El Kaide'nin geleceği üzerine düşünceler

Gökçe Hubar Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Reuters

11 Eylül 2001 saldırılarının arkasındaki ideologlardan biri olan Eymen el-Zevahiri, 21 yıllık kaçışın ardından, bir Amerikan silahlı insansız hava aracından fırlatılan Hellfire füzeleri ile 31 Temmuz 2022 sabahı Kabil'de öldürüldü. 

Kılık değiştirme ustası olan ve yıllarca mağaralarda saklanan El Kaide lideri el-Zevahiri, hayatına mal olan bir hata yaparak, bulunduğu evin balkonuna çıkmıştı.

Bu sayede ölümcül saldırıyı yöneten kamera operatörü, uydu destekli sensörler sayesinde lazerle işaretleme yaparak el-Zevahiri'nin yakınlarına zarar vermeden hedefe odaklanabildi. 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Eski bir CIA yetkilisi olan Mick Mulroy, NY Times'a yaptığı açıklamada, "El Kaide lideri Eymen el-Zevahiri'yi öldüren saldırı, ABD'nin terörizmle mücadele çabalarının büyük bir başarısıdır ve uzun yıllar boyunca sayısız saatlerce istihbarat toplamasının bir sonucudur" tabirlerini kullandı.

Gerçekten de geçmişte sivil zayiata neden olmasıyla eleştirilen Amerikan yönetimi, bu defa eleştirilerin önünü kesmiş oldu. 

Birleşmiş Milletler Örgütü'nü, Batı ile müttefik olan Müslüman çoğunluklu ülkeleri, çok uluslu şirketleri, Batılı haber ajanslarını, yardım kuruluşlarını ve başta Yahudiler ile Amerikalılar olmak üzere Müslüman olmayanları hedef gösteren el-Zevahiri, Peygamberin Sancağı Altında Şövalyeler adlı eserinde şöyle yazmıştı:

Cihatçı bir hareket, tohumlarının büyüyeceği ve savaş, siyaset ve örgütsel konularda pratik deneyim kazanabileceği bir kuluçka makinesi gibi hareket edecek bir arenaya ihtiyaç duymaktadır.


Peki, el-Zevahiri'nin etkisiz hale getirilmiş olması, bir kuluçka makinesi gibi hareket eden El Kaide'nin geleceğini nasıl etkileyebilir? 

Nasıl ki 1988-2011 yılları arasında örgütü yöneten Usame bin Ladin'in öldürülmesi El Kaide'yi bitirmedi ise, 2011'den günümüze örgütü yöneten el-Zevahiri'nin öldürülmesi de örgütü bitirmeyecektir. 

El Kaide'nin bilhassa Asya, Afrika ve Ortadoğu başta olmak üzere küresel boyutta etkinliğini muhafaza ettiği görülmektedir.

Fakat örgütün kan kaybettiğini ve önümüzdeki on yılda kaybetmeye de devam edeceğini, nihayetinde çöküş sürecine gireceğini, dağılarak başka isimler ve hücreler altında tutunmaya çabalayacağını öne sürebilmek mümkündür. 

Örgüt artık 11 Eylül, Madrid, İstanbul saldırılarına benzer nitelikte sansasyonel terör eylemleri tertipleme kapasitesine sahip değildir.

Böyle bir niyet taşısa ve intikam söylemlerinde bulunsa dahi, her geçen yıl, eski gücünden daha fazla mahrum kalmaktadır. 

Örgütün içerisinde, gitgide özerkleşen örgütler türemektedir. Askeri, finansal, şeriat ve medya komitelerinde fikir ayrılıkları yaşanmaktadır. 

Başlarda örgütün stratejisi, küresel bir cihadı tetikleyerek, tüm dünyaya hükmeden bir Vahhabi Halifeliği kurmak iken, El Kaide hücreleri ve yönetici kadrosu izole olmakta, örgütün aktiviteleri küreselleşmeden bölgeselleşmeye doğru kaymaktadır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU