Şengal'de kalıcı anlaşmaya varılamıyor: "Şengalliler tüm güçlerin çekilmesini istiyor!"

Şengal'de özellikle son 6 aydır Irak Ordusu ile PKK'ya yakınlığıyla bilinen Şengal Savunma Güçleri (YBŞ) arasında aralıklarla şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Tarafların doğrudan ve dolayı görüşmelerinde ise kalıcı çözüm bulunamıyor

Şengal'de bir Irak ordusu gücü / Fotoğraf: Batı Ninova Operasyon Komutanlığı medyası

Irak Anayasasının 140. madde kapsamındaki ve Kürtlerin "Kurdistani bölgeler" olarak tanımladığı "tartışmalı bölgeler" arasında yer alan Şengal (Sincar), her ne kadar resmi olarak Musul'a bağlı olsa da IŞİD'den önce yerel yönetim Kürtlerin elindeydi.

3 Ağustos 2014'te IŞİD tarafından ele geçirilmesinden yaklaşık bir yıl sonra Peşmerge ve Irak güçleri, ABD öncülüğündeki Koalisyon Güçleri'nin havadan desteğiyle dönemin Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı ve Kürdistan Demokrat Parti (KDP) lideri Mesud Barzani tarafından resmen kurtarıldığı açıklandı. 

Mesud Barzani'nin bu açıklamasının hemen ardından PKK cephesinden "2014'te Şengallilerin yardımına koştuklarını ve Şengal'i 13 Kasım öncesi kurtardıkları" dillendirildi.

PKK'nın Şengal'deki varlığı ise aslında 5 Ağustos 2014'te örgütün Yürütme Komitesi üyesi Murat Karayılan'ın IŞİD'in kotrol ettiği Ezidi kasabası Şengal'e "gece müdahale edecekleri" açıklamasıyla başladı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

IŞİD'in Irak toprağının üçte ikisini kontrol etmesinin hemen akabinde Şengal'e saldırısında, aralarında Ezidi Kürtlerin de olduğu Peşmergeler geri çekilmişti.

Karayılan, o dönemde, "Şengal'de Kürtlük ruhu vardır, IŞİD'e bırakmayız. Gücümüz oranında bu gece Şengal'e müdahale edeceğiz ve gerilla orada kalacaktır" açıklamasını yapmıştı. 

O dönemden itibaren günümüze kadar aşamalı bir şekilde PKK'nın güdümünde ve çoğunluğu Ezidi Kürtlerden oluşan YBŞ, bölgedeki Ezidi ve Araplardan oluşan Şengal Özerk Yönetimi ve 2018 yılında Haşdi Şabi'nin de yer aldığı "Şengal Yürütme Konseyi" kuruldu. Bu kurumları ne Bağdat ne de Erbil yönetimi tanıyor.

IKB'nin bazı tartışmalı bölgeleri de kapsayan 2017 yılı "Kürdistan'ın bağımsızlık referandumunun" ardındansa tabiri caizse bölgede Erbil yönetiminin sözü geçmez oldu. 

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı'nın 23 Mart 2018'de, "3 Ağustos 2014 koşullarının ortadan kalktığını, Ezidilerin artık örgütlü bir toplum olduğunu, Şengal ve çevresinde güvenliğin sağlandığını, bu nedenle gerilla güçlerinin çekileceğini" açıklasa da "tam çekilme" hayata geçirilmedi.

Bağdat ile Erbil, yaklaşık 3 bin 200 kilometrekare ve Suriye'ye sınır komşu olmasıyla da stratejik bir konuma sahip olan Şengal'de geçen süre içinde kontrolü sağlamaya çalışırken, şu anda aralarında Haşdi Şabi, YBŞ, yerel polis, Irak ordusu ve Ezidhan Peşmerge olmak üzere 5'ten fazla farklı güç bulunmaktadır.
 

8.jpg
Çatışmalarda harap olan ilçe merkezinde bir Ezidi asker, Kasım 2015 / Fotoğraf: Reuters

 

İşin trajik yanı bölgeye yerleşen "her silahlı güç bölgedeki güvenlik boşluğunu doldurmak ve halkı korumak" olarak nitelendirse de durum daha içinden çıkılmaz hale geldi. Şengal ve çevresinde silahlı çatışmaların yanı sıra, onlarca faali meçhul cinayete tanık olundu.

8 yıldır da farklı gerekçelerle çatışmaların merkezi haline gelen ilçe sakinlerinin büyük bölümü, IKB'deki kamplarda yaşamını sürdürmek zorunda kaldı. Çok sayıda Şengalli de Avrupa'nın yolunu tuttu.
 

7.jpg
Şengal Özerk Yönetim Konseyi destekçileri ile Irak ordusu arasında Qehtaniye'de kontrol noktasında gerginlik ve çatışma yaşanmıştı, Mart 2021 / Fotoğraf: KirkukNow

 

"IŞİD saldırısı, Türk bombardımanı derken şimdi de YBŞ - Irak ordusu çatışmaları"

Sinune ilçesinin Hanesur yerleşkesinde ikamet eden Ezidi vatandaş Şêro Kerim çok sayıda Şengalli gibi 2 Mayıs'ta tüm aile üyeleriyle birlikte evini terk etti.

Ağustos 2014'te IŞİD'in saldırısının ardından Duhok'a yerleşen ve 2016'da evine dönen Şêro Kerim ve ailesi, Şengal'in farklı bölgelerinde PKK'yı hedef alan Türk bombardımanı sonucunda evlerini bırakıp tekrar Duhok'a gidiyor.

Zorlu yaşam koşulları onu ve ailesini yerleşkelerine dönmelerine zorlarken, mayıs başında başlayan çatışmalarla birlikte tekrar topraklarından göç ediyor.

"Öğleden çatışmalar artınca, can güvenliğimizden endişe ederek evden çıktık, kaçmaktan başka çaremiz de yoktu. Yolda gelirken bana IŞİD savaşı dönemini hatırlatan bazı sahnelere tanık oldum" diyen, Şêro Kerim, Independent Türkçe'ye yaşadıklarını şöyle anlattı:

IŞİD saldırısı, Türk bombardımanı derken şimdi de YBŞ ile Irak ordusu arasındaki çatışmalar nedeniyle yerimizden oluyoruz. Yine yerinden edilenler için kamptan ayrıldık ve ne yazık ki ordu ile YBŞ arasında çıkan silahlı çatışmalar nedeniyle tekrar yerinden edilmek zorunda kaldık. Şimdi Duhok'ta Meşko kampındayız. Bu zamanda üç kez yerinden edilmeyi Allah kabul eder mi? Bu dönemde herkes Şengal ve ilçe sakinlerinin kaderini çıkarları için manipüle ediyor.

Şu anda başımızı koyacak bir çadırımız yok…Akıbetimizin ne olacağını bilmiyoruz. Duhok'ta sonsuza kadar mı kalacağız, yoksa federal hükümet sorunlarımıza bir çözüm mü bulacak? Artık Irak hükümetinden Şengal'de Ezidilerin yaşadığı felakete son vermelerini istiyoruz.


Irak Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı Göç ve Göçmenler Dairesi Başkanı Deyan Cafer'e göre, bu ayın ilk haftasında binden fazla Ezidi aile Duhok Valiliği'ne göç etti.

Deyan Cafer, "Sadece 3 Mayıs'ta 4 bin 83 kişiden oluşan 700 aile Duhok'a geldi, bir kısmı akrabalarının yanına, bir kısmı kamplara sığındı, bir kısmı da kampların dışına çadır kurdu" diye konuştu.
 

5.jpg
Mayıs 2022, Yüzlerce Ezidi aile Şengal'den Duhok'a göç etti / Fotoğraf: Ezidi aktivistlerin sosyal medya paylaşımı

 

"Şengal Anlaşması bölgedeki silahlı güçleri zor durumda bıraktı"

Bağdat-YBŞ arasında tansiyonu yükselten neden ise; Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde Bağdat ile Erbil arasında 1 Ekim 2020'de Şengal Anlaşmasının (ki bu anlaşma, 9 Ekim'de Bağdat merkezli basında yer almasından sonra iki taraf resmi olarak aynı gün kamuoyuna duyurmak zorunda kaldı) imzalanması oldu.

"İdari, güvenlik ve hizmet" başlıklarında üç ana başlıktan oluşan anlaşma, "Şengal bölgesinde istikrarı yeniden tesis etmeyi ve durumu normalleştirmeyi" hedefliyor.

Anlaşmanın dikkat çeken ikinci maddesinde; ilçe merkezindeki güvenlik dosyasının yerel polis, Ulusal Güvenlik ve İstihbarat Teşkilatı'na teslim edileceği, federal hükümetin silahlı kuvvetlerinin ise ilçe sınırlarında konuşlandırılacağı belirtiliyor.

Şimdiye kadar ise Şengal'de yeni bir idarenin kurulmasına ilişkin ilk maddesi dahil olmak üzere anlaşmanın hiçbir paragrafı tam olarak uygulanmadı.

Bağdat ile Erbil yönetiminin yanı sıra uluslararası güçler de anlaşmanın hayata geçirilmesinin olmazsa olmaz maddesinin silahlı grupların Şengal'den çekilmesini şart koşuyor.

Anlaşmanın imzalandığı günden beri YBŞ ile Irak Savunma Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasında gerek doğrudan gerekse dolaylı birçok görüşme oldu ancak bu görüşmelerden sonuç alınmadı. 

 

YBŞ - Irak ordusu arasında "tutsak takası" 

Son olarak geçen ayın başında Bakanlık'tan üst düzey bir heyetin, YBŞ ve Ezidhan Asayişiyle, bölgedeki güvenlik durumunun yönetimi konusunda yaptığı görüşmelerde sonuçsuz kalmıştı.

Bunun üzerine 18 Nisan'da Irak ordusundan bir birlik ağır silahlarla bölgeye nakledilerek, Ezidhan üyelerinden Şengal'in Sinune nahiyesi yakınlarındaki bir karakolu tahliye etmeleri istendi.

Bu talebe YBŞ'nin karşılık vermemesi üzerine iki taraf arasında iki gün içinde üç ayrı çatışma yaşandı. Çatışmada iki taraftan da ölü ve yaralılar oldu.

Bu arada 18-19 Nisan tarihlerinde ilginç bir gelişmede yaşandı, Irak ordusu, Şengal'e bağlı Ziban Köyünde 35 YBŞ mensubunu göz altına aldı, bunun üzerine YBŞ'de tabiri caizse misilleme yaparak 47 Irak askerini alı koydu. 

Sorunun çözümü için yapılan görüşmelerin akabinde taraflar arasında "tutsak takası" yapıldı. 

Olaya dair ne Irak ne de YBŞ kanadından herhangi bir açıklama da yapılmayarak bir nevi bu olayın üstü kapatıldı.
 

4.jpg
Sinune'de Bağımsız Gençlik Hareketi tarafından oturma eylemi düzenledi

 

"KDP, Kazimi'nin, Cuburi'yi atama kararını dondurmasında etkili oldu"

Bölgede aralıklarla çatışmalar devam ederken, Irak Başbakanı Mustafa Kazimi, 26 Nisan'da Musul Valisi Necim Cuburi'yi, Şengal Kaymakamlığına vekaleten atadı.

Kararda Cuburi'nin 28 Nisan'da görevine başlayacağı talimat verildi ancak Kazimi aynı gün kararını gerekçesiz askıya aldı. 

Bu konuyla ilgili Independent Türkçe'ye konuşan ve adının açıklanmasını istemeyen Ninova Valiliğinden bir kaynak, Kazimi'nin aynı gün kararını geri almasında Kürdistan Demokrat Parti'nin (KDP) rolü olduğunu söyledi.

Kaynak, KDP Irak Parlamentosu üyesi Şahewan Abdullah'ın alınan karardan hemen sonra Kazimi ile görüşerek, partisinin Cuburi'yi hiçbir şekilde kabul etmediğini ve kararın dondurulmasını istediği aktardı.

Öte yandan tam kapı arkasında taraflar anlaştı açıklamaları yapılırken, Irak ordusu ve YBŞ güçleri arasında şiddetli çatışmalar yine başladı.

Konuyla ilgili PKK'ya yakınlığıyla bilinen Şengal Özerk Yönetimi, 8 yıl boyunca Şengal ve Irak'ın birliğini savunduklarına işaret edilerek, Şengal Anlaşması'nı tanımadıklarını ve Irak ordusunun müdahalesini de anlaşmaya dayandırdı.

YBŞ ise, "Her türlü saldırı karşısında meşru savunma haklarını koruyacaklarını" belirterek, Kazımi hükümetinin uzun zamandır kendilerine saldırdığını savundu.

Irak orduysa, Şengal'de kalacak tek gücün kendi güçleri olacağını ve bu duruşlarından geri adım atmayacaklarını duyurdu.

Bölgedeki krizin yükselmesiyle, YBŞ ile Irak ordusundan üst düzey bir heyet doğrudan görüşerek, Ramazan Bayramı'nda ateşkes sağlanması ve bayramdan hemen sonra da müzakerelerin yeniden başlanması konusunda anlaşmaya varılsa da tüm gün silahlı çatışmalar devam etti.

Bölgede bir kez daha çatışmalara sahne olurken, Şengal'den aralarında çok sayıda aşiret reisi, bölgenin önde gelen isimleri, aktivistler, gençlik ve örgüt temsilcilerinin de bulunduğu 20 kişiden oluşan bir heyet Kazimi ile görüşmek üzere 9 Mayıs'ta Bağdat'a gitti.

Bir saat süren görüşmede Kazimi, heyete, Şengal'deki silahlı güçlerin zorla çıkarmak istemediklerini, savaşmadan barışçıl bir şekilde çıkmalarını ve bu sorunu en az zararla kapatmak istediklerini söylüyor. 

Buna karşın heyetteki YBŞ'ye yakın kişiler, anlaşmanın şartlarının yeniden gözden geçirmesini talep ediyor.
 

y.jpg
Şengal ilçe merkezinde Gençlik Hareketi 20'nci günde gösterilerini sürdürüyor / Fotoğraf: Yazidi News

 

Mesrur Barzani: Çekilmek bir yana, Suriye'den daha fazla güç takviyesi yapıldı

Bağdat-Şengal hattında tüm bunlar yaşanırken, IKB'nin Başkent Erbil'de kabine toplantısının ardından IKB Başbakanı Mesrur Barzani, düzenlediği basın brifinginde Irak Ortak Operasyonlar Komutanlığının "ilçede yasa dışı silahlı grupların kalmadığına" dair açıklamasına yanıt vererek, şunları söyledi:

Onlar halen orada. Çekilmek bir yana, Suriye'den daha fazla güç takviyesi yapıldı. Aynı zamanda gördük ki yine binlerce Şengalli güvenlik koşulları nedeniyle göç etmek zorunda kalarak, Kürdistan Bölgesi'ne yöneldi. Bu nedenle Şengal Anlaşması'nın uygulanması gerektiğini vurguluyoruz ve Irak hükumetinin bu konuda üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor.


Şengal'den bazı silahlı güçler çıktı mı?

Şengal heyetinin Bağdat ziyareti devam ederken, Dugri yerleşkesi ve Beadri nahiyesi başta olmak üzere bağımsız genç ve Sivil Toplum Kuruluşları da düzenledikleri protestolarda ilçede çatışma ve kaos istemediklerine dair gösteriler düzenledi.

Protestoların hemen ardından, YBŞ ve Asayiş Ezidhan güçleri, Sinune nahiyesinin Dugri yerleşkesindeki karargahlarını tahliye ettiğine dair açıklamalar geldi. 

Peşmerge Bakanlığı'na bağlı Ezidhan Savunma Gücü Komutanı ve Ezidi Demokrat Partisi Başkanı Haydar Şeşo, "Halkın isteği ve Şengal'de güvenlik durumunun normalleşmesi için 25 kişiden oluşan güçlerini geri çektiklerini" duyurdu.

Sinune Özerk Yönetim Konseyi Yetkilisi Hudeda Alias de, "Dukri'de üç askeri noktamız vardı, bölge halkının talebi üzerine güçlerimizi diğer bölgelere çektik, şu anda elimizde hiçbir askerimiz yok. Dukri ve eteklerinde savaşçılar konuşlandı. Ordunun da geri çekilmesini istiyoruz, halk sadece Dukri polisinin kalmasını talep etmesine rağmen henüz çekilmediler" dedi.

Irak Ordusu 20. Tümen Şengal İstihbarat Subayı Said Qasim, KirkukNow'a, "Ordu kuvvetleri hala Dukri'de bulunuyor ve buradan çekilmedi, ancak YBŞ kuvvetleri Irak hükümetinin emriyle yerleşkeden çekildi" diye konuştu.


"Şengal halkı büyük bir oyunun içinde olduğunun farkında"

Ezidi siyasi gözlemci Cegêr Sêvo, Independent Türkçe'ye Şengal'deki son gelişmeleri anlatırken, bölgelerinde durumun daha da kötüye gittiğini vurguladı.

Cegêr Sêvo, Şengal'in mevcut durumuna ilişkin, şunları söyledi:

Şengal'de durum halen karışık. Halk, neredeyse bölgenin yüzde 50'sini oluşturan silahlı güçlerin köy ve yerleşkelerde çıkarılmasını istiyor. İlçedeki silahlı güçlerin kendi aralarında anlaştıklarına dair konuşma ve açıklamalar olsa da Şengal halkı, bu sözlere güvenmiyor. Konuşmaların hayata geçirilmediğini gördüklerinden dolayı da bu kişilere hiçbir şekilde güvenmiyor.

Tüm taraflar kendi açılarından durumu okuyor. Örneğin; Irak ordusu, Musul'dan büyük bir güç Şengal'e naklederken, basında YBŞ ile anlaşmaya vardıkları açıklanıyor. Anlayacağınız Şengal halkı büyük bir oyunun içinde olduğunun farkındadır. 
 

9.jpg
Ezidi siyasi gözlemci Cegêr Sêvo

 

Şengal'de bir grup gencin yaklaşık iki haftadır, çatışmaların olduğu bölgelerde, bölgedeki çatışmaların durması için çağrıda bulunduğunu dile getiren Cegêr Sêvo, STK'ların halkın menşe bölgelerine dönmesinin yanı sıra siyasi tarafların kendi çıkarları kullanmaması için çalışmalar başlattığını söyledi.

Cegêr Sêvo, "Şu ana kadar hangi gücün kalacağı da belli değil. Irak ordusu Şengal ile Suriye sınırını kesmiş durumda. Halkta ‘Madem Irak ordusu öncelikli güç ve sınırları kesmiş o zaman şehir merkezine de polis ve ulusal asayiş gücü yerleşsin. Ancak şimdiye kadar bu isteklerine karşılık verilmiş değil" dedi. 
 

1.jpg
Şengal heyeti Bağdat ziyaretinde Irak Başbakanı Mustafa el-Kazimi ile görüştü / Fotoğraf: Irak Başbakanlık Ofisi

 

"Irak'taki yönetim yüzde yüz Kazimi'nin denetiminde değil"

Geçtiğimiz haftalarda Şengal'den bir heyetin Irak Başbakanı Mustafa Kazimi başta olmak üzere Bağdat ziyaretinin içeriğine dair, Ezidi siyasi gözlemci; şunları söyledi:

Heyet, kısa bir sürede toplanıp başta Kazım ile görüşmek üzere Bağdat'ta gitti. Halkımız 2014'te yaşanan senaryonun tekrar yaşanmasından endişe ediyor. Bu nedenle de acil toplandı. Kazimi, heyete vaatte bulundu ancak bilindiği gibi Irak'taki yönetim yüzde yüz Kazimi'nin denetiminde değil, onun kendi evi kuşatıldı. Hatta Irak'taki üst düzey askeri yetkililerin evi de hedef alınıyor.

Kazimi, kampları ziyaret ettiğinde de Ezidilere, kendi yurtlarına döneceğine dair söz verdi. Bir ölçüye kadar da iyi niyetli ve insanların yurtlarına dönmesi konusunda samimidir ancak bu sorunu çözümü yüzde yüz onun (Kazimi) inisiyatifinde olmayabilir. Ayrıca bölgesel faktörler de Kazimi'nin bu kararında muhakkak etkilidir. Yani yine Kazimi'nin açıklamaları kâğıt üzerine bulunmaktan ileriye gitmiyor. Şengal halkı da verilen vaatlerin yüzde yüz uygulanmayana kadar onlara güvenmiyor.

 

2.jpg
Fotoğraf: Irak Başbakanlık Ofisi

 

İlçeden bazı silahlı güçlerin çıktığına dair açıklamalarına ilişkin, Cegêr Sêvo, şu ifadeleri kullandı:

Şengal halkının talebi üzerine, Dugri yerleşkesinde, Haydar Şeşo'nun denetimindeki güç, ilçe merkezinden, dışına konuşlandırıldı. Diğer taraftan da YBŞ de yaptığı açıklamada, güçlerini daha önce çektiklerini ancak ilçe merkezindeki asayiş güçlerini çekmeyeceklerini belirtiyor.

Mevcut durumda Haydar Şeşo'nun denetimindeki Kürdistan Bölgesi İçişleri Bakanlığı bünyesindeki Ezidhan Peşmerge Güçleri bu bölgeden çekilmiş durumdadır. Ancak YBŞ, ilçe merkezinde Asayiş güçlerini çekmeyecekleri konusunda ısrarcı görünüyor.


Bölgede yaşananlara dair IKB yönetimi çoğu zaman yaptıkları açıklamalarda Şengal'in, Bağdat'ın denetiminde olduğunu vurguluyor. 
 

Ezidi gençlerin Şengal'den tüm güçlerin çıkartılması çağrısıyla gösterisi düzenledi


"Ezidilere yapılan saldırıların öncelikli sorumlusu Irak hükümetidir!"

"Şengal'de Erbil ile Bağdat hükümetlerinin tutum ve sorunların çözümünde gerekli rolü üstlendiğini düşünüyor musunuz?" sorusuna ise Sêvo, şu yanıtı verdi:

Ezidilere yapılan saldırıların öncelikli sorumlusunun Irak hükümeti olduğuna inanıyoruz. Bunun da nedeni Irak hükümeti Ezidileri, bu ülkenin bir azınlığı bir halkı olarak görmemesinden kaynaklanıyor. Bağdat, Ezidilerin kendine ait bir kültürü, köklü tarihi ve bir dili olduğunu kabul etmiyor. Ezidilerin, Irak'taki varlığı bu ülkeye bir zenginlik katıyor ve uluslararası ilişkilerde de etkileri oluyor. 

Irak hükümeti 1921'de Irak'ın kuruluşundan beri Ezidiler ile gerektiği bir şekilde bir araya geldiğini söyleyemeyiz. Hatta Ezidilere üçüncü-dördüncü sınıf muamelesi göstermesiyle birlikte büyük bir Arap aşiretiyle yaptığı gibi Ezidi toplumuyla görüşmüyor.

Bu nedenle öncelikli suçlunun Irak hükümeti olduğunu düşünüyoruz. Hatta tarihi olarak baktığımızda dahi Birinci Dünya savaşından sonra Şengal, bağımsız bir bölgeydi. Britanya o dönemde Hemo Şemo ile yaptığı görüşmede Şengal'i bağımsız bir bölge olarak tanımıştı. O dönemin ‘şahına' yönetim devredildikten sonra ‘şah' bu durumu ortadan kaldırarak, ülkeyi tek vücut olarak tanımladı. 

Kürdistan Bölgesi'nin de elbette ki Şengal'in mevcut durumunu sadece izlemekle yetinmesini istemiyoruz. İlçenin daha fazla gündemine alıp, Irak hükümetiyle her daim görüşmesini bekliyoruz. Çünkü şu anda Şengal'deki durum Kürdistan hükümetinin Irak ile olan ilişkilerinin bozulmasıyla ilintilidir. Bu bölgenin kaderinin belirlenmesi 140'ıncı maddenin uygulanmasına bağlıdır. Bu maddenin uygulanmasıyla bölgeye yönelik tehditler de ciddi bir şekilde çözülecektir.


Cegêr Sêvo, son olarak şunları söyledi: 

Ezidiler gerçekten büyük bir tehditle karşı karşıya olduklarını hissediyor. Yani öyle bir duruma geldi ki artık Ezidi bir azınlık olarak dayanmanın, baş kaldırmanın da faydasının olmadığını biliyor. Çünkü siyasi taraf ve partilerin, bölgesel iç ve dış güçlerin Ezidiler gibi bir milletin gücünden çok daha güçlüdür. Birçok kez bu denli büyük güçlerin karşısında dayanacak direnecek durumda değiller.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU