Kommagene Krallığı'nda Doğu-Batı sentezi: Nemrut'un tanrıları kadim medeniyeti görmeye çağırıyor

23 ülkeden 53 sanatçının ellerinden çıkan eserler, tarihi mekanlarla Atatürk Barajı'ndaki adalarda sergileniyor. Kadim medeniyetin mirası ile günümüz sanatçıların eserleri, Doğu-Batı buluşması için güçlü bir davetiye niteliği taşıyor

Adıyaman yüzyıllardır pek çok uygarlığa ev sahipliği yaptı, yapıyor. Bu kentin sınırları içinde hüküm süren güçlü uygarlıklar, bugüne kadar ulaşan etkileyici izler bıraktı.

Milattan Önce (MÖ) 2000 yıllarıda Kommagene Krallığı'nın kuruluşuna kadar (MÖ 69) Hititler, Mitanniler, Aramiler, Asurlular, Geç Hititliler, Persler Kummurlar ile Makedonyalı Büyük İskender ve Doğu Roma İmparatorluğu, Adıyaman adını taşıyan toprakların üzerinde hakimiyet kurdu.

Milattan Sonra (MS) 670'te Emeviler, 758'de Bizans ve Sasaniler, 926'da Hamdaniler, 1226'da Selçuklular, 1284'e kadar Memlüklüler, Artuklular ile Dulkadiroğulları, 1393'te Timur ve 1516'dan sonra da Osmanlı İmparatorluğu, bölgede hüküm sürdü.

Bunların arasında en büyük eserleri bırakan ise Kommagene Krallığı oldu. Nemrut Dağı'nın tepesine konulan devasa heykeller başta olmak üzere Adıyaman'daki tarihi eserler zamana meydan okuyor.

 

756271-393385157.jpg
Türkiye ve dünyanın farklı ülkelerinden gelen turistler tarihi eserleri görmek için geliyor / Fotoğraf: Independent Türkçe 



Türkiye'nin tanıtımının güçlü objeleri oldular

Aslında Adıyaman'daki kadim medeniyetlerin geride bıraktığı eserler, yıllardır Türkiye'nin dünyadaki tanıtımına katkı sağladı.

Türkiye'nin birçok tanıtım videosunda Nemrut'un zirvesinde bulunan devasa heykeller, güçlü görseller olarak kullanıldı. Bu nedenle de Nemrut Dağı, 1987'de UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak ilan edildi.

Türkiye de 1988 yılında değer biçilemez eserlerin yer aldığı Nemrut'u milli park ilan ederek koruma altına aldı. Artık burası Nemrut Dağı Milli Parkı olarak biliniyor. Yıllardır da az veya çok sayıda turisti bölgeye çekiyor.

 

20160304113116386_DSC05816.jpg
Bölgeyi ziyaret edenler, bu eserleri "büyüleyici" olarak niteliyor / Fotoğraf: Adem Demir



Adıyaman'ın üç komşusu öne geçti

Ancak çok ciddi tarihi mirasın yer aldığı Adıyaman, komşu kentlerin gerisine düşmüşe benziyor. Zira çok sonra keşfedilen Göbeklitepe Şanlıurfa'yı, Zeugma Gaziantep'i, Aslantepe ise Malatya'yı öne çıkardı.

Bu üç komşu kent hem sahip oldukları tarihi hem doğal coğrafyalarını hem de tat ve lezzetleriyle insanları cezbediyor. Örneğin Gaziantep adeta gastronominin başkenti olmuş gibi. Şanlıurfa da benzer bir yolda ilerliyor.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki kentler, sahip oldukları zenginliklerle farkındalık göstermeye çalışıyor. Bunu yaparken de daha fazla turist çekerek öne çıkmayı amaçlıyor.

Adıyaman bu yarıştan çekilmiş gibi durmuyor. Kentin yöneticileri özellikle de Kahta Kaymakamlığı, kadim medeniyetlerden kalan tarihi mirası tanıtmak istiyor.

 

DSCN1924.JPG
Tarihi mekanlarla Atatürk Barajı'ndaki adalara sergilenen eserlerle farkındalık amaçlanıyor / Fotoğraf: Adem Demir



"Hayali Bir Uygarlık"

Bu amaçla da çeşitli etkinliklere imza atmaya başladı. Uygarlıkların bıraktığı iz, bineal fikrini doğurdu. Bunun üzerine Nevala Çori açıklarındaki Kahta sınırlarında bulunan bir ada üzerinde "Hayali Bir Uygarlık" yaratma düşüncesi ortaya çıktı.

Kahta Kaymakamlığı'nın İpekyolu Kalkınma Ajansı aracılığıyla hayata geçirdiği "Hayali Bir Uygarlık" düşüncesi kapsamında Nemrut Dağı, Kahta Kalesi Karakuş Tümülüsü, Arsemia ve Cendere Köprüsü gibi tarihi mekanlara günümüz çağdaş sanatçıların eserleri de yerleştirildi.

Sadece bu tarihi mekanlar değil, "Ada" olarak ifade edilen bir yere de yeni eserler yerleştirildi.

Adalardan kasıt ise tabii ki denilerin ordasındaki kara parçaları değil. Zira Adıyaman'da deniz yok. Ama çok büyük bir baraj var. Atatürk Barajı bir iç deniz büyüklüğünde neredeyse. Bu baraj sularının çevrelediği 5 ada bulunuyor. Üstelik bunlar da öyle ufak tefek yerler değil. Şimdi hem tarihi miras hem de doğal güzelliklerle Adıyaman'ın tanıtımı amaçlanıyor.

 

DSCN1987.JPG
Kuştepe Tümülüsü'ne konulan eserler de bölge halkının ilgisini çekiyor / Fotoğraf: Adem Demir



53 sanatçının eserleri tarihi mekanlarda

Bu kapsamda 23 ülkeden 53 sanatçı Adıyaman'a geldi. Sanatçılar, 15 gün çalışarak farkındalık amacı taşıyan eserler üretti. Bu eserler şimdi 30 Ağustos'ta başlayıp 20 Ekim'e kadar devam edecek Kommagene Bineali çerçevesinde Adalar, Arsemia Ören Yeri, Karakuş Tümülüsü, Nemrut Dağı Milli Parkı, Cendere Köprüsü ve Kahta Kalesi'nin çeşitli yerlerinde sergileniyor.

Türk sanatçıların yanı sıra Kore, İtalya, Ukrayna, Yunanistan, Norveç, İspanya, Danimarka, Letonya, İsviçre, Peru, Sudan, Hollanda, Brezilya, Kolombiya, Bulgaristan, Macaristan, Romanya, İran, Tanzanya ve Suriye gibi ülkelerden gelen sanatçıların yaptığı eserler, kadim medeniyeti anlatırken hayali uygarlığın ise ne veya nasıl olabileceğini ilişkin düşüncelerini yansıtmış durumdalar.

 

b8b4159b-6f34-4697-8ca4-3c3143bfd89a.jpg
Tarihi Kahta Kalesi'ne konulan ve "Kalenin Kalbi" adı verilen eser / Fotoğraf: Adem Demir



"Binealde Doğu ile Batı sentezlendi"

Doğu-Batı'nın sentezlendiği bineal kapsamında çeşitli etkinlikler 20 Ekim'e kadar devam edecek. Verilecek konserler de bu etkinliklerden biri. Kahtalı Mıçe, İzmir Orkestrası ile konser verdi. Farklı ulusal ve yerel sanatçıların vereceği konserlerin devamı da gelecek.

"Doğu Batı Buluşması" başlıklı konserde, Kahtalı Mıçe, çok sesli orkestra ile Adıyaman türkülerini seslendirdi. Konseri izlemeye gelenler farklı uygarlıkların buluşma noktası olan Adıyaman'dan yükselen müziğe eşlik etti.

Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar, Doğu ile Batı'nın "Kommagene Bineali'nde sentezlendiğini ifade ederek, "Batı'da Makedonya, Doğu'da da Perslerin bir karışımı krallığımız var. Biz de Doğu ile Batı'nın sentezini Kahtalı Mıçe'nin güzel sesiyle yaşadık. Bu güzel organizasyondan dolayı emeği geçen herkese teşekkür ederim" dedi.

 

DSCN2019.JPG
Kahtalı Mıçe, İzmir Devlet Orkestrası'yla birlikte 180 yıldır dimdik ayakta kalan tarihi Cendere Köprüsü'nün bulunduğu bölgede konser verdi / Fotoğraf: Adem Demir



"Mıçe ile orkestra farklı bir atmosfer oluşturdu"

Kahta Kaymakamı Selami Korkutata ise, ilk defa düzenlenen bienale vatandaşların yoğun ilgi gösterdiğini belirterek, "Kommagene Bienali başta Nemrut Dağı ve çevresinin tanıtımına da önemli katkılar sunacaktır. Cendere Köprüsü'nde düzenlediğimiz ‘Doğu Batı Buluşması' konseri de farklı bir atmosfer oluşturdu. İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ve Kahtalı Mıçe'ye de bizlere güzel bir konser yaşattıkları için teşekkür ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Yöreye ait şalvar giyerek sahneye çıkan İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Şefi Hakan Şensoy da 30 kişilik orkestra ile konser verdiklerini dile getirdi.

"Şimdiye kadar en iyi şekilde korunmuş bir köprünün önündeyiz" diyen Şensoy, "Cendere Köprüsü'nde olağanüstü bir ses ile bir aradaydık. Türkiye'ye mal olmuş mahalli sanatçı Kahtalı Mıçe ağabeyimizle sahne aldık. Onun türkülerini bize, bizi biraz ona uyarladık ve olağanüstü bir gece yaşadık" diye konuştu.

DSCN2004.JPG
Karakuş Tümülüsü'nde yer alan eser / Fotoğraf: Adem Demir



"Cem Yılmaz da orkestraya şeflik yapmıştı"

İzmir Devlet Senfoni Orkestrası'nın Kahtalı Mıçe ile sahne alması birileri tarafından eleştirilse de halk bir haksızlık yapıldığı görüşünde.

Eleştirileri haksız ve anlamsız bulduğunu söyleyen Kahtalı bir vatandaş, "Çünkü, organizasyonun ev sahibi de bir devlet kurumu" diyerek tepkisini dile getirdi.

Bir başkası da "Cem Yılmaz, devlet orkestrasına şeflik yaparken laf söylemeyen hatta eleştirmeyenler, neden Kahtalı Mıçe ile sahne alınmasına anlayış göstermiyor" diye sordu.

 

3515200_ed66ae4f4e4e0ebb8ebbd84d1d651b8d_640x640.jpg
Kahta Kalesi, ziyaret edeni kendisine hayran bıraktırıyor / Fotoğraf: Independent Türkçe



Ulaşımda seferler yetersiz, hizmette eksiklikler var

Adıyaman'da turisti çekme cazibesine sahip çok eser olduğu tartışmasız bir gerçek.

Ancak güçlü eserler tek başına çok daha fazla turisti çekmeye yetmiyor. Kenti gezmeye tarihi eserleri görmeye ve kadim medeniyetlerin izini sürmeye gelen insanlara alternatifler de sunmak gerekiyor.

Birincisi; güzel, kaliteli ve uygun hizmet sunacak otellerin sayısının artması gerekiyor.

İkincisi ise kentin tat ve lezzetlerini sunacak nezih mekanların çoğalması şart.

Aslında atılmış adımlar var. Fakat ne ölçüde yeterli olduğu tartışma konusu.

Tarihi mekanların bir güzergahı da oluşmuş durumda. İstanbul, İzmir, Van veya Iğdır'dan ya da Karadeniz bölgesinden gelecek insanlar iki günlerini ayırıp kentteki güzellikleri görebilir.

Fakat bu o kadar da kolay olmuyor şimdilik. Zira ulaşımda ciddi sıkıntılar var. Uçak seferleri yeterli bulunmuyor.
 

_APC2330 logo.jpg
Nemrut'un zirvesinde yer alan eserler / Fotoğraf: Yunus Keleş



"Bölgenin güzel tarihinden maksimum fayda sağlanmalı"

Bu konuda ciddi uğraş veren bir isim var: Nihat Özdal.

Kommagene Bineali Küratörü Özdal, bölgenin çok güzel bir tarihi olduğunu ve bundan maksimum fayda elde edilmesi gerektiği görüşünde.

"Hayali uygarlık aslında mevcut uygarlığa sanat yoluyla bir eleştiridir"

53 ülkeden sanatçıyı davet ederek yapılan eserlerle kadim medeniyetlere dikkat çekmeye çalışıldığını ifade eden Özdal, "Buranın sanayicisiyle, toprakla, tarımla uğraşan insanlarla yabancı ülkeden gelen sanatçılar bir etkileşim yakaladı. Bu etkileşim de sanatsal üretim açısından takdire değer eserler bıraktı" dedi.

 

DSCN2053.JPG
Kommagene Bineali Küatörü Nihat Özdal, yürütülen çalışmalar hakkında Independent Türkçe'ye bilgi verdi / Fotoğraf: Adem Demir



"Gerçek uygarlıklar dururken neden hayali bir uygarlığa vurgu yapıldı" sorusuna Nihat Özdal, cevabı vererek sözlerini tamamladı:

Burada mevzu biraz bu medeniyet kelimesiyle ilintili. En medeni olarak tanımlananın bile çok medeni tavırlar serilemediği bir dönem içerisindeyiz. Barbarlık, ırkçılık, çevre kirliliği, iklim krizi ve buna benzer pek çok problem dünya tarihinde hiç olmadığı kadar zirve noktada. Hayali uygarlık aslında mevcut uygarlığa sanat yoluyla bir eleştiridir.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU