Deprem gönüllüsü Birleşik Krallık yurttaşından organizasyonsuzluk isyanı

Acun Ilıcalı'nın güvenlik danışmanı Şanlı: "Deprem prosedürü yok, kimse önderlik etmiyor"

Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde 6 Şubat Pazartesi meydana gelen iki büyük deprem, Türkiye ve Suriye'de en az 35 bin kişinin ölümüne neden oldu. 

Sırasıyla 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin ardından dünya genelinde 79 binden fazla kişi kurtarma çalışmalarına katıldı. Birçok ülkeden kurtarma ekipleri peş peşe afet bölgelerine geldi.

Ancak yurtdışından gelen birçok kurtarma ekibi, misyonlarını tamamladıklarını söyleyerek ülkeden ayrılmaya veya çalışmalarını enkaz araştırmasından ziyade yardım dağıtımına yöneltmeye başladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Öte yandan arama kurtarma faaliyetlerine dahil olan ve olmayan birçok kişi, bölgedeki çalışmaların yeterince organize olmadığını söyleyerek eleştirilerde bulunuyor.

Deprem sırasında kendisinin İstanbul'da, ailesininse Adana'da olduğunu kaydeden Birleşik Krallık vatandaşı Lemi Şanlı da bu kişilerden biri.

Daha önce bebek kamerasından depremi kaydetmesiyle haber olan, Acun Ilıcalı’nın güvenlik danışmanı olarak tanınan Lemi Şanlı, "İnsanları kurtarıp yardım etmek için eğitim almış kişileri görüyorsunuz, yardım edebileceklerini umarak oraya gidiyorlar ama yapacak pek bir şey yok çünkü ne yapabilirsiniz ki?" dedi:

Bir operasyon prosedürü yok, kimse önderlik etmiyor ve 'Tamam, müdahale edeceğiz ve şu, şu ve şu şekilde güvenlik sağlanacak' demiyor.

Eşini ve bebeğini Adana'dan çıkarmak için araba kiralayıp 12 saatlik yolculuğa çıktığını aktaran Şanlı, "Bir adım daha atabilmek için bunları düşünmek zorundayım çünkü bir ailem var, yeni doğmuş bir bebeğim var. Yani, çok şey yapabilecek kapasitem olmasına rağmen yapabileceklerimin sınırlı olduğunu hissediyorum" dedi.

Hatay'daki arama kurtarma çalışmalarında yer alan Avusturyalı ve Alman ekipler de güvenlik endişesi nedeniyle çalışmalarını kısa süre önce askıya almıştı.

Avusturya Silahlı Kuvvetleri'nden Yarbay Pierre Kugelweis, "Şu anki güvenlik riski, kurtarma çalışmalarında elde edilmesi beklenen başarıdan daha fazla" demişti.

Danimarkalı uzman "merkezileşmeye" dikkat çekti

Danimarka makamlarına güvenlik danışmanlığı yapan Hetav Rojan, bölgede yaşanan koordinasyon sorunlarını "merkezileşmeye" bağladı.

"Afet yönetiminde merkezileşme iyi bir şey değildir" diyen Rojan, şöyle ekledi:

Yukarıdan aşağıya doğru örgütlenme, depreme verilen yanıtın etkinliğini engeller. Yerel birimler, yerel ihtiyaçlara göre hareket etme yetkisine sahip olmalı. Türkiye'de bu yok.

Japan Times'a konuşan yardım çalışmasından çıkarılacağı endişesiyle ismini vermek istemeyen bir hemşire, depremin meydana geldiği pazartesi günü bölgeye gitmeye hazır olduğunu ama AFAD'ın emirlerini beklemek zorunda kaldığını söyledi. Hemşire bölgeye ancak 40 saat sonra vardığını aktardı.

17 binden fazla kişinin ölümüne neden olan 1999 depremi de dahil olmak üzere son 25 yılda Türkiye'deki birçok büyük felakete koştuğunu belirten hemşire, Maraş merkezli depremlere verilen yanıt karşısında şoke olduğunu dile getirdi:

AFAD'ın nasıl bu kadar korkunç bir şekilde başarısız olduğunu anlamıyorum.

"Afet anında 'uyuyun' komutu aldık"

Arama kurtarma çalışmalarına katılan Merve Özkorkmaz adlı bir gönüllü de Twitter'da yaptığı bir dizi paylaşımda afetin ilk saatlerinde bölgede yaşadıklarını anlattı.

Deprem bölgesine çeşitli sebeplerle 14 saat sonra varabildiklerini aktaran Özkorkmaz, gerekli ekipmanın arkadan geldiğini ama geç kaldığını ifade etti.

Biz komut almaya hazır beklerken bize şöyle dendi: 'Otobüste uyuyun, sabah çıkarsınız.'

"Eğitimlerde saniyelerle yarıştırılırken gerçek bir afet anında uyuyun komutu aldık" diyen Özkorkmaz, şöyle ekledi:

Yıkılan binaların tespiti ve gelen ekiplerin dağıtımı yapılamamıştı, bürokratik yazılar ve imzalar bekleniyordu, acil durumda bile harekete geçilemiyordu.

 


"Nasıl iş yapacaklarını bilmiyorlar. Neden?"

68 yaşındaki emekli elektrikçi Aziz Karabekmez de "Ülke depreme meyilli, mahallelerimizi korumalılardı" dedi.

CNN International'a açıklamalarda bulunan Karabekmez, "Molozları temizleyenler Türkler değil, Kazaklar ve yabancı gönüllülerdi. Nasıl iş yapacaklarını bilmiyorlar. Neden?" sorusunu yöneltti:

Bizden aldıkları paranın bir yararı olsaydı bu durumda olur muyduk? Türk yetkililerin çalışmaları çok yavaştı. Ne zaman bir bina biraz sallansa, kaçıştıklarını gördük. Tecrübeleri yoktu.

İspanyol ekip şikayet etti

Arama kurtarma çalışmalarına katılan İspanyol ekip de ülkelerine dönmeye hazırlanırken İspanya devlet televizyonu RTVE’ye konuşarak deneyimlerini aktardı.

Ekip üyesi Pedro Frutos, "Yetkililer makinelerle girmeye karar verdi. Bunun anlamı şu: Eğer makine koyarsanız birçok insanı öldürürsünüz. Biz o aşamada yer alamayız" dedi.

 


Ekipten Juan Francisco Gutierrez Zazo da şunları söyledi:

Hükümet ya da bu alanda sorumluluk sahibi hangi kurumsa daha iyi bir koordinasyon sağlasaydı burada yardıma gelen ekiplerden daha iyi yararlanılabilirdi. Böylelikle daha çok insan kurtarabilirdik.

 

Independent Türkçe, The Independent, Japan Times, CNN International, Global Times, BBC, Diken

Derleyen: Çağla Üren

DAHA FAZLA HABER OKU