EYT Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Özüpak: Sırada en düşük emekli maaşını 8 bin 500 liraya çıkarmak var

Mücadelelerinin henüz bitmediğini vurgulayan Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Boran Özüpak asgari ücretten daha düşük bir emekli maaşının kabul edilemez olduğunu savunurken, "staj mağdurlarını" da unutmuyor

8 Eylül 1999 öncesinde işe giriş sigortasını yaptırıp prim süresini tamamlayanlar, yaş sınırı olmaksızın düzenlemeden yaralanabilecek. Kadınlarda 20 yıl, erkeklerde ise 25 sene içinde toplam 5 bin prim günü ödeme şartını yerine getirenler emekli sayılacak / Fotoğraf: AA

Yıllardır gündemin ana maddelerinden biri olan "Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT)" konusunda beklenen karar açıklandı.

9 Eylül 1999 tarihi "milad" kabul edilirken; kadınlarda 20, erkeklerde 25 yılını tamamlayıp 5 bin prim gününü dolduranlar yaş sınırı gözetilmeksizin emekli sayıldı.

Kararla ilk etapta 2 milyon 250 bin kişi emekli olurken, prim gününü doldurmayan 2 milyona yakın kişinin de ikinci etapta sisteme dahil edilmesi bekleniyor.

EYT ikilemi: Kararı "adaletsiz" bulanlar da "hakkımızı aldık" diyenler de var

Ancak EYT'lilere ilişkin karar, toplumu böldü.

Kimilerine göre düzenleme, geriye dönük işletilen yasadaki haklara kavuşulması anlamına geldiğinden, "haklı" bir durum söz konusu.

Kimileri ise yüzbinlerce kişinin henüz 40'lı yaşlarda emekli maaşı olmasını "adaletsiz" buluyor ve devlet bütçesinin zorlanacağını savunuyor.

Ayrıca  EYT'lilerle ilgili tüm talepler karşılanmış, sorular yanıt bulmuş da değil. Bunların başında, en düşük emekli maaşının 3 bin 500 lira olması ve "staj mağdurları"nın durumu var.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

"3 bin 500 lira ancak sosyal yardım niteliğinde bağlanan bir yardım olabilir, emekli maaşı olamaz!"

Emeklilikte Yaşa Takılanlarla ilgili merak edilenleri, EYT Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Gönül Boran Özüpak, Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

"Hak verilmez, alınır" diyen Özüpak, en düşük emekli maaşının 3 bin 500 lira olmasına tepki göstererek bu paranın mevcut koşullarda yaşam idame ettirmek için yeterli olmadığını ifade etti.

"Asgari ücret, ‘bu maaşın altında geçinemezsiniz' denilen bir ücrettir. Dolayısıyla 3 bin 500 TL vermek hak değildir, tam tersi bizlerin rızası olmadan hakkımızdan feragat ettirilmektir" yorumunu yapan Özüpak, en az 20-30 yıl karşılığında verilen bu rakamın ancak 'sosyal yardım niteliğinde bağlanan bir yardım olabileceği' değerlendirmesinde bulundu.

"En düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesinde olmalı"

5 bin-5 bin 500 lira seviyelerinin de kabul görmeyeceğini ileri süren Özüpak, en düşük emekli maaşının asgari ücrete eşit olması gerektiğini savundu:

Asgari ücret 8 bin 500 liraya çıkarıldığından en düşük emekli ücreti de bu seviyeye çıkartılmalıdır.

2008 yılında açıklanan yıllık bağlanma, 99 öncesindeki primlere göre önce yüzde 70-75'lik orandan yüzde 45'lere düştü. 'Fazla çalıştın' diye cezalandıran sistemle, yüzde 28-30'lara düştü! Yüzde 70'ten yarı yarıya düştü ortalama. Bu, emek veren, alın teri dökene de devlete de kayıp. Asgari ücrete yatan prim ile esas maaşın prim ve vergisi aynı değil.

 

gönül boran özüpak.jpeg
Gönül Boran Özüpak / Fotoğraf: Twitter

 

"Staj ve çırak olarak mücadele veren 1,5 milyon kişi var"

Bir de "staj mağdurlarının" durumu var. Staj ve çırak olarak emeklilik bekleyen 1,5 milyon kişinin olduğunu belirten Özüpak, kendisinin de geçmişte stajının kabul edilmediği gerekçesiyle mağduriyet yaşadığını ve mücadelesini sürdürürken yaşını bekleyerek emekli olduğunu aktardı.

Geçmişte meslek liselerinde 3 gün iş, 2 gün şeklinde sistemin yürüdüğünü, gençlerin tecrübe edinmeyi istediğini ve büyüklerin "sigortalı işiniz olsun" sözlerini dinlediklerini dile getiren EYT Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Özüpak, hayal kırıklığına uğradıklarını öne sürdü. Özüpak, "Öğretmenlerimiz, devletimizin bize vermiş olduğu sigorta numaramızın yer aldığı kartı bize verdi. 'Sizler artık sigortalısınız' denildi ama ilerleyen süreçte bize verilen numaraların SSK başlangıcı sayılmadığını gördük. Verilen ile uygulanan tutmuyor, kandırıldık, hayal kırıklığına uğratıldık. Ağır sanayide çalışanlar da vardı aramızda. Çıraklıkta 5 gün iş, 2 gün okul şeklinde çalışanlar... Küçük yaşta çalışmaya başlandığında yıpranma payı çok daha büyük oluyor" değerlendirmesinde bulundu.

 

İstiklal Caddesi

SSK'lılarda 5 bin prim günü olan süre, Emekli Sandığı ve Bağ-Kur için kadınlarda 7 bin 200, erkeklerde ise 9 bin gün / Fotoğraf: AA

 

"Z kuşağı tepkili ancak bu bizim kazanılmış hakkımızdı"

Z kuşağının tepkisine de yanıt istediğimiz EYT Federasyonu Genel Başkanı Özüpak, kendilerinin Anayasal haklarından bir kanunla mahrum bırakıldıklarını, şimdi o hakkı geri aldıklarını savundu:

"Bu bizim kazanılmış hakkımızdı. Bizim haklılığımız şurada, bizim maçımız oynanırken kural değişikliğiyle mağdur edildik. '5 bin prim günü, kadınlarda 20, erkeklerde 25 yıl' denildi. Ama sonra Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı davranıldı. 1 Ocak 2000'deki çalışan biliyor şartlarını. 18 yaşından 30'una kadar erken işe başlayanın suçu ne? Yıpranma payı daha fazla, prim gün sayısı fazla, alacağı maaş. Şimdiki aylık bağlanma oranlarıyla aynı şartlarda prim yatsın, 30 yaşında işe girenin alacağı para daha fazla."

"Emeklilik için Türkiye şartlarına uygun bir yaş haddi koyulsun"

Kuşaklar arası emeklilik yaşının çok değişken olmasını kendisinin de eleştirdiğini belirten Özüpak'a göre Türkiye şartlarına uygun bir yaş haddi koyulması şart.

"45 yaşında emekli mi olunur?" diye soran Z kuşağının bu ülkede 65 yaşına kadar çalışmaya güvenle bakmadığını belirterek, bu açıdan haklı bir durumun söz konusu olduğunu dile getiren Özüpak, "Burada şunu yapmak gerekiyor, 2000-2008 arasında başlayanlar 58-60 yaş, 2008 sonrasında 58-65 yaş şartı gibi değil de bir ortalama olsun. Yaş konusunda sosyal güvenlik yasası bir kesin karar alsın" ifadelerini kullandı.

2 milyon tweetle gelen "sosyal medya direnişi"

EYT'lilerin durumuna ilişkin alınan kararda sosyal medyadaki "direnişin" de etkili olduğunu belirten Özüpak, "yaşşartıistemiyoruz" gibi etiketler kullanılarak atılan toplam 2 milyon tweetle Türkiye'de birinci, dünyada da üçüncü sırada yer aldıkları haftanın olduğunu aktardı.

 

Ne olmuştu?

"Onurlu hak davamızda formülsüz EYT'yi almak için mücadele ettik"

EYT Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak, dün kararın açıklanmasının ardından #BeraberKazandıkEYT etiketiyle yaptığı sosyal medya paylaşımında ise "'Alansa alan, meydansa meydan' diyerek başladığımız mücadelede bir olduk, birlik olduk. Yılmadık, vazgeçmedik, onurlu hak davamızda formülsüz EYT'yi almak için mücadele ettik. Hak mücadelesi veren tüm kaderdaşlarımızla biz kazandık" ifadelerini kullanmıştı.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU