluk oranına ilişkin kesin sayıyı ise ecza depolarındaki belirlemeler sonucunda aktarabileceğini söyledi:

"Mesele aslında oran da değil, çünkü bir kişi bile mağdur olsa, bu o kişi için yokluk anlamına gelir ve 2023 senesinde hâlâ ilaç yokluğu yaşanması kabul edilemez. Kimilerine göre elzem gözükmeyen ilaç bile gün gelir hayat kurtarır. Dolayısıyla bir hastanın bir ilaca dahî ulaşamamış olması, bizim için krizdir." 

İlaç yokluğunu azaltacak kalıcı politikaların geliştirilmesi gerekliliğini vurgulayan Ercanlı, Türkiye'de ilaç üretiminin yeterli seviyede olmadığını, maliyetlerin yükseldiğini ve yerli üreticinin teşvik edilmesi gerektiğini dile getirdi.

"Savunma sanayisi gibi ilaç sanayisi de koruma altına alınıp devlet politikaları geliştirilmeli"

İlaç sanayisinde yerli üretimin teşvik edilmesi gerekliliği de sıkça konuşulan bir konu.

Dünyada silah kadar ilacın da kritik önem taşıdığını kaydeden Taner Ercanlı, Türkiye'nin savunma sanayisindeki atılımlarının benzerini ilaçta da gerçekleştirmesi gerektiğini savundu: 

"Savunma sanayimizi güçlendirdiğimiz gibi ilaç sanayimiz için de ön açıcı tedbirler almamız şart. Aksi takdirde 5-6 aylık periyodlarda aynı sıkıntıları konuşuruz. Savunma sanayisi gibi ilaç sanayisi de koruma altına alınıp devlet politikaları geliştirilmeli. Yerli üretim artırılmalı, biyoteknolojik ve nanoteknolojik, katma değeri yüksek ürünlere yer verilmeli."

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU