Suriye ile normalizasyon başka bahara mı kaldı?

Gülru Gezer Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP (Arşiv)

2022'nin son haftasında Türkiye-Suriye-Rusya savunma bakanları ve istihbarat başkanlarının Moskova'da gerçekleştirdiği üçlü görüşmeyle Suriye'de iç savaşın başlamasından bu yana Türkiye ile Suriye arasında bakanlar düzeyindeki ilk temas gerçekleştirilmişti.

Normalizasyon süreci hızlı başlamış, Türk yetkililer sürecin bir sonraki adımının dışişleri bakanları toplantısı olacağını belirtmiş, gerekli zemin oluşturulduğunda da liderler düzeyinde bir görüşmenin olabileceği yönünde açıklamalarda bulunmuşlardı.

Ancak normalizasyon süreci beklenen hızda ilerleyemedi. İran'ın da masaya eklenmesiyle süreç daha da karmaşık bir hal aldı. 


Savunma bakanları toplantısına giden süreç 

Mayıs 2022'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suriye'ye yönelik olası bir sınır ötesi operasyondan bahsederek, 2019'da ABD ve Rusya'yla ayrı ayrı imzalanan mutabakatlarda yer alan hususların yerine getirilmediği, dolayısıyla Türkiye'nin sınırın öteki tarafından gelen terör tehdidini durdurmak için tek başına harekete geçebileceği mesajını verdi.

Sahadaki belli başlı tüm aktörlerin tepkisini çeken olası bir askeri harekat uzunca bir süre Türkiye'nin gündeminde kaldı. 

Diğer yandan, Suriyeli göçmenler meselesi iç politikada son bir yıl içerisinde belirli partiler tarafından daha sık gündeme getirilir oldu.

Bazı partiler ise Esad yönetimiyle temaslara yeniden başlanması gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu.

13 Kasım 2022 tarihinde İstanbul'un Beyoğlu semtinde vuku bulan terör saldırısı faillerinin Suriye'den Türkiye'ye gelmiş olmaları ise konuyu iyice alevlendirdi.

19 Kasım 2022'de Suriye ve Irak'taki hedeflere yönelik Pençe-Kılıç Hava Harekatı düzenlendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın hava harekatını kara harekatının izleyebileceği yönündeki sözlerine ABD ve Rusya'dan peş peşe olumsuz açıklamalar geldi. Kara harekatı gündemde tutulsa da düzenlenmedi.  

Bilahare aralık ortasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e Suriye'yle Rusya'nın da hazır bulunacağı üçlü bir diyalog sürecinin başlatılması yönünde teklifte bulunduğunu, Putin'in de söz konusu öneriye olumlu baktığını açıkladı. 

İşte bu gelişmeler neticesinde 28 Aralık 2022 tarihinde Moskova'da savunma bakanları ve istihbarat başkanları toplantısı gerçekleştirildi.

Bakan Akar toplantı sonrasında verdiği beyanatta Türkiye'nin ağırlıklı olarak terörle mücadele meselesi üzerinde durduğunu ifadeyle, Suriye tarafına Türkiye'nin Suriye'nin egemenliğini ve toprak bütünlüğünü savunduğu, Suriye'deki Türk askeri mevcudiyetinin sadece terörle mücadele bağlamında Suriye topraklarında bulunduğu ve Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararının uygulanması yönündeki kararlığını sürdürdüğü mesajını verdiklerini belirtti.

Toplantı sonrasında taraflar temasları sürdürme kararı aldı. 


Suriye'nin talepleri açık 

Esasında Suriye sürecin başından bu yana taleplerini net bir şekilde ortaya koydu.

Suriye Türkiye'nin topraklarından tamamıyla çekilmesi ve terör örgütlerine desteğini kesmesini talep ediyor, bu taleplerini de görüşmeler için bir önkoşul olarak öne sürüyor.

Türkiye ise masaya ön koşulsuz bir şekilde oturulması ve tüm konuların eş zamanlı olarak görüşülmesi taraftarı.

Bu anlaşmazlık nedeniyle 28 Aralık sonrasında her ne kadar Türk yetkililerden dışişleri bakanları toplantısının taraflara uygun bir zamanda yapılacağı yönünde çeşitli vesilelerle açıklamalar yapılmış olsa da henüz söz konusu toplantı gerçekleştirilemedi. Bununla beraber, istihbarat örgütleri düzeyinde temaslar sürdürüldü. 


Görüşmelere İran'ın eklenmesi ve dışişleri bakan yardımcıları toplantısının ertelenmesi 

İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan'ın 8 Mart'ta Ankara'ya gerçekleştirdiği ziyaret vesilesiyle düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye'yle normalizasyon müzakerelerine İran'ın da eklendiğini ve Rusların dışişleri bakanları toplantısı öncesinde teknik düzeyde bir toplantı yapılması önerisinde bulunduğunu belirtti.

Çavuşoğlu Türkiye ve İran'ın teknik toplantıya katılacağını vurguladı. 

Rusya'nın kolaylaştırıcı rolüyle Türkiye ile Suriye arasındaki normalizasyon sürecinde yer alması belirli ölçüde anlaşılabilirken denkleme İran'ın da katılması, işlemeyen Astana Sürecini hatırlattı.

Buna ilaveten, İran'ın bölgede oynadığı istikrarsızlaştırıcı rol ve son dönemde İran ile Azerbaycan arasında artan gerilim de İran'ın masada bulunmasının sürece ne denli katkı sağlayacağı sorularını beraberinde getirdi. 

Dörtlü formattaki dışişleri bakan yardımcıları toplantısının 15-16 Mart tarihlerinde yapılacağı açıklandı.

15 Mart günü Beşar Esad Rusya'ya bir resmi ziyaret gerçekleştirdi. Esad-Putin görüşmesinden önce Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov ile Çavuşoğlu telefonla görüştüler.

Esad aynı akşam Kremlin'de Rus basınına verdiği mülakatta Türkiye'ye işgalci güç olarak nitelendirerek sert sözler söyledi ve önkoşullarını tekrarladı. Bir sonraki gün öğlen saatlerinde toplantının ertelendiği duyuruldu. 

Toplantının Moskova'nın yeterli hazırlıkları yapamadığı için ileri bir tarihe alındığı açıklaması ise daha sonra geldi.

Aslında Bakan Yardımcıları toplantısı için Türk heyeti Moskova'ya hiç gitmedi, zira anlaşıldığı kadarıyla Suriye tarafı toplantıya katılımını hiçbir zaman teyit etmedi.   


6 Şubat depremleri ve Suriye'nin sessizliği 

Takip edilebildiği kadarıyla, depremler sonrasında Esad yönetiminden hiçbir yetkili Türkiye'ye taziyelerini iletmedi. Telefon teması bir yana, taziye ve destek mesajı dahi yayımlanmadı.

Halbuki Türkiye, Suriye'deki deprem bölgesine en hızlı ve etkin şekilde yardım ulaştırılması için gerekli tüm desteği verdi.

İnsani bir meselede tüm dünyadan Türkiye'ye destek gelirken, Türkiye'nin gergin ilişkiler içerisinde olduğu bazı ülkelerin dışişleri bakanlarının Ankara'ya ve/veya deprem bölgesine ziyaret gerçekleştirirken, Esad yönetiminin sessiz kalması da ayrıca dikkat çekti. 


Dışişleri bakan yardımcıları toplantısı ve Lavrov'un ziyareti 

29 Mart'ta bir Türk yetkili Reuters'a yaptığı açıklamada ertelenen Bakan Yardımcıları toplantısının 3-4 Nisan 2023 tarihlerinde Moskova'da yapılacağını açıkladı.

Yetkili, beklentileri düşük tutmak amacıyla olsa gerek, "Bakanlar düzeyinde gerçekleşmeyecek ve önemli kararların alınmasının beklenmediği bu toplantının normalleşme sürecinin bir devamı olması bekleniyor" vurgusu da yaptı. 

Dört ülkenin dışişleri bakan yardımcıları bugün ve yarın Moskova'da bir araya gelecek ayrıca Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov tarafından da kabul edilecek.

Ele alınacak birçok hassas ikili konu varken dörtlü formattaki toplantının ne şekilde cereyan edeceği merak konusu.  

Lavrov'un 6-7 Nisan tarihlerinde Ankara'yı ziyaret etmesi planlanıyor. Çavuşoğlu-Lavrov görüşmesinde, ikili konulara ilaveten Suriye meselesi gündeme gelecek.

Bu bağlamda, Moskova'da Bakan Yardımcıları düzeyinde yapılan toplantının sonuçları ele alınacaktır.

Buna ek olarak, 29 Mart'ta Moskova'da Abdullahyan ile Lavrov bir araya gelmiş ve Türkiye-Suriye ilişkilerini ele almıştı.

Dolayısıyla, Lavrov'un Esad-Putin Zirvesi ile Abdullahiyan'la yaptığı toplantı sonrasında Çavuşoğlu'na Suriye konusunda yüz yüze iletmek isteyeceği mesajlar da olacaktır. 

Nisan sonunda Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin ilk reaktörünün açılması vesilesiyle düzenlenecek törene Putin'in katılımı henüz netleşmiş değil, ancak Lavrov'un Ankara temasları Putin'in olası ziyaretine bir hazırlık maiyetinde olabilir. 

Lavrov ziyareti ayrıca depremler sonrasında üst düzey bir Rus yetkilisinin Türkiye'ye yapacağı ilk ziyaret olması açısından da önemli. Türkiye'nin gergin ilişkiler içerisinde olduğu ülkelerin dışişleri bakanları bile bir bir Türkiye'yi ziyaret ederken Rusya'dan böyle bir ziyaretin gecikmiş olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.


Suriye'nin isteksizliği ve önümüzdeki dönem 

Türkiye ile Suriye arasında çözüm bekleyen birçok konu iki tarafın aracısız bir şekilde görüşmesiyle mümkün olabilir. O da şu aşamada zor görünüyor. 

Suriye'nin Rusya'nın baskısıyla müzakere masasına getirildiği bir gerçek. Zira her şeye rağmen Esad hala iktidarda ve ülkenin önemli bir kısmını kontrol ediyor.

Ayrıca son dönemde Arap ülkeleri Suriye'yle yeniden temaslara başladı. Bu süreç 6 Şubat depremleri sonrasında daha da hızlandı. 

Dolayısıyla Esad yönetiminin Türkiye'yle normalleşme için aceleci davranmadığı, hatta daha üst düzeyde temaslar için Türkiye'deki seçimleri beklediği net bir şekilde görülüyor. 

Rusya ise Suriye'yi masada tutarak ve normalizasyon sürecini sürdürerek hem Türkiye'nin kara operasyonunu geciktirmiş oluyor, hem de Çin'in Orta Doğu'da siyasi varlığını artırdığı bir dönemde hala bölgedeki önemli aktörlerden biri olabildiğini göstermeye çalışıyor. 

Öte yandan, nasıl Suriye'deki iç savaş sahadaki aktörlerin farklı gündemleri nedeniyle çözüme kavuşamıyorsa, Türkiye ile Suriye arasındaki normalizasyon süreci farklı aktörlerin dahliyle uzayacak gibi duruyor. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU