Londra'da 4, Manchester'da 9 gollü, İstanbul'da ise golsüz derbi: "Tedbir üzerine kurulan oyunlar böyle biter, gösteri futbolu oynanmaz"

Taraftarların heyecanla beklediği derbi maçlar Avrupa'da bol gollü geçerken Beşiktaş-Fenerbahçe derbisinin 0-0 sona ermesi eleştirileri de beraberinde getirdi. Spor yazarı Oğuz Dizer, derbi maçları Independent Türkçe'ye değerlendirdi

Beşiktaş, Süper Lig'in 8. haftasında konuk ettiği Fenerbahçe ile 0-0 berabere kaldı / Fotoğraf: AA

Futbolseverlerin derbiye doyduğu bir maç haftası geride kalırken Beşiktaş-Fenerbahçe mücadelesi eleştirilerin odağında yer aldı.

Süper Lig'in 8. haftasında Beşiktaş-Fenerbahçe'yi konuk ederken karşılaşma 0-0'lık eşitlikle sonuçlandı. 

İki takımın da kaybetmemeyi daha değerli kıldığı karşılaşmada birkaç pozisyon dışında akıllara kazınan bir anın yaşanmaması eleştirileri de beraberinde getirdi.

Karşılaşmanın geç başlaması, 15 dakikalık devre arasının 20 dakikayı geçmesi bir yana topun oyunda kaldığı ve kalmadığı süreler de akıllarda soru işaretlerine neden oldu.

 

 

Beşiktaş-Fenerbahçe karşılaşmasında siyah-beyazlılar 23 dakika 5 saniye, sarı-lacivertliler ise 23 dakika 38 saniye olmak üzere toplamda 46 dakika 43 saniye top oyunda kaldı. 

Öte yandan karşılaşmanın 35 kez faul gerekçesiyle durması işin tuzu biberi oldu.

Manchester 12, Londra derbisi 20 kez durdu, 13 gol atıldı

Oysa aynı gün Manchester'da oynanan City-United derbisinde 9 atılmış ve hem stadyumdakiler hem de ekranları başında karşılaşmayı izleyenler keyifli bir 2 saat geçirmişti.

 

 

Manchester derbisinde ev sahibi City 32 dakika 26 saniye, konuk United ise 24 dakika 56 saniye topla oynadı.

9 golün atıldığı müsabakada ev sahibi ekip 3, konuk United ise 9 kez faulle oyunu durdurdu.

Cumartesi günü Arsenal ile Tottenham'ı karşı karşıya getiren Londra derbisinde ise 4 gol atılmıştı.

Karşılaşma Arsenal ve Tottenham'ın 10'ar faulüyle toplam 20 kez durakladı.

"Olmayan değerler üzerine dünya kurarsanız sonu hüsran olur, o hüsranı Fenerbahçeliler ve Beşiktaşlılar yaşadı"

Türkiye'nin yaklaşık 2 haftadır konuştuğu, gazetelerde günlerce yazılıp çizilen, ekranlarda saatlerce yorumlanan derbide ise birkaç pozisyon dışında akıllarda bir nokta kalmadı.

 

 

Spor yazarı Oğuz Dizer, derbi maçların beklentilerini ve nasıl olması gerektiğini Independent Türkçe'ye değerlendirdi.

Türk futbolundaki kötü gidişin uzun yıllardan beri sürdüğünü dile getiren Dizer, "Türkiye'de göz önünde olan hal ve gidiş neyse futbolu da o. Türk futbolu kendi gerçeğini kabul etmek istemiyor, güzellemeler yapılıyor" dedi. 

Teknik direktör konusunda geçmişteki antrenörlerin uğradığı eleştirilerin Jesus'a da yapılacağını belirten Dizer, "Jesus'a güzellemeler yaparken dünya şampiyonluğu kazanmış Aragones, Zico gibi değerlerin ne hale getirildiğini sanki bilmiyorlar. Olmayan değerleri yamamaya çalışıyorlar Türk futboluna. Olmayan değerlerle, yalan üzerine bir dünya kurarsanız bunun sonucu hüsran olur. O hüsranı Fenerbahçeliler ve Beşiktaşlılar yaşadı" diye konuştu.

 

 

"Tedbir üzerine kurulan oyunlar böyle biter, gösteri futbolu oynanmaz"

Türkiye'de derbilere bakılırken beklentilerin çok üst düzeyde tutulmasının yanlış olduğunu dile getiren Dizer, şu ifadeleri kullandı:

Beşiktaş-Fenerbahçe maçının berabere bitmesini bekliyordum ve beklentim karşılandı. Teknik direktörler kendilerini kurtarma beklentisiyle oynuyorlar. Çünkü bu tür ülkelerde sandalyelerinin ne kadar çürük olduğunu hepimizden iyi biliyorlar. Oyunu da bu yüzden tamamen tedbir üzerine kuruyorlar. Tedbir üzerine kurulan oyunlar da tedbirle biter, gösteri futbolu oynanmaz" diye konuştu.

 

 

"Doğu toplumu özelliklerimizle futbolun batılılaşmasını istiyoruz, bu boşa beklentidir"

Avrupa'da oynanan derbi maçlara oyuncuların farklı gözle baktığını ancak bu futbolcuların Türkiye'ye geldiklerinde davranışlarının değiştiğini söyleyen Dizer, görüşlerini şöyle aktardı:

En büyük yanlış futbolcuların zamanlama değerlerinden uzak olması ve Türkiye'deki umumi havaya uymalarından kaynaklı. İngiltere'de, Almanya'da bunu yapamayacak olanlar burada bu tarzın prim yapacağını teşvik ediyorlar ve tribünlerin istediği gibi oynuyorlar. Çok faul ve sertliğe yönlendiren yapı tribünlerdeki karakteri futbolculara yansıtmakta. Futbolu futbol gibi oynama değerleri yok, insanları kandırma amaçları çok. Böyle bir garabet var. İngiltere'de Almanya'da fevkalade işler yapan yıldızların Türkiye'ye geldiğinde saha içinde çok farklı işlere tevessül ettiklerini görüyoruz. Biz maalesef doğu toplumunun bütün özellikleriyle beraber futbolun batılılaşmasını istiyoruz ama bu boşa beklentidir. Zihniyetin doğuda olduğu yerde futbolun batılı olması imkansız. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Bilgi değerlerinin, çağdaşlığın oturması lazım"

Türkiye'deki bu algının sorumlularından da bahseden Dizer, sözlerini şöyle noktaladı:

Burada en az suçlu olanlar hakemler. Çünkü kurguyu yapan tamamen medya. Medyadakiler ya teknik direktörün ya bir kulübün taraftarı ya da bir futbolcunun gizli menajeri. Medya bir defa A'dan Z'ye arıza. Yönetim kısmına gelince 'kasap Abuzittin' yönetici oluyor, bir sene sonra 50 senelik teknik direktöre futbol öğretmeye kalkıyor. Türkiye'de bu kültürün değişmesi lazım. Bilgi değerlerinin, çağdaşlığın oturması lazım. Gelen teknik direktörlerde buna uyum gösteriyor. Çünkü şarklı gibi düşünüp hareket etmek bu tür ortamlarda en geçerli yoldur. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU