Merkez Bankası'nın yetiştirdiği Özcan, savcıya ifade verdi: TCMB'nin itibarını sarsanlar, orayı siyasetin arka bahçesine çevirenlerdir

Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, Gelecek Partisi Sözcüsü Özcan'ı savcılığa şikayet etti. "Merkez Bankası'nın itibarını zedelemeye çalışmak" suçlamasıyla şüpheli sıfatıyla ifade veren Özcan, "Sözlerimin arkasındayım" dedi

Fotoğraf: Independent Türkçe

Bugün iş dünyası ülkedeki baskı ortamından dolayı düşüncelerini dile getirememektedir. Kamuoyu karşısında gerektiğinde hükümetteki ve kamu hizmetlerindeki kusurları açıkça eleştirebilecek olanlar benim gibi muhalif siyasetçilerdir.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda kendisini dinleyen gazetecilere bu sözleri söyleyen kişi, Gelecek Partisi Sözcüsü, iktisatçı Serkan Özcan'dı. 

Özcan'ın bugün adliyede bulunma nedeni ise Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu'nun şikayetiyle başlayan soruşturmaydı.

Şüpheli sıfatıyla savcıya ifade veren Özcan, Merkez Bankası'nın itibarını zedelemeye çalışmakla suçlanıyor. 

1999'da Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra 10 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda çalışan Özcan, yine TCMB tarafından yüksek lisans yapması için yurtdışına gönderilmişti. 

Özcan, Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu'nun bir toplantıda yaptığı konuşmaya değinmiş ve Kavcıoğlu'nun sözlerini "utanmazlık" olarak nitelendirmişti. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Sözlerimin arkasındayım"

Soruşturmaya konu şikayet ise bu sözlerden sonra geldi. Özcan, ifade vermesine neden olan sözlerin arkasında olduğunu ifade etti.

Savcıya ifade verdikten sonra bir basın açıklaması yapan Özcan'ı, Gelecek Partisi kurmayları da yalnız bırakmadı. 

Şikayetin "tamamen" siyasi bir nitelik taşıdığını belirten Özcan'a göre, TCMB Başkanı Kavcıoğlu'nun bu tutumu, "bir kamu görevlisinden ziyade, kendisinin geçmişte yürüttüğü siyasetçi kimliğine uygun" ve "Kavcıoğlu yönettiği bu güzide kurumu, bulunduğu makamı ve kamu gücünü arkasına alarak, rakip gördüğü bir siyasetçi ile hesaplaşmaya ve muhalefeti sindirmeye çalışıyor."

 

Serkan Özcan ifade
Fotoğraf: Independent Türkçe


"Çekirdekten yetişmiş Merkez Bankacıyım"

Çekirdekten yetişen bir Merkez Bankacı olduğunu, kariyerinin 10 yılını bu kuruma adadığını, yetişmesinde emeği olan TCMB'nin itibarını ve saygınlığını korumak konusunda azami derecede hassas olduğunu söyleyen Özcan, "Bu değerli kurumun saygınlığını ve itibarını asıl kıranlar, kurumun kültürünü, yapısını, işleyişini, insan kaynağını, teamüllerini bilmediği ve her şeyden önemlisi Merkez Bankacılığının gerektirdiği bilgiye ve tecrübeye sahip olmadığı halde TCMB'de yöneticilik yapan, ülkemize ve toplumumuza telafisi mümkün olmayacak ekonomik zararlar verenlerdir. Bu ülkenin yıllardır biriktirdiği uluslararası rezervleri hukuksuzca ve sorumsuzca satıp milleti fakirleştirenlerdir" dedi. 

"Merkez Bankası Başkanı, görevi ihmal suçu işledi"

Kavcıoğlu'nun göreve atandığı Mart 2021'de yüzde 16 olan yıllık tüketici fiyat enflasyonunun bugün yüzde 80'e ulaştığını hatırlatan Özcan, "TCMB yöneticileri Türk lirasının iç değerini de dış değerini de koruma görevini ihmal etmişlerdir. Türk parasının değerinin korunmaması yüzünden milletimiz sıkıntı çekmekte, halkımızın satın alma gücü günden güne düşmekte ve hayat pahalılığı artık tahammül sınırlarını aşan bir noktaya gelmektedir. Türkiye tarihinde görev süresi boyunca enflasyonu aldığı seviyenin 5 katına çıkaracak kadar görevini ihmal eden başka bir TCMB Başkanı olmamıştır" ifadelerini kullandı.

"Kasten görevi ihmal suçu işleyenlerle, görevde ihmal sebebiyle muazzam kamu zararına yol açanlarla ve kamu kaynaklarını israf edip milleti açlıkla baş başa bırakanlarla mücadelemizi yılmadan sürdürmek, muhalefet partisi olarak hem siyasal hakkımız hem de sorumluluğumuzdur" diyen Özcan şunları söyledi: 

"TCMB'nin bağımsızlığını ihlal eden, kurumsal birikimini yok sayan, TCMB Kanunu çerçevesindeki görevlerde yürütmeden talimat alarak iş yapan her yönetici, görevini ve sorumluluğunu ihmal etmekte, kurumun itibarını zedelemektedir. TCMB'nin kurumsal itibarına en çok zarar verenler kurumu siyasetin arka bahçesine çevirenlerdir. Eleştirilerim açıkça kişilere yöneliktir. Bu da kurumun itibarını zedelemez, aksine doğruyu görmek isteyen kişilere yol gösterir, ışık tutar.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU