Nihayetinde sol, Kolombiya'da iktidara geldi

Özgür Uyanık Independent Türkçe için yazdı

Bu defa birinci turdaki gibi sessiz ve soru işaretleriyle gelmedi başarı. Çünkü zafer çoktan ilan edilmiş ve tanınmıştı.

Binlerce Kolombiyalı, Bolivar meydanını doldurmuş, daha binlercesi başka meydanlarda, caddelerde, tarlalarda, nehir kenarlarında buluşmuştu.

Evet, bu defa bayraklar vardı. İnsanlar dans ediyor ve sevinçle birbirlerine sarılıyordu. Kaygılar unutulmuş, geriye mutluluk gözyaşları kalmıştı. 

Gustavo Petro ve Francia Marquez bu kez bir otelin lobisinde değil, Bogota'da Arena stadında binlerin önünde konuşuyordu.

Petro orada üç şeyi vadetti: Barış, sosyal adalet ve çevre için adalet. 

Bana göre Petro seçim kampanyası sırasında konuşmadığı kadar radikaldi: "Kimsenin dışlanmadığı bir kıta" diyerek "Amerikan Devletleri Örgütü"ne (OEA) muhalif bir pozisyon aldı.

Eleştirel duruşun ilki ABD'yeydi. İkincisi ise kıtadaki sol yönetimlere; ama daha önemlisi kendisini bağlayan bir taahhütte bulundu: "Ekstraktivist olmayan bir kıta".

"Latin Amerika'daki ilericilere; petrol, karbon ve gaza dayalı bir geleceğin mümkün olduğunu düşünmeyi bırakmalarını öneriyorum, çünkü bu, insan varlığı için sürdürülemez" dedi.

Kolombiya tarihinin ilk solcu başkanı yeni politikalarla geldiğini ilan etti:

Latin Amerika'nın iyi tarım politikaları, verimli tarım reformları ve yeni teknolojilerle, sanayileşerek yeniden inşa edilebileceğini düşünmenizi öneririm; üretken ve ekstraktivist olmayan bir Latin Amerika.


Seçim analizlerinde genelde adayların kim olduğu, ne dediği, hangi sektörleri temsil ettikleri, vaatleri, oy oranları vb bir dizi başlık altında yapılır.

Fakat bu defa adayın niteliği, gücü, toplumsal kesimleri temsil etme kapasitesi hatta vaatlerini bile önemsiz kılan bir durum var: Kolombiya tarihinde ilk kez solcu bir aday, devlet başkanı seçildi.

Haftalık sağcı dergi "Semana"nın seçim günü bayileri süsleyen kapağında; "Gerilla mı yoksa Mühendis mi?" başlığı altında iki başkan adayının resimleri vardı. Gerilla ile kastedilen Petro, mühendis de tabi ki rakibi Hernandez'di.
 

 

Gustavo Petro'nun bir zamanlar sansasyonel eylemlere imza atan devrimci gerilla hareketi M19 yöneticisi olması, bu sağcı propaganda aracı için olduğu kadar toplum için önemli değildi.

Çünkü Petro, 1991'den bu yana Kolombiya siyasetinde, milletvekilliğinden başkent Bogota Belediye Başkanlığı'na kadar birçok önemli görevi yerine getirmişti. 

Geleneksel sağcı basının "gerilla mı yoksa mühendis mi?" propagandası altında saklamaya çalıştığı çok şey vardı:

Petro'nun seçilmesiyle Kolombiya sadece ilk solcu başkanına kavuşmadı, ilk kez bir Afro-Kolombiyalı kadın, Francia Marquez, başkan yardımcısı koltuğuna oturdu.

(Hatta Petro'nun rakibi Hernandez bile başkan yardımcısı adayını bir Afro-Kolombiyalıdan seçti.)
 

2.jpg
Francia Marquez

 

Kolombiya tarihinde ilk kez iki geleneksel parti seçim yarışının dışında kaldı. Hernandez de, Petro da egemen iki partili sistemin dışından geldi.

İlk kez sol seçimlere birlik olarak girdi.

İlk kez bir başkanlık seçimlerinde emeklilik fonlarının yetersizliğinden, kadın haklarından, ırkçılıktan ve zengin petrol kaynaklarının yağmalanmasından bahsedildi.

İlk kez bir seçim kampanyası "gerilla mı paramiliterler mi" çatışması üzerine inşa edilmedi.
İlk kez paramiliterlerden orduya Kolombiya'da, egemen kesimlerin iktidara gelmesinden korktuğu biri, öldürülmeden seçim yarışını tamamladı.

21'inci yüzyılın ilk çeyreğini paramiliterlerin yönetiminde geçiren Kolombiya'ya nihayet sol bir başkan geldi.

Kuşkusuz sistemin bu yolu açmış olmasında, ülkenin en büyük ve en eski gerilla örgütü FARC-EP'nin bölge ülkelerinin desteğiyle silah bırakmasının payı vardı. 

Zira 2016'da imzalanan Barış Anlaşması her ne kadar ülkedeki silahlı çatışmaları ve silahlı grupların sayısını azaltamadıysa da, kentlerde ve siyaset üzerindeki silah gölgesini kaldırmaya yetti. 

Fakat kıtanın gelir dağılımı en bozuk ülkelerinden biri olan Kolombiya'da, 2019 sonunda başlayıp 2022 seçimlerine kadar dalgalar halinde ilerleyip çekilen toplumsal muhalefet Petro'nun iktidar yolunu açtı.

Geçen yıl sadece 28 Nisanda ülkenin her yanında patlak veren protestolarda bir hafta içinde 100'e yakın sivil öldürüldü, binlercesi yaralandı ve tutuklandı.

Bu sosyal patlamaya liderlik eden ne bir parti ne de siyasi bir hareket vardı. 

Aslında Petro da diğer birçok solcu gibi halkın neoliberal rejime isyanını kenardan izledi. 

Ancak yardımcısı Francia Marquez için aynısını söyleyemeyiz. O en sert çatışmaların yaşandığı Cali'de protestolara liderlik etti.

Ayrıca son 10 yılda Afro-Kolombiyalı kadınlar için ve çevre katliamına neden olan madenlere karşı sayısız eylemin başındaydı. Bu nedenle çocuğuyla beraber paramiliter çetelerin hedefindeydi.

Tüm bunlardan dolayı Petro, sosyal sorunlar üzerine en kolay konuşabilen liderdi. Rakibi Hernandez de popülist sağcı bir metotla solun sözlerini kendine devşirdi ama bu onu pek inandırıcı kılmadı.

Ayrıca sağ kesimin Petro aleyhine "Küba-Venezuela şer ekseninin adamı" bir "Castrochávista" olduğu propagandası tutmadı.

Çünkü Petro yine başkan adayı olduğu 2018 seçimlerinden bu yana "o tarafla" bir alakası olmadığını net bir şekilde ortaya koydu.

Gerilla kökeninin bir önemi yoktu ama bunu açığa kavuşturması mühimdi. Çünkü Venezuela'daki siyasi-iktisadi krizden en çok etkilenen ülke Kolombiya oldu. 

Göçmek zorunda kalan milyonlarca Venezuelalının ilk durağı da Kolombiya'ydı. Hiçbir sosyal politikası olmayan bu Karayip ülkesinde, bir anda milyonlarca Venezuelalının aç bilaç sokaklarda yaşaması Maduro rejimine yönelik tepkiyi artırdı. 

Diğer yandan Küba, Soğuk Savaş'tan bu yana Latin Amerika gerillasının arkasındaki güç olarak görülüyor.

Ancak bu algı FARC ile Kolombiya hükümeti arasında imzalanan silah bırakma anlaşması sürecinde biraz kırıldı.

(Havana yönetimi o dönem ambargoların hafifletilmesi için Obama ile bir uzlaşma zemini yakaladığından, FARC'ın silah bırakması için en aktif çalışan bölge gücüydü. Zaten barış müzakerelerinin merkezi de Havana'ydı.)
 

 

Petro-Marquez ikilisi belki alıştığımız anlamda antiemperyalist ve antikapitalist solu değil ama Kolombiya ulusal hamurunu mükemmel biçimde yansıtıyordu. 

Bu da aslında her ikisinin de azınlık kimliğine sahip olmasından kaynaklanıyor. Afro-Kolombiyalı kadın ya da solcu olmak azınlık olmaktır çünkü.

70 dilin konuşulduğu kaydedilen Kolombiya'da, 40'dan fazla özgün dile sahip yerli halk grubu bulunuyor.

Araplardan Ermenilere, Avrupalılardan Afrika kökenlilere, esasında herkes bir şekilde Kolombiya'da azınlık. 

Petro-Marquez ikilisi azınlıkları, sistemden dışlanmış adeta çöp yığınlarına terk edilmiş yoksulları rahatlattı.

Ama bu rahatlama büyük beklentileri gerçekleştireceklerine olan güvenden değil "bir şey yapacakları"na olan inançtan kaynaklanıyor.

Bu onun yeteneğinin bir sonucu değildi. Şanslıydı; yarım asrın en güçlü sosyal protestolarının gerçekleştiği ortamda, son 20 yılın en az desteğe sahip hükümetine muhalefet ediyordu.

Petro'nun solun hemen tüm kanatlarının desteğini alması ve cephesi "Pacto Historico"nun Kolombiya tarihinde mecliste en çok milletvekiliyle temsil edilen sol olması, O'nu bilinen bir siyasi figürden, görünür bir siyasi güce dönüştürdü. 

Şili'de Gabriel Boric'e benzer biçimde anayasal düzene ve sosyal haklara saygı temelinde kurumsal demokrasiyi savundu.

Rakibi Hernandez ise diğer ülkelerdeki popülist sağcılara benzer biçimde kurumsal demokrasiyi tanımayacağını her fırsatta ilan etti. 
 

4.jpg
Petro ile Gabriel Boric

 

Böylece Petro daha iktidara gelmeden, çevre sorunları, kadınlar, cinsel azınlıkların hakları ve sosyal eşitsizlikler hakkında endişe duyan Şili'deki Gabriel Boric'in "hegemonik olmayan sol"una katıldı.

Son olarak Petro, belki de yaşamasına izin verilen son solcuydu. Uzun bir politik kariyere sahipti.

Kolombiya gerçekliği ve sorunlarını hem iyi biliyordu hem de diğer tüm adaylardan daha aklı başında biriydi.

Hem Kolombiya hem Latin Amerika için; Petro'nun seçilmesi her açıdan sevindirici bir başlangıç oldu…

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU